Dolar
34.59
Euro
36.06
Altın
2,714.46
ETH/USDT
3,317.80
BTC/USDT
98,880.00
BIST 100
9,549.89
Analiz

Malezya’daki hükümet krizi ve ülke siyasetinin belirsiz geleceği

Malezya, 23 ve 24 Şubat tarihlerinde yaşadığı siyasi krizlerin ardından, içinden çıkılması zor bir istikrarsızlık ortamına girdi.

Ömer Faruk Yıldız  | 27.02.2020 - Güncelleme : 27.02.2020
Malezya’daki hükümet krizi ve ülke siyasetinin belirsiz geleceği

Kuala Lumpur

Güneydoğu Asya turizminin renkli durakları arasında yer alan ve farklı din, kültür ve etnik unsurları bünyesinde barındırarak bölgesi için başarılı bir hoşgörü örneği teşkil eden Malezya, 23 ve 24 Şubat tarihlerinde yaşadığı siyasi krizlerin ardından, içinden çıkılması zor bir istikrarsızlık ortamına girdi.

Malezya kamuoyu Sultan Abdullah’ın Ulusal İttifak’a onay vermesi ve yeni hükümetin resmen ilan edilmesini bekliyordu. Fakat yoğun görüşmelerin ardından parti yöneticileri hiçbir açıklama yapmazken, gizli ittifakın planlayıcısı olan bazı liderler muğlak ifadeler kullanarak basının sorularını geçiştirmekle yetindi.

Bir süredir iktidardaki Umut İttifakı (PH) koalisyonunu dağıtarak Başbakan Mahathir Muhammed’i kendi saflarına çekmek suretiyle Ulusal İttifak (PN) adı altında yeni bir iktidar koalisyonu oluşturma planları güden muhalefet partileri Birleşik Malay Milli Örgütü (UMNO) ve Malezya İslam Partisi (PAS), söz konusu koalisyonu kurmak için 23 Şubat sabahı Selangor eyaletindeki bir otelde organize ettikleri görüşmede düğmeye bastı.

Sultan Abdullah Mahathir’in istifasını kabul etmesine rağmen, kaos ortamı durulana kadar, bir süre daha ülkenin başında kalması için, 94 yaşındaki tecrübeli siyasetçiyi geçici başbakan olarak atadı.

Başbakan Mahathir’in liderliğini yaptığı Malay ağırlıklı Malezyalı Birleşik Yerli Partisi (PBBM) başta olmak üzere, Malezya’nın reform yanlısı siyasi lideri ve ülkenin müstakbel başbakanı olmayı planlayan Enver İbrahim’in liderliğindeki Halkın Adaleti Partisi’nde (PKR) Enver karşıtı kanadın lideri Muhammed Azmin Ali de sürpriz bir şekilde 23 Şubat’taki gizli ittifak görüşmelerine katıldı.

Altı partiye mensup yöneticiler, aynı günün akşamı Kuala Lumpur’daki kraliyet sarayı Istana Negara’da Malezya Kralı Sultan Abdullah Riayatuddin El-Mustafa Billah Şah ile görüşerek, Mahathir’in başbakanlığında yeni koalisyon ihtimalini konuştu. Görüşmeye iştirak eden liderlerin listesine dair resmi bir açıklama yapılmadı; fakat basında çıkan bazı haberlere göre Mahathir de Sultan Abdullah ile görüşen liderler arasındaydı.

Malezya kamuoyu Sultan Abdullah’ın Ulusal İttifak’a onay vermesi ve yeni hükümetin resmen ilan edilmesini bekliyordu. Fakat yoğun görüşmelerin ardından parti yöneticileri hiçbir açıklama yapmazken, gizli ittifakın planlayıcısı olan bazı liderler muğlak ifadeler kullanarak basının sorularını geçiştirmekle yetindi. Parti liderlerinin net bir açıklama yapmaması, gizli ittifak içinde yer alan partilerin yeni hükümet kurmak için gereken milletvekili sayısına (112) erişemediği ihtimalini akıllara getirdi.

