Hemşehrileri halk ozanı Aşık Seyrani'yi beyaz perdeye taşıyor

Gardiyan, fabrika işçisi, çalgıcı, öğrenci ve esnaftan oluşan hemşehrileri, Kayseri'nin Develi ilçesinde 1800 yılında dünyaya gelen halk ozanı Aşık Seyrani'nin hayatını ele alan film çekiyor.

İlçede Aşık Seyrani'nin "Eski libas gibi" türküsünden etkilenen gardiyan Beşer Adanur, halk ozanının hayatını konu alan film çekmek için senaryo yazdı.

Düğünlerde çalgıcılık yapan ve Aşık Seyrani aşığı olan Ali Yıldız'la bir araya gelen Adanur, ekip oluşturup çekimler için kolları sıvadı.

Gardiyan, çalgıcı, öğrenci, fabrika işçisi, berber, düğün fotoğrafçısı ve kameramanı ile esnaftan oluşan ekibin kullanacağı malzemeler ise bit pazarı, internet ve bölge halkından temin edildi.

Filmin gardiyan senaristi Beşer Adanur, AA muhabirine, Aşık Seyrani'nin hayatını önce kitap haline getirdiğini, daha sonra senaryo yazdığını ifade etti.

"Eski libas gibi" türküsünden çok etkilendiğini anlatan Adanur, "Develi'ye, 'Dünyaya mal olmuş bir insanın senaryosunu yapalım.' dedim. Develi'mizin ozanlarından, kitaplardan, yazarlardan, internetten, kıssalardan yararlandım. Kitap okuma alışkanlığı pek olmadığı için film olarak çekmeye karar verdik. Senaryoda, Aşık Seyrani'nin çocukluğundan yaşlılığına kadar tüm dönem anlatılıyor." diye konuştu.

Adanur, maddi sıkıntılar nedeniyle zaman zaman zorlandıkları için destek beklediklerini kaydetti.

Filmin yönetmeni çalgıcı Ali Yıldız da film çekimleri için detaylı araştırmalar yaptıklarını söyledi.

Film için birçok kaynak kullandıklarını belirten Yıldız, "1902'de yazılmış Osmanlıca kitap bulduk, onu Türkçe'ye çevirdik. Kaynaklarımızın birçoğu buradan. Evinin yerini tespit ettik, Develi'de yaşayan, bu işle alakalı ne kadar insan varsa hepsinin kapısını tek tek çaldık. Hepsinden bilgi aldık. Ortak yol bulduk, en iyi senaryoyu çıkarmaya çalıştık. Bu doğrultuda bu filme başladık." ifadelerini kullandı.

"Yerel halkla çekmeye çalıştığımız bir film"

Yıldız, Aşık Seyrani'nin yaşadığı mahallede oturduğunu, film ekibinin de aynı yörenin insanı olduğunu dile getirdi.

Çekimlerde gerekli her şeyi kendi imkanlarıyla sağladıklarını vurgulayan Yıldız, şöyle devam etti:

"Aşık Seyrani, halka mal olmuş bir kişi. Bütün oyuncuları Develi'den seçtik, kendi öz kaynaklarımızı kullandık. Sahneleri heyecanla çekiyoruz. Bizim mesleğimiz oyunculuk değil veya kamera karşına geçmiş insanlar değiliz. Buradakilerin hepsi acemi, ilk defa replik yapanlar. Bunları kendi imkanlarımıza çözmeye çalışıyoruz. Aşık Seyrani'nin hayatından film, filmi çekerken yaşadığımız zorluklarla da dizi olur. Önümüze engeller çıkıyor. İzin almada sorunlar yaşıyoruz. Bu filmin senaristi gardiyan, yapımcısı ve yönetmeni düğün çalgıcısı, kameramanlarımız düğün kameramanı, başrol oyuncusu fabrika işçisi. Develi'mizin yerel halkıyla çekmeye çalıştığımız bir film."

Yıldız, yaklaşık 3 ay sonra çekimlerini bitirmeyi planladıkları filmin galasını Develi'deki sinema salonunda yapacaklarını bildirdi.

Filmin fragman çekimlerini tamamladıklarını vurgulayan Yıldız, "81 ilin sinemalarında yayınlatmayı düşünüyoruz. Daha da büyük hedefimiz var. Orta Doğu'nun bu projelere önem verdiğini duyduk. Antalya Amatör Film Yarışması var, oraya hazırlanıyoruz. Televizyon kanallarında da yayınlatmayı düşünüyoruz, amacımız bu." dedi.

"Ben oyuncu veya aktör değilim"

Filmde Aşık Seyrani'nin babası "Cafer Hoca" rolünü oynayan 65 yaşındaki berber Ümit Süslü de ilk defa kamera karşısına geçtiğini söyledi.

Böyle bir projede yer almaktan dolayı gurur duyduğunu dile getiren Süslü, "Başka bir yerde hiç oynamadım. Çok mutlu oldum, keyif aldım. Arkadaşlarımdan çok iyi tepkiler alıyorum. 'İlle bizi de oynat.' filan diyorlar. Ben oyuncu veya aktör değilim. Hiçbir filmde oynamadım. Seyrani'nin değerini yüceltmek ve ortaya çıkarmak için çalışmaktan dolayı çok mutlu oldum." şeklinde konuştu.