Dolar
32.34
Euro
35.17
Altın
2,161.54
ETH/USDT
3,411.00
BTC/USDT
65,600.00
BIST 100
8,718.11
Analiz

Pakistan siyasetinde 'yeni Londra planı'

Pakistan'da Anayasa Mahkemesi'nin “Panama Belgeleri” soruşturması kapsamında Navaz Şerif aleyhinde verdiği siyasetten men kararı ile başlayan "derin devlet"-siyaset mücadelesinde asıl hesaplaşmanın genel seçimlerde gerçekleşmesi bekleniyor.

22.11.2017 - Güncelleme : 22.11.2017
Pakistan siyasetinde 'yeni Londra planı'

İSTANBUL - Zerrar Cengiz

Güney Asya’nın en gözde İslam ülkesi olan Pakistan'da, Anayasa Mahkemesi'nin “Panama Belgeleri” soruşturması kapsamında eski Başbakan Navaz Şerif aleyhinde verdiği siyasetten men kararı ile başlayan "derin devlet"-siyaset mücadelesinde asıl hesaplaşmanın gelecek yıl yapılacak genel seçimlerde gerçekleşmesi bekleniyor.

Pakistan medyasındaki tartışmalara bakacak olursak, son dört aydır ülkede yaşanan bu siyasi krizde, ordunun ekonomik ve siyasi istikrar vurgusu, muhalefetin erken seçim ısrarı ve iktidarın teknokrat veya diktatör bir idarenin ülke için çözüm olmayacağı görüşü ön plana çıkıyor.

Navaz Şerif’in görevden alınmasının fitilini ateşleyen “Panama Belgeleri”ne odaklanan kamuoyu, mevcut krizin iktidardaki Pakistan Müslüman Birliği-Navaz (PML-N) partisinin “lidersizleştirilerek” parti içi mücadelelerle zayıflatılması üzerinden gerçekleştirildiğini gözden kaçırıyor.

PML-N partisindeki muhtemel iç çekişmeyi köpürterek onu da seçim havasına sokmak isteyen Pakistan Tehrik-i İnsaf (PTI) partisi, seçim kampanyasına bugünden başlayarak toplumda Şerif’in ailesi ve partisi üzerinde negatif algı oluşturmanın yollarını arıyor.

Yeni Londra planı

Ulusal Hesap Verilebilirlik Mahkemesi’nin Navaz Şerif ve oğulları için yakalama emri çıkarmasının ardından, geçtiğimiz haftalarda PML-N liderleri Londra’da bir araya geldi. Söz konusu toplantının, ülkelerinde barınamayan siyasilerin sığındıkları bir liman, gizli pazarlıkların ve anlaşmaların yapıldığı bir mekan ve birçok politikacının gelecek planlarına konu olan merkez olarak bilinen Londra’da gerçekleşmesi, durumun Pakistan medyası tarafından “Yeni Londra Planı” olarak adlandırılmasına sebep oldu. “Londra Planı” Pakistan siyasetinde sıkça duyulan bir terim olarak karşımıza çıkıyor.

Eşinin Londra’da süren tedavisi nedeiyle İngiltere’de bulunan Navaz Şerif, parti lideri sıfatıyla Başbakan’ı ve kabine üyelerini daha önce de Londra’ya çağırmıştı. Ancak 29 Ekim Pazartesi günü Nawaz Şerif’in başkanlık ettiği toplantıya Pakistan Başbakanı Şahid Hakan Abbasi, Dışişleri Bakanı Havace Asıf, İçişleri Bakanı Ahsen İkbal, Pencap Eyalet Başbakanı Şahbaz Şerif ve eski Maliye Bakanı İshak Dar’ın katılması, toplantının ciddiyetini ortaya koyuyor.

