Bu kolaylıklar nedeniyle plastik günlük hayatımızda kullandığımız hemen her şeyin bir parçası haline gelmiş durumda. Kullandığımız diş fırçalarından beyaz eşyalara, ayakkabılardan bisikletlere kadar çok geniş bir kullanım alanına sahip.
Aynı zamanda hafifliği, ucuzluğu ve hijyen kaygısıyla tek kullanımlık ürünler olarak da giderek yaygınlaşıyor.
Kovid-19 pandemisinin de etkisi ile plastik; kullan-at mutfak ürünleri, dezenfektan şişeleri, yüz siperlikleri ve en çok da cerrahi maskelerle çok daha yaygın bir kullanım alanına ulaştı.
Neden plastik kullanmamalıyız?
Tüm bunlar kulağa güzel geliyor; kolay şekillendirme, hafiflik, ucuzluk... Oysa plastiğin doğada çözünmesi için çok uzun yıllar gerekiyor. Örneğin bir plastik poşetin doğada çözünmesi için en az bin yıllık bir süre geçmesi gerekiyor. Bu nedenle, kullandığımız her bir plastik ürün, muazzam ölçülerde çevre kirliliğine neden olarak tarım alanlarının, deniz ve okyanusların doğal dengesini bozuyor. Çözündükçe makroplastik, mikroplastik ve nanoplastik olarak anılan daha küçük parçalara dönüşen plastik, birçok canlı tarafından yiyecek ve soluma gibi yollarla tüketiliyor. Yakın zamanda yapılan çalışmalarda, birçok deniz canlısının yanı sıra insan vücudunda, hatta fetuslarda ve insan kanında da mikroplastik izlerine rastlandı.
Plastiğin geri dönüşümü
En genel anlamı ile plastiğin geri dönüşümü, kullanılmayan veya ömrünü tamamlayan plastik ürünlerin toplanıp belirli işlemlerden geçirildikten sonra tekrar plastik hammaddesi haline dönüştürülmesi, böylece yeni ürünlerin üretilebilmesi anlamına geliyor.
Geri dönüşüm, plastiğin yol açtığı çevre kirliliğine engel olabilmemizin en iyi yolu olarak biliniyor. Bu durum herkesçe kabul edilse dahi, günümüzde üretilen plastik atıkların sadece yüzde 9'u geri dönüştürülüyor. Öte yandan çevre kirliliğini önleyebilmek açısından en makul seçenek gibi görünse de geri dönüşüm de en masum tercih değil.
Zira geri dönüştürülen maddelerin kalitesi her bir dönüşüm sırasında daha da düşüyor. Yani kullandığımız tüm plastik materyalleri geri dönüştürdüğümüzü düşündüğümüz ideal bir senaryoda dahi artık dönüştürüp tekrar kullanamayacağımız kadar düşük kalitede plastik atık üretiyor olacağız. Bunun yanı sıra, plastiğin geri dönüşüm işlemleri doğaya ve insan sağlığına son derece zararlı toksik kirliliğe de sebep oluyor.
Bu nedenle plastik atıklarla baş etmenin en iyi yolu atık üretmemek, yani hiç plastik kullanmamak. “Sıfır atık” ilkesi de plastik dahil tüm atıkların ortaya çıkmasını engellemeye, katı atık sahalarına, çöp fırınlarına veya okyanuslara hiç atık gönderilmemesi hedefine dayanıyor.