

Bu enerji, çeşitli yöntemlerle ısı ve elektriksel biçimlere dönüştürülebiliyor. Karbon emisyonlarını azaltma anlamında alternatif enerji kaynaklarından biri olarak görülüyor. Yüksek verimliliği ve çevre dostu bir kaynak olması nedeniyle hidrojen enerjisi üzerindeki araştırmalar 1970’li yıllardan sonra yoğunlaşmaya başladı.
Hidrojen kaynakları
Hidrojenin hidrokarbonlar gibi fosil yakıtlardan, biyokütle gibi yenilenebilir enerjiden, nükleer kaynaklardan üretimi mümkün. Hidrojen çoğunlukla fosil yakıtlardan, doğal gazdan üretiliyor. Bunun dışında, yenilenebilir enerji kaynaklarından hidrojen üretim teknolojileri de gelişiyor. Hidrojen enerjisi, üretildiği kaynaklara göre renklerle isimlendiriliyor. Fosil yakıtlarla üretilene "gri hidrojen", doğal gaz ile üretilene "mavi hidrojen", metanın termal parçalanması ile elde edilene "turkuaz hidrojen" ve yenilenebilir enerji ile elde edilene "yeşil hidrojen" adı veriliyor. Yeşil hidrojen, Paris Anlaşması’ndan doğan karbonsuzlaşma taahhütlerinin yerine getirilmesi ve dünyadaki enerji sorununun çözümü için bir fırsat olarak görülüyor.
Nasıl kullanılıyor?
Hidrojen, doğal bir yakıt kaynağı olmamakla birlikte, birincil enerji üretiminden faydalanılarak su, biyokütle, nükleer ve hidrokarbon gibi kaynaklardan üretiliyor, bir enerji taşıyıcısı olarak depolanabiliyor ve böylelikle elektrik, ısı üretmek için yakıt hücrelerinde kullanılabiliyor. Hidrojen, bir yakıt hücresinde tüketildiğinde yalnızca su, elektrik ve ısı üreten temiz bir yakıt olarak öne çıkıyor. Ulaşım, sanayi ve konut başta olmak üzere neredeyse tüm sektörlerde geniş bir uygulama yelpazesi bulunuyor.