Ankara
Avrupa'da geçen yıl elektrik üretiminde kömür ve doğal gazın payı, rüzgar, güneş ve nükleer gibi temiz üretim kaynaklarının katkısıyla azaldı. Bölgede sürdürülen enerji verimliliği ve tasarruf önlemlerinin de talebin azalmasına neden olduğu belirtildi.
Columbia Üniversitesi Küresel Enerji Politikası Merkezinin (CGEP) Avrupa Elektrik İletim Sistemi İşleticileri Birliği verilerine dayandırdığı son analizine göre, 2022'de nükleer ve hidroelektrik kaynaklı elektrik üretiminin düşmesi doğal gazdan üretimin artmasına yol açtı ve Rusya-Avrupa gerilimi nedeniyle yaşanan 'gaz krizinin' tırmanmasında etkili oldu.
CGEP uzmanı Anne-Sophie Corbeau, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, yenilenebilir kaynaklı elektrik üretiminin artmasının beklenen bir durum olduğunu söyledi.
Corbeau, bu eğilimin geçen yıllarda gözlemlenen gelişmelerin devamı niteliğinde olduğunu belirterek, 'Avrupa Birliği'nin (AB) birincil enerji sepetinde yenilenebilir enerji kullanımının artırılması konusunda çok iddialı hedefleri var ve yenilenebilir üretimin artırılması da bunun bir parçası.' dedi.
Doğal gazdan elektrik üretilmesinin talebe ve diğer kaynaklardan üretime bağlı olduğunu dile getiren Corbeau, 'Artan elektrik fiyatları, enerji verimliliği ve tasarrufu sayesinde elektrik talebinin düştüğü öne sürülebilir. Bu da yaşanan enerji krizine bir cevaptı.' diye konuştu.
Corbeau, geçen yıl önceki yıla göre nükleer enerji üretiminin artmasının temel sebeplerinden birinin ise Almanya'daki santrallerin kapatılışının Aralık 2022'den Nisan 2023'e ertelenmesi olduğunu belirterek şunları ifade etti:
'Bu santraller 2023'te 6,7 teravatsaat elektrik üretti. Gaz krizi sona erdikten sonra bile birçok ülkede elektrik talebini azaltma çabalarını görmeye devam ettik. Enerji tasarrufu alışkanlıklarının kalıcı olup olmayacağını ya da krizde olduğumuz hissi sona erdiğinde ortadan kalkıp kalkmayacağını daha uzun süre boyunca gözlemlemek ilginç olacak.'
- Nükleerden üretimde en büyük düşüş Almanya'da yaşandı
CGEP analizine göre, AB'nin elektrik üretimi geçen yıl 2022'ye kıyasla yüzde 2,3 azalarak 2 bin 401 teravatsaate geriledi. Bu miktar bir önceki yıl yaklaşık 2 bin 458 teravatsaat olmuştu.
Düşüşün en yüksek seviyeye ulaştığı ay yüzde 7,2 ile ocak olarak belirlendi. AB çapındaki genel düşüşün nedeninin 2022'de yaşanan krize karşılık devam eden verimlilik ve tasarruf önlemleri olabileceği ifade edildi.
Geçen yıl önemli üretim düşüşlerinin yaşandığı ülkelerin başında Estonya, Bulgaristan ve Belçika yer aldı.
Üretim artışı görülen ülkeler arasında ise Litvanya, Letonya ve Hırvatistan başı çekti.
Analizde, 'Ülke düzeyindeki bu üretim değişiklikleri, elektrik ticaretindeki değişikliklerin yanı sıra talep azalmasından da kaynaklanıyor olabilir. Almanya'da, tüketimdeki tahmini yüzde 3 ila 4'lük düşüş ve ithalattaki artış nedeniyle elektrik üretimi yüzde 11 düştü.' ifadesi kullanıldı.
Analizde paylaşılan verilere göre, Avrupa'da hidroelektrik kaynaklı üretim geçen yıl önceki yıla göre 50,6 teravatsaat artarken, sıcak ve kurak yaz geçiren Güney Avrupa hariç 2022'ye kıyasla daha yağışlı koşullar nedeniyle tüm aylarda hidroelektrik kaynaklı üretimde artış görüldü. Hidroelektrikte en yüksek artış ise 2022'ye kıyasla iki kat fazla üretim yapan Portekiz'de yaşandı.
Rakamsal olarak hidroelektrikte en yüksek üretim İtalya ve Fransa'da gerçekleşti.
Nükleer santrallerden elektrik üretimi de geçen yıl önceki yıla göre 8,9 teravatsaat arttı. Almanya'nın son üç nükleer santralini Nisan 2023'te devre dışı bırakması nedeniyle nükleerden elektrik üretiminde en büyük düşüşü yaşayan ülke olduğu gözlendi. Fransa'da ise üretim artışı dikkati çekti.
Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimindeki söz konusu artışlar, fosil yakıt kaynaklı üretimde düşüşe neden oldu.
Analize göre, geçen yıl önceki yıla kıyasla rüzgardan elektrik üretimi 54,2 teravatsaat, güneşten üretim de 30,2 teravatsaat arttı.
Kömür kaynaklı elektrik üretimi geçen yıl önceki yıla göre 120 teravatsaat, doğal gaz kaynaklı üretim ise 71,8 teravatsaat azaldı. Uzmanlara göre bu da AB'de arz-talep dengesinin iyileşmesini sağladı ve 2023'te gaz fiyatlarının istikrara kavuşmasına katkıda bulundu.