Navaz Şerif'in görevde bulunamaması halinde, 2018 seçimlerinde Pencap Eyaleti Başbakanı ve kardeşi olan Şahbaz Şerif'i başbakanlığa adayı gösterme planına göre, Navaz Pakistan’da mahkemeye çıkacak ve seçmenine kararlılık mesajı verecek. Navaz’ın bu kararı, önümüzdeki günlerde Şahbaz Şerif’in adaylık dışında parti lideri olabilmesine de yeşil ışık yakıldığı şeklinde değerlendiriliyor.

Londra toplantısı ile ilgili olarak PTI lideri İmran Han, Başbakan Şahid Hakan Abbasi’nin eski Başbakan Şerif ve eski Maliye Bakanı Senatör İshak Dar ile PML-N liderleri toplantısı için Londra'ya gitmesini eleştirerek, Pakistan'ı “Muz Cumhuriyeti”ne dönüştürmekle suçlamıştı.

Navaz’ın partisindeki liderlik tartışmaları

Navaz Şerif'in tasfiyesinin ardından bölünme iddiaları ile çalkalanan iktidar partisinde, eski başbakanın, kendi yerini kızının alabileceğini ima etmesiyle birlikte liderlik tartışması başladı. Söz konusu iddialar karşısında “’Ailemin partiye liderlik etmem gerektiğine karar vermesi’ ifadesi yanlışlıkla yazılmıştır. Böyle bir karar hiç alınmamıştır. Navaz Şerif İnşallah PML-N lideri olarak kalacaktır. Liderlik talebim yok ve partinin bir işçisi olarak çalışmaktan dolayı mutluyum” açıklaması yapan Meryem Şerif, amcası Şahbaz Şerif’le alakalı New York Times’a verdiği röportajında, “O, partide en yetenekli kişidir. O benim kahramanım ve onu ölümüne seviyorum” ifadelerini kullanması, aile içi pazarlıkların tamamlandığı ve bir sonraki seçimde amcasının başbakanlık adaylığını destekleyeceği anlamına gelse de, PTI tarafından ortaya atılan “Şerif ailesi içinde çatlak var” iddiaları henüz devam edecek gibi görünüyor.

Londra dönüşü yaptığı açıklamada partisini ve güvenlik politikalarını ön plana çıkaran, ağabeyi Navaz’a değinmeyen, 2018 seçimlerinde sıkı bir çalışma politikası ile dürüstlük, sadakat ve refahın kazanacağına dair umudunu dile getiren Şahbaz Şerif’in, bu temeller üzerinden insanlara yaklaşacaklarını ve 2018 seçimlerinde başarılı olacaklarını ifade etmesi dikkatlerden kaçmadı.

Navaz’ın görevden alınması, bazı kesimler tarafından kardeşi Şahbaz’ın göreve getirilme stratejisinin bir parçası olarak tartışılsa da, PML-N partisinin 2018 seçimlerine kimin liderliğinde gireceği daha çok merak ediliyor. Ordu ile diyaloğu, siyasi tecrübesi ve benzeri diğer etkenler, kardeş Şahbaz’ın başbakan adayı olma ihtimalini daha da güçlendiriyor.

Panama belgeleri üzerinden İmran Han’ın siyasi saldırılarının yol açtığı zarar ve Meryem’in Panama belgelerini rahatça reddetmesi ve babasına yapılan haksızlıklar karşısında derin devletle yüzleşen ana figür olarak ortaya çıkması başına bela oldu. Meryem'in parti içindeki yükselişi, “hanedanlık” algısı nedeniyle parti içinde ve parti dışında birçok kişiyi rahatsız ediyor.

Navaz’ın eski İçişleri Bakanı olan Choudry Nisar Ali Han’ın “Meryem kendisini ispat etmek zorunda. Bugüne kadar babasının başarıları ile bir yere gelebilmiş ayrıcalıklı biri” ifadeleri, Meryem’e karşı parti iç direncin varlığını ortaya koyuyor. Londra’daki daireleri ve kıyı bankalarındaki hesaplarının ortaya çıkması, Meryem’in Ulusal Meclis ara seçimlerinde aday olmasını engellemiş, yerine annesi Gülsüm Şerif’in seçilmesine sebep olmuştu.

