Irak seçimleri: IKYB siyaseti köklü değişimin eşiğinde
Irak’ta 12 Mayıs’ta yapılacak parlamento seçimi, bağımsızlık referandumu sonrası kaotik bir dönemden geçen Kürt bölgesinde de önemli bir siyasi hareketliliğe yol açacak.
İSTANBUL - SERHAT ERKMEN
Irak’ta 12 Mayıs’ta yapılacak parlamento seçimi, sadece Irak’taki genel siyasi dengeyi değil, aynı zamanda yerel dinamikleri de çok yakından etkileyecek. Yerel dinamikler bağlamında seçim sonuçlarından en çok etkilenecek grupların başında ise Iraklı Kürtler geliyor.
2003’ten itibaren Iraklı Kürtler, parlamento seçimlerine farklı formasyonlarda girdiler. Başlangıçta aralarında ayrım gözetmeksizin büyük ittifaklar kurarken, zamanla Irak’ın geri kalanındaki partiler gibi onlar da küçük-büyük, stratejik ya da geçici ittifaklarla seçime katıldılar. 2018 seçimleri ise Iraklı Kürtlerin en fazla bölünmüş olarak girdiği seçim yılı olacak.
KDP, KYB, Goran, Kürdistan İslami Birliği (KİB) ve Kürdistan İslami Grubu (KİG) gibi bölgenin bilinen oluşumlarının yanı sıra bu seçimde iki yeni parti ya da hareket ön plana çıkmakta. Bunlar eski IKBY başbakanlarından Berham Salih’in önderliğini yaptığı Demokrasi ve Adalet Koalisyonu (DAK), diğeri ise Süleymaniye merkezli bir yayın kuruluşu olan NRT ve bazı büyük emlak işleriyle bilinen genç iş adamı Şasvar Abdulvahid’in liderliğindeki Yeni Nesil (YN) Hareketi. IKBY sınırları içinde her bir parti seçimlere ayrı ayrı katılıyor olsa da Iraklı Kürtlerin 16 Ekim 2017 sonrası çekilmek zorunda kaldığı Musul, Kerkük ve Selahaddin gibi tartışmalı bölgelerde durum biraz daha farklı. KDP, Kerkük’te seçime katılmayı reddedip arka planda KİB’i desteklerken, KYB’nin kalesi sayılan vilayette Goran, DAK ve KİG ittifak kurarak seçime katıldı. Ancak adı geçen üç parti, Kerkük’te başlayan ve adına Vatan Koalisyonu verdikleri bu işbirliğinin seçim sonrasında Irak hükümetine katılmak ve hatta gelecekte yeni siyasal kararlarda da süreceğini açıklayarak uzun vadeli bir işbirliğinin sinyalini verdi. Selahaddin’de ise KYB en azından bir sandalye çıkarabilmek için seçime bir Arap Koalisyonu’nun içinde girdi. Musul’da da KDP’nin seçime katılması dışında Kerkük’tekine benzer bir tablo oluştu.
Böylesine karmaşık bir yapı içinde gerçekleşecek seçimin Iraklı Kürtler üzerindeki etkileri. temelde iki ana kategori üzerinden değerlendirilebilir: Seçimin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nde (IKBY) siyasetin doğasının değişimi hakkında fikir verecek olması ve seçim sonuçlarının IKBY’de bu yılın ikinci yarısında yapılacak seçime olası yansımaları.
İkili siyasi yapı sonra eriyor
Mayıs 2018 seçiminin Kuzey Irak’ta siyasetin doğasına ilişkin bir değişimi temsil edip etmeyeceği sorusunun kendi içinde iki ayrı yansıması bulunuyor. Bunlardan ilki, Kuzey Irak’ta siyasetin doğası gerçekten değişiyor mu, diğeri ise bu seçim sonucunda Erbil ve Bağdat ilişkileri yapısal ve kalıcı olarak değişecek mi?
Aslında her iki soru birbiriyle bir yakından ilişkili. Önce Kuzey Irak’ta siyasetin doğasının değişip değişmediğini sorgulayalım. 2003’ten beri IKBY’de siyaset, iki partinin domine ettiği ve aile-aşiret-parti-çıkar dörtlüsüne dayalı bir yapıya sahipti. 50 yıldan uzun bir süredir Kuzey Irak’ta siyaseti domine eden aile-iktidar ilişkileri yeni nesle aktarılırken, 1990'lı yılların ikinci yarısı ile 2000'lerin başlarında İslami Hareketler geçici bir muhalefet etkisi meydana getirmiş olabilir. Ancak İslami partilerin ana muhalefeti oluşturma süreci hem kısa sürdü hem de zayıf kaldı. KDP-KYB ikilisine asıl muhalefet, yine bu partilerin içinden kopan ve 2000'lerin sonunda ciddi bir siyasi muhalefete dönüşen hareketlerden gelmeye başladı.
Ekonomik kaynakları kontrol eden, kendisine ait askeri gücü, aile-aşiret-din-parti kimliği temelli siyasal ve toplumsal meşruiyetleri bulunan KDP-KYB ikilisinin hegemonyasındaki ikili siyasi düzene Goran Partisi’nin meydan okuması dokuz yıldır devam ediyor. Fakat Goran’ın tek başına muhalefet görevini üstlenmeye çalışması, hiçbir zaman yeterli olmadı. Goran da hükümetlerin içinde yer aldı. Fakat son birkaç ayda Goran’ın yanı sıra ortaya çıkan DAK ve YN, IKBY’de muhalefet için yeni bir dinamizm oluşturma ihtimalini artırdı. Bu yeni muhalif hareketler, IKBY’de siyasetin doğasının değişmesinin bir sonucu ve bu değişimin Irak’taki seçim ile ilişkisi de zayıftır.
Değişimi tetikleyen faktörler
Kuzey Irak’ta siyasi değişim sürecini başlatan nedenler kabaca dört kategoride toplanabilir:
Bunlardan ilki ekonomik sorunlar. Birkaç yıl öncesine kadar Irak’a ekonomik açıdan ihtiyaç duymayacak kadar zengin olduğunu düşünen IKBY, bugün iflas sınırını çoktan geçti. Aylarca maaşını alamayan insanlar artık sokaklara dökülüyor. Üstelik bu durum gösterilerin hiçbir zaman eksik olmadığı Süleymaniye’yi aşarak Erbil’e dahi sıçradı.
Son dönemde IKBY’deki yolsuzluklara ve bölgeyi siyaseten domine eden ailelerin elindeki ekonomik güce tepki daha da büyüdü. Siyasal meşruiyete toplumsal ve ekonomik dayanak sağlamak isteyen KDP-KYB ortaklığı, Kuzey Irak’ta kurdukları düzene sıradan insanları ortak etmek için hükümet eliyle şişirilmiş bir istihdam oluşturdu. Bu istihdam bütçe üzerinde büyük yük oluştururken, ailelerin tekelinde olan özel sektörün verimsizliği, kamu kaynaklarının sömürülmesiyle birleşince ekonomik çöküntü geldi. Bugün IKBY ekonomisinin içinde bulunduğu durumdan kısa vadede çıkışı için yol haritası yok. Bu nedenle ekonomik sorunlar, iktidar sahiplerine karşı büyük bir tepki doğurdu. Fakat maaş kesintileri, hayat pahalılığı, gelir adaletsizliği, işsizlik, yolsuzluk ve adam kayırmacılık gibi ekonomik ve idari sorunların Kürtlerin tepkisini iç politika ile mi sınırlı tutacağı, yoksa Bağdat-Erbil ilişkilerini de etkileyip etkilemeyeceği, bu seçimin sonucunda ortaya çıkacak tablo ile şekillenecek.
İkinci temel neden bağımsızlık referandumun neticesinde gelen derin siyasi çöküş ve başarısızlık. Altı ay öncesinde, tüm dünyanın tanıması gerektiği iddiasıyla hayata geçirilen bağımsızlık girişiminin ne uluslararası düzeyde ne de Irak’ın içinde kabul görmemesi Kuzey Irak’taki mevcut siyasal liderliği ciddi ölçüde sarstı. Bu sarsıntının etkileri, en belirgin olarak KDP’nin siyasi gücünde ortaya çıktı.
Üçüncü neden ise bölgedeki aile-iktidar ilişkisinin çöküşüdür. Eski kuşak liderler ve aileleri arasındaki ilişkiler IKBY siyasetinin hep bir parçası olmuştu. Molla Mustafa Barzani’den Mesut Barzani’ye ondan oğlu ve yeğenine; İbrahim Ahmed’den damadı (Celal Talabani) ve kızına (Hero Talabani) ve daha sonra onların çocuklarına; Kosrat Resul’dan oğluna ve diğerlerine kadar onlarca örnek sayabileceğimiz aile-iktidar ilişkileri, Kuzey Irak’ta tarihinin en sorunlu dönemini yaşıyor. Mesut Barzani’nin en azından şimdilik köşeye çekilmesi, KDP içi aile kaynaklı iktidar mücadelesinin görünür hale gelmesine neden oldu. KYB’de Hero Talabani’nin aile aracılığıyla kurmaya çalıştığı etkinliğin kargaşa doğurduğu, Kosrat’ın kendi oğullarıyla KYB içinde başlattığı yeni girişimin tutmadığı, eski peşmerge komutanlarının geniş aileleri ve aşiretleri üzerinden yürütmeye çalıştığı siyasi dengeleyici rolünün başarısız olduğu görülüyor. Buna mukabil Goran, YN ve DAK aile ilişkilerinden ziyade genç ve eğitimli şehirli nesle odaklanıyor ve son derece etkin olan bu yeni tabakayı siyasete taşıyor.
Dördüncü neden ise peşmerge kültünün yıkılmasıdır. Irak ordusunun karşısında iç siyasal anlaşmazlık ve kapasite yetersizliği nedeniyle savaşamayan ve çatışmadan çekilmek zorunda kalan peşmerge ve diğer silahlı güçlerin, bu olaydan iki ay sonra ekonomik temelli gösterilerde, sivil halkın karşısında yoğun şiddet kullanılması halkın peşmergesi-partinin milisi ayrımının yerleşmesine neden oldu. Bu durum IKBY’de peşmerge kültü üzerinden siyaset yapan iktidar partilerinin elindeki önemli bir kozu aldı. Sınırların tehdit altında olduğu ve “yaşamsal bir savaş” verildiği bir ortamda, peşmerge lideri olarak öne çıkan Barzani ailesi ve KYB’nin peşmerge kökenli siyasetçileri artık bu söylemin getirdiği siyasi rantı sürdürebilecek gibi görünmüyor.
Özetle, IKBY’de siyasetin doğasını değiştirebilecek güçlü bir dinamizm bulunuyor. Ve 2003’ten bu yana Bağdat’taki seçim ile IKBY’deki seçimler arasında hep yakın ilişki olduğu görülse de bazı istisnalar dışında Iraklı Kürtler, içerideki sorunlarını nadiren Bağdat’a taşıdılar. (2010 seçiminden sonra KDP ve KYB’nin baskısıyla Goran’ın Maliki hükümetinin dışında tutulması bunun şu ana kadar en önemli istisnası sayılabilir). Fakat, 2010 ve 2014’ün tersine Bağdat’taki parlamento seçimi IKBY’den önce yapılacak. IKBY’nin güçlü iki partisinin (KDP ve KYB) Bağdat seçiminde karşılaşabileceği olumsuz tabloyu kısa sürede tersine çevirememesi ihtimali oldukça yüksek. Bu seçimin sonucunda, IKBY’de yapılacak seçime ilişkin ittifaklara ve hatta IKBY’nin başkan adaylarının kimler olabileceğine dair sonuçlar oluşturması beklenmelidir.
Seçim sonuçları IKBY’de siyaseti nasıl etkileyecek?
Seçimin sonucunun IKBY’deki siyasal gelişmeleri ve yaklaşan seçimi derinden etkileyeceği açık. Ancak, bölgede sağlıklı kamuoyu araştırmaları yapılmadığından şimdilik bir sonuca varmak mümkün değil. Bu nedenle seçim sonuçları belli olana kadar yapılabilecek en önemli şey, Irak parlamentosu sonuçlarının IKBY üzerinde meydana getirebileceği etkileri, nelere bakarak inceleyeceğimiz konusunda bir kontrol listesi hazırlamak olabilir. Bu kontrol listesinin, temelde üç ana maddesi bulunuyor.
Bunlardan ilki KDP-KYB’nin IKBY içinde ve tartışmalı bölgelerdeki toplam oyu ve sandalye sayısının ne olacağıdır. Bu veri, muhtemelen Vatan Koalisyonu’nu oluşturan partiler, IKBY başkanlık seçimine birlikte gireceği için güçlü bir ipucu verecektir.
İkinci madde, KYB’nin kaybının ne kadar olacağıdır. Seçimden KYB’nin büyük bir kayıpla çıkması bekleniyor. 2014’te Bağdat için yapılan seçimde, KYB yerel parlamento seçimine göre daha güçlü bir performans sergilemiş ve 21 sandalye elde etmişti. Bu durum KYB’nin bir önceki seçimden çıkardığı dersler çerçevesinde incelenebilir. Fakat şimdi oylarında büyük bir düşüş olacaktır. KYB’nin bu durumu hem IKBY içindeki dengeleri hem de Irak cumhurbaşkanının Kürtlerden seçilmesi pazarlığını değiştirecektir. Muhtemelen bu seçimden sonra, 2004’ten beri ilk kez Irak’ın cumhurbaşkanı KYB’den gelmeyecek, muhtemelen bir Kürt olmayacaktır.
Kontrol listemizin üçüncü maddesi ise KYB’nin mirasının nasıl dağılacağı ve KDP’den muhalefete ne kadar oyun kayacağıdır. KYB’nin kaybedeceği oyların Goran, YN ve DAK arasında paylaşılacağı söylenebilir. Bunların toplamının KYB’den fazla oy alması normaldir. Ancak, her biri ayrı ayrı KYB’yi geçerse dengeler değişecektir. Goran, DAK ve KİG ittifakını oluşturan partilerin bu seçimde ayrı ayrı seçime girseler de Süleymaniye’yi domine etmeleri olağan karşılanmalı ancak bu partilerin Erbil’de toplamda 6 sandalyenin üstünü elde etmesi ise gerçek bir değişimin habercisi olabilir. Fakat bunun da ötesinde KYB’nin Kerkük’te 4 ve daha az sayıda sandalye kazanması, KYB’nin bir daha ayağa kalkamayacağı bir darbe almasına neden olabilir.
Son olarak, bu seçimde DAK ve YN’nin performansının yakından izlenmesi yararlı olabilir. YN’nin bir seçimlik zayıf bir girişim mi olacağı yoksa IKBY’de yeni bir siyaset yapma biçiminin mi önünü açacağı dikkat çekici olmalıdır. Ancak daha önemlisi DAK’tır. DAK’ın lideri Berham Salih’in seçim sonuçlarına göre IKBY Başkanlığı ya da başbakanlığının en güçlü adayı olması ihtimali doğabilir. Ya da KYB’nin bu şekilde parçalanması bölgedeki geleneksel KDP-KYB ayrımını derinleştirerek orta vadede IKBY’nin kendi içinde bölünmesine kadar uzanabilir.
[Doç. Dr. Serhat Erkmen, JSGA Uluslararası Güvenlik ve Terörizm Anabilim Dalı öğretim üyesidir]
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.