Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK) Başkanı Abdullah Buğrahan Karaveli, AA muhabirine, geleneksel yöntemlerin yanına yeni teknolojilerin de entegre edilmesiyle gelişen nükleer enerjinin, iklim değişikliğiyle mücadelede payının arttığını anlattı.
İklim değişikliğinin tarih boyunca var olduğunu ancak insan faaliyetleri kaynaklı sera gazı emisyonlarının sanayi devriminin ardından arttığının tespit edildiğine işaret eden Karaveli, söz konusu durumun doğru yönetilmediği takdirde dünyada dönüşü olmayan zorlukların yaşanacağını ifade etti.
Karaveli, bu doğrultuda dünya ülkelerinin Taraflar Konferansı gibi belli platformlarda çözüm aradığını belirterek, "Peki enerji sınavında çözümü nasıl bulacaksınız? Bir yandan enerji talebiniz artıyor, bir yandan refahı devam ettirmeniz, ihtiyaçları karşılamanız lazım. O zaman ihtiyaç olan enerjiyi karşıladığınız kaynakları da bu anlamda emisyon yoğunluğu daha az olan, hatta emisyonsuz olan kaynaklara vermeniz lazım. Bu anlamda nükleer bunlardan biri." dedi.
Dünyada elektriğin toplam enerji içindeki payının artmasıyla yeni bir nükleer çağın yaşanacağının altını çizen Karaveli, bu kapsamda geçen yıl Dubai'de düzenlenen COP28'de, ABD liderliğinde Fransa ve Japonya gibi nükleer alanında önde gelen ülkelerin de imzaladığı Nükleer Enerjiyi Üç Katına Çıkarma Deklarasyonu'na Türkiye'nin de COP29'da dahil olduğunu belirtti.
Karaveli, Türkiye'de halihazırda yaklaşık 4 bin 800 megavat kapasiteli Akkuyu Nükleer Santrali'nin inşaat halinde olduğunu anımsatarak, "Bakanlığın ilan ettiği politikaya göre biz nükleerde bu 4 bin 800 megavatı 2053'e kadar 20 bin megavata çıkarmak istiyoruz. Bunun 15 bin megavatı geleneksel büyük ölçekli santraller, en az 5 bin megavatı da küçük modüler reaktörler olacak. Hedefimiz hem küresel konjonktür hem dünya eğilimi hem de bu deklarasyonla eşleştiği için Türkiye de bu deklarasyona dahil oldu." diye konuştu.
Söz konusu hedeflerin gerçekleştirilmesi için iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında TENMAK'ın rolünün büyük olduğunun altını çizen Karaveli, kurumun teknolojik gelişmeleri desteklediğini, bunun için gerekli insan kapasitesini geliştirdiğini ve alanda finansman mekanizmalarını tespit ederek piyasa analizleri yaptığını kaydetti.
Karaveli, kurumun temel odak noktasının özel sektör, akademi, diğer kamu organlarıyla beraber ekosistemler yaratmak olduğunu belirterek, "Dünyanın gelişen teknolojilerine doğru Türkiye içinde teknoloji geliştirmek, Türkiye'yi oraya dahil etmek, doğru teknolojileri seçmek ya da kendi teknolojisini geliştirmesine hizmet etmek, yol göstermek için gerekli ekosistemleri yaratmak. Böyle bir rol biçmiş durumda kendisine. Bu da bizi TENMAK olarak sürecin merkezine koyuyor." ifadelerini kullandı.
Uluslararası finans dünyası, ilerleyen dönemde nükleer enerji için finansman sağlayabilir
Karaveli, uluslararası finans kuruluşlarının finansman sağladığı miktarın belli bir oranını tamamen temiz teknolojiye ayırmak gibi hedefler belirlemesi sebebiyle yenilenebilir enerji yatırımlarını desteklediğini anlatarak, "Bu, şu an yenilenebilirde, alternatif teknolojilerde, enerji verimliliğinde çok yaygın kullanılan bir yöntem ama aşama aşama nükleer tarafının da buraya doğru evrildiğini görüyoruz." dedi.
Öte yandan nükleer enerji yatırımlarının halihazırda büyük ölçekli olduğunu ve bunun için daha çok anlaşma yapılarak finansmanın karşı şirket ya da ülke tarafından sağlanması yönteminin kullanıldığını vurgulayan Karaveli, "Ancak daha küçük ölçeklere evrildiğimizde ilerleyen dönemde uluslararası finansman kuruluşlarından nasıl güneş santralinize, rüzgar santralinize kredi alıp kullanabiliyorsak oraya doğru gideceği anlaşılıyor." değerlendirmesini yaptı.
Karaveli, finansmanın iklim değişikliğiyle mücadelede kilit rol oynadığını ifade ederek, yenilenebilir enerji sistemleriyle birlikte nükleer enerjinin de bu mücadelenin temel bileşenlerinden biri olduğunu ve her iki alana gereken önemin verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Enerji dönüşümü gittikçe önem kazanıyor
Karaveli, TENMAK'ın nükleer enerjinin yanı sıra enerji verimliliği teknolojilerinin potansiyellerinin bakılması, analiz edilmesi, geliştirilmesi, desteklenmesi ve dijitalleşme olanaklarının artırılması konusunda da enstitüleriyle çalışmalar yürüttüğünü söyledi.
Enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, nükleer enerji, hidrojen ve depolama teknolojilerinin tamamının bir enerji dönüşümü gerektirdiğine işaret eden Karaveli, "Bu enerji dönüşümünün aşikar sunduğu bir şey var, o da geleneksel yöntemlerden katbekat daha fazla madene, özellikle nadir toprak elementlerine ihtiyacınız var." dedi.
Karaveli, bu kapsamda TENMAK'ın Eskişehir'in Beylikova ilçesindeki nadir toprak elementi maden sahasındaki madenlerin saflaştırılması ve zenginleştirilmesi için en uygun teknolojileri geliştirmeye çalıştığını vurgulayarak, kurumun Türkiye'de 700'den fazla alandan numune alıp analiz çalışması yaptığı bilgisini paylaştı.
Dünya bor rezervlerinin yüzde 73'ünü elinde tutan ve dünyanın en büyük bor rezervine sahip ülkesi olma ünvanını taşıyan Türkiye'de Bor Araştırma Enstitüsü'nün önemine dikkati çeken Karaveli, böylece bor madeninin yenilenebilir enerji ve enerji verimliği teknolojilerine entegrasyonunun sağlanarak katma değerinin artırılması üzerine çalışmaların yapıldığını ifade etti.