İstanbul
Anadolu Ajansının (AA) 'Global İletişim Ortağı' olduğu 12. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi (TÜREK 2023) kapsamında 'Yeşil Hidrojenin Gelişimi İçin İş Modelleri ve Stratejileri' başlıklı oturum düzenlendi.
Oturum, Hydrogen Europe Baş Politika Sorumlusu Daniel Fraile, Almanya Ekonomi ve İklim Koruma Bakanlığı Daire Başkan Yardımcısı Beatrix Massig, KFW IPEX Direktörü Yasemin Kuytak, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Başkan Yardımcısı Mehmet Erdem Yaşar'ın katılımıyla gerçekleşti.
Fraile, Avrupa'da hidrojen konusunun uzun yıllardır konuşulduğunu belirterek, hidrojen kullanımında ortaya çıkacak emisyonlara yönelik bir düzenleme yapılmasının önemli olduğunu dile getirdi.
Emisyon ölçümünde kullanılacak metodolojinin önemine işaret eden Fraile, 'Avrupa'da buna yönelik metodolojiyi belirlemek yaklaşık 3 yıl sürdü. Hidrojen kullanımında çeşitli kurallar oluşturuyoruz. Örneğin, Avrupa'da maksimum karbon ayak izinin kilogram hidrojen başına 3,4 kilogram karbondioksitin altında olması gerektiğine karar verdik.' dedi.
Daniel Fraile, Avrupa'ya hidrojen ihraç etmek isteyen ülke ve firmalar için de bu tanım ve metodolojilerin ihracat süreçlerinde kolaylık sağlayacağını söyledi.
Massig de Almanya'nın sıfır karbon hedefleri doğrultusunda hidrojen enerjisine ağırlık vermeyi planladığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
'Almanya, 2020 yılında ulusal hidrojen stratejisini yayınlayan ilk ülkelerden biri oldu. Bu yıl temmuzda ise stratejimizi güncelledik. Yeşil hidrojenin kullanımına odaklanıyoruz. Uzun dönemde yeşil hidrojen sürdürülebilir bir seçenek olarak önümüze çıkıyor. On yıl içinde yeşil hidrojenin maliyetinin de düşeceğini tahmin ediyoruz. Enerji kullanımı yoğun olan sanayi sektörünü öncelikli alan olarak belirledik.'
Beatrix Massig, ülkede hidrojen talebinin giderek artacağına dikkati çekerek, talebin karşılanmasında ithalatın önemli payı olacağını, bu noktada Türkiye'nin de rol oynayabileceğini dile getirdi.
Kuytak, öncelikle yeşil hidrojen kapsamındaki yenilenebilir kaynakların tespit edilmesi ve yeşil hidrojen sertifikasyon programının oluşturulması gerektiğini ifade etti.
Finansal kuruluşların risklerini azaltmak için vergi indirimleri ve finansal teşviklerin yararlı olacağını, yeşil hidrojen projeleri için bazı devlet garantilerinin olduğu bir risk paylaşım mekanizmasının önemini vurgulayan Kuytak, 'Söz konusu yeni teknolojinin ilk adımlarında, daha önce Türkiye'de rüzgar ve güneşte olduğu gibi, bir tür destek planına ihtiyacımız var.' dedi.
Yaşar ise Türkiye ve bölgedeki ülkelerde hidrojen projelerini desteklemek için çözüm yolları araştırdıklarını anlattı.
Yaşar, EBRD'nin Doğu Avrupa, Türkiye, Orta Asya ve Kuzey Afrika'da faaliyet gösterdiğini ve söz konusu bölgelerde hidrojen teknolojisinin başlangıç aşamasında olduğunu belirterek, 'Dolayısıyla, şu aşamada, katılımımız daha çok politika tarafında gerçekleşiyor. Bu çerçevede, faaliyet gösterdiğimiz ülkelerdeki hükümetler ile işbirliği yaparak, uzun vadeli sürdürülebilir hidrojen piyasası gelişimi için gereken kuralları oluşturmalarına yardımcı olmalarına destek vermeye çalışıyoruz.' değerlendirmesini yaptı.