Dünya

Fransa'da eşitlik ve adalet arayan parti: PEJ

Eşitlik ve Adalet Partisi Başkanı Çolak, "Bizim mesajımız çok basit: Adalet ve eşitlik. Biz sadece bunu istiyoruz. Adalet ve eşitlik olsaydı, bir parti kurmak zorunda kalmazdık." dedi.

25.03.2017 - Güncelleme : 25.03.2017
Fransa'da eşitlik ve adalet arayan parti: PEJ Fotoğraf: AA / Onur Usta

STRAZBURG - ÖMER AYDIN

Fransa’da gelecek ay yapılacak cumhurbaşkanlığı ve haziran ayında düzenlenecek genel seçimler yaklaşırken, ülkede yaşayan göçmen kökenliler de ülke siyasetinde daha fazla temsil edilme mücadelesi veriyor.

Resmi rakamlara göre, nüfusunun yüzde 9’u göçmen, yüzde 11’i ise göçmen çocuklarından oluşan Fransa’da göç ve göçmen kökenlilerin siyaset ve yönetimdeki yeri tartışma konusu.

Uzun yıllar çeşitli kültürel veya dayanışma amaçlı kurulan derneklerde seslerini duyurmaya çalışan göçmen kökenli Fransız vatandaşları, son yıllarda "yeteri kadar temsil edilmedikleri" gerekçesiyle geleneksel partilerden uzaklaşma eğilimine girdiler.

Geleneksel siyasi partilerden dışlandıklarını belirten göçmen kesimin sandığı boykot etmesi ve seçimlere seçmen veya aday olarak ilgi göstermemesi sonrası Fransa siyaseti ve yönetiminde temsil sorunu olduğu eleştirileri yükseldi.

Cumhurbaşkanı adayları ile ilgili ortaya atılan yolsuzluk ve usulsüzlük skandalları ile meşgul olan Fransız kamuoyunun banliyöler, kenar mahalleler, göçmen kökenliler, işsizlik, adaletsizlik ve eşitlik gibi konuları unuttuğunu savunan Eşitlik ve Adalet Partisi (PEJ), Fransa siyasetinde yer edinmeye çalışıyor.

2015’te kurulan Eşitlik ve Adalet Partisi Başkanı Şakir Çolak, göçmenlerin, Fransa’da doğan göçmen kökenli yurttaşların, toplumun düşük gelirli mahalle ve banliyölerde yaşayan kesimin, siyasetten, partilerden, ulusal ve yerel yönetimlerden dışlandığını belirterek, “böyle devam etmez” sloganıyla yola koyulduklarını anlattı.

Çolak, şunları kaydetti:

"Yıllar geçmesine rağmen, arkadaşlarımız aktif olmalarına rağmen kendilerine bir sorumluluk verilmedi. Bu partiler bizleri sadece vitrin olarak kullanmayı seçtiler. Bazı derneklerde, bayramlarda, camilerde sadece kendilerini şirin göstermek için, ‘biz de varız, biz sizi biliyoruz, siz Türk toplumu olarak, Müslüman toplumu olarak, yabancı toplum olarak biz sizleri iyi tanıyoruz’ diyerek iyi bir imaj vermeye çalıştılar. Biz, 'bu böyle devam etmez' dedik. Burada siyasette kim dışlanıyor, geliri az olan kişiler, yabancılar, banliyö dediğimiz mahallelerde kalan kişiler dışlanmış bir vaziyette çünkü onların hakkı, sözü dinlenmiyor.”

Bu kesim seçmenin sandığı bu nedenle protesto ettiğine dikkati çeken Çolak, “Hiçbir partide kendilerini göremedikleri için oy kullanmıyorlar.” dedi. Çolak, partilileri cumhurbaşkanı seçimi için Fransa’da uyarı oyu anlamına gelen ve sayımı yapılan "beyaz oy” kullanmaya davet etti.

Fransa’da göçmen ve az gelirli kesimin mevcut siyasi partilere güveninin kalmadığını savunan Çolak, “Yaptıkları tek şey sandığa gitmemek, bu da büyük bir hata çünkü bizim için kimseyi temsil etmese dahi sandığa gidilmesi lazım. 'Beyaz oy' kullanılması gerekiyor. Tepki gösterilmesi gerekiyor. Oy kullanmadıkları, sandığa gitmedikleri için onları kale almıyorlar, ikinci sınıf insan olarak görüyorlar.” şeklinde konuştu.

Hedef hazirandaki genel seçim

Fransız halkı, cumhurbaşkanı seçiminden sonra Fransa Ulusal Meclisinde görev yapacak 577 milletvekilini seçmek için 11 ve 18 Haziran tarihlerinde sandığa gidecek.

Bu seçimlerde Fransa’nın en az 50 bölgesinde, 50’den fazla aday göstereceklerini aktaran Çolak, şunları kaydetti:

"Şimdiye kadar PEJ Komisyonu 48 adayın adaylığını onayladı. Üzerinde çalışmaya devam ediyoruz. Partinin merkezi olan Strazburg’da güçlüyüz. Strazburg ve Alsace bölgesinde 8-9 aday göstereceğiz. Sadece Strazburg’da 5 aday göstereceğiz. Ağırlık olarak Alsace Bölgesi, Paris Bölgesi, Lyon Bölgesi fakat daha sonra dağılmış bir şekilde. Nice’te, Toulouse’da, Marsilya’da, Bordeaux’da, Valenciennes, Lille, Dreux, Cannes, Saint-Etienne gibi şehirlerde adaylarımız yarışacak."

PEJ’in tüm topluma açık bir parti olduğunu vurgulayan Çolak, partide Türkler, Kuzey Afrika kökenliler ve Fransızların görev aldıklarını belirtti. Çolak, şöyle devam etti:

"Yeni bir parti olduğu için ilk etapta daha fazla Türklerden katılım olduğundan dolayı bizi ötekileştirerek tek bir kutuya koymaya çalışıyorlar. Nedeni de Fransız halkını korkutmak için tabii ki. Lakin bizim mesajımız çok basit: Adalet ve eşitlik. Biz sadece bunu istiyoruz. Adalet ve eşitlik olsaydı, bir parti kurmak zorunda kalmazdık. Tek istedikleri asimilasyon. Biz de buna karşıyız, diyoruz ki, biz Fransa’da doğduk, Fransa’da büyüdük, anadilimiz Türkçedir, kimliğimiz Türktür, dinimiz Müslümandır."

DENK Partisine tebrik

Hollanda’da katıldıkları ilk seçimde üç milletvekili çıkararak meclise girmeyi başaran DENK Partisinin başarısının kendilerini gururlandırdığını kaydeden Çolak, "Artık azınlıkların parti kurması gerekiyor. Kendi sesimiz olması gerekiyor ve tüm Avrupa’da bu yayılıyorsa gerçekten bizler, bir şey hissettik. Bizler burada kalıcıyız, haklarımızı savunmak istiyoruz. Burada Avrupalı Türkler var, Avrupalı Araplar var ve bunlar da birinci kategoride insan olarak temsil edilmesi gerekiyor." şeklinde konuştu.

Çağlar: "Herkes başını dik tutsun"

PEJ yöneticisi ve Strazburg 3. bölge milletvekili adayı Salih Çağlar, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sona ermesini beklediklerine dikkati çekerek, "Alana ineceğiz tabii ki, bütün mahallelere afişlerimiz asılacak, kapı kapı dolaşacağız. Partiyi anlatacağız, niye var olduğumuzu anlatacağız ki millet sandığa gitsin. Fransa halkının yaklaşık yüzde 50’si sandığa gitmiyor. Daha çok kenar mahallelerde oturan kesim sandığa gitmeyen çünkü temsil edilmiyorlar. Onların sesi olmak için varız, onları temsil etmek için varız. Onları temsil eden, onların sesi olan bir partinin kurulduğunu anlatacağız." ifadelerini kullandı.

PEJ Strazburg 1. bölge adayı Saber Hajem ise Fransa’nın geleneksel bir seçmen ve seçim sistemi yapısı bulunduğuna işaret ederek, Tunus kökenli bir göçmen ailenin çocuğu olduğunu ve göçmen kesimin geleneksel siyaset tarafından bir kenara itildiğini söyledi.

Hajem, göçmen kökenli ailelerin Fransa’da doğup büyüyen çocuklarının da aynı tavırla karşılaştıklarını dile getirerek, "1960’lı yıllardan beri Fransa’da Sosyalist Parti göçmen kökenli kesimi az da olsa savunuyordu. Fakat Hollande döneminden itibaren Mağrip kökenli göçmenlerin haklarını savunan veya onları temsil eden siyasetçi bulunmuyor. Bir kenara itilen, ihmal edilen bir toplum. Bu nedenle de bu toplum sandığa gitmiyor. Sandığa gitmedikleri için de siyasilerin ilgisini çekmiyordu." sözleriyle seçmeni sandığa götürerek ellerindeki oy gücünün farkına varmalarını sağlayacaklarını savundu.

Banliyölerde veya kalabalık mahallelerde her iki kişiden birinin sandığa gitmediğini hatırlatan PEJ yöneticisi Zekeriyya Dursun da, “O kişiler bizleriz, neden? Çünkü bizleri hiç kimse temsil etmiyor. Her zaman bizlere entegrasyondan bahsediyorlar. Bizim burada doğup büyüdüğümüzü anlamıyorlar. Bizlerin Fransız vatandaşı olduğumuzu benimsemiyorlar. Bu nedenle onlara cevaben, hiç kusura bakmasınlar biz yeterince entegreyiz, dilimizi, dinimizi kaybedecek değiliz, herkes başını dik tutsun." ifadelerini kullandı.

Dursun, daha önceki seçim çalışmalarında yeni bir parti olmalarına rağmen özellikle gençlerden büyük destek gördüklerini belirterek, bilinçli bir gençliğe sahip olduklarını ve bu enerjiyi doğru yönde değerlendirmeye çalıştıklarını vurguladı.

Muhabir: Ömer Aydın

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın