Gündem, 15 Temmuz Darbe Girişimi, FETÖ ve İnkar Stratejisi

Darbeci generalden rehin alınma mizanseni

Darbeci eski Tümgeneral Alpay'ın, darbe girişimin başarısız olmasının ardından kendisini kelepçeleterek darbeciler tarafından rehin alınmış havası vermeye çalıştığı tanık beyanlarıyla ortaya çıktı.

Mustafa Hatipoğlu, Muhammed Enes Can  | 07.03.2019 - Güncelleme : 13.03.2019
Darbeci generalden rehin alınma mizanseni

İstanbul

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında aktif rol alarak birçok vatandaşın şehit olması veya yaralanmasında talimatları bulunan darbeci sanıklar, yargılandıkları davalarda, elde edilen görüntü, ses kayıtları ile tanıkların teşhis ve anlatımlarına rağmen savunmalarını "inkar politikası" üzerine kurmayı sürdürüyor. 

Cezaevine girdikten sonra örgüt talimatı çerçevesinde inkar yolunu seçen sanıkların savunmalarında öne sürdükleri tezlerin birçoğu, kanıtlanan delillerle çürütüldü.

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin İstanbul'daki "ana darbe" davasında tutuklu yargılanan ve 88 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan eski Tümgeneral Fethi Alpay da inkar yolunu seçti.

Alpay, 15 Temmuz'da Moda Deniz Kulübü'nde gerçekleşen ve başta Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal olmak üzere birçok generalin katıldığı Muharip Hava Kuvveti Komutanı Korgeneral Mehmet Şanver'in çocuğunun düğün merasimine katıldı.

Rehin alınma mizansenini, mahkemede de sürdürdü

Darbe girişimi öncesi yapılan toplantıların organizatörlerinden olan Alpay, Moda Deniz Kulübü'ne gelen Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timleri tarafından kendisini rehin alınmış gibi gösterdi. Daha sonra helikopterle Hava Harp Okulu Komutanlığı'na dönen Alpay, kamuflaj kıyafetlerini giyip okul dekanı darbeci Albay Ahmet Gümüş ile darbe faaliyetlerinin hava unsurlarının komuta, takip ve kontrolünü sağladı.

İlerleyen süreçte darbe girişiminin başarısız olduğunu anlayan darbeci Alpay, "darbe girişiminin mağduru" mizanseni yaparak kendisine kelepçe taktırmak suretiyle MAK timleriyle birlikte sabah saatlerinde Ankara'daki Akıncılar Üssü'ne, Hava Harp Okulu'na getirttiği içerisinde rehin alınan generallerin bulunduğu helikopterle birlikte giderek, darbeciler tarafından rehin alınmış görüntüsü vermeye çalıştı.

Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında bulunan binadaki büyük salonda İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2 Haziran 2017'de yapılan duruşmada savunma yapan Alpay, hiçbir illegal yapıyla ilişkisinin olmadığını iddia ederek, "Ben de darbeciler tarafından el ayak ve gözleri bağlanarak derdest edilen ve Ankara’da devam edilen davada müşteki ve mağdurum. Bu darbe girişiminin bir parçası olmam mümkün değil. Darbe girişimin hiçbir aşamasında yer almadım." ifadelerini kullanarak rehin alınma oyunu yaptığını inkar etti.

Darbecilerin yakıt sorununu çözdüğünü de yalanladı

15 Temmuz 2016 gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimini planlayan ve saldırıyı yöneten sözde "Yurtta Sulh Konseyi"nin üyesi eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, Muğla'da verdiği ifadesinde, "MAK personelinin Moda Deniz Kulubü'ndeki rütbelilere ilişkin operasyonu yapacak olan grupta yer aldığı, olay tarihinde kendisini arayarak operasyona katılacak helikopterlerin yakıt ikmalinde sıkıntı yaşadıklarını, Hüseyin Ergezen ve Fethi Alpay'a ulaşmadıklarını söylediklerini, bunun üzerine Fethi Alpay'ı arayarak konu hakkında yardımcı olmasını söylediğini, Fethi Alpay'ın da konuyla ilgilendiğini ve yardım edeceğini söylediğini, yakıt problemini Fethi Alpay ile konuşup çözdüğünü" beyan etti.

Mahkemede bu konunun hatırlatılması üzerine Alpay, Sönmezateş'le telefonda görüşmesini ve bahsedilen hava araçlarına yakıt verdiğini inkar etti.

Sönmezateş'le aynı örgüt abisine bağlı

Suikast düzenlemeyi planlayan grubun başında olan ve FETÖ ile bağlantısını sürekli inkar eden eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'in FETÖ abisinin Gençlik ve Spor Bakanlığı'nda bürokratken "FETÖ üyeliği"nden tutuklanan Mehmet Topdemir olduğu ortaya çıktı.

Topdemir'in, Sönmezateş'in yanı sıra darbeci Tümgeneral Fethi Alpay ve bazı üst düzey askerlerin de abiliğini yaptığı tespit edildi. Sönmezateş ve Alpay'ın topladıkları bilgi ve faaliyetleri, Topdemir'e rapor ettiği, Topdemir'in ise bunları FETÖ'ye aktardığı bilgisine ulaşıldı.

Topdemir'in yargılandığı davada tanık olarak ifade veren Alpay, inkarlarını sürdürerek sözde abisini tanımadığını ve telefon numarasının kendisine ait olmadığını savundu.

Sıkıyönetim listesini ve WhatsApp grubunu inkar

Darbeci general Alpay, FETÖ'nün sözde sıkıyönetim listesinde mevcut görevinin yanı sıra sözde "İstanbul Valisi" olarak atandı. Darbe girişiminin koordine edildiği WhatsApp grubunda da yer alan Alpay, mahkemede bu konulara ilişkin iddiaları da inkar etti.

Sıkıyönetim listesinden haberi olmadığı yalanını söyleyen Alpay, WhatsApp grubuna eklenmesinden de haberi olmadığını iddia etti.

Alpay, mahkemedeki savunmasında darbe girişimini sosyal medyadan öğrendiği yalanına sığındı. Bunun yanında derdest edildiğini ve gece boyunca kelepçelendiğini öne süren Alpay'ın kelepçeliyken sosyal medyaya bakma gibi bir olanağının olmadığı düşünüldüğünde, yalanları bile birbiriyle çelişti.

Yalnız kalmamak için darbe yaptıklarını söylemiş

15 Temmuz gecesi derdest edilen bazı subaylara "Biz bir grup asker olarak darbe yaptık. Genelkurmay Başkanı da bizi destekliyor. Dolayısıyla siz var mısınız, yok musunuz?" ve "Fazla zamanımız yok, ben buradan ayrılacağım, kararınızı verin." şeklinde beyanlarda bulunan darbeci Alpay, mahkemedeki savunmasında bu sözlere komik bir gerekçe gösterdi.

Mahkeme Başkanı Cem Karaca'nın Alpay'a neden böyle bir ifade kullandığını sorması üzerine darbeci, "Darbeci askerler beni kışlaya götürecekti ben de onlara karşı koymak istediğimde yalnız kalmamak için yanımda birileri olsun diye oradaki bazı generallere böyle demek zorunda kaldım." şeklinde savunma yaptı.

15 Temmuz'da Alpay'ın haberci olarak görev yapan sözleşmeli er Mustafa Saralar'ın ifadesinde, Hava Harp Okulu'ndaki darbe girişimi öncesi yapılan toplantılara, darbeci askerler Mehmet Nail Yiğit, Gürcan Sercan, Gökhan Şahin Sönmezateş'ın geldiğini söylediği belirtildi.

"Alpay'ın yaverleri mermi basıyordu"

Başka bir davada sanık olan Alpay'ın yaveri eski Astsubay Burhan Torlak'ın kendisine yeteri kadar çay ve su olup olmadığını sorduğunu anlatan Saralar, şunları söyledi:

"(Eğer kalmadıysa alalım.) dedi. Normalde çay ve su ihtiyaçları aylık yapılır. İsmini hatırlamadığım bir şoföre para vererek, peynir, zeytin, bal, reçel, tereyağı aldırdı. Normalde bu ürünler alınmaz. Hava Harp Okulu'nda normalde telefon kullanmamız yasaktır. Gelen misafirler telefon kullandığımızı görünce bize 'telefon kullanıyorsanız kapıyı kapatın.' diye bağırdı. Daha sonra Burhan Torlak yanımıza gelerek 'kapıyı kapatın, bizden habersiz koridora dahi çıkmayın.' dedi."

15 Temmuz'da nizamiyeden bir telefon geldiğini aktaran Saralar, şöyle devam etti:

"(Fethi Alpay helikopterle VIP'e gelecek, kapıdan Yüzbaşı Bahattin Gül'ü de alıp karşılamaya gidin.) diye söylendi. Makamın yanına bir helikopter indi. İçinden Fethi Alpay, eşi Adile Alpay, Üsteğmen Yavuz Baguç, Burhan Torlak indiler. Ben karşılamaya indim. Burhan Torlak bana 'Çabuk yukarıya çık, ortalıkta görünme.' dedi. Ben de çıkıp sekreter odasına gittim. Ben sekreter odasında beklerken, Fethi Alpay makama çıkıyordu, elinde de sürekli telefon vardı, onunla uğraşıyordu. Helikopterden inerken takım elbiseliydi. Makamına çıktıktan sonra kamuflajını giydi, beylik tabancasını takmıştı. Daha sonra Fethi Alpay üzerini değişirken, yaverleri sekreter odasında şarjöre mermi basıyorlardı."

Derdest edildiğinin yalan olduğu ortaya çıktı

Darbe girişimi esnasında Alpay'ın şoförlüğünü yapan tanık Tayfun Bulut da ifadesinde akşam saatlerinde Alpay'ın yaverleri Torlak ve Bağuç ile Moda Deniz Kulübü'ne gittiğini, 00.00 sıralarında Bağuç'un kendisini arayarak Alpay'ın aracını getirmesini istediğini ve helikopterle geleceğini söylediğini beyan etti.

Kendisinin aracı VIP noktasına götürdüğünü anlatan Bulut, "Buraya bir sürü helikopter iniş kalkış yapıyordu. Fethi Alpay'ı getiren helikopter buraya inememiş ve okul bahçesine inmiş. Bana haber verilince tekrar okula döndüm. Karargah binasında Fethi Alpay takım elbisesini değiştirip kamuflajlarını giydi. Sonra dekanlık binasına hep birlikte geçtik. Fethi Alpay bu binadan hiç dışarı çıkmadı. Etrafta Hava Kuvvetleri'nin komando birimi olan MAK birlikleri personelleri vardı. MAK birimleri sürekli birilerini getirip götürüyorlardı. Hatta orada bulunan pilot tulumlu bir subayı zorla kolundan tutarak helikoptere götürdüler." ifadelerini kullandı.

Alpay'ın 04.00-05.00 sıralarında aşağı indiğini ve eşiyle bir şeyler konuştuğunu söyleyen Bulut, şunları kaydetti:

"Eşi ağlamaya başladı. Sonra eşi ve çocukları okuldan ayrıldılar. Burhan Torlak, Fethi Alpay'ın sivil takım elbisesini dekanlık binasına getirdi. Burada Fethi Alpay üzerini değiştirdi ve MAK timlerince elleri kelepçeli olarak götürüldü. Sonra ben, Burhan Torlak ve Yavuz Bağuç karargah binasına döndük. Burada bana ve sözleşmeli er olan Mustafa Saralar'a kameraları söktürdüler. Daha önceden kamera kaydını da durdurmuşlar. Kameraları da polis görmesin diye söktürdüklerini düşünüyorum. Sonra kendi odalarında bulunan asansör ile alt katta bulunan depoya indiler. Deponun camından dışarı çıkarak bahçede dolanmaya başladılar. Ben onları uzaktan izliyordum. Beni görünce oradan uzaklaştılar."

Darbeci eski general de ankesörden çıktı

Moda Deniz Kulübü'nü basarak bazı subayları derdest ekibinde yer alan ve başka davada sanık olan eski Üsteğmen Fatih Özcan'ın da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndaki ifadesinde, "Verilen gizli görevle Yalova'ya iki helikopter olmak üzere uçtuk. 22.00 sıralarında Yalova'dan kalkış yapıp Samandıra Askeri Havaalanı'na indik. Burada her helikopterde 7 kişilik MAK timi olmak üzere timin yönlendirmesiyle kalkış yaparak, Moda Deniz Kulübü'ne gittik. Önce Hava Kuvvetleri Komutanı'nı, daha sonra ise diğer generalleri askeri hava alanına götürdük ve uçağa bindirdik. Bundan sonra düğün yerine gelip 5-6 generali daha alıp Fenerbahçe Orduevi'ne bıraktık. Sonra yakıt almak için Hava Harp Okulu'na gittik ve yakıt aldık. Yakıt aldıktan sonra düğün yerine tekrar gidip Hava Harp Okulu Komutanı Fethi Alpay'I aldık ve Hava Harp Okulu'na bıraktık." şeklinde beyanda bulunduğu ortaya çıktı.

Böylece Alpay'ın derdest edildiği yalanı, tanık ve sanık beyanlarıyla tescillenmiş oldu.

Darbe girişimine ilişkin soruşturma ve davalar haricinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, FETÖ'nün TSK yapılanmasında örgüt içi haberleşme amacıyla kullandığı ankesör/sabit kontörlü hatlara yönelik yürütülen soruşturmada, darbeci eski general Alpay'ın örgüt içi haberleşme amacıyla kullanılan ankesör/sabit kontörlü hatlardan arandığı ortaya çıktı. Söz konusu bu delil de darbeci eski general hakkındaki dosyaya eklendi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen İstanbul'daki ana darbe davasının 17 Nisan 2018 tarihli karar duruşmasında, tutuklu sanık darbeci Fethi Alpay, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "nitelikli kasten öldürme'' suçlarından 88 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. 

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.