

Bosna Hersek'in özerk bölgelerinden Sırp Cumhuriyeti'nin (RS) Başkanı Milorad Dodik'in Avrupa'da yükselen aşırı sağ gruplardan cesaret alarak ayrılıkçı ve kışkırtıcı faaliyetlerini hızlandırdığı belirtiliyor.
Uluslararası Saraybosna Üniversitesi (IUS) Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Jahja Muhasilovic, AA muhabirine, Sırp Cumhuriyeti Başkanı Milorad Dodik'in siyasi yasak alması hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Muhasilovic, Dodik'in son 15 senedir Bosna Hersek'in sistemine karşı mücadele ettiğini belirterek "Dodik, Bosna Hersek'e atanan yüksek temsilcinin kararlarını tanımadı ve yüksek temsilcinin dava açmasının ardından siyasi yasak ve para cezası alacak." dedi.
Dodik'e bir senelik hapis cezası verilmesinin kendisini korkutmadığını ama siyasi yasaktan çekindiğini belirten Muhasilovic, 6 senelik siyasi yasağın Dodik'in "bitmesi" anlamına geldiğine dikkati çekti.
Muhasilovic, Sırp siyasetçinin siyasi yasakla karşı karşıya kalmasının ardından radikal kararlar alıp Bosna Hersek'in bütünlüğüne dinamit döşemeye çalıştığını dile getirerek şöyle devam etti:
"Dodik, Sırp özerk bölgesinde kendi anayasa taslağını çıkardı. Bu taslağa göre Sırp otonom bölgesi kendi ordusunu kurabilecek, uluslararası temsilcilik ofisleri açabilecek, diğer ülkelerle ilişkiler kurabilecek. Dolayısıyla tamamen Bosna Hersek'ten bağımsız davranacak. Birkaç gün önce kendisi, Bosna Hersek kurumlarını Sırp bölgesinde tanımama kararı aldı. Bu ne demek? Bosna polisi, mahkemeleri ve diğer resmi daireler Sırp otonom bölgesinde geçerli olmayacak. Kendisi böylece krizi sürekli tırmandırmaya çalışıyor."
"Dodik'in başarılı olmasından herkes endişeli"
Bosna Hersek'in anayasal yapısı gereği Dodik'e bu kadar alan açıldığını ifade eden Muhasilovic, Dodik'in Bosna Hersek'teki gerilimi tırmandırma girişimlerinin başarılı olduğunu aktardı.
Muhasilovic, Bosna Hersek kurumlarının paralize olduğunu belirterek "Tüm devlet kurumları üçe bölünmüş vaziyette. Çünkü etnik grup dağılımı da var bu devlet kurumlarında. Dolayısıyla Dodik'in adamları devlet kurumlarının içerisinde olduğu takdirde, bu devlet kurumları kendisine karşı mücadele edemeyecek gibi görünüyor. Dolayısıyla bu kriz hâlâ devam etmekte ve önümüzdeki günlerde de devam edecek." ifadelerini kullandı.
Sırp liderin "muhtemelen sistemi denediğini" ve Bosna Hersek bürokrasisinin ne tepki vereceğini ve ne kadar ileri gidebileceğini tarttığına işaret eden Muhasilovic, "çılgın" hareketlerinin arkasında bir plan olduğunu kaydetti.
Muhasilovic, sistemin kendisiyle müdahale edemez ve başarılı olursa uluslararası destek alma düşüncesi olduğunu anlatarak "Dodik başarılı olursa uluslararası destek de eninde sonunda gelebilir ve herkes bundan endişeli." değerlendirmesinde bulundu.
Sırbistan ve Rusya'nın uzun zamandır desteklediği Dodik'in, son yıllarda o devletlerin iç meseleleri nedeniyle desteği alamamasına rağmen radikal hamlelerinden geri durmadığını vurgulayan Muhasilovic, şunları kaydetti:
"Avrupa'da aşırı sağın yükselişi Dodik'i etkiledi. Kendisi oradan cesaret alıyor. Avrupalı aşırı sağcı gruplardan muhakkak ilham ve destek alıyor yani oraya güvenerek de hamleler yapıyor. Çünkü başa gelmeden önce, 'Bosna'dan ayrılmak için birkaç sene daha sabretmemiz gerekiyor. Trump gelecek ve Avrupa'nın ideolojik görünümü tamamen değişecek. O gün geldiğinde bağımsızlığa hazır olmamız gerekiyor.' diyordu. Bu aslında bize o senaryoya güvendiğini ve o gruplara güvendiğini göstermektedir. An itibarıyla onlar gerçekten desteği almadı ama korkuyorum ki ileride böyle devam ederse ve Bosna Hersek devlet kurumları ona karşı başarısız olursa o destek de gelebilir kendisine ve bu, Bosna Hersek için hiç de iyi olmaz."
Muhasilovic, Sırp siyasetçinin Trump hükümetine çok güvendiğini ama bugüne kadar "yeşil ışık" alamadığını belirterek ABD Dışişleri Bakanlığının Dodik'e karşı bir açıklama yapmasının da olumlu bir adım olduğunu söyledi.
Dodik'in bu krizi başlatmasının arkasındaki siyasi motivasyonun "mantıklı" olmadığını anlatan Muhasilovic, "Sırbistan'dan, Rusya'dan ve ABD'den yardım gelmeyecek. Herkes neden böyle bir kriz başlattığını merak ediyor. Macaristan biraz destek verdi ama o da sonra geri adım attı." diye konuştu.
"Bu kriz Bosna için bir testtir"
Muhasilovic, bu krizin Bosna Hersek kurumlarının güvenilirliği için bir test olduğu uyarısında bulunarak "Bu kriz, Bosna için bir testtir. Bosna Hersek kurumları bu testi geçerse ve Dodik'i tutuklarsa devlet olduğunu, kurumlarının çalıştığını ve kimsenin hukukun üstünde olmadığını herkese gösterecek. Bu, Bosna Hersek için büyük bir zafer olur." ifadelerini kullandı.
Sırp milliyetçisi Dodik'in yaptığı eylemler nedeniyle tutuklanması gerektiğinin altını çizen Muhasilovic, bu krizin Bosna Hersek'in bekası için önemli bir viraj olduğunu sözlerine ekledi.
Dodik'in 30 senedir Bosna Hersek siyasetini kirlettiğini ve zehirlediğini söyleyen Muhasilovic, sözlerini şöyle tamamladı:
"Dodik'in tutuklanması, Bosna Hersek için büyük bir kazanç olur. Çünkü Hırvat siyasetçiler de Dodik'e tamamen bağlanmış vaziyette. Özellikle onların en güçlü partileri kendisini Dodik'e bağladı. Dodik buradan kazançlı çıkarsa, bu Bosna Hersek için çok kötü olur. Bu, Bosna Hersek kurumlarının Dodik'e kurban olduğunu ve ona karşı hiçbir hamle yapamayacağını gösterir."
Bosna Hersek'te RS Başkanı Dodik'in anayasaya aykırı uygulamaları
Bosna Hersek Mahkemesi, ayrılıkçı söylemleriyle gündeme gelen RS Başkanı Dodik hakkında "Yüksek Temsilcilik Ofisi (OHR) kararlarına saygı duymadığı" gerekçesiyle 1 yıl hapis ve 6 yıl siyasi yasak cezası vermişti.
Mahkeme kararının hemen ardından RS Ulusal Meclisinde (NSRS) yapılan oylamada devlet kurumları olan Bosna Hersek Yüksek Yargı ve Savcılık Konseyi (VSTV), Bosna Hersek Savcılığı, Bosna Hersek Mahkemesi ve Bosna Hersek Araştırma ve Koruma Ajansının (SIPA) RS entitesindeki faaliyetleri yasaklanmıştı.
Ülke anayasasına aykırı olan kararları imzaladığını duyuran RS Başkanı Dodik, sözde yasaların yürürlüğe girmesinden sonra mahkemenin ve savcılığın çağrılarına cevap vermeyeceğini açıklamıştı.
Ulusal medyada kararları "darbe" olarak nitelenen Dodik'e ülke içinden ve ülke dışından çok sayıda devlet adamı, sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve gazeteciden tepki açıklaması gelmişti.