"Yurtta Sulh Konseyi uydurmaymış" iddiası

Teyit Hattı / 28.10.2024
İstanbul

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in 20 Ekim'de öldü. Elebaşının ölümünün ardından, kamuoyunu yanıltmak ve manipüle etmek amacıyla dezenformasyon içeren iddialar sosyal medyada gündeme geldi.

ARKA PLAN VE İDDİALAR

"17. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki Genelkurmay çatı davasında çıkan karara göre 'Yurtta Sulh Konseyi' diye bir şey yokmuş." iddiası ortaya atıldı. Bu iddia, sosyal medya kullanıcılarının dikkatini çekerek, yaklaşık 1 milyon görüntülenme aldı. 

Farklı kullanıcılar tarafından da paylaşılan iddia, geniş bir kitleye ulaştı.


BULGULAR

Anadolu Ajansı (AA) Teyit Hattı, "17. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki Genelkurmay çatı davasında çıkan karara göre 'Yurtta Sulh Konseyi' diye bir şey yokmuş." iddiasını açık kaynaklardan araştırdı. 

AA'nın 17 Temmuz 2024'te konuyla ilgili yaptığı haberde FETÖ'nün 15 Temmuz 2016 hain darbe girişimini yürüten sözde Yurtta Sulh Konseyi'nin mahkeme kayıtlarında geçtiği görülüyor: "Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi, 20 Haziran 2019'da verdiği hükme ilişkin temyiz incelemesini tamamladı. Daire, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine dair Genelkurmay çatı davasında, eski orgeneral Akın Öztürk'ün de aralarında bulunduğu 17 sanığa verilen 138'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını onadı.

Buna göre, sözde yurtta sulh konseyinin üyesi olarak gösterilen ve darbe girişiminin "yöneticileri" ile "asli failleri" kabul edilen sanıklara "anayasayı ihlal" ve "Cumhurbaşkanına suikast" suçlarından birer kez, 136 kişiye yönelik ise "kasten öldürmek" suçundan 136'şar kez olmak üzere toplam 138'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildiği onandı."

Teyit Hattı konuyla ilgili olarak, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin 2021/6496 E., 2024/9381 K. sayılı kararını inceledi. Kararda, sözde "Yurtta Sulh Konseyi'nin üyeleri hakkında resmi bir belge bulunmamakla birlikte, bu konseyin 38 kişiden oluştuğu ve Kara, Hava, Deniz Kuvvetleri Komutanlıkları ile Jandarma Genel Komutanlığı'nda görev yapan subaylardan meydana geldiği" belirtildi. Ülke genelindeki darbe girişiminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü tarafından oluşturulan cunta yapılanması niteliğindeki, Yurtta Sulh Konseyi adı kullanılarak gerçekleştirildiği noktasında herhangi bir ihtilaf ve çekişme bulunmadığı vurgulandı.

15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü esnasında, sanıkların TRT'den zorla okuttukları bir bildiride sözde Yurtta Sulh Konseyi'nin teşkil edildiği ve devlet yönetiminin bu konsey tarafından üstlenileceği ifade edildi. Ayrıca, darbe gecesi İstanbul'daki eylemleri koordine etmek için "Yurtta Sulh" adında bir WhatsApp grubu oluşturulduğu ve sanıkların telsiz konuşmalarında bu ibareye sıkça yer verildiği anlaşıldı.

Sanıkların telsiz kayıtlarında "helikopter yurtta sulh diyorsa dosttur, indirin" şeklinde ifadeler kullandığı, bu durumun da darbe teşebbüsündeki organize yapıyı gözler önüne serdiği vurgulandı. Ayrıca, kule kayıtlarında helikopter pilotlarına "Akıncıya temasta yurtta sulh deklare edilecek" şeklinde talimat verildiği görüldü.

Karar metninindeki Sözde Yurtta Sulh konseyi hakkındaki detayın bir kısmına aşağıdan, metnin tamamına ise Yargıtay'ın resmi karar arama sitesi üzerinden erişmek mümkün. 

"Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin kimlerden oluştuğuna yönelik bir belgeye rastlanmadığı, Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin 38 kişiden oluştuğu, Kara, Hava, Deniz Kuvvetleri Komutanlıkları ile Jandarma Genel Komutanlığında görev yapan subaylardan oluştuğunun görüldüğü, bu yapılanmanın üyelerinin tespitinde darbenin planlanmasında, ülke çapında organizasyonunun yapılmasında, sevk ve idare edilmesinde, atama listelerinin ve darbe emirlerinin hazırlanmasında rolü ve etkinliğinin dikkate alındığı, konsey üyesi olan sanıkların aynı zamanda örgütün yöneticisi olmaları nedeniyle darbe teşebbüsünün gerçekleştirilmesi sırasında ülke çapında işlenen tüm suçlardan TCK 220/5 maddesi uyarınca sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
Ülke genelindeki darbe girişiminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü tarafından oluşturulan cunta yapılanması niteliğindeki Yurtta Sulh Konseyi adı kullanılarak gerçekleştirildiği noktasında herhangi bir ihtilaf ve çekişme bulunmamaktadır.

15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünü gerçekleştiren sanıkların hazırladıkları ve TRT'den zorla okuttukları bildiride Yurtta Sulh Konseyinin teşkil edildiğini ve devlet yönetiminin bu konsey tarafından deruhte edileceğinin belirtildiği, darbe mesajlarında Yurtta Sulh Konseyi ibaresine yer verildiği görülmüştür.

Ayrıca darbe teşebbüsü gecesi İstanbul eylemlerini koordine etmek amacıyla Yurtta Sulh isimli WhatsApp grubu oluşturdukları, sanık H.. E..'in olay gecesi dikte olunan telsiz ve telefon kayıtlarından da anlaşıldığı üzere "helikopter Yurtta Sulh diyorsa dosttur, indirin" şeklinde konuşmalarının olduğu, yine A.. Ö..'in dosyada mevcut telsiz ve telefon kayıtlarından da görüleceği üzere "Yurtta Sulh hareketi başladı, Yurtta Sulh hareketini icra ediyoruz şu an dolayısıyla bütün herkes Yurtta Sulh diye temas edecek" şeklinde konuştuğu, yine Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2017/186 Esas sayılı Kara Havacılık Komutanlığı dosyasının kule kayıtlarında kuleyi işgal eden ...'nun helikopter pilotlarına "Akıncıya temasta yurtta sulh deklare edilecek." şeklinde konuştuğu, pilotların da Yurtta Sulh Parolasını kullanarak indikleri görülmüştür."

AA daha önce sözde Yurtta Sulh Konseyi hakkında bir video hazırladı. Videoda, çetenin 15 Temmuz darbe girişimine hazırlanışı hakkında bilgiye yer verildi. 

BULGU SETİ
  • Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 20 Haziran 2019'da verdiği hükme ilişkin temyiz metninde sözde Yurtta Sulh Konseyi'nin varlığı görülüyor.

  • Kararda, ülke genelindeki darbe girişiminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü tarafından oluşturulan cunta yapılanması niteliğindeki sözde Yurtta Sulh Konseyi adı altında gerçekleştirildiği vurgulanıyor.
  • 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü esnasında, sanıkların TRT'den zorla okuttukları bir bildiride sözde Yurtta Sulh Konseyi'nin teşkil edildiği ve devlet yönetiminin bu konsey tarafından üstlenileceği ifade edildi.
  • Sanıklara, "anayasayı ihlal" ve "Cumhurbaşkanına suikast" suçlarından birer kez, 136 kişiye ise "kasten öldürmek" suçundan 136'şar kez olmak üzere toplam 138'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.

DOĞRU MU? YANLIŞ MI?

Sözde "yurtta sulh konseyinin" olmadığı iddiası gerçeği yansıtmıyor.