Dolar
32.37
Euro
34.95
Altın
2,233.04
ETH/USDT
3,522.60
BTC/USDT
69,875.00
BIST 100
9,119.13
Gündem

AB Bakanı Çelik: Fırat'ın batısında PYD unsuru varsa müdahale edilecektir

AB Bakanı Çelik, "Bizim gözümüzde DAEŞ otoritesi, PYD otoritesi, PKK otoritesi ve FETÖ yapılanması arasında fark yoktur. Fırat’ın batısında PYD, PKK unsuru varsa buna müdahale edilecektir." dedi.

29.08.2016 - Güncelleme : 29.08.2016
AB Bakanı Çelik: Fırat'ın batısında PYD unsuru varsa müdahale edilecektir Foto: Emrah Yorulmaz/AA

Ankara

ANKARA

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Türk Silahlı Kuvvetlerince (TSK) koalisyon güçlerine destek vermek amacıyla başlatılan "Fırat Kalkanı Harekatı"na ilişkin, "Bizim gözümüzde DAEŞ otoritesi, PYD otoritesi, PKK otoritesi ve FETÖ yapılanması arasında fark yoktur. Dolayısıyla, bir terör örgütüyle mücadele edip de öbür terör örgütüne toprak kazandırmak için oraya girmiyoruz, bunu kimseye de tavsiye etmeyiz. Fırat’ın batısında PYD, PKK unsuru varsa buna müdahale edilecektir." dedi.

Hollanda Dışişleri Bakanı Bert Koenders ile görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenleyen Bakan Çelik, Koenders'in kritik bir zamanda Türkiye'yi ziyaret ettiğini belirterek, kendisinin Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin yaşandığı gece Türkiye'yi ilk sırada arayarak desteklerini ilettiğini ve daha sonraki süreçte de irtibatta kalarak sürekli bilgi aldığını aktardı.

Koenders'in demokrasiye ve seçilmiş hükümete destek verdiğini vurgulayan Çelik, darbe gecesinden itibaren iş birliği ve dayanışmanın sürdürülmesinin önemine işaret etti.

Türkiye ile Hollanda arasındaki ilişkilerin 400. yılının kutlandığını belirten Çelik, Koenders'in tavrının, ilişkiler için "dönüm noktası" niteliğinde olduğunu dile getirdi.

Ticaret ve ekonomi açısından da Hollanda'nın Türkiye'nin önemli bir müttefiki olduğunu ifade eden Çelik, iki ülkenin dünyadaki birçok meselede de ortak bakış açısına sahip olduğunu söyledi.

Türkiye ile AB ilişkilerine ilişkin de Bakan Çelik, şunları kaydetti:

"Pek çok AB siyasetçisi, keşke Bert Koenders gibi dostlarımızın gösterdiği tavrı gösterseydi. Ortak değerlerimiz olan demokrasiye, insan haklarına ve hukuka sahip çıkmak konusunda, o hain darbe girişiminden sonra Türkiye'yle bir dayanışma içinde olsalardı. İlk günden bu dayanışmalarını gösterselerdi ve bu şekilde bütün dünyaya demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti adına güçlü mesajlar verebilseydik ama maalesef bu olmadı."

"Aşırı sağın dilini kullanan bir birlik içinde Türkiye olmak istemez"

Objektif kriterleri yerine getirse dahi Türkiye'nin AB'ye yakın zamanda giremeyeceği gibi açıklamaların, AB değerleri ve kriterleri içinde yeri olmadığını belirten Çelik, AB'nin bir siyasi değerler birliği olduğunu vurgulayarak, bu açıklamaların Türkiye için değil ama Avrupa'nın geleceği ve savunduğu değerler için bir üzüntü kaynağı olduğunu kaydetti.

"Objektif kriterlere dayanmayan ve aşırı sağın dilini kullanan bir yaklaşımın bulunduğu bir birlik içinde Türkiye'nin olmak istemeyeceğini" söyleyen Çelik, Türkiye'nin AB'ye demokrasi, hukuk devleti ve insan hakları ortak değerleri konusunda siyasi birlik içinde hareket etmek için tam üye olmak istediğini ifade ederek, "Keyfi yaklaşımlarla ya de temel değerlerden uzak bir AB söz konusu olacaksa, bu AB için bir kaygı konusudur, Türkiye için bir kaygı konusu değildir. Siyasi değerler birliği olmayacaksa, başka tür bir takım yaklaşımlarla yönetilecekse AB, o Türkiye için kıymetli bir birlik olmaktan çıkar." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin AB ile olan ilişkilerini AB içindeki bazı siyasetçilerin "yanlış" yaklaşımlarının dışında tuttuklarının altını çizen Çelik, ciddiyet ve disiplinle reform sürecine bağlı olarak ilişkilerin devam ettiğini belirtti.

AB'ye tam üyeliğin Türkiye'de bir devlet politikası olduğuna dikkati çeken Çelik, "Bunu bu vizyonsuzluğa rağmen sürdürmeye devam edeceğiz." dedi.

Çelik, Türkiye'nin bugün AB üyesi olmasa dahi tarih boyunca bir AB devleti ve şu anda da Avrupa demokrasisi olduğunu ifade etti.

"Diktatörler tankın arkasına saklanır"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik bazı eleştirileri hatırlatan Çelik, "Halkından güç alan seçilmiş Cumhurbaşkanı'nın darbe gecesi ölümü göze alarak zalimlerin karşısına dikildiğini" belirtti. Çelik, bunun bütün dünyaya "demokrasi dersi" niteliği taşıdığını söyledi.

Çelik, "Diktatörler tankların arkasına saklanırlar, tankın önüne çıkanlar demokrasi kahramanlarıdır. Türkiye'nin seçilmiş Cumhurbaşkanı demokrasi kahramanları tarihinin ilk sayfalarında yerini almıştır." diye konuştu.

Türkiye'nin FETÖ, PKK, PYD ve DAEŞ'le mücadelesini sürdüreceğini vurgulayan Çelik, bunun "iç içe geçmiş" Türkiye ve AB'nin ortak güvenliği için önemli olduğunu söyledi.

Bu çerçevede, bu terör örgütleriyle olan mücadelede ortaya çıkacak herhangi bir zaafın hem Türkiye'nin hem AB'nin güvenliğini tehdit edeceğini ifade eden Çelik, Türkiye'nin DAEŞ'le mücadelesine olduğu kadar PKK ve FETÖ ile mücadelesine de "dost" ülkelerin vereceği desteğin öneminin altını çizdi.

"Fırat Kalkanı Harekatı"

ABD Başkanı Barack Obama'nın DAEŞ ile mücadele özel temsilcisi Brett McGurk'ün "DAEŞ olmayan bölgelerde PYD’ye müdahale kabul edilemez." sözlerinin anımsatıldığı bir soruya cevaben Çelik, yürütülen mücadelenin teröre karşı Türkiye'nin, AB'nin ve müttefiklerin güvenliği için yürütüldüğünü vurgulayarak, "Hiç kimsenin bize 'şu terör örgütüyle mücadele edin ama bu terör örgütünü görmezden gelin' deme hakkı yoktur. Burada DAEŞ’in dışındaki terör örgütleriyle çatışma olmamasını isteyenler varsa yapacakları şeyler şudur: O terör örgütlerini bertaraf etmektir, o terör örgütlerinin Türkiye'ye karşı oluşturduğu güvenlik risklerini bertaraf etmektir." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin Suriye'deki Kürtlerin, Arapların ve Türkmenlerin kazanımlarına karşı olmadığını kaydeden Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye, burada bir PYD otoritesinin kurulmasına karşıdır. Bizim gözümüzde DAEŞ otoritesi, PYD otoritesi, PKK otoritesi ve FETÖ yapılanması arasında fark yoktur. Dolayısıyla, bir terör örgütüyle mücadele edip de öbür terör örgütüne toprak kazandırmak için oraya girmiyoruz, bunu kimseye de tavsiye etmeyiz. Fırat’ın batısında PYD, PKK unsuru varsa buna müdahale edilecektir. Bu, Türkiye’nin ulusal güvenliğiyle ilgili meseledir, bir politik tercih değildir. Buna bütün müttefiklerimizin doğrudan destek vermesi gerekir." 

"Türk halkı çıplak elleriyle bu girişimin karşısında durdu"

Hollanda Dışişleri Bakanı Bert Koenders, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin “Türk halkı yeri geldi sadece çıplak elleriyle, yeri geldi ellerindeki imkanlarla demokrasi ve haklar adına bu girişimin karşısında durdu.” dedi.

Koenders, “15 Temmuz darbe girişiminin ardından hemen sizlere erişerek desteğimizi ve dayanışmamızı iletmek istedik. Ben 15 Temmuz gecesini hala çok canlı bir şekilde hatırlıyorum. Gerçekten Türkiye Cumhuriyetine ve anayasal düzene karşı yapılan bu girişim, bu hain ve cani darbe girişimi bizde şok edici bir etki yaratmıştı.” dedi. 

Darbe girişimini bastırmak için büyük bir direnç ve kararlılıkla sokaklara çıkan halkı da sürekli takip ettiklerini kaydeden Koenders, “Yeri geldi sadece çıplak elleriyle, yeri geldi ellerindeki imkanlarla demokrasi ve haklar adına halk bu teşebbüsün karşısında durdu.” diye konuştu. 

Türkiye’nin bulunduğu coğrafya itibariyle jeostratejik açıdan çok kompleks bir yerde konumlandığını söyleyen Koenders, şu ifadeleri kullandı: 

“Türkiye şu anda 2,5 milyondan daha fazla mülteciye misafirperverlik gösteriyor. Bu, bütün Avrupa tarafından alkışlanıyor. Bazı hassas bazı zor zamanlarda dahi AB ve Türkiye arasındaki bu işbirliği güçlü bir şekilde devam etmeli. Özellikle terörle mücadele alanında, mültecilerle ilgili olarak, insan hakları ve anayasal düzenle ilgili olarak en güçlü şekilde devam etmeli. Ben de bugün sayın mevkidaşımla birlikte bu konuları ele alabilme fırsatı bulacağım."

Muhabir: Ecenur Çolak, Fatih Tuna, Zuhal Demirci

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın