YÖK Başkanı Özvar: Türkiye, nitelikli bilgi üretmek ve bunun ekonomik getirilerini güvence altına almak istemekte
Prof. Dr. Erol Özvar, üniversitelerin Türkiye'nin kalkınma hedefleri doğrultusunda nitelikli insan gücünün yetiştirilmesinde, bilgi ve teknoloji birikiminin oluşturulmasında öncü birer kurum olmasını arzu ettiklerini bildirdi.
Kayseri
Erciyes Teknopark tarafından Erciyes Kültür Merkezi'nde düzenlenen Yükseköğretim Kurulu Araştırma Üniversiteleri Toplantısı'nda konuşan Özvar, dünyanın her yerinde üniversitelerin, beşeriyetin bugün karşı karşıya kaldığı sorunları çözmek için çaba harcadığını söyledi.
Özvar; savaş, salgın hastalıklar, açlık, zorunlu göç, küresel ısınma gibi küresel hale gelen krizlere çareler aramanın bugün üniversitelerin omzuna yüklenen bir sorumluluk olarak görüldüğünü belirtti.
Üniversitelerin uluslararası rekabette küresel pozisyonlarını korumak ve artan sorunlara çare bulabilmek için yeni yol arayışı içinde olduğuna değinen Özvar, kimi üniversitelerin birleşme yoluna gittiğini, Aralık 2014'te Londra'da iki köklü İngiliz yükseköğretim kurumu olan University College London ile Institute of Education'ın küresel ölçekte daha güçlü rekabet edebilmek için birleştiğini dile getirdi.
İnsan kaynağının öneminin altını çizen Özvar şunları kaydetti:
"Türkiye Cumhuriyeti, ülkenin insan kaynağının niteliğini artırmak ve genç nüfusla birlikte artan yükseköğretim talebine karşılık vermek için son yıllarda yükseköğretime yurt sathında erişilebilir kılmıştır. Dahası, Türkiye, öncelikli hedefleri bakımından nitelikli bilgi üretmek ve bunun ekonomik getirilerini güvence altına almak istemektedir. Bu kapsamda ülkemizde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu irade ile hem üniversitelerin kalitesini hem de uluslararası rekabet gücünü artırmak için yükseköğretime yönelik mali destek programlarını zenginleştirmiştir.
Yükseköğretim sisteminde özellikle 2006 yılı sonrasında yaşanan genişlemeye paralel olarak yükseköğretim kurumları arasında gittikçe daha görünür olan bir farklılaşma söz konusu olmuştur. Bu fiili farklılaşmayı daha sistematik hale getirmek ve kaynakları daha verimli kullanmak için yükseköğretim kurumlarımızın misyon farklılaşmasını tutarlı bir şekilde özümsemelerini ve bu çerçevede faaliyet göstermelerini özellikle önemsiyoruz. Böylece üniversitelerimizin Türkiye'nin kalkınma hedefleri doğrultusunda nitelikli insan gücünün yetiştirilmesinde, bilgi ve teknoloji birikiminin oluşturulmasında öncü birer kurum olmalarını arzu ediyoruz. Bu vasıflarıyla da küresel bilgi toplumunun saygın bir üyesi haline gelebileceğine inanıyoruz."
YÖK tarafından başlatılan "Araştırma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Programı"na 20'si devlet, 3'ü vakıf üniversitesi olmak üzere toplam 23 üniversitenin araştırma üniversitesi olarak ilan edildiğini hatırlatan Özvar şöyle devam etti:
"Kalkınma planlarında yükseköğretim kurumlarına ilişkin yer alan hedefler bizim için önem arz etmektedir. Bu kapsamda, üniversitelerin yüksek katma değerli çıktılar üretimini desteklemek ve kapasitelerini geliştirmek için gayret sarf ediyor ve ülkemizin ihtiyaçlarını gözetiyoruz. 11. Kalkınma Planı'nda yer alan şu madde bizim için özellikle önemlidir; 'Araştırma üniversiteleri yetkinlikleri dikkate alınarak öncelikli sektörlerle eşleştirilecek, belirlenen hedeflere ulaşmak için oluşturulan projelere dayalı iş modelleri uygulamaya konulacak ve bu iş birlikleri desteklenecektir.'"
Araştırma üniversitesi olarak ilan edilen üniversitelerin akademik birimleri, lisans ve lisansüstü öğrenci sayıları, öğretim elemanı kadroları, öğrenim dilleri, araştırma kapasitesi ve bütçe imkanları bakımından farklılık gösterdiğini, farklı yapısal sorunlarla karşı karşıya kaldığını anlatan Özvar, kurumların altyapı ve beşeri imkanlarıyla hazırlık yapmasının önemine değindi.
Erol Özvar, "Araştırmacıların yıllık performanslarını ölçmeye ve iyileştirmeye matuf uygulama ve süreçlerin ilan edildiği üniversite sayımızın da çok olmadığını eklemeliyim. Bütün bunlara rağmen kısa zaman içinde üniversitelerimiz bu zorlukların üstesinden gelmeyi başaracaktır." dedi.
Özvar, üniversitelerin araştırma kapasitelerinin artırılmasına yönelik özel destek programları sağlanması konusunda Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile çeşitli görüşmeler gerçekleştirdiklerini, imzalanan protokolle Araştırma Üniversiteleri Destek Programı'nı hayata geçirme yolunda ilk adımı attıklarını dile getirdi.
Araştırma üniversitelerine sağladığı destek dolayısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a üniversiteler adına teşekkür eden Özvar, üniversitelerin bu desteği, sahip oldukları araştırma kapasitelerini geliştirmek için sağlanan itici bir güç olarak algılaması gerektiğini kaydetti.
Araştırma üniversitelerinde unvanlardaki oran sınırlaması kaldırıldı
Özvar desteklerin önemini anlattığı konuşmasına şöyle devam etti:
"Yükseköğretim Kurumları Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) Yönetmeliği'nde gerçekleştirdiğimiz ve yakında ilan edeceğimiz değişiklikle Araştırma Üniversiteleri Destek Programı kapsamında aktarılan kaynağın kullanımına ilişkin getirdiğimiz önemli bir esnekliğin müjdesini de bu vesile ile ilk kez sizlerle paylaşmak isterim. Program çerçevesinde sağlanan ödeneğin etkin kullanımı, uygulama süreç ve sonuçlarına ilişkin izleme ve değerlendirme YÖK tarafından yapılacak ve buna ilişkin raporlama hazırlanarak Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile paylaşılacaktır. Destek programının işleyişine ilişkin usul ve esaslar da Strateji ve Bütçe Başkanlığımız ile koordinasyon içerisinde ayrıca YÖK tarafından hazırlanmakta olup yakın zamanda tamamlanmış olacaktır.
Araştırma üniversitelerimizi de yakından ilgilendiren bir başka düzenleme de norm kadro ile ilgilidir. 3 Mart 2022 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 'Devlet Yükseköğretim Kurumlarında Öğretim Elemanı Norm Kadrolarının Belirlenmesine ve Kullanılmasına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik' çerçevesinde yaptığımız değişiklikle tüm üniversitelerde norm kadroya ilişkin bir esneklik getirmekle birlikte araştırma üniversitelerindeki unvanlar için getirilen oran sınırlamasını kaldırarak önemli bir rahatlama sağladık. Önümüzdeki günlerde özellikle araştırma üniversitelerimizi yakından ilgilendiren önemli mevzuat düzenlemelerinin müjdelerini de sizlerle paylaşacağız."
Özvar, TURKOVAC'ın geliştirilmesinde emeği geçen Prof. Dr. Aykut Özdarendeli ve ekibine teşekkür ederek yerli aşının herkese güven verdiğini ifade etti.
Araştırma üniversitelerinin önemini anlatan Özvar, "Bunlar Türk üniversitelerinin hala dinamik, ayakta, rekabet gücü yüksek kurumlar olduğunu gösteriyor. Rektörlerimiz, üniversitelerimizi dünya ligine taşıyacak. Birkaç yıl içerisinde bu üniversitelerimiz içerisinde inanıyorum ilk 500 ve 300'e birkaç üniversitemizin gireceğine inanıyorum." diye konuştu.
Küresel boyutta salgın, hastalık, iklim değişikliği yaşanıyor
Toplantıda konuşan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ise üniversitelerde araştırma yönetmenin önemine değinerek, Dünya Ekonomik Forumunun açıkladığı 2021 yılındaki raporla ilgili bilgi verdi.
Mandal, üniversitelerde araştırma yönetmenin önemine değinerek, Dünya Ekonomik Forumunun açıkladığı 2021 yılındaki raporla ilgili bilgi verdi.
Küresel boyutta salgın, hastalık, iklim değişikliği yaşandığını ve karşılaşılan sorunların karmaşık olduğunu belirtti.
Bunun en önemli örneğinin Kovid-19 süreci olduğunu anlatan Mandal, solunum cihazına, maskeye ve ilaca ulaşmada yaşanan zorluğa vurgu yaparak, bu sorunların bütün halde değerlendirilip gelecek için ders alınması gerektiğini dile getirdi.
Türkiye İklim Şurası'nda alınan kararlarla ilgili konuşan Mandal, Türkiye'nin iklim değişikliği, çevre ve biyoçeşitlilik, temiz ve döngüsel ekonomi, erişilebilir enerji arzı, yeşil ve sürdürülebilir tarım, sürdürülebilir ulaşım konularında önemli çalışmalar yürüteceğine dikkati çekti.
Mandal, araştırma üniversitelerinin gelecekte öneminin artacağının altını çizerek, "TÜBİTAK'ın destek programları, daha fazla bilgiyi üreten ve kullanan kurumların bir arada çalışması yaklaşımıyla ele alınıyor. Yaklaşım noktamız, biz bir proje desteği vermiyoruz, program desteği veriyoruz. O programın altında hangi projelerin çalışacağını üniversiteler belirliyor. Dinamik bir şekilde olmasını istiyoruz. Bugün başlayan proje, yarın sona erebilir. Yeni bir proje de 6 ay sonra başlayabilir." diye konuştu.
"Beklentimiz, daha fazla lisans öğrencisinin sürece dahil olması"
Araştırma üniversitelerine ayrılmış özel kontenjanların olduğuna işaret eden Mandal, TÜBİTAK'ın insan kaynağının gelişmesi bakımından desteklerinin sürdüğünü kaydetti.
Mandal, "İnsan kaynağının gelişiminde, araştırma üniversitelerinden beklentimiz, daha fazla lisans öğrencisinin sürece dahil olması. Bununla ilgili programlarımız var. Türkiye'deki liselerden 35 bin öğrencimiz Lise Öğrencileri Araştırma Projesi Yarışmasına başvuruyor, 35 bin öğrencimiz ortaokuldan başvuruyor ama üniversitelerden bin başvuru var. Üniversitedeki öğrencilerimizden böyle bir çekingenliğimiz var, bunu artırmaya çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.
YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Naci Gündoğan ise 17 Mart 2022'de Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı arasında imzalanan "Araştırma Üniversiteleri Destek Programı İşbirliği Protokolü" ile ilgili bilgiler aktardı.
Gündoğan, araştırma üniversitelerinin 11. Kalkınma Planı’nda yer alan öncelikli alanlarının yanı sıra yetkin oldukları sağlık, ileri teknoloji ve sosyal bilimler alanlarında yapılan eşleştirilmelerine ilişkin sonuçları açıklayarak, bunun önemini anlattı.
ERÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çalış da Araştırma Üniversiteleri Destek Programı İşbirliği Protokolü ile araştırma üniversitelerine her yıl performansa dayalı kaynak aktarımı yapılacak olmasının, bu üniversitelerin yönetimlerini ve araştırmacılarını teşvik ve motive ederek, uluslararası rekabet gücünü artıracağını kaydetti.
Toplantı, araştırma üniversitelerinin rektörleri ve yardımcılarına yapılan sunumlarla devam etti.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.