

Asit yağmurları, fosil yakıt atıklarının su döngüsüne karışması sonucu ortaya çıkıyor. Sanayileşmenin fazla olduğu ve fosil yakıtların yoğun şekilde kullanıldığı bölgelerde atmosfere ulaşarak biriken kükürt ve azot içeren gazlar, su buharı ile temas ederek kimyasal tepkimeye giriyor ve sülfürik asit ile nitrik asit damlaları ortaya çıkıyor.
Yeryüzündeki suların bir kısmının ısınarak buharlaşmasının ardından atmosfere yükselmesiyle nemli havada bulunan su buharı, yeniden yoğunlaşarak sıvı hale geliyor. Tüm bu süreçlerin sonunda ise asit yağmurları meydana geliyor. Atmosferdeki asit, sadece yağmur şeklinde değil sis ve kar gibi hava olayları ile de yeryüzüne ulaşabiliyor. Normal yağışların pH (bir maddenin asit veya alkali değerini anlamak için kullanılan ölçü, potansiyel hidrojen) değeri 5,6 iken asit yağmurlarının pH değeri ise 4,2 ile 4,4 arasında değişiklik gösteriyor.
Yanardağlar, termik santraller, fabrikalar ve arabalar asit yağmurlarına neden olan gazların atmosfere salınmasını sağlayan kaynakların başında geliyor. Toprağın kimyasal yapısına da zarar veren asit yağmurları, toprağın zayıflamasına ve tarımsal verimin düşmesine neden oluyor. Göllerde ve nehirlerde biriken asit yağmurları sadece suya ve toprağa değil bitkilere, hayvanlara ve insanlara da zarar veriyor.
Ormanlık alanların çoğaltılması, toplu taşıma araçlarının yaygınlaştırılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının tercih edilmesi asit yağmurlarına neden olan gazların salımını azaltmak için alınabilecek önlemler arasında bulunuyor.