Gündem

Bakan Özhaseki: Bina bazlı dönüşüm, doğru bir dönüşüm değil

Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, "Bina bazlı dönüşüm, doğru bir dönüşüm değil. Aslında risk taşıyan binalar için doğrudur, yenilemek lazım ama şehircilik ilkeleri açısından ada bazlı bir dönüşüm gerekiyor." dedi.

09.11.2017 - Güncelleme : 09.11.2017
Bakan Özhaseki: Bina bazlı dönüşüm, doğru bir dönüşüm değil

ANKARA

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda editör ve muhabirlerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı, açıklamalarda bulundu. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla dün genel kurul toplantısı gerçekleştirilen Şehircilik Şurası'ndan çıkacak kararların, şehircilik faaliyetlerine katkısının ne olacağına dair soru üzerine Özhaseki, Erdoğan'ın birkaç konuya işaret ettiğini, bunlardan birinin de betonlaşma olduğunu söyledi. 

Sokağa çıkılıp sorulsa herkesin eski yaşam tarzını, mahalle konseptini özlediğini söyleyeceğini vurgulayan Özhaseki, "Büyüyen şehirlerde, devasa kalabalıklarda insanlar kayboluyor, orada sadece birer araç gibi gözüküyor." ifadesini kullandı. 

Şehircilik Şurası'nı toplarken 4 ana başlık belirlediklerinin altını çizen Özhaseki, bunların şehircilikle ilgili bugünkü sorunları içeren başlıklar olduğunu bildirdi. 

Bahsettiği 4 ana başlığı yüzlerce akademisyen, ilgili taraflar, sivil toplum örgütlerinin ileri gelenleri, bu işle ilgili kafa yoran kim varsa hepsiyle bir araya gelerek tartıştıklarını anlatan Mehmet Özhaseki, "9 aydır çalışıyoruz. Bu dört başlıktaki konuları artık sona getirdik. 9 ay önce Cumhurbaşkanımızın himayesinde Beştepe'de başlamıştık, dün kapanışın ilk konuşmasını Sayın Cumhurbaşkanımız yaptılar. Bugün de sonuç bildirgesini okuyacağız. Türkiye'nin ortak aklının şehircilik hususunda aldığı kararları bugün topluma açıklayacağız." değerlendirmesinde bulundu.

Bundan sonra ne olacak?

"Peki bundan sonra ne olacak?" sorusunu gündeme getiren Bakan Özhaseki, şöyle devam etti:

"Bütün bu yapılanları yavaş yavaş yasalarımıza dercedeceğiz. Bunları yasa haline getirmeye çalışacağız. Kimisini belediyeler yasası, kimisini imar hukuku içerisinde, kimisini yönetmeliklerle, kimisini şimdi bir hazırlığımız var, kentsel dönüşüm, depreme hazırlıkla ilgili, onun içine dercedip sonra da toplumda bunun uygulanmasını sağlayacağız." 

Bu tür konuların, bugün karar verilince yarın tesirini gösterecek konular olmadığını ve zamanla kendini göstereceğini anlatan Özhaseki, "İmar planlarını yaparsınız o imar planları belki 50 yıl sonra vücut bulur, şekil bulur. Yeniden yapılırken ona uygun hayata geçirilir." dedi.

"Bizim şu anda yapı stokumuz 25 milyon civarında. 1999'da bir yönetmelik çıkmış, deprem yönetmeliği. 99'dan önceki binaların yapımı eski yönetmeliğe göre olduğu için biraz risk taşıyor." diyen Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugüne kadar olan binalara yapabileceğiniz bir şey yok. Ancak sahibi dönüştürmek isterse, siz kentsel dönüşüme tabi tutarsanız yenileyebiliyorsunuz. Ama gücünüz neye yetiyor? 1999'dan sonra yapılanları artık o yönetmeliğe göre yaptırıyorsunuz. Denetim de başlıyor ve sert kurallarla bu devam ediyor. Şimdi biz, kuralı koyduğumuz günden itibaren uygulamaya başlayacağız. Ama bir müddet sonra bizim koyduğumuz kuralların çok haklı olduğunu herkes görmüş olacak ve ilerde düşündüğümüz şehirlere doğru gitmiş olacağız. Şehirlerin hayatında 3, 5,10 yıllar çok kısa süreler. Bizim şehirlerimiz binlerce yıllık zaten. O yüzden biz ileriye doğru kendi şehirlerimizi yeniden dizayn etmeye çalışıyoruz."

