AA muhabirine konuşan Iraklı uzmanlar, Suriye’de Baas rejiminin ve Esed yönetiminin düşmesinin, Irak ve IKBY’ye etkileri, İran'ın ülkedeki nüfuzu ve Erbil-Bağdat ilişkilerine etkisini değerlendirdi.
Erbilli gazeteci Rasan Remzi, Suriye'de peş peşe gelen gelişmelerin bölgedeki ülkelerin hazırlıksız yakalanmasına sebep olduğunu, gelişmelere ayak uydurmak için apar topar siyasi ve diplomasi hamleleri yapıldığını savundu.
IKBY’nin federal yapı olarak dış siyasette merkezi hükümetin uygulayacağı dış politikaya uygun davranacağını ifade eden Remzi, Irak'ta siyasi kararların şu an Şii Koalisyon Çerçevesinin elinde olduğunu ancak onların arasında da Suriye konusunda hemfikirlik olmadığını söyledi.
Bölgede İran aleyhine her gelişmede, IKBY’nin zayıf halka olarak "hedef tahtasına oturtulduğunu" dile getiren Remzi, “Daha önceden de olduğu gibi İran, İsrail'e ya da ABD'ye karşı bir hamle yapmak istediğinde IKBY'yi gerek siyasi hamlelerle gerek doğrudan saldırmakla cezalandırmıştır. Kimi zaman doğrudan kimi zaman Irak'taki siyasi ve silahlı milisler üzerinden yapmaktadır. Esed'in devrilmesi bölgedeki İran hegemonyasına peş peşe gelen darbelerden birisi. Bu durum IKBY için bir fırsattır. İran'ın zayıflaması bundan sonraki süreçte (Irak) merkezi hükümeti ve İran’a bağlı grupların IKBY'ye karşı daha ılımlı bir tavır sergilemesine yol açabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
“Esed Suriye'si Irak'taki demokratik tecrübeyi kanla da olsa yıkmak istemişti”
Iraklı siyasi analist Ahmed Yasiri ise Irak ve Suriye halkları arasında toplumsal ve dini benzerlikler olduğuna dikkati çekti çekti.
Ancak, Suriye'nin devrik yönetiminin ülkesine olumsuz etkilerinin olduğunu belirten Yasiri, şöyle devam etti.
"Irak, Esed döneminde Suriye'den siyasi ve güvenlik anlamında çok çekti. Suriye, Irak'a Baas Partisi'ni soktu. Suriye'den aynı zamanda terörist gruplar da Irak'a girdi. Esed Suriye'si Irak'taki demokratik tecrübeyi kanla da olsa yıkmak istemişti. (Nuri) El-Maliki bile Başbakanken, 2010 yılında Esed'e karşı BMGK'de Irak'a teröristleri gönderiyor diye şikayette bulunmuştu.
İran'ın Suriye'de artık derin bir strateji oluşturma gücü yok. Suriye'den Irak'a yönelik bir güvenlik sorununun oluşacağını zannetmiyorum. Ancak Irak'ta içerdeki aşırıcı grupların ve uyuyan hücrelerin uyanması kaygısı var. Bu da Irak için endişe verici bir durum. Irak, Suriye'deki mevcut hükümetle çalışmaya başlayabilir. Bunu İran da açıkladı çünkü bu uluslararası bir tutumdur. Pratikte de Irak, Beşşar Esed sayfasını zaten kapattı. Ama hala 'bekleyip görelim' modundadır.”
“(İran'ın etkisinin) Irak'ta daha da gerileyeceğini düşünüyorum”
Erbilli siyasi uzman Raber Talat ise Suriye'deki durumun Irak'a siyasi, güvenlik, ekonomik ve sosyal etkisi olduğunu, terör örgütü DEAŞ'ın sınırlarda hareketlenebileceğinin tahmin edildiğini ve bu nedenle Irak ordusunun da sınır boyunca "alarm durumuna" geçtiğini paylaştı.
"İran'ın bölgedeki etkisi 7 Ekim'den bu yana gerileme sürecinde. Irak'ta daha da gerileyeceğini düşünüyorum.” diyen Talat, "Irak'taki 'direniş ekseni'nin bir parçası görülen Şii milis gruplar, Suriye'deki rejimin çökmesinin ardından büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Çünkü onları Akdeniz'e ve Lübnan Hizbullahı'na bağlayan güzergahta bir kopukluk oldu.” değerlendirmesinde bulundu.
İran’ın hala Irak'ta güçlü ve iktidar kurumlarının içinde etkili olduğunu savunan Talat, “Süreç bu şekilde devam ederse, İran'ın Irak'taki etkisi daha da azalacak." dedi.
Iraklı siyasi uzman Halid Debbuni de Suriye'nin şu anki durumunun, diğer komşu ülkelere kıyasla en fazla Irak'ı etkileyeceğini söyledi.
Debbuni, Irak hükümetinin tüm bölgeyi kapsayan bu ağır şartlarda Irak'ın çıkarlarını dikkate alması gerektiğini kaydetti.