Muhammed Ali'den Kalou'ya sporcuların 'ırkçılık' tepkileri
Amerikan Futbol Ligi oyuncusu Kaepernick tarafından 2016 yılında ırk kökenli olayları protesto etmek amacıyla spor sahasında başlayan diz çökme eylemi giderek büyüdü ve Avrupa’ya Almanya üzerinden geldi.
Istanbul
İSTANBUL - Salih Barış Kuyucu
Beyaz Saray'daki ilk yılında birçok tartışmalı karara imza atarak yerel ve uluslararası kamuoyunda tepkilere yol açan, özellikle sosyal medya hesabı üzerinden girdiği polemiklerle gündeme oturan ABD Başkanı Donald Trump, spor dünyasında da ayrıştırıcı bir figür olmakla eleştiriliyor.
Trump'ın ABD'de siyahlara yönelik polis şiddetini protesto eden oyuncuları doğrudan hedef alan suçlamaları, spor tarihine geçen protesto eylemlerine yeni bir halka eklerken, sınırları ABD'yi aşarak Avrupa'ya kadar uzanan zincirleme tepkileri de tetikledi.
Spor sahaları güzel hareketler, sayılar, goller, tribün şovları kadar sporcuların toplumsal olaylara gösterdikleri tepkilerle de anılıyor.
Roma'da 1960'ta düzenlenen olimpiyatlarda ABD adına altın madalya kazanan efsanevi boksör Muhammed Ali, siyahi bir sporcu olarak bir restorana alınmamasına tepki göstererek madalyasını nehre atmış, Vietnam Savaşı’na da asker olarak katılmak istemediğini söylediği için 5 yıl spordan uzak kalmıştı.
Meksika 1968 Olimpiyatları’nda da 200 metrede olimpiyat şampiyonu olan ABD'li sporcu Tommie Smith ve üçüncü olan vatandaşı John Carlos’un yumruklarını havaya kaldırarak ırkçılığa karşı tepkileri, dünyada çok konuşulan ve yankı bulan eylemler olarak hatırlanıyor.
Diz çökme protestosu 2016 yılında başladı
Diz çökme eylemi, Amerikan Futbolu Ligi'nde (NFL) San Francisco 49ers'ta oynayan Colin Kaepernick'in geçtiğimiz yıl ABD polisinin siyahi vatandaşlara sert müdahalelerini, milli marş sırasında ayağa kalkmayarak protesto etmesinin büyük bir eylemin ilk adımının olacağı tahmin edilmiyordu.
Kaepernick’in yaptığı diz çökme eylemi, Amerika Birleşik Devletleri’nde giderek yayılarak beyzbol, basketbol ve Amerikan futbolu oyuncularının da bu tepkiye destek vermesine neden oldu.
Tek bir sporcunun 2016 yılında, polisin siyahlara karşı orantısız şiddetini protesto etmek için başlattığı ulusal marş çalınırken diz çökme eylemi, 1 yılı aşkın süre birkaç sporcuyla sınırlı olarak devam etse de karşılıklı sert açıklamalar olayı giderek büyüttü.
Trump: Sahadan atın hemen desem
ABD Başkanı Donald Trump, spor sahalarında giderek yaygınlaşan protestolara çok sert bir açıklama ile katılınca tepkilerin boyutu genişledi.
Trump, eylül ayında Alabama'da taraftarlarına seslendiği mitingde, argo ve sert cümleler de kullanarak "Siz de futbol takımı sahiplerinin, bayrağa saygısızlık yapan oyunculara, 'Sahadan atın hemen… Kovuldu' demesini duymak istemez misiniz?" şeklinde seslenmişti.
Colin Kaepernick'ın annesi de Twitter sosyal medya hesabı üzerinden Trump'ın bu çıkışına çok sert yanıt vermişti.
Donald Trump'ın, "Bu oyuncuları kovun" diyerek çağrı yaptığı NFL takımlarından Jacksonville Jaguars'ın sahibi Shahid Khan da Londra'daki karşılaşmada oyuncularla birlikte protestoya katıldı.
Başkan Trump, NFL oyuncularının eylemlerini kınamasının "Irkla herhangi bir ilgisi olmadığını" söylese de tepkiler dinmedi.
NBA yıldızı Curry'den Beyaz Saray davetine ret
ABD Başkanı Donald Trump ve Amerikan spor liglerindeki bazı oyuncuları arasındaki gerginlik basketbola da yansıdı.
Ünlü basketbolcu Stephen Curry'nin, NBA şampiyonu takımı Golden State Warriors'a Beyaz Saray'dan yapılan davete katılmak istemediğini açıklaması sonrası, Trump daveti geri çektiğini duyurdu.
Curry'ye yanıt veren Twitter mesajında Donald Trump, "Beyaz Saray'a gitmek şampiyon takım için büyük bir onur anlamına gelir. Ancak Stephen Curry tereddüt ediyor, bu nedenle davet geri çekilmiştir." dedi.
Bu açıklamanın sonrasında ise NBA'in en ünlü isimlerinden LeBron James, ABD Başkanı Trump için "Seni serseri. Stephen Curry gelmeyeceğini zaten açıklamıştı." ifadesinin yer aldığı bir tweet attı.
Trump'ın ülkeyi ayrıştırmak istediğini söyleyen James, bunun gerçekleşmemesi için birlik olma çağrısı yaptı.
NBA'in üst düzey yöneticisi Adam Silver ise şampiyon takımın Beyaz Saray'a gitmemesinin üzüntü verici olduğunu ancak oyuncuların fikirlerini açıklamasından "gurur" duyduğunu söyledi.
Beyzbol sahasında da ilk protesto
ABD'de eylül ayında Ulusal Beyzbol Ligi (MLB) maçında da Oakland Athletics oyuncusu Bruce Maxwell, milli marş çalınırken diz çökmüştü.
Babası orduda görevli olan ve bir askeri üste doğan Maxwell, protesto eylemiyle ilgili olarak, "Sesini duyuramayan insanlar için diz çöktüm." ifadesini kullandı.
Aynı ay içinde Texas’ın ve NFL’in en büyük kulüplerinden biri olan Dallas Cowboys ile Arizona Cardinals karşı karşıya geldi. Phoenix’te oynanan maçtan önce milli marşın okunmasına kısa süre kala iki takım oyuncuları beraber diz çöktü. Onlarla beraber diz çöken diğer isim ise Dallas Cowboys Kulübünün sahibi Jerry Jones’tu.
Başkan yardımcısı maçı terk etti
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, San Francisco 49ers'tan bazı oyuncuların Indianapolis Colts'a karşı oynadıkları NFL maçından önce ulusal marş çalındığı sırada ayağa kalkmamaları üzerine stadı terk etti.
Pence daha sonra "Herkesin kendi fikirlerine sahip olma hakkı vardır ama NFL oyuncularının bayrağa saygı duymalarını talep etmenin çok bir şey istemek olmadığını düşünüyorum" diye görüş belirtti.
Kalou: Ayrımcılığa karşı duruş sergiledik
Almanya Birinci Futbol Ligi Bundesliga'da hafta sonunda Hertha Berlin-Schalke 04 maçı öncesi ev sahibi takımın, yedekleriyle birlikte karşılaşma öncesi diz çökmesiyle ABD'de başlayan tepki, Avrupa kıtasına da taşındı.
Hertha Berlin'in Fildişi Sahilli kanat oyuncusu Salomon Kalou, ırkçılığın terör kadar kötü olduğunu söyledi.
Bundesliga'nın 8. haftasında Schalke 04'ü ağırladıkları maç öncesi diz çökerek insanlığı, toleranslı, sorumlu ve anlayışlı olmaya çağıran Hertha Berlinli 32 yaşındaki tecrübeli oyuncu Kalou, "Takım ve Berlin kenti olarak her türlü ayrımcılığa karşı duruş sergiledik. Irkçılık, terör gibi. Irkçılık da terör de kötü şeyler. Bu sorunlar karşısında bir şey yapmıyorsanız, meseleye duyarlı kişileri de eleştiremezsiniz." ifadelerini kullandı.
Muhammed Ali olimpiyat madalyasını göle atmıştı
Bu eylemlerin en dikkat çekeni, küresel ölçekte bir duyarlılığı da harekete geçirecek şekilde efsane boksör Muhammed Ali tarafından gerçekleştirilmişti.
Profesyonelliğe 29 Ekim 1960'ta adım atan Muhammed Ali, 18 yaşına girdiğinde Roma Olimpiyatları'nda altın madalyayı kazanarak tüm dikkatleri üzerine çekti. Ali, gençliğini ABD'de ırk ayrımcılığının en yoğun olduğu dönemlerde geçirdi.
Altın madalyalı Ali, ABD'ye döndüğünde bir restorana gitmek istedi. Görevliler “Burada sadece beyazlara servis yapılıyor” diyerek ünlü boksörü içeri almadı. Olimpiyat şampiyonu Ali de ırkçılığa karşı tepkisini ortaya koymak için madalyasını Ohio Nehri'ne attı.
1996 Atlanta Olimpiyatları'nda Uluslararası Olimpiyat Komitesi, Muhammed Ali'ye sembolik bir altın madalya verdi.
Muhammed Ali'nin muhalif kişiliği, bir başka konuda da kendini gösterdi. Vietnam Savaşı'na gitmeyi reddeden Ali, "Benim onlarla sorunum yok." dedi. Muhammed Ali'ye, bu nedenle spordan 5 yıl men cezası verilirken dünya şampiyonluğu unvanı da geri alındı.
1968 Olimpiyatları’nda da 200 metrede olimpiyat şampiyonu olan ABD'li sporculardan Tommie Smith ve üçüncü olan John Carlos’un madalya töreni sırasında yumruklarını havaya kaldırarak ırkçılığa karşı dikkat çekmek için yaptıkları eyleme Uluslararası Olimpiyat Komitesi büyük tepki göstermiş ve tüm yarışlardan men edildiklerini açıklamıştı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.