Kentsel dönüşümde yaşanan sorunlar 

Kentsel dönüşüm başladıktan sonra bazı sorunlarla karşılaşıldığının hatırlatılması ve "Bu beklenmedik durumlar idareden mi vatandaştan mı kaynaklandı?" sorusuna Özhaseki, "Ara ara kendimizi eleştirdiğimiz oluyor bizim. Öz eleştiriyi toplum önünde de yapıyoruz. Bakın Sayın Cumhurbaşkanımız geçenlerde İstanbul'la ilgili çok net konuştu. 'Biz pirüpakız, hiç hata yapmayız' demek zaten doğru değil." karşılığını verdi.

Kentsel Dönüşüm Yasası'nın 2012'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ısrarıyla çıkarılmış bir yasa olduğunu hatırlatan Özhaseki, Erdoğan'ın "Siyasi yaşamıma mal olacağına da inansam bu yasanın arkasında duracağım." dediğini aktardı. 

Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, şunları kaydetti:

"Şimdi şu duvarın arkasında bir yangın başlamış geliyor. Siz bunu görüyorsunuz, 'yangın var' diye bağırıp insanları uyarır mısınız, uyarmaz mısınız? Benim görevim bu. Bunu söylemekle işim bitiyor mu? Hayır bitmiyor. Ben sorumluluk makamında birisiyim, sadece uyararak, geriye çekilip, 'Ben söyledim ne yapayım' diyemem. Yasa çıktıktan sonra birçok insan binasını dönüştürmeye çalışmış, birçok belediye riskli alanlar ilan edip kentsel dönüşüm uygulamasına geçmiş. Bütün bunları topluyorsunuz, 1 milyon 100 bin bağımsız birimi ilgilendiriyor. Yasa çıktığından bu yana 5 yıl içerisinde ilgilenebildiğimiz bina sayısı 1 milyon 100 bin civarında. Peki ilan etmişiz ama ne kadarını yıkıp yeniden yapmışız, yarısı, 550 bin. Demek ki senede 100 bin bağımsız birimi dönüştürmüşüz, yenileşimiz, depreme hazırlıklı hale getirmişiz." 

Bir soru üzerine memnuniyetsizlik yaşadıkları noktalara da açıklık getiren Bakan Özhaseki, dört türlü kentsel dönüşüm yapıldığını aktardı. 

Bunlardan ilkinin bina bazlı olduğuna işaret eden Özhaseki, "Bu bina bazlı dönüşüm doğru bir dönüşüm değil. Risk taşıyan binalar için doğrudur, yenilemek lazım ama şehircilik ilkeleri açısından ada bazlı dönüşüm doğrudur. Çünkü oranın sosyal donatısını yeniden hesaplıyorsunuz." dedi.

"Kule şeklindeki binalar hata"

Özhaseki, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul için 'Biz bu şehrin kıymetini bilemedik. Bu şehre ihanet ettik. Hala da ihanet etmeye devam ediyoruz. Ben de sorumluyum.' demişti. İstanbul'a gerekli kıymetin verilmesi için nasıl çalışmalar yapılıyor?" sorusuna, "Sayın Cumhurbaşkanımızın sözünü biraz şöyle görmek lazım; Sayın Cumhurbaşkanımız dost, düşman herkes kabul eder ki son yıllarda Türkiye'de rastlanan özü, sözü dosdoğru, düşündüğünü dobra söyleyen bir devlet adamı. Keşke diğer liderlerde de aynı özellik olsa ara ara dönüp kendilerini bir eleştirseler, yaptıkları hataları söyleyebilseler. Bu müthiş bir şey." yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu ifadelerinde "silüeti kastettiği"ni belirten Özhaseki, son 20 yılda yüksek kule şeklindeki binaların yapılması konusunda hata olduğunu herkesin kabul ettiğini söyledi.

Dünyanın her yerinde bu tür yüksek katlı binaların olduğunu, ancak bunların belli yerlere toplandığını, altyapısının, ulaşımının çözüldüğünü ifade eden Özhaseki, İstanbul'da bu tür yapıların dağınık olduğunu, bu konuda bir hatadan bahsedilebileceğini dile getirdi.

'Kimse kendini kenara çekmemeli'

Özhaseki, "Şehirlerdeki sorumluluk ortak sorumluluktur. Bütün yöneticilerin sorumluluğu vardır, vatandaşın da sorumluluğu vardır. Kimse kendini kenara çekmemeli. Bunu zorlayan vatandaş, onu da söyleyelim. Gidip de vatandaşı evinden çıkartıp 'Bir kat daha fazla yap' demiyoruz ki. Ortak sorumluluğumuz var. Bunu objektif konuşmak, doğruyu söylemek lazım ama bundan sonra artık bunlara izin verilmemesi gerekiyor. O noktada titiz bir çalışmanın içerisindeyiz." dedi.

"En geç 6 ay içerisinde bütün konutlar bitecek"

Terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonların ardından, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın başlattığı proje kapsamında devam eden konut inşaatlarına ilişkin soru üzerine Özhaseki, şöyle devam etti:

"7 bölgede yoğun çatışma yaşandı. Bu bölgedeki yıkılan az ve çok hasarlı yapı sayısı 70 bin civarında. Bunun 26 bini ağır hasarlı, yani yıkmak zorunda olduğumuz ve ev vermek durumunda olduğumuz vatandaşların konutları. Diğer kısımlar az hasarlı olduğu için onların parası ödendi. Öbür konutların hepsinin yapımına başladık, bir kısmı bitti teslim ettik, bir kısmı da devam ediyor, yakında teslim edeceğiz. En geç 6 ay içerisinde bütün konutlar bitecek ve hak sahiplerine vereceğiz, onda bir sorun yok." 

Bakan Özhaseki, vatandaşın, bakanlık ile anlaşma yaptığı zaman, evinden ilk çıktığı günden itibaren, yeni evine girene kadar kira yardımı aldığını dile getirerek, bina bedelinin yüzde 12'sini de eşya bedeli olarak ödediklerini bildirdi.

"Evlerin fiyatını yüzde 30 geriye çektik"

Silopi'de, İdil'de, Cizre'de o yöreye uygun evler yaptıklarını aktaran Özhaseki, evlerin fiyatını yüzde 30 geriye çektiklerini, borçlanma gerekiyorsa uzun vadeli faizsiz borçlandırdıklarını, vatandaşı ev sahibi yapmak için ellerinden geleni yaptıklarını ifade etti. 

Özhaseki, sosyal medyada "Biz de mi devlete kafa tutsaydık, silah sıksaydık kardeşim" gibi ifadelerin yer aldığına değinerek, şu görüşlere yer verdi:

"Doğru değil. Bu insanlar masum insanlar... Devlet olarak biz bu insanlara demişiz ki, 'Burada teröristler var, mahalleyi boşaltın, size bir zarar gelmesin.' Adam sessizce yatağını yorganını almış oradan çıkmış. Hatta, teröristler 'çıkmasın' diye baskı yapmışlar. Onları kullanmak istiyorlar. Ön tarafa siper edecek çocuklar ölsün istiyorlar. Dünyaya da çocuk ölümlerini göstermek istiyorlar. Fakat vatandaş onları dinlememiş. Bizim sözümüzü dinlemiş, evini terk etmiş. Biz de teröristlerle çatışmışız, canına okumuşuz. Şimdi bu adamlara ev vermeyecek misiniz? Devletin iki tane eli var. Biri kudret eli, bu kötüye, anarşiste vurur ama bir de rahmet eli, şefkat eli var. Bu da yaraları gider sarar. Bizim yaptığımız doğrusu oradaki o mazlum insanların yarasını sarmak. Bunun böyle net bilinmesi lazım. En geç önümüzdeki senenin altıncı ayına 'evimi alamadım' diyen vatandaş kalmayacak diye inanıyorum."

"Rezerv alan için askeri alanları da kullanılabilir"

Şehir içindeki askeri alanlara ilişkin Özhaseki, "Şehir içerisinde kalan askeri alanlar, bundan 50-60 yıl kadar önce bazen daha eski, şehirlerin çeperlerinde yer alan askeriyenin kullanacağı yerlerdi. Şehirler öyle büyümüş ki askeri alanları içine almış ve yutmuş. Buraların dışarıya taşınması çok doğru bir fikir. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı var, hepsi yeşil alan olacak. O konuda kimsede ters bir düşünce yok." ifadesini kullandı. 

Nereye taşınacağının, taşındığı yerdeki binaların yapılması, eğitim alanlarının yapılmasının biraz zaman aldığını aktaran Özhaseki, "Eğer deprem meselesinde rezerv alan bulamıyorsak, bazı alanları böyle değerlendirmek faydalı olabilir. Çünkü depremin her şeyden önceliği var." dedi. 

İnsanoğlu için ilk gerekli olan şeyin nefes, sonra su, sonra yemek-içmek, sonra barınma olduğuna dikkati çeken Özhaseki, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Yediğiniz, içtiğinizden sonra ilk barınma geliyor, ondan sonra diğer ihtiyaçlar geliyor. Barınma ihtiyacını mutlaka gözetmeniz gerekiyor. Eğer bir deprem geliyorsa, bir binada sevdiklerinizi alıp götürüyorsa, bunun için her şeyi feda edersiniz. Bu yüzden deprem için bazı yerlerde rezerv alan bulamazsak, askeri alanlar da kullanılabilir. Bunları ara ara söylemeye çalışıyorum ki, 'niye yeşil dediniz de buna hazırlık yapıyorsunuz' denmesin diye."

Özhaseki, askeri alanlardan bir ticaret merkezi oluşturmak gibi bir dertleri ve düşünceleri olmadığını vurgulayarak, "Geniş askeri alanlar var. Mesela İstanbul'da 12 bin 600 hektarlık askeri alan var. Ankara'da 18 bin 800 hektarlık, İzmir'de daha çok, 26-27 bin hektarlık büyük alanlar var. Bunların içinde cüzi alanları, depreme hazırlık için rezerv alanları olarak kullanılabilir. İstisna olarak bu var. O da yüzde 1-2'ye tekabül eder." dedi.

"Otopark yönetmeliği son aşamaya geldi"

Bakan Özhaseki, binalarda her daire için bir otopark yapılmasını da içeren yeni "Otopark Yönetmeliği"ne ilişkin bir soru üzerine, bu yönetmelik üzerinde birkaç aydır çalışmalar yaptıklarını, hangi konuyla ilgili olursa olsun bir yönetmelik yayımlarken, belediye ve müteahhit odaları gibi ilgili kuruluşların da fikirlerine başvurduklarını bildirdi.

Fikrini bakanlıkla paylaşan herkesi bir araya getirip en makul çözümü aradıklarına işaret eden Özhaseki, "Bu yönetmelik son aşamaya geldi. Kendi içimizdeki bazı prensip kararları verdik, 10-15 gün içerisinde Başbakanlığa yayımlanması için göndeririz." dedi.

Özhaseki, eski yönetmeliklerde 3 tane daireye bir tane otopark gösterme zorunluluğu olduğunu belirterek, "Yeni yönetmelikte, daire başına bir tane göstereceksiniz, 12 daire yapıyorsanız 12 otopark yeri. Yoksa yapamazsınız. Eskiden 'otopark yeri sıkıntılı efendim çok yok, biz bunun parasını verelim, belediyede bir fonda biriksin sonra da oradan otopark yapılır' gibi bir düşünceyle paraya çevirme vardı. Hayır, bu yok, çünkü bunun kötüye kullanıldığını gördük." ifadesini kullandı.

Muhabir: Barış Gündoğan, Mehmet Tosun, Aynur Ekiz, Enes Duran

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın