Dolar
32.38
Euro
35.05
Altın
2,233.04
ETH/USDT
3,552.80
BTC/USDT
70,448.00
BIST 100
9,080.44
Dünya, Müslümanların kırmızı çizgisi Kudüs

Filistin barış müzakerelerinde yeni strateji arayışında

Filistin’in Londra Diplomatik Misyonu Başkanı Hassassian, "Uluslararası toplum, Filistin-İsrail sorununun Ortadoğu'daki bütün problemlerin düğüm noktası olduğunu anlamalı. Bu çözülmeden bölgesel barış mümkün olmayacak" dedi.

Tayfun Salcı  | 05.03.2018 - Güncelleme : 05.03.2018
Filistin barış müzakerelerinde yeni strateji arayışında

London

LONDRA  - TAYFUN SALCI

Londra'da hafta sonunda düzenlenen Kudüs konulu uluslararası konferansta AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Filistin'in Londra'daki Diplomatik Misyonu Başkanı Manuel Hassassian, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanıma kararının ardından bu ülkenin "güvenilir bir arabulucu" olma niteliğini yitirdiğini söyledi.

Trump'ın bu kararının uluslararası hukukun ve Kudüs’teki statükonun açık ihlali olduğunu ifade eden Hassassian, "ABD, Kudüs konusunda bir çözüm dayatarak tarihin yanlış tarafında olmayı seçti. ABD dürüst bir barış arabulucusu olma ayrıcalığını kaybetti ve üçüncü taraf olarak güvenilirliğini yitirdi. Bu nedenle Filistin yönetimi açık bir şekilde ABD'nin İsrail devletini tümüyle desteklerken barış sürecinin parçası olamayacağını ortaya koydu." diye konuştu. 

Müzakerelere İran modeli

Filistinlilerin son 25 yılda daha fazla yerleşim ve "Kudüs’ün daha fazla Yahudileştirilmesi" dışında bir şey getirmeyen beyhude bir barış sürecine angaje olduğunu belirten Hassassian, şunları kaydetti:

"Uluslararası hukuk sistemine inanıyoruz. Trump'ın kararının yol açtığı hasarı gidermek için uluslararası destek toplayacağız. Uluslararası toplum, Filistin-İsrail sorununun Ortadoğu'daki bütün problemlerin düğüm noktası olduğunu anlamalı. Bu çözülmeden, bölgesel barış ve güvenlik asla mümkün olmayacak."

Kudüs’ün dünya Müslümanları için taşıdığı dini anlamın yanı sıra Filistin için de özel öneminin altını çizen Hassassian, "Kudüs müstakbel Filistin devletinin kalbidir ve ebedi başkentidir." dedi.

ABD’nin Kudüs kararından sonra önlerindeki seçeneğin yeni bir müzakere yapısı belirlemek olduğunu vurgulayan Hassassian, İran ile yapılan nükleer müzakerelerdeki 5+1 formülüne benzeyen bir alternatif müzakere yapısının gündemlerinde olduğunu ifade etti. Hassassian, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın da bu amaca yönelik dünya çapında temaslarda bulunduğunu bildirdi.

Filistin devleti gitgide zorlaşıyor

İngiltere Dışişleri Bakanlığının eski hukuk müşavirlerinden ve Filistin Yönetimine bir dönem hukuk danışmanlığı yapan Kevin Chamberlain de ABD’nin Kudüs kararı sonrasında Filistin-İsrail sorununda girilen çıkmazı aşmak için atılacak adımlardan birinin uluslararası toplumun Filistin devletini tanıması olabileceğini söyledi.

Filistin devletinin tanınmasına yönelik bazı adımların atıldığını ve buna örnek olarak da Filistin’in UNESCO üyesi olmasını gösteren Chamberlain, şöyle devam etti:

"Filistin devleti bugün BM Genel Kuruluna getirilecek olsa, bu konuda çoğunluk sağlanabileceğini düşünüyorum. Sorun şu ki bu bizi bir yere götürmeyecek. Bu devleti pratikte gerçekleştirecek bir yol mevcut olmadıkça, bu anlamsız bir adım olacaktır."

"İsrail yerleşimleri nedeniyle bir Filistin devletinin hayata geçirilmesi gitgide zorlaşıyor.” ifadesini kullanan Chamberlain, uluslararası toplumun bu yerleşimleri 4. Cenevre Konvansiyonu'nun ihlali ve yasa dışı olarak nitelediğini ancak İsrail'in bunu dikkate alıyormuş gibi görünmediğini söyledi.

Hayfa Gençlik Hareketi yöneticisi Sami Ebu Şehade de Trump'ın Kudüs kararının meydana getirdiği hasara ilave olarak bugüne kadar izlenen stratejilerin sürdürülemez olduğu konusunda Hamas ve El Fetih’in görüş birliği içinde olduğunu belirtti.

Yeni strateji arayışı

Dünya çapında Filistinli aydınların yeniden kamuoyunun önüne çıkarak yeni strateji arayışına girdiğine işaret eden Ebu Şehade, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Herkes, bir şeylerin değişmesi gerektiği konusunda görüş birliği içinde. Bütün bu tartışma ciddi bir siyasi projeye götürecek mi bizi, henüz bilmiyoruz. Ancak bu konuda pek çok etkinlik olduğunu, herkesin bu konuda konuştuğunu görüyoruz. Ancak dürüst olmak gerekirse şu an içinde bulunduğumuz durumda yapacak çok fazla şey olmadığını düşünüyorum. Gerçekçi olursak, Filistinliler de tek başlarına Siyonist projenin meydan okumaları karşısında fazla bir şey yapamazlar. Uluslararası arenada olup bitenler de Trump’ın Kudüs kararı gibi, daha fazla ümitsizliğe yol açıyor."

"Trump çılgın ama etrafındaki herkes ona karşı ve Filistinlileri destekliyor." diye düşünmenin doğru olmadığını belirten Ebu Şehade, "Durum bu değil. Avrupa devletleri de düzenli olarak İsrail ile iş yapıyorlar. Zaten Trump’ın Kudüs kararından önce de söz gelimi Gazze son 10 yıldır bir abluka altındaydı. Gazze'de nefes alamıyorsunuz, temiz su bulamıyorsunuz, normal bir yemek yiyemiyorsunuz. Bu da kimsenin umurunda değil." görüşünü dile getirdi.

Genç liderlik ihtiyacı

"Gelecek birkaç yıl içinde çok fazla bir şey yapılabileceği ümidini taşımıyorum." diyen Ebu Şehade, şunları kaydetti:

"Yapabileceğimiz şey, Filistin için adalete inanan, yeni bir vizyon oluşturacak bir genç liderlik oluşturmaya çalışmak. Gazze'sinden Kudüs'üne bütün Filistin'de ve mülteci kamplarında pek çok genç oluşum var. Sorun bu insanların birlikte çalışmaması ve ortak bir vizyon çerçevesinde hareket etmemesi. Bütün bu gençleri desteklemek ve içlerinden ümit vadeden lider adaylarını çıkarmak ve ortak bir vizyon içine çekmek, Filistin'i özgürleştirmeye dönük bir birleşik strateji için ortak perspektif geliştirmek gerekiyor."

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.