

İnsan hakları hukukçusu Amerikalı aktivist Huwaida Arraf, ABD Başkanı Donald Trump'ın imzaladığı "antisemitizmle mücadele" kararnamesiyle üniversite kampüslerinde gözetim ve polislik faaliyetlerinin artabileceğini belirterek, "Trump, ABD eğitim sistemine karşı savaş açtı." değerlendirmesinde bulundu.
Göreve başlamasının ardından imzaladığı bir dizi kararnameyle üniversitelerdeki Filistin'e destek protestolarını da hedef alan Trump, 30 Ocak'ta bu gösterilere katılan öğrencilerin sınır dışı edilmesine olanak tanıyan "antisemitizmle mücadele" konulu başkanlık kararnamesine imza attı.
Trump, ayrıca 4 Mart'ta Truth Social sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda, "yasa dışı" olarak adlandırdığı protestolara izin veren üniversitelerin tüm federal fonlarının iptal edileceğini duyurdu.
Amerikalı aktivist Arraf, New York Eyalet Üniversitesinde iklim değişikliği ve insan hakları konusunda ders veren öğretim görevlisi Dr. Eleanor Stein ve ABD'de öğrenci protestoların yoğun yaşandığı Columbia Üniversitesinde Hukuk Fakültesi hazırlık sınıfı öğrencisi Estelle Sagmal, bu kararnamenin olası etkilerini AA muhabirine değerlendirdi.
Arraf, yazılı açıklamasında, Trump yönetiminin, Filistinlilerin hakları için protesto düzenleyenlerin sivil özgürlüklerine yönelik saldırıda bulunduğuna ancak bunun eski Başkan Joe Biden döneminde de yapıldığına işaret etti.
Trump'ın imzaladığı kararnamenin "antisemitizm" tanımını İsrail'e yönelik meşru eleştirileri "gerçek antisemitik nefret söylemleriyle" bir tutacak şekilde genişlettiğini kaydeden Arraf, bu durumun üniversitelerin konu hakkındaki ifadeleri sansürlemesi, öğrenci gruplarının dağıtılması, öğretim üyelerinin İsrail politikaları hakkında eleştirel görüşlerini ifade ettikleri için soruşturmaya uğraması gibi ciddi sonuçlara yol açabileceğini belirtti.
Kararname hakkında anayasal kaygılar var
Arraf, kararnamenin yasallığı konusunda, özellikle ifade özgürlüğünü koruyan kanun maddesi, vatandaşların uygun hukuk süreci olmaksızın federal ve eyalet hükümetleri tarafından yaşam, özgürlük veya mülkiyetten mahrum bırakılmasını yasaklayan maddeler ile herhangi bir kişinin kanunların eşit korumasından mahrum edilemeyeceğini öngören maddeye ilişkin anayasal kaygıların bulunduğunu vurguladı.
Trump'ın kararnamesinin antisemitizmle mücadele etmek yerine İsrail'e yönelik eleştirileri susturmayı amaçlayan siyasi gündeme hizmet ettiğini belirten Arraf, "Kararname, İsrail yanlısı lobi gruplarının, siyonizm karşıtlığını antisemitizmle bir tutma ve böylece Filistinlilerin haklarının savunulmasını caydırma yönündeki uzun süredir devam eden çabalarıyla uyumlu." değerlendirmesini yaptı.
Trump'ın kararnameyle belirli bağışçılara ve İsrail yanlısı siyasi gruplara hitap ettiğini anlatan Arraf, kararnamenin konu hakkındaki tartışmaları İsrail'in savaş suçlarından ve ABD'nin bu suçlardaki ortaklığından uzaklaştırdığını ve ülkedeki muhalefeti etkili şekilde bastırdığını kaydetti.
"Trump, ABD eğitim sistemine karşı savaş açtı"
Arraf, Trump'ın "yasa dışı" protesto düzenlenen üniversitelere federal fonları keseceğini açıklamasının üniversiteleri zor bir ikilemle karşı karşıya bıraktığını vurguladı.
Federal fonları kaybetmenin öğrenci yardımları, araştırma hibeleri ve diğer programlarda büyük kesintilere gitme anlamına gelebileceğini belirten Arraf, üniversitelerin Trump'ın kararnamesine uymaları halinde ise öğrencilerin anayasal haklarını ihlal etme ve davalarla karşılaşma riski bulunduğunun altını çizdi.
Kararnamenin ifade özgürlüğü üzerinde "caydırıcı etki" oluşturabileceğine, üniversite kampüslerinde gözetim ve polislik faaliyetlerinin artmasına neden olabileceğine dikkati çeken Arraf, "Trump, ABD eğitim sistemine karşı savaş açtı." değerlendirmesinde bulundu.
Arraf, "Bu, siyasi söylemi bastırmak için federal fonları koz olarak kullanan hükümetin kampüs yaşamına müdahalesinin tehlikeli bir tırmanışı." görüşünü paylaştı.
"Tüm bunlar, zamanımızın en acil meselesi olan soykırımın tartışılmasını önlemek ve yasaklamak için"
New York Eyalet Üniversitesinde iklim değişikliği ve insan hakları konusunda ders veren öğretim görevlisi Dr. Eleanor Stein, Trump'ın kararnamesi kapsamında mücadele edilenin "antisemitizm" olmadığını belirterek "Mücadele edilen, Filistin halkıyla dayanışma ifadesi ve siyonist İsrail hükümetine yönelik eleştiriler." yorumunda bulundu.
"Ivy League" olarak adlandırılan, ABD'nin en iyi üniversitelerinden bazıları başta olmak üzere ülkedeki pek çok kampüste tartışma kültürünün yok olmaya başladığına işaret eden Stein, "Tüm bunlar, zamanımızın en acil meselesi olan soykırımın tartışılmasını önlemek ve yasaklamak için." görüşünü paylaştı.
Stein, Trump yönetiminin, Gazze'ye destek gösterilerinin merkez üssü olan Columbia Üniversitesinin 400 milyon dolarlık fonunu, "antisemitizmle mücadelede eksiklik" gösterdiği gerekçesiyle iptal etmesine de değindi.
Columbia Üniversitesinin Kongreye ve yönetime "korkakça yalvarması ve siyonizmi kendi inancı olarak daha da yüceltme sözü vermesine" rağmen fonun kesildiğini kaydeden Stein, "İronik bir şekilde federal hükümet, Columbia'ya verilen 5 milyar dolarlık fonu iptal etmekle tehdit ediyor yani teslimiyetleri ruhlarını satmalarına neden oldu ancak bu onlara hiçbir şey kazandırmamış." yorumunu yaptı.
"Protestolar, 2024'ün ilkbaharında başlayan geniş çaplı öğrenci gösterilerine benzer bir hal alıyor"
ABD'de öğrenci protestolarının yoğun yaşandığı Columbia Üniversitesinde Hukuk Fakültesi hazırlık sınıfı öğrencisi Estelle Sagmal, 5 Mart'ta yeniden alevlenen protestolar sırasında kampüste ve polisle öğrenciler arasındaki arbedeye uzaktan şahit olduğunu anlattı.
Protestoların giderek büyüdüğüne ve güçlendiğine dikkati çeken Sagmal, mevcut durumun 2024'ün ilkbaharında başlayan geniş çaplı öğrenci gösterilerine benzer bir hal aldığını vurguladı.
"Yasa dışı gösteriler, üniversite ortamında düzenlenen barışçıl protestolarla karıştırılmamalı"
Sagmal, bu kararnamenin akademik özgürlüğü önemli ölçüde etkileyebileceğinin altını çizerek "Üniversiteler, finansal yansımalardan kaçınmak için protestoları ya da tartışmaları bastırma baskısı hissedebilir, bu da otosansüre yol açarak öğrenci aktivizmi ve üniversitelerdeki akademik tartışmalar üzerinde olumsuz bir etki yaratabilir." ifadesini kullandı.
Trump'ın öğrenci aktivizminin bedeli yüksek ve cesaret gerektiren bir eylem olabileceği mesajını veren bu politikasının gelecekte pek çok öğrenciyi gösterilere katılmaktan caydırabileceğini belirten Sagmal, bu durumun, aynı zamanda hükümetin ifade özgürlüğüne izin veren kurumları nasıl cezalandırdığını gören pek çok kişiyi daha fazla protestoya da teşvik edebileceği değerlendirmesini yaptı.
Sagmal, "yasa dışı" gösterilerin izinsiz giriş, mülke zarar verme ve şiddet gibi yasaları çiğneyen eylemler anlamına geldiğine ve üniversite ortamında düzenlenen barışçıl protestolarla karıştırılmaması gerektiğine dikkati çekti.