Bunların arasında en çok bilinenleri ise Birleşmiş Milletler (BM) tarafından hazırlanan Kyoto Protokolü ile kabul edilen 6 ana sera gazı arasında yer alan hidroflorokarbonlar, florokarbonlar ve kükürt hekzaflorür.
Diğer sera gazlarından farklı olarak bu gazların neredeyse tamamı insan kaynaklı faaliyetler sonucu atmosfere salınıyor. Her gaz grubunun içerisinde ise birden fazla alt gaz çeşidi bulunuyor.
Florlu gazlar arasında en etkili olan hidroflorokarbonların emisyonu genellikle buzdolabı ve klima gibi ürünlerin üretiminden kaynaklanıyor. Bunun temel sebebiyse hidroflorokarbonların ozon tabakasına zarar verdiği gerekçesiyle 198 ülkenin taraf olduğu Montreal Protokolü ile yasaklanan kloroflorokarbonların alternatif kabul edilmesi.
Florokarbonlar ve kükürt hekzaflorür ise genelde alüminyum ve yarı iletken madde üretimi gerçekleştiren sanayi faaliyetleri esnasındaki sızıntılar ya da imha süreçleri sonucu ortaya çıkıyor.
Küresel ısınmaya etkileri
Atmosferdeki yoğunlukları diğer sera gazlarına oranla daha az olsa da çok uzun yıllar atmosferde kalabilen florlu gazlar, birim bazda çok daha yüksek küresel ısınma potansiyeline sahip.
Hidroflorokarbonların atmosferde kalma süresi 1 ile 260 yıl arasında değişkenlik gösterirken, bu gazların küresel ısınmaya etkisi karbondioksitle karşılaştırıldığında 140 kat ile 11 bin 700 kat arasında değişebiliyor.
Florokarbonların atmosferde kalma süresi 2 bin 500 ila 50 bin yıl ve bu grupta yer alan gazların küresel ısınmaya etkisi karbondioksite oranla 9 bin 200 kata kadar çıkabiliyor.
Atmosferde kalma süresi ortalama 740 yıl olan kükürt hekzaflorür, karbondioksite göre küresel ısınmaya 23 bin 900 kat daha fazla etki ediyor.
Florlu gazların çoğunun atmosferik ömrü çok uzun olduğundan, mevcut konsantrasyonlarda gözle görülür bir düşüş görülmesi de kısa sürede mümkün değil.
Florlu sera gazı azaltma çabaları
Montreal Protokolü'nün 28’inci Taraflar Toplantısı’nda protokole taraf ülkelerce kabul edilen Kigali Değişikliği’yle yüksek sera gazı etkisi bulunan florlu sera gazları kontrol altına alınan maddeler listesine dahil edildi.
Protokolün taraf ülkelerinden Türkiye’de de pek çok ülkede olduğu gibi florlu sera gazlarının salımını kontrol altına almak üzere florlu sera gazları ve diğer florlu maddelerin yönetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla bir yönetmelik bulunuyor.
Florlu sera gazlarının kullanımını kontrol altına almayı hedefleyen ve 2022 yılında revize edilen yönetmelikle 2024 yılı itibarıyla bu gazlara kota uygulaması başlayacak. Özellikle iklimlendirme ve soğutma sektörlerinde üretilen ekipmanların içerisinde kullanılan “yüksek küresel ısınma potansiyeline” sahip belirli gazlar için de kısıtlamalar getirilmesi bekleniyor.