Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) İcra Sekreteri Simon Stiell, Azerbaycan'ın ev sahipliği yaptığı Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı'nda (COP29) düzenlenen basın toplantısında konuştu.
Uluslararası Enerji Ajansı tahminlerine göre, temiz enerji ve altyapısına bu yıl 2 trilyon dolar yatırım yapılacağını kaydeden Stiell, “Ancak bu küresel ekonominin küçük bir kısmı ve bu yatırım önemli oranda bazı büyük pazarlarda gerçekleştiriliyor." dedi.
İklim yatırımlarının en çok ihtiyaç duyulan bölgelere yapılması gerektiğini ifade eden Stiell, "Her ülkenin iklim konusunda adım atmasını sağlamak en büyük ve zengin ülkeler dahil bütün ülkelerin çıkarınadır. Neden? Çünkü iklim krizi hızla ekonomiyi öldüren bir hale bürünüyor." diye konuştu.
Stiell, emisyonların hızla düşürülmemesi halinde tüm dünyanın sürekli bir enflasyon mücadelesi içinde kalacağını sözlerine ekledi.
COP29'da finansmanla ilgili anlaşmanın son derece önemli olduğunu vurgulayan Stiell, "Milyarlarca insan, hükümetlerinin finansmanla ilgili güçlü bir sonuç elde edememesini karşılayabilecek durumda değil." dedi.
BM nezdinde merkezileştirilmiş karbon piyasasıyla ilgili 6. Madde'ye ilişkin tarafların önemli bir anlaşma sağladığına işaret eden Stiell, bunun iyi bir başlangıç olduğunu ancak atılması gereken çok sayıda adım bulunduğu belirtti.
İçinde bulunulan 10 yıl içinde ülkelerin emisyonlarını yarıya indirmeleri için önemli mesafe alınması gerektiğini anlatan Stiell, "Ancak karbon piyasalarına ilişkin COP29’da atılan bu adım, yarışı tekrar başlattı. Gelişmekte olan ülkelerin bu yeni finans akışından faydalanmasını sağlamamız önemli." diye konuştu.
Simon Stiell, iklim konusunda siyasi gelişmelere rağmen güçlü adımlar attıklarını belirterek, "Küresel işbirliği, insanlığın küresel ısınmada hayatta kalabilmesinin tek yolu. Sadece konuşarak ve bu işbirliğini sağlayarak krizi atlatabiliriz." ifadesini kullandı.
6. Madde konusunda ilerleme
Azerbaycan COP29 Başkanlığı Başmüzakerecisi Dışişleri Bakan Yardımcısı Yalchin Rafiyev de toplantıda yaptığı konuşmada, dün 6. Madde konusunda kritik bir ilerlemenin kaydedildiğini söyledi.
Rafiyev, dün tarafların standartlar ve bunları güncellemek için dinamik bir mekanizma konusunda fikir birliğine vardıklarını belirterek, "Bu, 6. Madde müzakerelerini sonuçlandırmaya doğru kritik bir adım. Bu, kaynakları, gelişmekte olan dünyaya yönlendirmek ve iklim planlarımızı uygularken yılda 250 milyar dolara kadar tasarruf etmemize yardımcı olmak için oyunun kurallarını değiştiren bir araç olacaktır." dedi.
Zirvede, Kayıp ve Zarar Fonu'nun çalışır hale gelmesi için tarihi adımların atılacağını, taahhütleri somut fonlara dönüştürecek bir dizi anlaşmanın imzalanacağını kaydeden Rafiyev, "Bu, desteğin 2025'te akmaya başlamasını sağlayacak." değerlendirmesinde bulundu.
Rafiyev, başarının herkesin çabasını gerektirdiğini belirterek, "Herkes küresel çabalarımıza katkıda bulunmak için kendi rolünü nasıl oynayabileceğine odaklanmalıdır." ifadesini kullandı.
6. Madde nedir?
İklim kriziyle mücadelede başta sıcaklık artışını sınırlandırmak olmak üzere hedefleri belirleyen ve ortak harekete geçilmesini kabul eden uluslararası Paris Anlaşması’nın 6. maddesi, ülkelerin iklim hedeflerine ulaşmak için ortaya koydukları gönüllü işbirliğini nasıl sürdürebileceklerine odaklanırken iklim değişikliğiyle mücadelede gelişmekte olan ülkeler için finansal destek sağlanması noktasında uluslararası işbirliğini içeriyor.
6. Madde, ülkelerin sera gazı emisyonlarının azaltılmasından elde edilen karbon kredilerini bir veya daha fazla ülkenin iklim hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmak amacıyla transfer edebilmesine müsaade ediyor.
Ülkelerin 6. Madde kapsamında yararlanabileceği araçların başında Birleşmiş Milletlerin yeni karbon kredilendirme mekanizması olan Paris Anlaşması Kredilendirme Mekanizması (PACM) geliyor. Kredilendirme Mekanizması, ülkelerin iklim hedeflerini yükseltmelerine ve ulusal eylem planlarını daha uygun maliyetle uygulamalarına olanak sağlıyor.
Örneğin, bu mekanizma kapsamında bir ülkedeki bir şirket, o ülkedeki emisyonlarını azaltabilir ve bu azalımları kredilendirmesinin ardından başka bir ülkedeki bir şirkete satabilir. Satın alımı gerçekleştiren şirket ise bunları kendi emisyon azaltma yükümlülüklerine uymak veya net sıfır hedeflerine ulaşmak adına kullanabilir. Paris Anlaşması Kredilendirme Mekanizması aynı zamanda gelişmekte olan ülkeler için bir iklim finansmanı kaynağı da olabilir.