Dolar
32.37
Euro
35.19
Altın
2,233.04
ETH/USDT
3,565.80
BTC/USDT
70,821.00
BIST 100
9,079.97
Politika

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ: Bundan sonra Türkiye sözle beraber icraata bakacak

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ, "Bundan sonra Türkiye sözle beraber icraata bakacak. Şu ana kadar maalesef ABD yetkililerinin Türkiye'ye verdiği sözlerle arazideki icraatları birbirini tutmadı." dedi.

28.01.2018 - Güncelleme : 28.01.2018
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ: Bundan sonra Türkiye sözle beraber icraata bakacak

ANKARA

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Kanal 7'de yayınlanan Başkent Kulisi programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bozdağ, "ABD Başkanı Donald TrumpCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a YPG'ye silah verilmeyeceğini beyan etmişti. En son ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı General H.R. McMaster da Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile görüşmesinde bunu teyit etti. Sözlerin gereği yerine getiriliyor mu?" sorusu üzerine, Türkiye'nin bu konuyu ABD'li yetkililerle defalarca görüştüğünü belirtti.

PYD/YPG'nin PKK'nın uzantısı olduğunu, PKK tarafından yönetildiğini defalarca söylediklerini ifade eden Bozdağ, ABD'nin bu örgütlerin Fırat'ın batısını geçmeyeceği yönünde söz verdiğini, DEAŞ teröristlerini temizleyene kadar bu örgütlerle zaruret gereği işbirliği yaptığını daha önce açıkladığını anımsattı.

Trump'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, "Artık YPG'ye silah vermeyeceğiz" dediğini hatırlatan Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti:

"Daha sözün sıcaklığı kurumadan yüzlerce tır silah verildi. Bu taahhütten sonra da silah verme işi devam etti. Kaldı ki Trump bir açıklama yapıyor, Pentagon, dışişleri ayrı bir açıklama yapıyor, karşımızda birden çok ABD varmış gibi bir pozisyon ortaya çıkıyor. Kaç ABD var? İnsan sormadan edemiyor. Eğer bir politik irade varsa yukarıdan aşağı o politika ve iradenin yansımalarının olması lazım. Söylenen başka, yapılan başka. Artık Türkiye olarak söze karnımız tok. Sözün tam da bittiği yerdeyiz. Boş lafla karın doymaz. Bizim bakacağımız şey sözün araziye yansımasıdır. Söz kıymetli ama eğer söz verildiği gibi arazide yerine geliyorsa o zaman itibar edeceğiz. Bundan sonra Türkiye sadece söze bakmayacak, sözle beraber icraata bakacak. İkisi birbirini tutuyorsa mesele yok. Şu ana kadar maalesef ABD yetkililerinin Türkiye'ye verdiği sözlerle arazideki icraatları birbirini tutmadı. Her icraat, verilen sözü tekzip etti."

Bozdağ, PYD ve YPG'li teröristlerin bugün tamamen ABD'nin kontrolünde olduğunu, ABD 'durun' dediği takdirde bu örgütlerin hareket etme kabiliyetlerine sahip olmadığını vurguladı.

"Destek verdiğiniz örgüt Afrin'i işgal etti"

ABD'nin "Biz Afrin ile ilgilenmiyoruz, bizim ilgi alanımız dışında, orada askerimiz yok" diyemeyeceğine dikkati çeken Bozdağ, şu görüşlere yer verdi:

"Afrin bal gibi onların ilgi alanının göbeğinde. Birbirimizi kandırmanın anlamı yok. Destek verdiğiniz örgüt Afrin'i işgal etti. Burada zulüm yapıyor. ABD burada PYD-YPG üzerindeki etkisini kullanıp 'Türkiye NATO'da benim müttefikimdir, ortağımdır, benden aldığınız silahları Türkiye'ye karşı kullanamazsınız. Bu eylem NATO’ya karşı eylemdir, bana karşı eylemdir. Durdurun bunu' demesi lazım. Bugüne kadar ABD den herhangi bir yetkilinin böyle bir açıklama yaptığına şahit oldunuz mu? 'Orantısız güç kullanmayın, taraflar itidalli olmalı, siviller zarar görmemeli, kaygımız var, DEAŞ'a odaklanmayı dağıtmayalım'. Konuşulan şey bu. Yahu bu YPG-PYD terör örgütleri senin elinde büyüttüklerin. Sen bunlara 'Hadi oradan' desene... Demiyor." 

