AA Yeşilhat muhabiri Biriz Özbakır'ın modaratörlüğünü yaptığı etkinlikte akademisyenler ve öğrenciler, çevre konusunda bilimi medya ile buluşturarak halka indirgemenin önemini Anadolu Ajansı Çevre Haberleri Müdürlüğü Yeşilhat'ın haberleri üzerinden değerlendirdi.
İTÜ Afet Yönetim Enstitüsü Remzi Ülker Toplantı Salonu'nda gerçekleşen etkinliğe İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Berk Üstündağ, Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Börte Köse Mutlu ve Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Duygu Ağaoğulları konuşmacı olarak katıldı.
Prof. Dr. Toros konuşmasında iklim değişikliği etkilerine odaklanırken, Prof. Dr. Üstündağ yapay zeka ve çevre arasındaki ilişki, Doç. Dr. Mutlu karbon yakalama teknolojileri, Doç. Dr. Ağaoğulları ise fosil yakıtlardan kaynaklanan kirlilik konularının üzerinde durdu.
Etkinliğin açılışında Türkiye'nin ilk Çevre Haberleri Müdürlüğü Yeşilhat'ın tanıtım videosu izlendi.
"Kavramlar kamuoyunun anlayacağı şekilde izah edilmeli"
Açılışın ardından söz alan Toros, yayımlanan son raporlara göre meteorolojik uç değerler yani afetler nedeniyle 2050'ye kadar dünyada 14,5 milyon insanın hayatını kaybedeceğinin tahmin edildiğini belirterek, "Önümüzdeki yıllarda en çok mücadele edeceğimiz sorunlardan birisi aşırı yağışlar ve sellerdir diyebiliriz." dedi.
İklim değişikliğiyle ilgili kavramların medya ve akademi dünyası tarafından kamuoyunun anlayabileceği şekilde izah edilmesi gerektiğini söyleyen Toros, medya ve akademi dünyasında bu kavramların örneklerle anlatılmasının ve halkın anlayabileceği seviyeye getirilmesinin farkındalık, duyarlılık ve bilinçlilik çalışmaları açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.
Yapay zeka-çevre ilişkisi
Prof. Dr. Berk Üstündağ, yapay zekanın çevre alanında bir araç olarak önemli konfor faktörleri sunduğunu fakat pek çok teknolojik araçta olduğu gibi yapay zekayı da çevreye dost ya da düşman yapacak faktörün insan olduğunu ifade etti.
Yapay zekanın gelişmesiyle birlikte enerji tüketiminin giderek azalacağından bahseden Üstündağ, yapay zeka ile ilgili ön yargıların ortadan kaldırılması için evde annelere, okulda eğitimcilere rol düştüğünü kaydetti.
Üstündağ, yapay zekanın temiz enerji kaynaklarından biri olan füzyon enerjisine katkısı hakkında şunları söyledi:
"Enerji kaynağımızın karbonsuzlaştırıldığı ve bunun da dünyada yapılabilir olduğu bilinen ama teknolojisi henüz gelişmemiş olan kısmı füzyon enerjisi. Yani bu ütopya gibi gözüküyor ama evrenin kendisinde var ve dünyada şu an startup'lar seviyesine inmiş vaziyette füzyon enerjisi yatırımları var. Dolayısıyla da bu füzyon enerjisi yatırımlarını gerçek hayata dönüştürmedeki hızlandırıcı potansiyel rolü nedeniyle yapay zeka yüksek ve esas hedefimize gitmede insanlığı kurtarıcı olarak da gözüküyor."
Karbon yakalama teknolojileri
Küresel ısınma ile mücadelede karbon yakalama teknolojisinin çok faydalı ve yenilikçi olduğu tespitini paylaşan Doç. Dr. Börte Köse Mutlu, bu teknolojinin yeşil aklama konusunda yanlış yönde kullanılmasına dair endişeler olduğuna değindi.
Mutlu, "Nasıl ki green washing (yeşil aklama) ile ilgili çok ciddi komiteler var ve hemen ölçümler yapıp bunu kamuoyuyla paylaşan ekipler var, bunu da bu şekilde ya da regülasyonlarla, yönetmeliklerle takip edebiliriz. Özellikle yüzde 100 yenilenebilir enerjiye geçmeye çalıştığımız dönemde hala fosil yakıtları kullanan çok ciddi sektörler var, bu sektörlerin salımlarını yavaşlatabiliriz." dedi.
Karbon yakalama teknolojisinin çok yüksek maliyetli olduğuna dair de eleştiriler yapıldığını aktaran Mutlu, bu teknolojinin maliyetinin, mikroorganizmalardan faydalanarak, membran sistemleri kullanarak veya kirliliği kaynağında yöneterek düşürülebileceğini anlattı.
Petrol kirliliği
Son olarak söz alan Doç. Dr. Duygu Ağaoğulları, günümüzdeki önemli çevre problemlerinden birinin petrol ve petrol türevlerinin oluşturduğu kirlilik, patlamalar sonucu petrolün etrafa saçılması, yükleme veya boşaltım esnasında tankerlerden sızma ve atık petrol ürünlerinin çevreye dağılmasıyla meydana geldiğini vurguladı.
Özellikle fosil yakıt kullanımının azaltılmasında medya ve akademinin birlikte rol alması gerektiğinin altını çizen Ağaoğulları, "İlk başta tabii ki eğitim geliyor. Bununla birlikte daha ileri aşamalarda akademiye, bilimsel çalışma anlamında çok fazla iş düşüyor fakat biz bilimsel çalışmalarımızı belki paylaşma konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Yani laboratuvarda ya da yayımladığımız makalelerde evet bir konuya çözüm bulabiliyoruz. Belki bilinçlendirme aşamasında çok farklı noktalarda bilgilendirme yapabiliyoruz fakat bunu geniş kitlelere yayamıyoruz. Aslında burada medyaya çok iş düşüyor diyebilirim." değerlendirmesinde bulundu.
Etkinlik, öğrencilerin sorularının akademisyenlerce yanıtlanmasının ardından sona erdi.