Dolar
42.06
Euro
48.51
Altın
4,002.71
ETH/USDT
3,868.40
BTC/USDT
110,039.00
BIST 100
10,971.52
Kültür

UNESCO Genel Konferansının başladığı Semerkant, tarihi ve kültürel yapılarıyla öne çıkıyor

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) 43. Genel Konferansı'na ev sahipliği yapan Özbekistan’ın tarihi Semerkant şehri, Türk-İslam medeniyetinin önemli eserlerini bulundurmasıyla dikkati çekiyor.

Bahtiyar Abdülkerimov  | 31.10.2025 - Güncelleme : 31.10.2025
UNESCO Genel Konferansının başladığı Semerkant, tarihi ve kültürel yapılarıyla öne çıkıyor Fotoğraf: Bahtiyar Abdülkerimov/AA

Semerkant

Dün başlayan ve 194 ülkeden 5 binden fazla yetkili ve akademisyenin katıldığı konferansın 2 hafta boyunca devam edeceği Semerkant, 3 bin yıllık köklü geçmişiyle Orta Asya Türk uygarlığının en kadim şehirlerinden biri olarak öne çıkıyor.

Tarihi zenginlikleri ve görkemli kültürel yapılarıyla göz kamaştıran Semerkant, Orta Çağ'da inşa edilen mavi kubbeli camileri ve medreseleri, çinilerle bezeli kervansarayları, göğe uzanan minareleriyle görenleri hayran bırakıyor.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Tarihi Büyük İpek Yolu güzergahında yerleşen, yüzyıllar boyunca Türk-İslam medeniyetinin önemli merkezlerinden olan ve "Doğu'nun Roma'sı" olarak nitelendirilen Semerkant, milattan önceye dayanan köklü tarihini yansıtan çok sayıda tarihi ve kültürel varlığa ev sahipliği yapıyor.

Semerkant, tarihte birçok Türk devletine başkentlik yaptı

Geçmişte bilim, eğitim, kültür ve sanatın merkezlerinden olan ve günümüzde de önemli etkinlik ve toplantılara ev sahipliği yapan Semerkant, Türk-İslam medeniyetinin önemli eserlerini bulundurmanın yanı sıra farklı dönemlerde kurulan Türk devletlerine başkentlik yapmasıyla da öne çıkıyor.

Çeşitli dönemlerde aralarında Batı Karahanlı, Şeybani ve Timurluların da bulunduğu birçok Türk devletine başkentlik yapan Semerkant, Sovyetler Birliği döneminde de 1925-1930 yılları arasında Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin başkenti oldu.

Yüzyıllar boyunca Çin ile Avrupa arasındaki Büyük İpek Yolu üzerinde kilit konumda yer alan Semerkant, dönemin en önemli ticaret merkezlerinden biri olmakla birlikte, en parlak dönemini yaşadığı 14 ve 15. yüzyılda dünyanın önemli bilim merkezlerinden biri de oldu.

Ünü bugünlere kadar gelen İmam Maturudi, Uluğbey, Ali Kuşçu, Devletşah Semerkandi gibi yüzlerce ulema ve bilim insanı bu topraklarda yetişti.

Semerkant, Orta Asya Türk mimarisinin ender örneklerinden Registan Meydanı, Emeviler döneminde İslam'ı yaymak için bölgeye gelerek şehit düşen ve Hz. Muhammed'in (sav) kuzeni olan Kusem bin Abbas'ın türbesinin bulunduğu Şah-i Zinde Külliyesi, Timur İmparatorluğu'nun kurucusu Emir Timur'un mezarının yer aldığı Gur-i Emir Türbesi, ünlü matematikçi ve astronomi bilgini Timur Sultanı Mirza Uluğ Bey'in inşa ettirdiği Uluğ Bey Gözlemevi, Timur'un eşi Bibi Hanım adına inşa edilmiş Bibi Hanım Medresesi, 712'de inşa edilen Orta Asya'daki ilk camilerden Hazreti Hızır Camisi gibi çok sayıda tarihi ve kültürel yapıyı bulunduruyor.

Semerkant'ta ayrıca İmam Buhari, İmam Maturidi ve Hoca Ahrar Veli gibi İslam aleminin büyük alim ve ulemaları ile Timur devletinin kurucusu Emir Timur, ünlü matematikçi ve astronomi bilgini Mirza Uluğbey gibi önemli şahsiyetlerin türbeleri de yer alıyor.

2001 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilen Semerkant, 2007'de kuruluşunun 2 bin 750'nci yılını UNESCO himayesinde kutladı.

Semerkant'ın kalbi Registan Meydanı

Semerkant'ın "kalbi" olarak adlandırılan ve bünyesinde Uluğ Bey, Şirdar (Aslanlı) ve Tillakari (altın işlemeli) medreselerini bulunduran Registan Meydanı, kuruluşundan yüzyıllar sonra da görkemini koruyor.

Orta Asya'nın incisi olarak nitelendirilen ve Orta Çağ döneminde çeşitli hükümdarlar tarafından inşa ettirilen Registan Külliyesi, yüzyıllar boyunca şehrin sembolleri arasında yer alırken, Registan Meydanı'ndaki tüm medreseler, çeşitli dönemlerde yapılmalarına karşın aynı plan üzerinde inşa edilmeleriyle dikkati çekiyor.

Semerkant'ın 15. yüzyıldan sonra baş meydanı olup dünyada benzeri bulunmayan Registan, çeşitli dönemlerde hükümdar fermanlarının okunduğu, idam cezalarının infaz edildiği ve çeşitli tören ve etkinliklerin yapıldığı yer olurken külliyesindeki medreseler, döneminin en nüfuzlu bilim merkezleri olarak faaliyet gösterdi.

"Kumluk alan" anlamındaki Registan Meydanı'nda bulunan ve külliyenin ilk yapıtı olan Uluğbey Medresesi, Timurlu hükümdarlardan gökbilimci Mirza Uluğbey tarafından 1417-1420 yıllarında kuruldu. Uluğbey'in ölümüne kadar matematik ve astronomi derslerini verdiği medrese, döneminin en nüfuzlu üniversitelerden biri oldu.

Uluğ Bey Medresesi'nin tam karşısında simetrik olarak yaptırılan Şirdar Medresesi ise kışın kullanılmak üzere tasarlanmış fazladan iki eğitim holünün bulunması dikkati çekiyor. Giriş kısmının üst tarafına Semerkant şehrinin sembolü olan iki aslanın resmedildiği Şirdar Medresesi'nin duvarlarına Kur'an-ı Kerim'den ayetler ve sureler yazılmış bulunuyor.

Şirdar Medresesi'nin yapımından birkaç yıl sonra 1646-1660 yıllarında, yine Yalangtuş Bahadır tarafından iki medresenin ortasında meydana bakacak şekilde üçüncü medrese Tillakari yaptırıldı.

Tillakari Medresesi, dış görünümüyle diğer iki medreseye benzemekle beraber iç yapısı itibarıyla belirgin bir farklılık gösteriyor. İç süslemelerinde saf altın kullanıldığı için Tillakari (Altın İşlemeli) olarak adlandırıldı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.