"Akdeniz'e inen bir yapı oluşturma istiyor"

Bozdağ, ABD'nin "sınır gücü" açıklamasının çok net "Terör devleti kuruyorum, bu devlete düzenli ordu oluşturuyorum" anlamına geldiğini aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye'nin sınırında PKK terör örgütünün devletleşmesinin adımları adım adım gerçekleştiriliyor. Önce alan temizliği, sonra orada silahla donatma, silahların nasıl kullanılacağını öğretme, arkasında sınır güvenliği oluşturma... Hangi sınır güveliğini koruyacaksın. Türkiye'nin sınır güvenliği değil. Sınır güvenlik gücü, Türkiye'nin bu terör örgütlerini imha etmesini engellemek ve o terör devleti yapılandırmasını hayata geçirmek, onların güvenliği için oluşturuluyor. Oradan Akdeniz'e inen bir yapı oluşturmak istiyor. Akdeniz'e nasıl inecek? Hatay ilimizin bazı yerlerini almadan Akdeniz'e inme şansı yok. Burada bir devlet yapılanmasıyla hava kuvveti ve diğer imkanları da olacak. Türkiye, bunlara seyirci kalırsa yarın ödeyeceği bedel daha büyüktür. Türkiye bu gerçeklikler karşısında 'sınır güvenlik gücü' adı altında terör devleti ve terör ordusu kurma girişimlerine olma girişimlerine sessiz kalamaz. Bizim sessiz kalmamız bu devlete, bu millete ihanettir. Sınırlarımızın güvenliğini tehdit eden, sınır boyunda yaşayan vatandaşlarımızın can ve mal emniyetini yok eden ve askerimize, polisimize, güvenlik birimlerimize saldıran, bölgede PKK'nın devletleşmesine yol açan ve PKK'nın devletleştirilerek terör ordusu kurulmasına yol açan hiçbir gelişmeye Türkiye müsaade etmeyecektir. Bunun arkasında kim olursa olsun onlarla dişe diş mücadeleden de çekinmeyecektir."

Zeytin Dalı Harekatı

Bekir Bozdağ, Zeytin Dalı Harekatı'nın Afrin'de sıradan teröristleri temizleme harekatı gibi değerlendirilmemesi gerektiğini, bu harekatın Türkiye'nin bekasına dönük tehditleri yok etme harekatı olduğunu bildirdi.

Bölgede teröristlerin himaye edildiğini, Türkiye'nin sınırlarının ve toprak bütünlüğünün tehdit edildiğini görmek istemediklerini belirten Bozdağ, "ABD'li yetkililer ve başka destek verenler, hedeflerinden vazgeçmediği ve bu hedefleri tamamen rafa kaldırıp buradaki bütün planları, organizasyonları dağıtmadığı sürece bu planları biz dağıtacağız, organizasyonları biz bozacağız. Münbiç de Fırat'ın doğusu da bunlardan temizlenecek." dedi.

"ABD de Türkiye ile karşı karşıya gelmek istemez"

"ABD Başkanı Donald Trump'ın, 'Türkiye ile karşı karşıya gelmek istemeyiz' şeklinde açıklaması oldu. Bölgede 2 bin civarında ABD askerinin olduğunu biliyoruz. Bu kararlılık karşısında Türkiye ile ABD askerinin karşı karşıya gelme riski var mı?" sorusu üzerine Bozdağ, Türkiye'nin de ABD ile karşı karşıya gelmek istemeyeceğini belirtti.

"Eminim ki ABD de Türkiye ile karşı karşıya gelmek istemez. Biz Türkiye olarak ABD ile karşı karşıya gelmemek için elimizden gelenin bir fazlasını yapıyoruz. Bugüne kadar ABD yönetimini hiç aldatmadık." diyen Bozdağ, ABD yönetimine her şeyi çok net söylediklerini vurguladı.

"Bütün dostlarımıza 'dost gibi davranın' diyoruz"

ABD yönetimine, "Şunu yaparsanız, bunu yapacağız. Buralarda dediğiniz değişiklikler olmazsa Fırat'ın doğusuna, Münbiç'e geleceğiz, buraları temizleyeceğiz' dediklerini anımsatan Bozdağ, şöyle devam etti:

"Bunu sadece ABD'ye değil Türkiye ve dünya kamuoyuna da söylüyoruz. Türkiye niyetlerini gizlemiyor. Aleni şekilde kartlarını açıyor, ne yapacağını herkese net söylüyor. Burada bizden daha çok ABD'nin dikkat etmesi lazım. Bizimle karşı karşıya gelmemek için. Şunu yapması lazım ABD'nin. Arazideki bütün adamlarına 'Türk askeri ile karşı karşıya gelmemek için dikkat edin, silahları vermeyin, verilen silahları toplayın, eğitim, donatım, yönetim yapmayın, araziden çekilin' demesi lazım. Eğer ABD askerleri PKK'nın giydiği kıyafetleri giyer onlarla beraber Türk askerine karşı mücadele içine girerse o zaman hangisi ABD'li hangisi PKK'lı ayrımı yapmasını kimse bizden beklememelidir. Böyle bir durumda tartışmasız hedef olurlar. Kimse Türkiye'den, Suriye'nin kuzeyinde bir terör yapılanmasını görmezden gelmesini isteyemez, bunun içine sindirmesini, sineye çekmesini bekleyemez. Hiçbir egemen devlet kendi egemenliğine karşı mücadele eden terör örgütünün devletleşmesine rıza gösteremez. Türkiye de buna rıza göstermeyecektir. Bunu ABD'nin ve herkesin anlaması lazım. Türkiye blöf yapmıyor. Çok net bir şekilde Türkiye bu konuda kararlılığını icraatıyla ortaya koyuyor. Biz onun için bütün dostlarımıza 'dost gibi davranın' diyoruz."

Bozdağ, "Afrin dışında, Münbiç civarında hendek kazan bazı YPG'lilerin hava harekatlarında vurulduğu haberleri geliyor. Bunları teyit ediyor musunuz?" sorusu üzerine, şu anda TSK'nin Afrin bölgesine odaklandığını belirtti.

Zeytin Dalı Harekatı'nın planlama çerçevesinde devam ettiğine dikkati çeken Bozdağ, "Bu bölge terörden arındırıldıktan sonra ve bölge halkına tehdit olmaktan çıkarıldıktan sonra onlar kademe kademe gelecek. Diyelim ki Münbiç'ten veya başka bir yerden Türkiye'ye herhangi bir saldırı olursa elbette bunun karşılığını biz anında hem de misliyle veririz." diye konuştu.

"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump arasında görüşme oldu. ABD'liler bu görüşmenin içeriğiyle ilgili başka bir şey söyledi. Ankara'dan gelen yansımalar farklıydı. Görüşmenin içeriğini biliyor musunuz. Gergin bir görüşme mi oldu?" sorusu üzerine Bozdağ, görüşme sırasında Erdoğan'ın yanında olmadığını ama görüşmeye dair bilgisinin olduğunu aktardı.

Bozdağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Trump ile bundan önceki görüşmelerinde Türkiye'nin tezlerini nasıl dile getirdiyse son görüşmede de çok net bir şekilde bunları dile getirdiğini ifade etti.

"Bazı çevreler, 'Trump sinirlendi, görüşme gergin geçti, Erdoğan savunmada kaldı' yorumları yapıyor. Buna ilişkin değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine Bozdağ, "Bunların hepsi Türkiye'nin aleyhine algı oluşturmak için. Sayın Cumhurbaşkanımızı tanıyan herkes Cumhurbaşkanımızın lafını esirgemediğini, millet ve devlet hukuku söz konusu olduğu zaman nasıl bir tutum takındığı herkesin bilir. Bunu söyleyenler Cumhurbaşkanımızı hayatta tanımamış demektir. Tanısalar Cumhurbaşkanımızın böylesi bir şeye izin vermeyeceğini en iyi onlar bilir. Cumhurbaşkanımızın milletimizin onurunu, haysiyetini koruma konusundaki kararlılığını ben kimseyle tartışmam. Bunu birisi tartışıyorsa o Cumhurbaşkanımızı tanımıyor veya Cumhurbaşkanımızı karalamak istiyor demektir." dedi.

"Bizim için Beyaz Saray önemli ama..."

Bekir Bozdağ, telefon görüşmesinde, Türkiye'nin görüşlerinin aktarıldığını, ABD'den beklentilerin ifade edildiğini ve bugüne kadar ABD'nin verdiği sözlerin hatırlatıldığını belirterek, şunları kaydetti:

"ABD'nin, yaptığı açıklamayla, konuşulmayan konuları konuşulmuş gibi takdim ettiğini gördük. Sonra da Cumhurbaşkanlığı 'bunlar konuşulmadı' diye bir açıklama yaptı. Telefon görüşmelerinde iki devlet başkanı konuşuyorsa taraflar yapılacak açıklamaları görür. Birbirini tekzip eden açıklamalar değil teyit eden açıklamalar olur. Türkiye'nin yaptığı ile ABD'nin yaptığı çok farklı. Az önce de söyledim. Karşınızda birden fazla ABD var. Bir konuda Pentagon ayrı, Dışişleri ayrı bir şey söylüyor. bizim de kafamız karışıyor. Hangisine göre bir şeyler yapacağız. Bizim için Beyaz Saray önemli ama bakıyorsunuz Trump bir şey söylüyor diğerleri Trump'ın söylediklerini teville başkalaştıran açıklamalar yapıyorlar. O zaman da uyum sorunu çıkıyor. Türkiye'nin söylediği, Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın, bakanlarımızın, kurumlarımızın söylediği hep aynıdır. Biz aynı şeyleri söylüyoruz. Karşımızdakilerden, söylediklerini davranışlarıyla tekzip etmemelerini bekliyoruz." 

TMMOB ve TTB'nin açıklamaları

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipleri Birliğinin (TTB) "savaşa hayır" şeklindeki açıklamaları hatırlatılan Bozdağ, TMMOB ve TTB yönetimlerini, milletini, bayrağını, vatanını, devletini seven tabiplerin, mühendislerin ve mimarların temsilcisi olarak görmediğini belirtti.

Bozdağ, TMMOB ve TTB'nin yaptığı bütün açıklamaların Türkiye'nin aleyhine ve terör örgütlerinin lehine olduğuna dikkati çekerek, Türkiye'nin terörle ve teröristlerle mücadele ettiğinin altını çizdi.

Türkiye'ye düşmanlık eden PKK, DHKP-C ve diğer terör örgütlerinin bu zamana kadar yaptıkları eylemleri hatırlatan Bozdağ, şunları kaydetti:

"Kendilerini 'savaş karşıtı', 'insan sevici' olarak şimdi ilan eden bu Tabipler Birliği ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği yönetimlerinin bu terör örgütlerinin aleyhine bugüne kadar bir tane açıklamaları var mı? Merasim Sokak'ta bir sürü insan öldü, Tandoğan'da bir sürü insan öldü. Milli Eğitim Bakanlığının orada, otobüs durağında bir sürü insanımız öldü. Hendek teröründe bir sürü insanımız öldü. Bu Tabipler Birliği yönetimi ve Mühendis Mimar Odaları Birliği yönetimi, bu terör örgütlerini kınayan bir açıklamanın altına imza attılar mı? Aybüke öğretmeni şehit etti teröristler. Soruyorum, bu kendilerini barışçı ilan eden beylere, Aybüke öğretmen için bir damla göz yaşı döküp onu şehit eden eli kanlı katillere 'Ne yapıyorsunuz?' dediniz mi? Hendek terörü oldu. Pek çok insan yerinden yurdundan edildi. Hendeği kazan, tuzaklayan, sivilleri masumları yerinden yurdundan eden, her şeyini eline alan bu teröristlere, kan emici teröristlere 'Siz ne yapıyorsunuz? Bu ülke bizim. Neden sokakları tuzaklıyorsunuz, hendek kazıyorsunuz, silah atıyorsunuz, bu kadar insanı öldürüyorsunuz? Bu yaptığınız insan yaşamına ve insana düşmanlıktır, insanlık suçudur.' dedi mi? demedi."

"TTB ve TMMOB yönetimleri teröristlerin imdadına koşuyor"

Bozdağ, TTB ve TMMOB yönetimlerinin, terör örgütünün dara ve zora düştüğü zamanlarda hemen "savaş istemiyoruz, barış istiyoruz, huzur istiyoruz, güvenlik istiyoruz" dediğini belirterek, "Hepimiz bunu istiyoruz. Sen bu dediklerini bu terörist alçaklara niye söylemiyorsun? Bu terör örgütlerine niye söylemiyorsun da devlete söylüyorsun?" diye konuştu.

TTB ve TMMOB yönetimlerinin, Afrin'e harekat başladığı ve teröristler etkisiz hale getirildiği için açıklamalarıyla teröristlerin imdadına koştuğunu ifade eden Bozdağ, "Türkiye'ye değil, teröristlere yardım ediyorlar ve onların dardan ve zordan kurtarılması için Türkiye'nin aleyhine çalışma yürütüyorlar. Buna terörist seviciliği denmez de ne denir?" diye sordu.

Bozdağ, TTB ile TMMOB'ye yasa gereği üye olan tabip, mühendis ve mimarları temsil etmediğini dile getirerek, bu birliklerin yaptıkları eylemlerle, isimlerindeki Türk kelimesine de en büyük saygısızlığı yaptığını bildirdi.

"Terör örgütleri Kürtleri temsil etmiyor"

Batılı yayın organlarında YPG/PKK ayrımı yapılmadan yayınlanan "Türkiye Suriye Kürtlerine savaş açtı" şeklindeki haberlere ilişkin yorumları sorulan Bozdağ, bu durumun Türkiye'ye yönelik iftira ve algı operasyonu olduğunu söyledi.

Bozdağ, Türkiye'nin, bölgede yaşayan Kürtler darda ve zorda olduklarında her zaman yardım eli uzattığını vurgulayarak, Halepçe'de Kürtlere karşı kimyasal silah kullanıldığında ve katliam olduğunda oradan kaçan binlerce Kürt'e Türkiye'nin kucak açtığını hatırlattı.

Kobani'de, Suriye'de çatışmalar sırasında dara ve zora düşen Kütlere yine Türkiye'nin kucak açtığını anımsatan Bozdağ, "Türkiye'de 3,5 milyon Suriye'den göçle gelen misafirimiz var. Bunun yaklaşık 370 bini Kürt kardeşlerimizden oluşuyor. Onları ölümden kurtaran, onlara kucağını açan, sıcak yuvasını ve aşını paylaşan Türkiye'dir. Dolayısıyla bir defa bu kara propaganda yapanlar Kürtleri Türkiye'nin karşısına dikmek için yapıyorlar." dedi.

Bozdağ, terör örgütlerinin, Kürtleri temsil etmediğine işaret ederek, şunları kaydetti:

"Bu 'Kürtlere karşı mücadele yapıyor' diyenler, terör örgütlerini Kürtlerin temsilcisi olarak kabul edenlerdir. Bir defa bunu ayırmak lazım. Bunlar teröristleri temsil ediyor. Örgüt üyesi teröristlerin sadece temsilcileridir. Orada onlara biat etmeyen Kürtlerin mallarına el koydular, çocuklarını ellerinden aldılar. Bir kısmını infaz ettiler. Öbürlerini de Türkiye'ye sürdüler. Şu anda bölgedeki Kürtler de Türk ordusunun bölgeye gelmesinden mutludurlar çünkü terör örgütünün baskısından ve zulmünden kurtulma umutları ortaya çıkmıştır."

"Kılıçdaroğlu tape yayınlamaya çok meraklıdır"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Trump'ın görüşmesine ilişkin, "Tapeleri yayınlansın" sözlerinin anımsatılması üzerine Bozdağ, "Kılıçdaroğlu'nun elindeyse tapeler yayınlasın. Kılıçdaroğlu tape yayınlamaya çok meraklıdır." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yurt dışı temaslarında, yabancı devlet ve ülke temsilcileriyle görüşmelerinde zaman zaman kendisinin de bulunduğunu anımsatan Bozdağ, "Ama benim gördüğüm şey, o görüşmelerin kasetleri yayınlanmış olsa eminim ki en büyük Tayyipçi, Kılıçdaroğlu olur. Çünkü orada gördüğü zaman, Cumhurbaşkanımıza eğer kalbi katılaşmamışsa hayran olmaması elde değil." dedi.

"Arazi ve iklim şartları belirleyecek"

Zeytin Dalı Harekatı'nın kapsamının sorulması üzerine Bozdağ, harekatın hukuki zemininin güçlü olduğunu ve Türkiye'nin meşru müdafaa hakkının bulunduğunu herkesin söylediğini belirtti.

Bazı ülkelerin "harekatın sınırlı ve süreli olsun, siviller zarar görmesin" dediğini, bu tür açıklamaları benzer olaylar karşısında Türkiye'nin de ifade ettiğini anımsatan Bozdağ, "Bu harekatın kapsamı Afrin bölgesinin tamamen terörden ve teröristlerden arındırılmasıdır. Bu harekatın hedefi sadece Afrin'dir. Afrin bölgesinde yer alan yerleşim yerleri ve bu bölgede yer alan PYD/ YPG/ PKK/ KCK ve DEAŞ teröristleridir." görüşlerine yer verdi.

Harekatın son terörist etkisiz hale getirilinceye ve bölgenin terör örgütlerinin baskı ve zulmünden kurtuluncaya kadar devam edeceğini vurgulayan Bozdağ, şöyle devam etti:

"Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu harekatı ne kadar sürede nihayetlendireceğine dair eminim herkesin bir tahmini vardır. Bizim de bir tahminimiz var. Biz bunu kamuoyuna açıklamıyoruz, ama son tahlilde arazi şartları, iklim şartları ve mücadelenin seyri belirleyecektir. Bu bir gün, 5 gün, 10 gün ile ifade edilebilecek bir şey değil. O yüzden bizim niyetimiz bunu mümkün olan en kısa sürede başarıyla neticelendirmek. Ama bu mümkün olan en kısa süre ne kadardır, ona dair bir takvim veremeyiz. Ama diyoruz ki bu bölgedeki son terörist etkisiz hale getirinceye kadar bu sürecektir." 

"TSK, doğru bilgilendirmeye özen gösteriyor"

Bekir Bozdağ, harekatın başladığı günden beri TSK'nın bölgede hava şartlarının engeliyle karşılaştığını, bu durumun İHA ve SİHA'ların kullanılmasını da engellediğine işaret ederek, şunları aktardı:

"Tabi arazi, toprak yapısı yağmurla temas ettiğinde çok çabuk çamurlaşabiliyor, araçların ve askerlerimizin intikalini, bölgede harekat kabiliyetini zayıflatıyor. Buradaki yavaşlık arazi şartlarından ve iklim şartlarından kaynaklandı. Ama bütün bunlara rağmen bu iklim şartları, bu arazi şartlarında Türk Silahlı Kuvvetleri çok büyük bir başarı elde etti. Yani iklimin, arazinin elverişli olmasına göre tabi az bir mesafe aldı ama bu iklim ve arazi şartlarında alınabilecek mesafeyle bunu kıyaslamamız lazım. Onunla kıyasladığınızda gerçekten Mehmetçiklerimiz büyük bir kahramanlık gösterdiler, büyük bir başarı elde ettiler. Ben hepsinin buradan alınlarından öpüyorum. Allah yardımcıları olsun."

Bozdağ, TSK'nın teröristlerin kayıplarına dair verdiği rakamların doğruyu yansıttığını da belirterek, "Çünkü Türk Silahlı Kuvvetleri bu harekat süresince, Türk halkının ve dünya kamuoyunu doğru bilgilendirmenin en büyük güç olduğuna inanıyor. Hepimiz de buna inanıyoruz. Doğru bilgilendirmeye özen gösteriyor." dedi.

"Kara bir propagandadır"

Suriye'nin toprak bütünlüğüne yönelik bir soru üzerine Bozdağ, hükümetin harekat başlamadan önce ve sonra yaptığı açıklamaları anımsattı. Bozdağ, "Bu harekatın hedefi Suriye'de toprak kazanmak değildir. Çünkü bizim hiçbir ülkenin toprağında gözümüz yoktur. Bu harekatın hedefi, bölgeyi terörden arındırmak, güvenli hale getirmektir. Bu harekat Suriye'nin toprak bütünlüğüne, egemenliğine, siyasi birliğine ve Suriye devletine saygı içerisinde icra edilmektedir ve öyle icra edilecektir." ifadesini kullandı.

CHP'li vekillerin ÖSO'nun El Kaide ile ilişkisi olduğu iddialarına ilişkin bir soru üzerine Bozdağ, uluslararası toplumun ÖSO'yu meşru muhalafet olarak kabul ettiğini vurguladı.

DEAŞ'ın ve ÖSO'nun hedeflerinin ayrı olduğuna işaret eden Bozdağ, "CHP'lilerin yaptığı, PKK'nın 'ÖSO'yu itibarsızlaştırma, DEAŞ gibi gösterme' çabalarının anamuhalefet tarafından dillendirilmesinden başka bir şey değildir. Bu ağız, terör örgütü ağzıdır. Bu laflar terör örgütünün laflarıdır. Anamuhalefet, terör örgütünün propagandasını yapıyor. ÖSO'nun itibarsızlaştırılması, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bölgede yürüttüğü harekata uluslararası toplumun verdiği desteği ortadan kaldırmayı hedefleyen kara bir propagandadır." dedi.

Bozdağ, bir başka milletvekilinin de 'Meskun mahalleri Türkiye kendi vuruyor.' iddiasında bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Başkaları da bunu söylediler. Şimdi bu nereden çıkıyor? Bakın, PKK terör örgütünün ele başı talimat veriyor, 'BM'de Suriye konulu bir toplantı var. Toplantı öncesi sivillere ait görüntüleri, fotoğrafları çoğaltın' diyor. Orayı etkilemek için. Yani 'Türkiye sivilleri vuruyor' propagandasına zemin hazırlamak için bunu çoğaltın diyor. İkinci talimatı Türkiye'de meskun mahalle düşen sivillere zarar veren roketleri Türkiye’nin attığını ifade ediyor. Şimdi, CHP milletvekili çıktı, aynı şeyi o da söyledi. Şimdi bakmak lazım. Bu kimin sözü? PKK'nın sözü, PYD, YPG terör örgütlerinin sözü. Peki sen nasıl oluyor da senin Silahlı Kuvvetlerinin ülke için çok önemli bir harekata girmiş, şehitlerimiz var, gazilerimiz var. Utanmaz alçak herif, sen nasıl bu lafı söylüyorsun. Aynı şeyi Öztürk de söylüyor. 'DEAŞ'lılardır bunlar' demek Türk ordusuna ve Türk devletine ihanettir. Büyük bir zarar veriyor bunlar." 

Muhabir: Mümin Altaş, Ahmet Sertan Usul, Sefa Şahin


Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın