Analiz

Brexit sonrası Batı Balkanlar: AB mi, Rusya mı?

İngiltere'nin AB'den ayrılma kararı, AB'ye katılmak isteyen Batı Balkan ülkelerinin politikalarını kısa vadede değiştirmeyecek gibi görünse de, uzun vadede bir seçim yapma ihtimalini gündeme getirdi.

29.06.2016 - Güncelleme : 29.06.2016
Brexit sonrası Batı Balkanlar: AB mi, Rusya mı?

SARAYBOSNA - KAYHAN GÜL

İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılma kararı (Brexit), AB'ye katılmak isteyen Batı Balkan ülkelerinin uzun vadede Rusya ile AB arasında seçim yapmak zorunda kalabilecekleri ihtimalini gündeme getirdi.

Son olarak Hırvatistan'ın 2013 yılında AB üyesi olmasının ardından, halihazırda Karadağ, Sırbistan, Makedonya, Bosna-Hersek, Kosova ve Makedonya üyelik için sırada bekleyen Batı Balkan ülkeleri.

Uluslararası arenada şok etkisi yaratan ve özellikle küresel finans piyasalarında büyük sarsıntılara yol açan Brexit kararının, kısa ve uzun vadede AB üzerinde nasıl etkileri olacağı farklı yönleriyle tartışılmaya devam ederken, Brexit'ten doğrudan olmasa da dolaylı olarak etkilenecek Batı Balkan ülkelerindeki liderler, "AB yoluna devam" mesajları verdi.

AB'ye katılım müzakerelerine devam eden Sırbistan'da, Başbakan Aleksandar Vucic, AB üyeliği için referandum yapılmayacağını vurgularken, yeni kurulacak hükümetin programında önceliğin AB üyeliği olacağını ifade etti. Ülkedeki aşırı sağcı grupların "AB'den vazgeçin, Rusya'ya dönün" çağrılarına itibar etmeyen Vucic, hükümetin önceliğinin AB üyeliği olacağını, bunu değiştirmek isteyenlerin ise 4 yıl sonra yapılacak seçimi kazanması gerektiğini kaydetti.

Öte yandan Batı Balkanlar'ın AB üyelik sürecindeki en başarılı ülkesi konumunda olan Karadağ'dan da benzer mesajlar geldi. Katılım müzakerelerinde 22 fasıl açan Karadağ'ın Başbakanı Milo Djukanovic de ülkesinin AB üyeliği hedefinden vazgeçmeyeceğini vurguladı.

AB hedefinden vazgeçilmeyecek

İngiltere'nin kararına saygı duyduklarını söyleyen Djukanovic, "Ancak hükümetimiz, iç ve dış politikadaki hedeflerine bağlı kalacak. Bu hedeflerden biri de AB üyeliğidir" ifadelerini kullandı.

Brexit'in ardından benzer bir tepki de AB'ye üyelik sürecinde Sırbistan ve Karadağ'a kıyasla daha geriden giden Bosna-Hersek'te geldi. Bakanlar Konseyi Başkanı Denis Zvizdic, Brexit'e ilişkin açıklamasında, İngiltere'nin Bosna-Hersek için önemli bir partner olmaya devam edeceğini belirterek, Bosna-Hersek'in dış politikadaki birincil hedeflerinden birinin AB üyeliği olmaya devam edeceği mesajını verdi.

İngiltere'nin Bosna-Hersek'in AB üyeliği sürecindeki en büyük destekçilerinden biri olduğunun altını çizen Zvizdic, bu anlamda hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını, İngiltere'nin gerek jeopolitik, gerekse ekonomik anlamda dünyanın en önemli ülkelerinden biri olduğunu vurguladı.

Birçok kişinin, güçlü bir devlet AB'den ayrılırken, neden hala çok sayıda ülkenin birliğe girmeye çalıştığını sorgulayabileceğini söyleyen Zvizdic, Bosna-Herseklilerin yüzde 80'e yakınının AB üyeliğini desteklediğini ve AB'yi dünyanın en istikrarlı örgütlerinden biri olarak görmeye devam ettiğini ifade etti.

Kosova Başbakanı İsa Mustafa da Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılma kararına rağmen, ülkesinin AB yolunda geri dönmeyeceğini vurguladı.

Makedonya Cumhurbaşkanı Gyorge İvanov ise Makedonyalıların büyük Avrupa ailesinin bir parçası olmak istediğini ifade ederken, Brexit'ten duyduğu endişeyi dile getirdi.

AB'nin aynı anda iki karar almaya hazırlıklı ve alışkın olmadığını söyleyen İvanov, "Yunanistan sorunu varken, onların kurtarılmasına odaklanıldı. Ukrayna'da kriz başlayınca, Yunanistan unutuldu. Sığınmacı krizi başladı, Ukrayna unutuldu. Güvenlik tehditleri başladığında ise sığınmacılar unutuldu. Şimdi herkes Brexit ile meşgul. Bu da vatandaşlarımızı rahatsız ediyor" ifadelerini kullandı.

AB ile devam mı, yoksa Rusya'ya dönüş mü?

Her ne kadar liderler açıklamalarında AB'ye bağlılıklarını dile getirse de Brexit, uzun vadede bölge ülkelerinin AB'ye üyelik sürecini olumsuz etkileyebilir.

İngiltere'nin AB’den ayrılması, AB içinde sarsıntıya ve "Birlik dağılıyor" yorumlarına neden olurken, birçok siyasi analist Brexit'in AB içinde neden olduğu krizin kısa vadede çözülemeyeceğini ve etkisinin uzun süreceğini savunuyor. Dolayısıyla AB'nin, iç meseleleri ile meşgulken genişleme sürecine yeterince önem veremeyeceği ve bu nedenle de Batı Balkan ülkelerinin üyelik süreçlerinin uzayabileceği ifade ediliyor.

Öte yandan Ukrayna krizinden sonra Batı'nın ağır yaptırımlarına maruz kalan Rusya'nın, Birlik içinde stratejik ağırlığı olan bir aktörü devre dışı bırakan Brexit'in ardından Balkanlar'daki nüfuzunu artırabileceği, kendi iç meselelerine odaklanan Brüksel'in Rusya'nın Balkanlarda eski gücüne ve etkisine kavuşmasını engellemekte zorlanacağı yorumları da yapılıyor.

Brexit'in, AB bloğunun parçalanmasıyla Rusya'nın Avrupa'daki en büyük hedeflerinden birini gerçekleştirdiğini savunan uzmanlar, mevcut kriz nedeniyle genişleme sürecinin uzun bir süre dondurulacağını, dolayısıyla Ukrayna, Moldova ve Gürcistan gibi eski Sovyet ülkelerinin yanı sıra Batı Balkan ülkelerinin de bu süreçten olumsuz etkileneceğini ifade ediyor.

Avrupa'nın kendi iç sorunlarını çözmek için sırt çevireceği tahmin edilen bölge ülkelerinin yeniden Rusya'nın etkisine girme olasılığı, Brexit'in bölgedeki en önemli etkilerinden biri olarak görülüyor.

AB'nin vereceği tepki önemli

Öte yandan, Brexit'e AB'nin vereceği tepki de uzun vadede bölge ülkelerini kaderini etkileyecek.

Avrupa Politika Merkezinden (EPC) Balkan uzmanı Corina Stratulat, Brexit'in ardından, AB'nin önünde "birbirine yakınlaşma" ve "birbirinden uzaklaşma" olmak üzere iki seçenek bulunduğuna işaret ederek, yakınlaşma seçeneğinin genişleme sürecini güçlendirebileceğini ve Balkan ülkeleri üzerinde olumlu etki yaratabileceğini, uzaklaşma seçeneğinin ise genişleme sürecini tamamen rafa kaldırmak anlamına gelebileceğini ve dolayısıyla ülkelerini olumsuz etkileyebileceğini savundu.

ABD'li Balkan uzmanı Daniel Serwer de Balkanlar dikkate alındığında, Brexit'in sadece Rusya için iyi haber olduğunu ve Rusya'nın bölgedeki nüfuzunun artmasına zemin hazırlayacağını belirterek, Rus liderlerin AB ve NATO üyeliklerinden vazgeçmeleri için Sırbistan, Makedonya ve Bosna Sırp Cumhuriyeti üzerindeki baskısını arttırabileceğini ileri sürdü.

Sonuç olarak Balkan ülkeleri liderlerinin açıklamaları da göz önüne alındığında, Brexit'in kısa vadede bölgedeki dengeler üzerinde etkili olacağına ihtimal verilmiyor, ancak krizi aşmaya çalışan Brüksel'in atacağı adımlar, Batı Balkanların AB perspektifini de belirleyecek.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın