

Avrupa'da 10-12 milyonu, İspanya'da 1 milyonu bulan nüfusla en büyük azınlık olan Romanlar, tarihlerinin, kültürlerinin bilinmesi ve sosyal eşitlik için mücadele ediyor.
İspanya'daki sol koalisyon hükümetinin 7 Ocak'ta aldığı kararla 2025'i "Çingene (Roman) halkı yılı" ilan etmesi, İspanya ve Avrupa'nın birçok ülkesinde halen çok ciddi ayrımcılığa maruz kalan bu halkın sorunlarının bir kez daha gündeme gelmesine fırsat tanıdı.
İspanya'daki resmi verilere göre, İber Yarımadası'na ilk Romanların gelişi 1425 olarak biliniyor.
Dönemin Aragon Kralı 5. Alfonso'nun izniyle ilk Roman ailesinin, Katolik dininde "hac yolu" olarak bilinen, ülkenin kuzeybatısındaki Santiago de Compostela'ya gitmesi temel alınarak, İspanya'ya Romanların gelişinin 600. yıl dönümü bu yıla denk geliyor.
Romanlarla ilgili Avrupa'daki en büyük sivil toplum kuruluşu olan İspanya Çingene (Roman) Halkı Vakfı Direktörü Sara Gimenez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Bu yılki anma bizim için çok değerli ve anlamlı." dedi.
2025'i, Çingene halkının sorunlarının, halen yaşanan eşitsizliklerin gündeme getirilip, tartışılması için bir fırsat olarak gördüklerini" vurgulayan Gimenez, Avrupa'nın çoğunluğunda halklarının "Roman" olarak adlandırılmasına rağmen İspanya'da kendilerine her zaman "Çingene" denildiğini anlattı.
"Çok büyük zulme uğramış bir tarihimiz var"
Geçen 600 yıl için "Dilimizi konuşmamızdan, kıyafetlerimize, zanaatlarımızı icra etmemize ve damgalanmış bir kimlikle yaşamamıza kadar çok büyük zulme uğramış bir tarihimiz var." diyen Gimenez, diktatör Franco'nun ölümüyle İspanya'da başlayan demokrasi ve 1978 Anayasası'nın kendileri için de bir dönüm noktası olduğunu belirtti.
İspanya Anayasası'nın Romanlar için bir referans olduğunu çünkü resmi olarak eşitlik getirildiğini aktaran Gimenez, "İspanya'da Roman tarihini herkes bilmeli ama maalesef, son eğitim yasasında yer alsa da bu henüz okullarda okutulmuyor. Tarihin bilinmesi, Romanlar için mevcut durumun ne olduğunun, ne tür ilerlemeler kaydedilmesi gerektiğinin, birlikte yaşama konusunda neler yapılabileceğinin tartışılması için geçmişin hatırlanmasının önemli olduğunu düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
"Nazilerin öldürdüğü yarım milyon Roman'ı kimse hatırlamıyor"
Tarihte Romanların da soykırıma uğradığını ancak bunun çok az konuşulduğunu dile getiren Gimenez, "Herkes Yahudi Soykırımı'nı konuşuyor ama o sırada Nazilerin öldürdüğü yarım milyon Roman'ı kimse hatırlamıyor. Bu bizim açımızdan çok üzücü. Talebimiz Roman tarihinin ve kültürünün sınıflarda öğretilmesi." diye konuştu.
Bu konuyla ilgili İspanya'da Katalonya özerk yönetim parlamentosu, 2007'de aldığı kararla "1499-1783 yıllarında Katalonya topraklarında yaşayan Roman halkının kimliğini ve kültürünü yasaklayan, zorla asimilasyona ya da halk olarak ortadan kaybolmalarına iten yasalardan, baskılardan ve soykırımdan dolayı" özür dilerken, İspanya hükümeti adına tek özür Temmuz 2020'de dönemin Başbakan Yardımcısı, eski Podemos partisi lideri Pablo Iglesias'dan gelmişti.
Iglesias, "Temmuz 1749'da 12 bine yakın Roman'ın hapsedildiği, büyük baskının olduğu olaylarla bağlantılı olarak İspanya tarihindeki kurumsal ırkçılık nedeniyle" hükümet adına Roman halkından özür dilemişti.
Romanlar için temel sorunlar eğitim, konut ve sosyal eşitsizlik
İspanya Çingene (Roman) Halkı Vakfı Direktörü Gimenez, mevcut istatistiklere göre, Avrupa'da 10-12 milyon, İspanya'da ise yaklaşık 1 milyon Roman'ın yaşadığını ve "en büyük azınlık nüfus olduklarını" belirterek temel sorunlarının eğitimde, konutta ve sosyal eşitsizlikte olduğunun altını çizdi.
İspanya'da 16 yaşa kadar olan zorunlu eğitimi Roman nüfusunun yüzde 63'ünün tamamladığı bilgisini paylaşan Gimenez, "Geleceğimizin anahtarı eğitimde." dedi.
Gimenez, ayrıca 18 binden fazla Roman ailenin gecekondu tipi evlerde yaşadığını ve "İspanya gibi ileri seviyede demokratik bir ülke için bunun kabul edilemez olduğunu" söyledi.
Son araştırmalara göre İspanya'da en fazla ayrımcılığa uğrayan halkın halen Romanlar olduğunu dile getiren Gimenez, "Biz ayrımcılık sorununu 20 yıldan fazladır gündeme getirmeye çalışıyoruz. Romanlar ev kiralayamıyor, süpermarketlere, alışveriş merkezlerine girdiklerinde peşlerine güvenlik takılıyor, gençler eğlence merkezlerine giremiyor. Bu Roman karşıtlığının sona ermesi gerektiğine, bunun için en iyi aracın eğitim olduğuna inanıyorum. Maalesef gerçeğe uymayan olumsuz bir sosyal imaj var." ifadelerini kullandı.
Romanlar için durumun daha zor olduğu diğer Avrupa ülkeleri İspanya'yı örnek almalı
Aynı zamanda Avrupa Konseyi Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu (ECRI) nezdinde İspanya temsilcisi olarak da görev yapan Gimenez, her şeye rağmen İspanya'nın Roman halkına yönelik attığı adımların Avrupa'nın geri kalanı için örnek teşkil ettiğini belirtti.
Gimenez, "İspanya, Roman halkı için çok önemli adımlar attı. Romanların onurlu yaşam ve iş dünyasına açılabilmelerini teşvik için İspanya iyi bir model. Avrupa'nın diğer ülkelerine baktığımda, İspanya ile aralarında çok büyük fark var. Özellikle Macaristan, Çekya, Slovenya gibi birçok Avrupa ülkesinde Romanların durumu çok zor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bazı ülkelerde Roman çocukların zihinsel engelli olarak eğitim almalarına, Roman kadınların kısırlaştırılmasına kadar aldığı kararlar var." değerlendirmesini yaptı.
"Avrupa'dan her ülkeden gelen raporları gördükçe daha da endişeleniyorum. Ortak nokta çok fazla dışlanma, çok fazla yoksulluk ve tüm ülkelerde eğitimde ayrımcılık yapılması." diye konuşan Gimenez, İspanya'da ayrımcılıkla mücadelede uzman savcıların, uzman polislerin yetiştirilmesinin diğer ülkelerce örnek alınması gerektiğini savundu.
Diğer yandan Avrupa Birliği'nde (AB) son yıllarda yayımlanan istatistikler de Roman halkının sorunlarını gözler önüne seriyor.
AB Temel Haklar Ajansının "Dışlanma, yoksunluk, ayrımcılık ve ırkçılık, Avrupa'daki Romanların güncel yaşamlarında bir gerçek olmaya devam ediyor. Romanlar, Avrupa'daki diğer halklardan ortalama 10 yıl daha az yaşıyor." açıklaması, Avrupa İstatistik Ofisi Eurostat'ın "Romanlara karşı ayrımcılık, yüzde 65 ile Avrupa'da incelenen tüm gruplar arasından en yaygını olarak kabul ediliyor." şeklindeki verisi bunları açıkça gösteriyor.