2018 seçimlerine girmesi halinde, Meryem’in başka davalara da muhatap olacağı konuşuluyor. Özellikle Sind Yüksek Mahkemesi’nin, kız çocuklarının eğitimi için Michelle Obama’dan alınan 70 milyon doların nereye harcanıldığı ile ilgili bir soruşturma açması bekleniyor.

Navaz’ın partisinde popüler bir kişi olmasa da, askeri kuruluşlara yakınlığı ile tanınan eski İçişleri Bakanı Nisar Ali Khan'ın, PML-N’nin liderinin çıkarlarına hizmet eden bir partiye dönüştürüldüğüne dair son açıklaması, Navaz Şerif'i doğrudan hedef alan bir saldırı olarak algılandı.

Şerif'in Pakistan’a dönüşü ülkedeki siyasi atmosferi değiştirebileceğinden, bütün gözler bir kez daha Hesap Verebilirlik Mahkemesi’nin alacağı karara çevrilecek. Navaz’ın ülkesine hesap vermek için geri dönmesi Pakistan “derin devleti”ne karşı bir meydan okuma ve demokratik siyasal sistemi baskılamak için kullanılacak manevraların kısıtlanması niteliği taşımanın yanı sıra, bu adımıyla Navaz Şerif parti içinde derin devletle bağlantılı kişilere de “Ben buradayım” mesajı vermiş oluyor.

PML-N lidersizleştirilmesi veya 'eksi bir' formülü

Londra’daki toplantıdan sonra ortaya atılan ve PML-N liderliğinden soyutlanması anlamına gelen "eksi bir" formülünü kabul etmeyeceğini ifade eden Şerif "Eksi bir veya artı-bir" kararının yalnızca Pakistan halkı tarafından alınabileceğinin altını çizdi. Pakistan Başbakanı Şahid Hakan Abbasi ve Pencap Eyalet Başbakanı Şahbaz Şerif de medyada Navaz’ın bu fikrini destekler mahiyette görüşler paylaştı.

Bu açıklama, Şahbaz Şerif’in, ne karar alırsa alsın ağabeyi Navaz’ı destekleyeceği iddialarını doğrulasa da, amca, yeğen ve kuzenler arasında aynı destek ve işbirliğinin sağlanabileceğini söylemek güç görünüyor.

Meryem Şerifin daha önce yaptığı açıklamalar ve en son yapılan ara seçimlerde ön plana çıkması, gerek parti içinde gerekse amcası Şahbaz tarafından “liderlik hırsı” olarak yorumlanmış ve her iki kesimde de rahatsızlık uyandırmıştı.

2018 genel seçimlerinde, seçim kampanyalarından çok, Şerif ailesi ve partisinde yaşanması muhtemel çekişmeler ön plana çıkacak gibi görünüyor.

13 Kasım’da Navaz Şerif, Başbakan Şahid Hakan Abbasi, Pencap Başbakanı Şahbaz Şerif, Millet Meclisi Başkanı Sardar Ayaz Sadik, Senatör Pervaiz Raşid, İçişleri Bakanı Ahsan İkbal, Demiryolları Bakanı Saad Rafique ve Pencap Adalet Bakanı Rana Sanaullah’ın katıldığı ve saatler süren bir toplantı düzenledi. Lahor’da yapılan toplantıda alınan karara göre, Navaz Şerif’in çalışması mitinglerle sınırlı kalmayacak. Bu çalışma aynı zamanda parti liderleri arasındaki hoşnutsuzlukları da ele alarak parti çalışanlarını harekete geçirecek bir dizi tedbiri de içeriyor. Başbakan Abbasi ve önemli kabine üyeleri de bu konuda üzerlerine düşeni yapmak için gayret edecek.

Meryem Şerif’in siyasi geleceği

“Navaz’ın siyasi düşüncesini ve felsefesini Meryem’den daha iyi anlayan yoktur. Eski Başbakan Benazir Butto'nun aksine, Meryem’in sırtında bagajları var. Mahkeme aleyhine karar verirse, siyasete girdiği anda bütün bu yolsuzluk iddialarıyla yüzleşmek zorunda kalacak” açıklaması yapan uzmanlar, PML-Navaz partisinin 2018'de ulusal seçimleri kazanması halinde, “Pakistan’ın bir sonraki kadın başbakanı Meryem olur mu” sorusunun sorulmasına da kapı aralamış oluyor.

Bütün eleştirilere rağmen, genç destekçiler arasında partisini herkesten daha dinamik ve karizmatik hale getiren, kendine ciddi bir destek alanı açarak toplumdaki siyasi profilini yükselten Meryem Şerif, Lahor'da Şerif ailesinin seçim bölgelerine odaklanarak bir sonraki seçimlerde aday olma planının temellerini atmaya başlamıştı.

Navaz hükümetinde babasından sonra en güçlü kişi olduğuna inanılan, başbakanın yanından hiç ayırmadığı kızı, en yakın yardımcısı, en güvenilir danışmanı, hiçbir kamu görevi almamasına rağmen "başbakanın koltuğunu dolduracak kişi” olarak bakılan Meryem Şerif’in bu kadar göz önünde olması, babasından daha fazla hedef haline getirilmesini açıklıyor.

1999’dan bu yana siyasette parti ve kader birliği yapan kardeşlerin 2018 seçimlerindeki tavrı, PML-N partisi ve Şerif ailesinin kaderini de tayin edecek. Her iki liderin de atacağı adımlar sadece kendi siyasi geleceklerini değil, aynı zamanda çocuklarının siyasi geleceğini de belirleyecek.

Erken seçimin tercih edilmemesi, Ulusal Meclis seçimlerine Şahbaz Şerif’in ve oğlu Hamza’nın nerdeyse saf dışı bırakılarak Meryem Şerif’in öne çıkarılması ve akabinde Meryem’in annesine seçimleri kazandırması, seçmenlerin gönlünde taht kurmasına sebep oldu. Bu adım gelecek 5 yıllık dönemde siyasi ibrenin Şahbaz ve oğlu lehine dönmesini engellemiş oldu.

Yolsuzluk soruşturmasının büyük bir baskı altında yapıldığını, aksi takdirde yargının bu kadar gülünç bir duruma düşürülemeyeceğini ifade eden Meryem Şerif’in, 9 Kasım’da “Tarihe kara harflerle yazılacak” diyerek hâkimlerin tavırlarını eleştiren babasıyla mahkeme önünde yan yana poz vermesi, siyasi geleceğinin peşinde koşması olarak yorumlanıyor.

Halihazırda Navaz Şerif’in üç ayrı davadan yargılanması devam ederken, Pakistan’ın siyasi geleceği üzerinde bir yol haritası öngörmek zor. Navaz’ın siyasette olamaması durumunda, “Yeni Londra Planı”a göre Şahbaz Şerif 2018’de en güçlü başbakan adayı olsa da, Navaz’ın bundan sonraki süreçte aktif politikaya, miting ve toplantılara kızı lehine devam etmesi, Meryem’in amcasına karşı adaylığını koyma ihtimalini sürpriz olmaktan çıkarıyor.

Demokrasinin kişilere ve politik hanedanlara bağlı olduğu söylenen Pakistan gibi bir ülkede, Meryem Şerif’in öncü politikadaki rolünün kaçınılmaz olduğunu düşünenler var. Zira halkı yanına alan bir siyasetçinin, çözülemez gibi görünen birçok meseleyi çözmesi, siyasi hayatta sıkça karşılaştığımız bir durum.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın