İsrailli büyükelçi: Gazze'deki katliam nedeniyle İsrail ileride hukuki sorunlar yaşayacak

Faruk Hanedar
18.04.2025
Kudüs

"Netanyahu'nun felç olduğunu düşünüyorum. Çünkü savaşı durduracak olursa koalisyonu sona erdirmek zorunda kalabilir. Belki de seçimleri ilan eder. Bu riski almak istemiyor"

İsrailli esirlerin geri dönmesi için Gazze'ye saldırıların durdurulması çağrısı yapan bildiriyi imzalayan emekli büyükelçilerden Alon Liel, Gazze'deki katliamlardan dolayı "imajı zedelenen" İsrail ve Yahudi toplumunun ileride hukuki ve siyasi sorunlar yaşayacağını belirtti.

İsrail'in ateşkesi bozarak Gazze Şeridi'ne saldırılarını yeniden başlatmasının birinci ayı dolarken, Başbakan Binyamin Netanyahu'ya karşı iç kamuoyunda "esirleri kurtarmak için savaşı durdur" baskıları artıyor.

ABD, Katar ve Mısır'ın arabuluculuğuyla 19 Ocak'ta yürürlüğe giren Gazze'de ateşkes ve esir takası anlaşmasının 3 aşamadan oluşması, ikinci aşama müzakerelerinin ise birinci aşamanın 16. günü başlaması ve müzakereler devam ederken ateşkesin sürdürülmesi gerekiyordu.

Anlaşmanın yürürlüğe girdiği 19 Ocak'tan itibaren koalisyon ortağı aşırı sağcıların baskısının da etkisiyle Netanyahu, ülkesinin anlaşmadaki yükümlülüklerini yerine getirmeyi reddederek önce ikinci aşama müzakerelerinin başlamasına izin vermedi, ardından birinci aşamasının sona erdiği 2 Mart'ta Gazze'ye insani yardım girişini durdurdu ve 18 Mart'ta ise yoğun saldırıları yeniden başlattı.

İsrail ordusunun, saldırılarını tekrar başlatmasının ardından Gazze Şeridi'nde çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere 1700'e yakın Filistinli hayatını kaybetti, yaklaşık 4 bin 500 kişi yaralandı. Böylece İsrail'in 7 Ekim 2023'ten sonra Gazze'ye düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısı 51 bini aşarken, yaralılar da 117 bine yaklaştı.

İnsani yardım girişinin engellenmesiyle büyük bir insanlık krizinin yaşandığı Gazze Şeridi'nde, bir yandan sözde "güvenli bölge" oluşturmak için Filistinlileri bulundukları yerlerden süren İsrail, kara işgalini genişletiyor, diğer yandan "gönüllü göç" adı altında Filistinlilerin başka ülkelere sürgünü için çalışmalar yapıyor.

Gazze'de bunlar yaşanırken İsrail'de, yoğun bir şekilde sürdürülen saldırıların İsrailli esirlere zarar vereceğini ve Netanyahu'nun saldırıları, "siyasi ve kişisel çıkarları için" kullandığını düşünenlerin hükümete karşı tepkisi sürüyor.

İsrail Hava Kuvvetleri mensubu yaklaşık bin pilot ve yedek askerin, esirlerin geri döndürülmesi için Gazze'ye saldırıların durdurulması talebiyle "savaşı durdurmak pahasına" ibaresinin altını çizerek başlattıkları bildiriye yeni açıklamalarla destek her geçen gün artıyor.

Donanma, zırhlı birlikler, askeri istihbarat, askeri doktorlar, Mossad, akademisyenler, emekli Dışişleri Bakanlığı mensupları, öğretmenler, veliler ve toplumun diğer kesimlerinden de destek alan bildirilere imza atanların sayısı 122 bini aştı.

İsrail toplumu ikiye bölündü

Hava kuvvetlerinin başlattığı esirlerin geri getirilmesi için Gazze'ye saldırıların durmasını talep eden bildiriye destek veren 110 emekli büyükelçiden biri ola İsrail'in eski Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı ve Dışişleri Bakanlığı Sekreteri Alon Liel, Gazze'ye yönelik saldırıları ve hükümete karşı imzalanan bildiriler ile İsrail toplumunun tutumunu AA muhabirine değerlendirdi.

Liel, saldırıların bir an önce durması gerektiğini belirterek "Savaşı durdurmak pahasına da olsa öncelikle 59 esiri geri getirmeliyiz." dedi.

Esirler konusunun İsrail toplumunu ikiye böldüğünü kaydeden Liel, bir kesimin "esirleri geri getirmek", diğer kesimin ise "Hamas'ı bitirmek" fikrini hararetle savunduğuna dikkati çekerek, bildiriyi imzalayanların "savaşı durdurmak pahasına" ifadesini hükümetin pozisyonuna saygı gösterdikleri ve esirlerin geri dönmesini öncelikli gördükleri için kullandıklarını aktardı.

"Asıl baskı ordudan geliyor"

Yayımlanan bildirilerin bir baskı unsuru olmasına karşın Netanyahu'yu doğrudan etkilemeyeceğini savunan Liel, asıl baskının ise ordudan geldiğine ve yedek askerlerin artık savaşa gitmek istemediğine, şu sözlerle işaret etti:

"Asıl baskı ordudan geliyor. Bunun şu anda sorun olmayacağını düşünsem de böyle devam eder ve daha fazla insan askere gitmeyi reddederse büyük bir sorun olabilir. Çünkü ordu diyor ki yeterli askerimiz yok. Ultra Ortodokslar askere gitmiyor. Her zaman nüfusun laik kesimine güveniyorlar ve laik kesim, savaşı desteklemiyor, yorgun. Bu da orduyu etkileyebilir ve ordu Netanyahu'ya baskı yapabilir."

"İsrail'in ve Yahudi toplumunun nesiller boyu sürecek bir sorunu olacak"

Emekli Büyükelçi Liel, İsraillilerin hala "7 Ekim şokunu" atlatamadığını ve bu nedenle sadece kendi acılarını gördüklerini kaydetti.

Medyada sürekli "bizim esirlerimiz, bizim askerlerimiz, bizim acılarımız" retoriğinin işlendiğini belirten Liel, İsraillilerin kendilerine odaklandıkları için Gazze'de yaşananları görmediği eleştirisinde bulundu.

Liel, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi başta olmak üzere Lübnan, Suriye ve Yemen'de yaptığı saldırıların İsrail ve dünya genelinde Yahudi toplumunun geleceğine olumsuz etki edeceğini şu sözlerle vurguladı:

"Ben olaya tarihi bir perspektiften bakmaya çalışıyorum. 5 yıl ya da 10 yıl sonra, dünya bu savaşa baktığında, neden olduğumuz kayıp sayısı, hasar ve acı miktarı ile İsrail'in nesiller boyu sürecek bir sorunu olacak. Sadece İsrail'in değil, Yahudi toplumunun da... Çünkü kayıpların miktarı çok büyük ve hala da artıyor. Gazze'de öldürülen 51 bin kişiye, diğer yerlerde öldürülen yaklaşık 10 bin kişiyi de eklememiz gerekiyor. Dolayısıyla bu, İsrail'in nesiller boyunca omuzlarında taşımak zorunda kalacağı bir hesap olacak. İsrailliler, 'saldırıya uğradık, öldürüldük, tecavüze uğradık, ne istersek yapmaya hakkımız var' dediler. Ama dünya bunu böyle görmüyor. Gelecekte insanlar bu savaşın sonucuna baktığında büyük sorunlarımız, belki hukuki sorunlarımız, imajımızla ilgili sorunlarımız ve siyasi sorunlarımız olacak."

"Savaşın İsrail'in güvenliği ile hiçbir ilgisi yok"

Hükümetin Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıların İsrail'in güvenliği için yapıldığı iddiasıyla ilgili Liel, "Şu aşamada savaşın İsrail'in güvenliği ile hiçbir ilgisi yok, hatta bize zarar verdiğini düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Liel, Gazze'de gerçek bir savaşın yaşanmadığını ve tek taraflı bir İsrail saldırısının olduğunu belirterek ABD Başkanı Donald Trump'ın göreve gelmesinin İsrail'in uluslararası pozisyonunu iyileştirdiği, Joe Biden döneminde İsrail'e tavır alan çok sayıda ülkenin Trump'ı karşısına almamak için tepki göstermekten kaçındığını da kaydetti.

"Netanyahu'nun felç olduğunu düşünüyorum"

Netanyahu'nun 120 sandalyeli Knesset'te 68 milletvekilinden oluşan milliyetçi ve dindar bir koalisyona sahip olduğunu hatırlatan Liel, Başbakan'ın bu koalisyonu koruduğu müddetçe kendisini "güvende" hissettiğini söyledi.

Liel, koalisyondaki Dini Siyonizm Partisi lideri Bezalel Smotrich ile Yahudi Gücü Partisi lideri Itamar Ben-Gvir'in Gazze'ye saldırıların durmasına karşı olduğunu ve Ben-Gvir'in 19 Ocak'taki ateşkes yürürlüğe girdiğinde istifa edip saldırılar tekrar başladığında geri döndüğünü hatırlatarak şu yorumu yaptı:

"Netanyahu'nun felç olduğunu düşünüyorum. Çünkü savaşı durduracak olursa koalisyonu sona erdirmek zorunda kalabilir. Belki de seçimleri ilan eder. Bu riski almak istemiyor."