Almanya’da Müslümanlar, aşırı sağcı AfD’nin yükselişinden endişe duyuyor

Erbil Başay
05.09.2024
Berlin

"Çok endişeliyiz. Özellikle gençler çok endişeli. İlginçtir, üçüncü ve dördüncü nesil artık burada yaşayamayacakları, Türkiye’de veya Arap ülkelerinde nasıl çalışma imkanları bulabilecekleri üzerinde çalışmakta"

Almanya’da aşırı sağcı popülist Almanya için Alternatif (AfD) Partisinin Thüringen ve Saksonya eyaletlerinde oylarının artırmasının ardından bu eğilimin diğer eyaletlerde sürmesi ihtimali, ülkede yaşayan Müslümanlar açısından endişe verici bulunuyor.

Thüringen Eyalet Meclisi seçimlerinde oy oranını 2019'da yapılan seçimlere göre 9,4 puan artıran AfD, yüzde 32,8 ile açık ara birinci oldu. Böylelikle Almanya'da 1945’ten sonra ilk kez aşırı sağcı bir parti bir eyalette ilk sırada yer aldı.

Saksonya eyaletinde de AfD, oylarını 3,1 puan artırarak yüzde 30,6 ile ikinci parti oldu.

AfD, haziranda yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde de ülkenin doğu eyaletlerinde birinci parti çıkmıştı.

Aşırı sağcı partinin 22 Eylül’de Brandenburg’da eyalet meclisi ve Eylül 2025’teki genel seçimlerde yükselişini sürdürme ihtimali bulunuyor.

Almanya Türk Toplumu Genel Başkanı Gökay Sofuoğlu ve Almanya İslam Konseyi Başkanı Burhan Kesici, Thüringen ve Saksonya’da yapılan seçimleri ve AfD’nin yükselişini AA muhabirine değerlendirdi.

Sofuoğlu, Thüringen ve Saksonya eyaletlerinde AfD’nin birinci parti olacağının daha önce beklendiğine dikkati çekerek, “Thüringen’de (AfD) yüzde 30‘ların üzerinde oy alarak birinci parti oldu. Bu, Almanya için çok yeni bir olay. Bu, önümüzdeki sene yapılacak federal parlamento seçimleri için de tehlikeli bir işaret teşkil ediyor.” dedi.

"Almanya demokrasisi için tehlike çanları çalıyor"

Almanya’da özellikle koalisyon hükümetinin veya yerleşik partilerin yaptığı siyasetten dolayı insanların aşırı uçlara doğru kaymaya başladıklarına, bir taraftan AfD’ye, diğer taraftan daha yeni kurulan Sahra Wagenknecht İttifakı-Anlayış ve Adalet İçin" (BSW) Partisine yöneldiklerine dikkati çeken Sofuoğlu, “Bu, Doğu Almanya’daki insanların genel yönetime tepkilerinin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Bu, hem Almanya’da yaşayan göçmenler için hem genelde Almanya demokrasisi için tehlike çanlarının iyice çaldığının bir göstergesi.” değerlendirmesinde bulundu.

Sofuoğlu, AfD’nin ve partinin Thüringen’deki lideri Björn Höcke’nin ülkenin iç istihbaratı Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından aşırı sağcı olduğu için takip edildiğini ve Höcke’ye "faşist" denilmesinin yasak olmadığına işaret ederek, “Bu durumda böyle başarı kazanmış olmalarını sadece bir cümleyle anlatmak mümkün. Ne kadar sağcı olursa, ne kadar aşırı sağa yöneliyorsa o kadar fazla seçiliyor.” dedi.

"Aşırı sağ, siyasetin merkezine doğru yaklaştı"

Almanya’da aşırı sağcı, faşist partileri seçebilecek potansiyelin bulunduğunu anlatan Sofuoğlu, "Almanya’da artık aşırı sağ siyaset, siyasetin merkezine doğru yaklaştı. Diğer yerleşik partiler, AfD’yi değiştireceklerine kendileri AfD’nin siyasetine yönelmeye başladılar." ifadelerini kullandı.

Sofuoğlu, özellikle CDU’nun seçimler öncesi göçmenlere, mültecilere yönelik açıklamalarının neredeyse AfD’nin açıklamalarıyla paralel yürüdüğüne işaret ederek, bunun da Almanya demokrasisi açısından tehlikeli göstergeler içerdiğini kaydetti.

Almanya Türk Toplumu Genel Başkanı Sofuoğlu, ülkede gerek Müslümanlar, gerek siyahiler, gerekse mültecilerle ilgili siyasetin çok sertleşeceğini ve çok radikalleşeceğini söyledi.

Sofuoğlu, “Buna paralel Avrupa’daki diğer aşırı sağ partilerin de güçlendiğini düşünecek olursak bu, sadece Almanya’ya özgün bir sorun olmanın ötesinde Avrupa’ya yönelik bir sorun teşkil edecek.” dedi.

"Müslümanların yaşamlarını zorlaştıracak"

Burada göçmenlerin, özellikle Müslüman kökenli göçmenlerin durumunun pek iç açıcı olacağının söylenemeyeceğini ifade eden Sofuoğlu, “Müslüman toplumu endişe duyuyor.” dedi.

Almanya’daki Müslüman toplumunun kendisini hala bu ülkenin geleceğiyle çok fazla ilişkilendirmediğini dile getiren Sofuoğlu, “Almanya’daki demokratik gelişmelerin aksamaya uğraması, aynı zamanda buradaki Müslümanların, buradaki göçmenlerin de yaşamlarını zorlaştıracak.” değerlendirmesinde bulundu.

Müslümanların daha fazla Almanya’nın geleceğiyle ilgili çalışmalara katılıp ülkenin demokrasisini korumaya, geliştirmeye yönelik çalışmalara girmelerinin gerektiğini vurgulayan Sofuoğlu, “Sadece endişelenip Alman siyasetine tepki göstermek yerine geleceğin siyasetinin birlikte inşa edilebilmesi için daha aktif olmaları gerekiyor. Bunu yaparken de marjinal düşüncelerden biraz daha uzaklaşıp Almanya’nın genel sorunlarına yönelik hareketlilik içinde olmaları gerekiyor.” şeklinde konuştu.

Thüringen ve Saksonya eyaletlerinde hükümeti oluşturan partilerin oy kaybettiğine işaret eden Sofuoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Federal hükümetin önümüzde yapılacak seçimlerde nasıl bir tavır alacağı, nasıl bir sonuç alacağı tabii merakla beklenen bir konu olacak yani Almanya’da sonuçta destabilize olmuş siyasi bir durumla karşı karşıyayız. Almanya, AfD’den bağımsız hükümet kurmakta zorlanabilir. Burada Almanya demokrasisi için, şimdiye kadar alışılmış Alman demokrasisi için çok önemli gelişmelerin olacağı düşüncesindeyim.”

Üçüncü ve dördüncü nesil Türkiye’de çalışma imkanları arıyor

İslam Konseyi Başkanı Burhan Kesici de Thüringen ve Saksonya’daki seçimlerde alınan sonuçların öncesinde beklendiğini, sürekli güçlenen AfD’nin bu eğilimini sürdürdüğünü belirterek, “AfD’nin yüzde 30’dan fazla oy alması hatta bir eyalette birinci olması korku verici. Hemen hemen seçmenlerin 3’te biri aşırı sağa oy veriyor. Bu potansiyelin yükselme ihtimali var.” şeklinde konuştu.

Son yıllarda Almanya’daki siyasetin değiştiğine ve güncel siyaset yapıldığına dikkati çeken Kesici, “Çok endişeliyiz. Özellikle gençler çok endişeli. İlginçtir, üçüncü ve dördüncü nesil artık burada yaşayamayacakları, Türkiye’de veya Arap ülkelerinde nasıl çalışma imkanları bulabilecekleri üzerinde çalışmakta.” dedi.

Kesici, son yıllarda Müslümanlara ve camilere karşı saldırıların yoğunlaştığını belirterek, “Bu yoğunluğun devam ettiğini görmekteyiz. Büyük ihtimalle bu seçimlerin sonucu olarak tartışmaların sertleşeceğini, Müslümanlara karşı politikanın biraz daha yoğunlaşacağını beklemekteyiz.” görüşünü paylaştı.