Bu arada, muhalefet partilerinin gizli koalisyon planının ana hedefi olan Enver İbrahim, görüşmeler yapılırken, gizli koalisyon iddialarına ilişkin ilk açıklamasını yaptı. Muhalefetin kendisine karşı Ulusal İttifak’ı kurma çabalarını çok önceden bildiğini öne süren Enver “Partimin içinden de bu ihanete dahil olanlar mevcut” diyerek parti içinde kendisine sık sık engeller çıkartan Azmin’i işaret etti. Mahathir’in de söz konusu görüşmelere dahil olduğuna dair haberlerin ortaya çıkmasına rağmen, Enver ittifak ortağına dair herhangi bir açıklama yapmama tercihinde bulundu.

Parti liderleri arasında yoğun görüşme trafiğinin yaşandığı o güne adeta belirsizlikler hâkim oldu.

Siyasi kriz Başbakan Mahathir’in istifasıyla sonuçlandı

24 Şubat’ta ise bir önceki gün yapılan gizli koalisyon görüşmelerin akabinde siyasi tabloyu biraz daha netleştiren gelişmeler vuku buldu. Sabah saatlerinde Enver İbrahim, iktidar koalisyonu ortağı Demokratik Hareket Partisi’nin (DAP) Genel Sekreteri Lim Guan Eng ile birlikte Mahathir’i evinde ziyaret ederek önceki gün vuku bulan gelişmeleri konuştu. Mahathir ile görüşmesinin ardından, eski siyasi rakibine yeniden bayrak çekmesi beklenen Enver, beklenenin dışında bir açıklama yaparak görüşmenin olumlu geçtiğini ve Mahathir’in önceki günkü gizli koalisyon planlarında yer almadığını söyledi. O günkü görüşmelerde bulunduğu bilinen Mahathir’in planlara nasıl dahil olmadığı meselesi ise kafaları karıştırdı.

Malezya gündemini sarsan ikinci vaka tam da Mahathir-Enver görüşmesinden birkaç saat sonra gerçekleşti: Mahathir başbakanlıktan istifa ettiğini açıkladı. Mahathir’in istifasından çok kısa bir süre sonra partisi PPBM’nin Genel Başkanı Muhyiddin Yasin, partinin iktidardaki PH koalisyonundan çekildiğini ilan etti. Aynı anda PKR’deki Enver karşıtı grubun lideri Azmin, beraberindeki 10 milletvekiliyle partiden istifa ederek mecliste bağımsız bir grup oluşturduğunu açıkladı. Koalisyona şartlı dahil olmuş 9 milletvekilli eyalet partisi Warisan da gelen istifaların üzerine aynı gün PH ittifakından çekildi.

PPBM ve Azmin Ali ekibinin ittifaktan çekilmesiyle milletvekili sayısı 138’den 92’ye düşen iktidardaki PH resmen dağıldı. Malezya kamuoyunda Mahathir’in başbakanlıktan istifasının sebebi ve PH koalisyonunun çökmesinin ardından ülkeyi nelerin beklediği konuları tartışıladururken, Sultan Abdullah Mahathir’in istifasını kabul etmesine rağmen, kaos ortamı durulana kadar, bir süre daha ülkenin başında kalması için, 94 yaşındaki tecrübeli siyasetçiyi geçici başbakan olarak atadı.

Üst üste yaşanan gelişmeler, ardında seçim zaferinden 20 ay sonra dağılan iktidar koalisyonu, Mahathir’i kendi saflarına çekerek yeniden iktidara gelmeyi amaçlayan muhalefet bloğu ve bir anda siyasi krizin içine düşmüş bir Malezya bıraktı. İstifanın ardından Mahathir, her kesimin kendi safına çekerek yeniden başbakanlığa taşımak istediği “vazgeçilmez lider” konumuna geldi.

2018 genel seçimlerinde Mahathir’in sayesinde Necip Rezak’ı ve beraberinde 61 yıllık Milli Cephe (BN) iktidarını devirerek ilk defa ülkeyi yönetme fırsatı kazanan reformist hareketler PKR, DAP ve Milli Emanet Partisi (Amanah), büyük çabalarla elde ettikleri iktidarı bir günde kaybederek büyük bir risk altına girdi.

Siyasi kriz başladığından bu yana Malezya siyaseti aşırı değişken bir halde. Her gün yaşanan hadiseler, tarafların farklı kararlar almasına ve saf değiştirmesine sebep oluyor. Düne kadar PKR, DAP ve Amanah üçlüsü Mahathir’in yeniden başbakan olması için çok uğraşmıştı; fakat Mahathir ne PH partilerine ne de muhalefete güvendiğini açıkça ortaya koyarak, kendi başbakanlığında “partisiz hükümet” kuracağı açıklamasını yaptı.

Söz konusu açıklama her iki tarafta da taşları yerinden oynattı. Son gelinen noktada, muhalefet cephesinden UMNO ve PAS meclisin feshedilmesini ve erken seçime gidilmesini savunuyor. PKR, DAP ve Amanah üçlüsü de dün, Mahathir’in kendilerine yanaşmaması üzerine, Enver İbrahim’in başbakanlığına destek verdi.

Umut İttifakı neden dağıldı?

Malezya siyasetinin mevcut kriz ortamı sonrasındaki muhtemel akıbetini değerlendirmeden önce, Umut İttifakı’nı (PH) seçim zaferinden henüz iki yıl geçmeden dağılmaya iten sebeplere değinmek gerekir.

PH, dönemin başbakanı Necip Rezak’ın yolsuzluğa bulaştığı iddialarının ülkede gündem olması ve Necip’in anti demokratik politikalarına karşı, Enver İbrahim’in eşi Wan Azizah Wan İsmail önderliğinde 2015’te kurulmuş, reform ve insan hakları odaklı bir ittifaktı.

Temelini reformist PKR, Çinlilerin ağırlıkta olduğu DAP ve UMNO karşıtı muhafazakâr Malayları temsil eden Amanah’ın oluşturduğu PH, zaman içinde ülkedeki Sabah eyaletini temsil eden Warisan’ı da bünyesine dahil etti. DAP ve Amanah, 2013 seçimlerinde Necip Rezak’ı devirememiş ve hakkındaki asılsız iddialar yüzünden 2015’te yeniden hapse girmiş bir lider olarak Enver İbrahim’in 2018 seçimlerinde yeterli halk desteğini alacağından şüphe etti ve daha güçlü bir liderin PH adına yarışa girmesi teklifinde bulundu. Bu lider, 2016’da Necip hakkındaki yolsuzluk iddialarına tepki göstererek UMNO’dan istifa edip kendi partisi PPBM’yi kuran Mahathir Muhammed’den başkası değildi.

Enver de Mahathir’in halk nezdinde kendisinden daha fazla karşılığı olduğu gerçeğini kabullenerek, “yolsuzluk yönetimini” devirme ideali uğruna, eski siyasi rakibiyle barışmayı kabul etti. O günlerde hâlâ hapiste olan Enver’in Mahathir’e destek açıklaması yapmasının ardından, eski başbakan, genel seçimlerde başbakan adayı olarak yarışmak üzere ittifaka davet edildi. Mahathir ileri yaşına rağmen, ülkesini yozlaşmış idareden kurtarmak üzere inisiyatif almayı kabul etti. Yapılan anlaşmaya göre, PH’nin seçimleri kazanması durumunda, Mahathir başbakanlıkta yaklaşık iki sene kalacak ve görevini Enver İbrahim’e devredecekti.

Malezya siyasetini yakından takip eden herkesin ittifak edeceği üzere, 2018 seçimlerinden PH koalisyonunun galip çıkmasını sağlayan kilit isim de Mahathir’den başkası değildi. Mahathir, tıpkı seçim öncesinde koalisyon ortağı Enver gibi, idealist davrandı ve kendini seçim zaferinin mimarı olarak öne çıkarmayıp sabık idarenin ülkeye verdiği zararları gidermeyi önceledi.

20 küsur aylık başbakanlık sürecinde Mahathir evvela ülkede gelenek haline gelmiş yolsuzluk ve rüşveti bitirmeyi amaçladı ve bu doğrultuda Necip Rezak’ın yolsuzluk dosyasının yeniden açılmasını sağlayarak büyük bir adım attı. Bunun yanı sıra, Malezya’nın durgunlaşan ekonomisini yeniden büyüyen ekonomi haline getirmeyi hedefledi. Fakat ABD ile Çin arasındaki ticari rekabetin Güneydoğu Asya ekonomisine yansıyan olumsuz etkileri, Mahathir hükümetinin bu alanda etkili performans göstermesine mâni oldu. Zira ekonomi politikalarındaki düşük performans, iktidar koalisyonunun geçen yıl iki milletvekili ara seçimini kaybetmesiyle sonuçlandı.

Bu iki ana politikanın yanı sıra, kendisinden önceki yönetimin ülke demokrasisine verdiği zararları tamir etmek üzere, Mahathir ifade özgürlüğünü artıran ve Malezya’nın uluslararası hukuk normlarına uyum sağlamasını amaçlayan teşebbüslerde bulundu. Bu politikalardan bazılarında başarılı olsa da, uluslararası hukuk normlarına uyum sağlama teşebbüsleri, muhalefet partilerinin karşı propagandalarının halkta yankı bulması neticesinde başarısız oldu.

Özellikle ekonomi politikalarında beklenen performansın gösterilememesi, seçim zaferinden yaklaşık bir yıl sonra PH hükümetine yönelik halk desteğinin hafif oranda azalması sonucunu doğurdu. İktidar koalisyonunun dağılma sürecinin temelleri de tam bu zamanlarda atıldı. Enver İbrahim yanlısı kanat, hükümete yönelik halk desteğinin azalmasının faturasını Mahathir’e kesti ve söz konusu başarısızlıkları fırsata çevirerek başbakanlık değişimi tartışmalarını sıkça gündeme getirmeye başladı.

Mahathir’in geçici başbakan olarak görevini tamamlayacağını belirtmesine rağmen, Enver taraftarları başbakanlık değişimi için bir tarih belirlenmesi yönünde açıklamalar yaparak Mahathir’i baskı altına almaya çalıştı. PKR’den sonra koalisyonun ikinci en büyük partisi konumundaki DAP ve Amanah partisi yöneticileri de yer yer bu tartışmalara katılarak Mahathir’i sıkıştırmaya çalıştı. Bu durum PH içindeki Mahathir taraftarlarını kızdırmakla birlikte, zaten hassas dengeler üzerine kurulmuş bu koalisyonda kamplaşmaların önünü açtı. Başbakanlık değişimi tartışmalarının odağındaki Enver İbrahim ise fanatik destekçilerini dizginleyerek iktidar koalisyonunun birliğini güçlendirmek yerine, tartışmalar karşısında sessiz kaldı. Enver’in bu tavrı şüphesiz genel seçimler öncesindeki idealist çizgisiyle ters düşer nitelikteydi.

PH koalisyonunu dağılmaya sürükleyen bir diğer sebep, DAP’ın elde ettiği siyasi gücü etnik siyaset yapmak üzere kullanması oldu. Üyeleri ağırlıklı olarak Malay olmayan gayrimüslim siyasetçilerden oluşan DAP, ülkede Çinli ve Hint topluluklarını ilgilendiren meselelerde etnik siyaset izleyerek hem Başbakan Mahathir’i hem PH hükümetini zor duruma soktu. DAP üyesi Hint milletvekillerinin, geçen yıl Sri Lanka’daki terör örgütü Tamil İlam Özgürlük Kaplanları’na üyelik suçundan tutuklanan 11 Hint kökenli Malezya vatandaşını, haklarındaki terör suçlamaları alenen ortada olmasına rağmen savunması, bu örneklerden sadece biriydi. DAP’ın PH koalisyonuna karşı çıkacak şekilde uyguladığı etnik siyaset, etnik gruplar arası dengenin zaten hassas olduğu Malezya’da, Malayları gayrimüslimlerle karşı karşıya getirebilecek nitelikteydi.

Koalisyondaki Enver taraftarlarının ve DAP’ın menfaat eksenli hareketleri, hükümetin sağlıklı çalışmasını önlerken, birlik görüntüsü verilmemesi de halk tarafından hayal kırıklığıyla karşılandı. PH’de sıkça medyaya yansıyan iç karışıklıkları gören muhalefetin de boş durması beklenemezdi. Mahathir’in liderliğini Enver’e tercih eden UMNO ve PAS partileri ilk olarak Eylül 2019’da siyasi ittifakla güçlerini birleştirdi. Bu ittifaktan 3 ay sonra da mevcut siyasi krize neden olan gizli Ulusal İttifak planları çizilmeye başladı.

Malezya siyasetini bundan sonra neler bekliyor?

Umut İttifakı koalisyonunu dağılmaya iten sebepler göz önünde bulundurulduğunda, Mahathir’in başbakanlıktan neden istifa ettiği ve şu anda neden PH partileriyle hükümet kurmaya yanaşmadığı daha net anlaşılabilir. Yarım asra yakın siyasi tecrübesine binaen, Mahathir’in hiçbir adımını, sonrasında olabilecekleri hesaba katmadan atması düşünülemez. Bu yüzden PH hükümetinin 20 aylık geçmişinde yaşananları ve koalisyonun mevcut durumunu göz önünde bulundurduğumuzda, Mahathir’in muhalefet partilerinin Ulusal İttifak planını fırsat bilerek, iktidar ortaklarını susturmak üzere böyle bir hamle yaptığı ihtimali epey kuvetli görünüyor.

Zira Mahathir’in istifasının ve PBBM ile Azmin Ali ekibinin PH’den çekilmesi üzerine ittifakın dağılmasının ardından, PH cephesindeki iç tartışmaların sulh bulduğu ortada. Mecliste halihazırda 92 milletvekili bulunduran PKR, DAP ve Amanah üçlüsü ilk önce Mahathir’i yeniden başbakan adayı göstererek hükümetlerini korumayı denedi; ama Mahathir 20 aylık süreçte bu partilerle yaşadıklarını unutmayarak bu cepheyle yeniden saf tutmayı reddetti. Bu da üç partinin son çare olarak Enver İbrahim’in liderliğini desteklemesi sonucunu getirdi.

Yeni hükümetin kim tarafından kurulacağına dair tablo ilerleyen günlerde netleşecek. Malezya basını an itibariyle Sultan Abdullah’ın, Mahathir’in “partisiz hükümeti”, Enver İbrahim’in başbakanlığında “azınlık hükümeti” ve parlamentonun feshedilerek erken seçime gidilmesi arasında bir tercih yapacağını belirtiyor. Bu zamana kadar ise her taraf, mevcut pozisyonunu beklenmedik şekilde değiştirme potansiyeline sahip.

60 milletvekilli UMNO ve PAS bloğu erken seçim konusunda ısrar da edebilir, fikir değiştirip Mahathir’in “partisiz hükümet” projesini de destekleyebilir. Söz konusu ihtimal gerçekleşirse, Mahathir UMNO ile parti olarak birlikte çalışmak istemediğinden, UMNO milletvekillerini istifa ettirip bağımsız olarak hükümete alabilir.

92 milletvekilli PKR, DAP ve Amanah bloğu ise yeniden Enver İbrahim’i desteklemeyi seçerek hükümete dönme ihtimallerini iyice zorlaştırdı. Zira bu cephenin meclis çoğunluğu olan 112 milletvekiline erişmesi için 20 milletvekiline ihtiyacı var. Mahathir’e şartsız destek veren yaklaşık 60 milletvekili bulunuyor. Bu isimlerin, Mahathir’in onayı olmadan Enver cephesine mecliste destek vermesi muhtemel görünmüyor. Muhalefet cephesi zaten bu krizi Enver’in başbakanlığına karşı çıkardığı için, Enver cephesine asla destek vermeyecek. Bir başka tercih de Malezya Kralı Sultan Abdullah’ın Enver’e “azınlık hükümeti” kurma yetkisi vermesi olarak görülüyor ki bu da çok zayıf bir ihtimal.

Son olarak, Mahathir cephesi yine Malezya siyasetinin kaderini belirleyecek durumda. Tecrübeli siyasetçi, kafasındaki partisiz hükümet projesini gerçekleştirebilir mi bilinmiyor. Özellikle UMNO ve PAS cephesi ile PKR, DAP, Amanah cephesinin kendisine verdiği desteği şimdilik çekmeleri üzerine, Mahathir’in hükümet kurma ihtimali daha da azalmış görünüyor. Fakat daha önce de belirtildiği üzere, yaşanan kriz sonrası Malezya siyaseti son derece değişken ve sürprizlerle dolu. İbre her an Mahathir’in lehine dönebilir. Aksi halde ülkeyi erken seçim bekleyecektir.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.