Biyoloji profesörü Arthur W. Galston tarafından 1970’lerde Vietnam Savaşı esnasında ortaya atılan ekokırım kavramı, o dönem ABD ordusunun ülkedeki bitki örtüsünü ve mahsulleri tahrip etmek için herbisit ve portakal gazı kullanmasına karşı yapılan protestolarda sıkça kullanıldı.
O tarihten bu yana pek çok sivil toplum kuruluşu ve hukukçu, uluslararası hukukta çevre katliamının suç sayılmasını destekledi.
Kavram Galston’dan sonra 1972 yılında İsveç Başbakanı Olof Palme’nin Birleşmiş Milletler (BM) tarafından düzenlenen Beşeri Çevre Konferansı’nda yaptığı konuşmada geçti. Vietnam’da devam eden savaşı bir ekokırım olarak adlandıran Palme, “Gelişigüzel atılan bombaların ve buldozerlerin, herbisitlerin geniş çaplı kullanılarak oluşturduğu devasa yıkım, bazen ekokırım olarak tanımlanan bir rezalettir ve acil bir uluslararası dikkat gerektirir.” ifadelerini kullanmıştı.
Yasal boyutu
Ekokırım yalnızca Uluslararası Ceza Mahkemesinin kuruluş statüsü olan Roma Statüsü'nde "savaş suçu" başlığı altında bir suç olarak kabul ediliyor. Söz konusu belgede bir savaş veya saldırı ortamında doğal çevreye geniş, uzun dönemli ve ciddi bir zarar verilmesine neden olacak nitelikteki saldırılar suç olarak tanımlanıyor.
Londra Üniversitesi ve Kaliforniya Üniversitesi tarafından desteklenen “Ekokırım Yasası” Projesi verilerine göre, 10 ülke ekokırımı yasal bir suç olarak kabul etmiş durumda.
Bu ülkeler, ekokırımı suç olarak kabul ettikleri yıla göre şu şekilde sıralanıyor:
Vietnam (1990), Rusya (1996), Kazakistan (1997), Kırgızistan (1997), Tacikistan (1998), Gürcistan (1999), Belarus (1999), Ukrayna (2001), Moldova (2002), Ermenistan (2003).