arşiv

ATATÜRK'ÜN SPORA KATKISINI ANLATTI

27.10.2010 - Güncelleme : 27.10.2010
ATATÜRK'ÜN SPORA KATKISINI ANLATTI

ATATÜRK'ÜN SPORA KATKISINI ANLATTI
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi'nin beden eğitimi ve spor çalışmalarını yürüten, Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özbay Güven, ''Cumhuriyet döneminde beden eğitimi ve spor devlet politikası haline getirilmiş, spor branşlarının federasyonları açılmış, her dalda spor tesisleri kurulmaya çalışılmış, beden eğitimi ve spor, milli eğitimin ana unsurlarından biri olarak ele alınmıştır'' dedi.
Prof. Dr. Güven, AA muhabirinin ''Atatürk'ün Cumhuriyet döneminde izlediği beden eğitimi ve spor politikası'' ile ilgili sorularını yanıtladı. Mustafa Kemal'in beden eğitimi ve spora ilgisinin, Manastır Askeri İdadisi'nde gördüğü cimnastik dersleriyle başladığını söyleyen Güven, ''At sırtında, dağ, tepe, bayır demeden faal bir hayat yaşayan Atatürk, yürüyüşü ve ferdi idman yapmayı daha çok tercih ederdi. Açık havada ve at üstünde geçen subaylık ve komutanlık hayatından sonra Atatürk, devlet adamlığı döneminde yüzmüş, kürek çekmiş, akşamları bir müddet bilardo oynamış, at yarışları, güreş, atlı cirit ve kürek gibi spor faaliyetlerini seyretmekten zevk almış, spor kulüplerini ziyaret ederek, her türlü spor faaliyetini teşvik etmiştir'' ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Güven, Cumhuriyeti ilan ettikten sonra Atatürk'ün, gençliğe ve spora özel ve büyük önem gösterdiğini belirterek, ''Atatürk, dünya uluslarıyla uyumlu bir beden eğitimi ve spor politikasını ele almış ve bu politikayı devletin değişmez politikası haline getirmiştir'' diye konuştu.

SPORU, IRKIN YETİŞTİRİLMESİ OLARAK GÖRDÜ
Atatürk'ün, beden eğitimi ve sporu okullar vasıtasıyla topluma yaymak istediğini dile getiren Prof. Dr. Özbay Güven, şunları kaydetti:
''Cumhuriyet döneminde beden eğitimi ve spor devlet politikası haline getirilmiş, spora verilen önem artmış, spor branşlarının federasyonları açılmış, her dalda spor tesisleri kurulmaya çalışılmış, beden eğitimi ve spor milli eğitimin ana unsurlarından biri olarak ele alınmış ve disipline edilmiştir.
Atatürk, beden eğitimi ve sporu toplumun hizmetine sunarak, bedenen, fikren ve ahlaken sağlıklı bir spor yaşamı olan toplum yaratmayı amaçlamıştır. Sporu, ırkın yetiştirilmesi olarak gören Atatürk, Cumhuriyet rejiminin istediği insan tipinde, güzel vücutlu, sağlam düşünceli, cesur ve vakur olma gibi özellikler aramıştır.''
Atatürk'ün, Türk çocuklarının beden eğitiminde bilinçli bir şekilde yetiştirilmesine oldukça önem verdiğini ifade eden Prof. Dr. Özbay Güven, bu amaçla yurt dışından öğretmenler, antrenörler, uzmanlar ve teknik adamların getirildiğini, Selim Sırrı Tarcan gibi zamanın çok değerli uzmanlarının da aralarında bulunduğu birçok spor adamının, yurt dışına özel eğitim veya kongreler için gönderildiğini belirtti.
Prof. Dr. Güven, Atatürk'ün, Türk sporunun ve sporcularının uluslararası alanda kendini tanıtması için fırsatlar tanıdığını da ifade etti. Türkiye'nin 1924 Paris, 1928 Amsterdam ve 1936 Berlin Olimpiyat Oyunları'na katılımını sağlayan Atatürk'ün, Türk sporcularına, olimpiyatlara hazırlanabilmesi için yurt içinde ve yurt dışında kamp imkanı sağladığını söyleyen Güven, ''Atatürk, güreşçilerimize, 1936 Berlin Olimpiyatları için Finlandiyalı 8 kişilik güreş takımıyla Türkiye'de kamp yapma imkanı sağlamış, onları kuzey memleketlerindeki karşılaşmalara göndermiştir. Aynı olimpiyatlar için eskrim milli takımına Macaristan'da 20 günlük kamp yaptırmıştır. Güreş Milli Takımı'nın 6 kez şampiyon olduğu Balkan Oyunları'nın yapılması fikrinin destekçilerindendir'' dedi.

SPORU KÖYLERE KADAR GÖTÜRDÜ
Prof. Dr. Özbay Güven, sporu, toplum yaşamında kalıcı olarak yerleştirmek isteyen Atatürk'ün, okullarda başlattığı beden eğitimi ve spor derslerinin ve olimpik sporcu yetiştirme programlarının yanı sıra, halk evleri ve halk odalarını örgütleyerek, beden eğitimi ve sporu köylere kadar götürmek istediğine de işaret etti.
Beden eğitimi ve sporun, devletin kılcal damarlarına kadar yayılan bir politikayla takip edilmesinin benimsendiğini ifade eden Güven, ''Atatürk'ün zamanında sokaktaki bütün insanlar, başarılı sporcuları adıyla soyadıyla bilirlerdi'' diye konuştu.
Atatürk'ün, Ankara'da herkesin spor yapması için çok zor şartlar altında, 19 Mayıs Stadyumu'nu inşa ettirdiğini ifade eden Özbay Güven, 'Bugün Türkiye'de pek çok yerde belediyeler, GSGM toplumun beden eğitimi ve spor faaliyetlerine gitmesi için tesisler yapıyor. Bunlar çok güzel şeyler ama maalesef buraya gelen insanların çoğu yaşlı. Önemli olan Cumhuriyet dönemindeki gibi gençliği buralara çekebilmek'' diye konuştu.

POLO TAKIMI KURULMASI İÇİN ÇALIŞMALAR YAPTI
Geleneksel spor kültürüne de sahip çıkan Atatürk'ün, bunu destekleyecek kanunlar çıkardığını belirten Prof. Dr. Özbay Güven, ''Atatürk, milli cirit sporu ve at yarışlarının geliştirilmesi için çalışmalar yaptı. Milli sporumuz olan at ve atçılığı halkın hayatına sokmak için Ankara'nın yeni hipodromunda sonbahar ve ilkbahar at yarışları düzenledi. Binicilik, kayak ve atlı polo için Türkiye'de tedariki mümkün olmayan spor malzemelerinin yurt dışından getirilmesi için destek verdi, 1937 yılında Türkiye'de bir polo takımının kurulması için ciddi manada çalışmalar yaptı. Binicilik mektebi için Fransa'dan atlar getirtmiş, Karacabey Harası'na, İngiltere'den 1937 derbisini kazanan safkan İngiliz aygırını göndermiştir. Türk binicileri, Mussolini Dünya Kupası'nı, dönemin İtalya Başbakanı Mussolini'nin elinden almışlardır'' ifadelerini kullandı.
Özbay Güven, Atatürk'ün, İzcilik teşkilatı, Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı, Türk Spor Kurumu, Türk Kuşu, Beden Terbiyesi Umum Müdürlüğü ve askeriyede spor teşkilatının kurulması gibi faaliyetlerle, beden eğitimi ve sporun kurumsallaştırılması için birçok çalışma yürüttüğünü de hatırlattı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın