Dolar
38.42
Euro
43.59
Altın
3,324.02
ETH/USDT
1,769.00
BTC/USDT
93,175.00
BIST 100
9,490.90
arşiv

DOMUZ GRİBİ SALGINI

28.04.2009 - Güncelleme : 28.04.2009
DOMUZ GRİBİ SALGINI

Meksika'da ortaya çıkan ve çok sayıda insanın ölümüne neden olduğu sanılan, ABD, Kanada, İspanya, İskoçya, Norveç, Güney Kore, Almanya, Yeni Zelanda, İngiltere, Brezilya, Fransa, İspanya da da şüpheli vakalara rastlanan domuz gribinin dünyaya yayılmasından endişe ediliyor. 
 

-DOMUZ GRİBİ NEDİR?
Domuz gribi, normalde domuzlarda görülen A tipi grip virüsünün yol açtığı bir solunum hastalığı olarak biliniyor ve bu hastalık hızla yayılabiliyor. Virüs solunum yoluyla bulaşıyor.  

-İNSANA BULAŞIR MI?
Domuz gribi domuzdan insana ve insandan insana bulaşabiliyor. Virüse karşı insanın doğal bağışıklığı bulunmuyor. 
Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), hastalığın kontrolden çıkmak üzere olan geniş çaplı salgın olabileceği uyarısında bulunuyor.
Domuz etinin yenmesiyle domuz gribi virüsü bulaşmıyor. 

-DOMUZLARDA YENİ GRİP TÜRÜ MÜ?
İnsanlardaki grip virüsü gibi, domuz gribi virüsü de domuzlarda sürekli değişim gösteriyor. Domuzların solunum yollarında domuz, insan ve kuş gribi virüslerine duyarlı alıcılar bulunuyor. 
Dolayısıyla domuzlar, virüslerin eş zamanlı bulaşması halinde yeni grip virüslerinin ortaya çıkma ihtimalini artırıyor. 
DSÖ'ye göre, Meksika'da ölümlere neden olan domuz gribi virüsü A/H1N1. Bu virüs insandan insana bulaşabiliyor. A/H1N1 virüsü, insan, domuz ve kuş gribi virüslerinin karışımından oluşuyor.

-AŞISI VAR MI?
Domuzlara yapılan aşı bulunuyor, ancak insan için henüz aşı yok. 
Meksika'da bir çok kişinin ölümüne neden olduğu sanılan domuz gribinin, dünya genelinde salgın haline gelmesinden endişe ediliyor.
ABD ile Kanada'ya yayılan ve Avrupa ile Avustralya'da izlerine rastlanan virüs, insandan insana geçebiliyor ve insan, domuz ve kuş gribi karışımından oluşan bir virüs olarak tanımlanıyor.

DOMUZ GRİBİYLE İLGİLİ MERAK EDİLENLER
Domuz gribinin en önemli belirtilerinin üşüme ve titremeyle nükseden 38 derecenin üzerine çıkan yüksek ateş, göz çukurlarında da hissedilen şiddetli baş ağrısı, ileri derecede kas ve eklem ağrıları, bitkinlik şeklinde sıralanırken, soğuk algınlığından farklı olarak belirtilerin yavaş yavaş değil, birdenbire ortaya çıktığı ve daha fazla ateşlenmeye yol açtığı bildirildi.
Meksika'dan kaynaklanan domuz gribinin Amerika kıtasının ardından, dünyanın çeşitli yerlerindeki ve bu arada Avrupa'daki bazı ülkelerde de görülmesi, ''hastalık Türkiye'ye de sıçrar mı'' sorusunu gündeme getirdi.
Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Münir Büke, hastalığın nasıl bulaştığını, belirtilerini ve korunma yollarını anlattı.
Prof. Dr. Büke, domuzların en önemli özelliğinin, kendi virüslerinin yanında insan ve kuş gribi virüslerini de barındırabilmesi olduğunu, bu rekombinasyonla yeni bir virüs oluştuğunu, insanların daha önce benzer bir virüsle karşılaşıp direnç kazanmadıkları için bu virüsün dünyada büyük bir tehlike oluşturduğunu ifade etti.
Şu an için Türkiye'de herhangi bir tehlikenin bulunup bulunmadığının sorulması üzerine Prof. Dr. Büke, şunları dile getirdi:''Eğer mayıs ayını atlatabilirsek, o zaman Türkiye için tehlike geçecek veya az bir zayiatla atlatılacaktır. Çünkü  virüs enfeksiyonları kuzey yarım kürede eylül-ekim aylarından başlayarak mayıs ayı sonuna kadar ön plana çıkıyor. Virüsler ılıman, soğuk ve rutubetli ortamlarda daha fazla dayanıyor. Mayıs ayından sonra havalar iyice ısınacak; virüs güneş ışınlarının bol olduğu ortamlarda yaşayamayacağı için mekanik yollar dışındaki bulaşma koşulları önemli ölçüde azalacak.''
-HASTALIĞIN BELİRTİLERİ-
Prof. Dr. Büke, virüsün 2 ile 4 gün arasında kuluçka döneminin olduğunu, bu sürede herhangi bir belirtisinin gözlenmeyeceğini ifade ederek, ''mesela hava alanlarında hastalığa yönelik kontroller yapılıyor. Güzel bir uygulama, ama ilk 4 gün hiçbir belirti göstermediği unutulmamalı. Şüpheli kişileri en azından 3-4 gün gözlem altında tutmakta yarar var'' diye konuştu.
Hastalığın 4 temel belirtisinin olduğunu dile getiren Prof. Dr. Büke, bu belirtileri şöyle sıraladı:
''En önemli özelliği, üşüme ve titremeyle nükseden 38 derecenin üzerine çıkan yüksek ateş. Diğer belirtileri göz çukurlarında da hissedilen şiddetli baş ağrısı, ileri derecede kas ve eklem ağrıları, son olarak da bitkinlik. Bu arada öksürük ve burun tıkanıklığı da görülebilir. Bu belirtiler kuluçka döneminden hemen sonra yavaş yavaş değil, birdenbire başlar. Soğuk algınlığıyla karıştırmamak gerekiyor. Soğuk algınlığı yavaş yavaş gelişir, ateş çok yüksek değildir, burun akıntısı ön plandadır. Kas ve eklem ağrıları olsa bile ileri derecede bitkinlik görülmez.''
-NASIL BULAŞIYOR?-
Prof. Dr. Münir Büke, hastalığın en yaygın olarak solunum yollarıyla bulaştığına dikkati çekti.
Hasta insanların öksürük ve aksırığıyla havaya birçok damlacık saçıldığını, konuşurken 200-300, öksürürken 4 bin damlacığın havaya karıştığını kaydeden Prof. Dr. Büke, ''virüsü taşıyan kişi öksürüp hapşırırsa, 4 metreye kadar hiç temas etmeseniz bile size bulaşabiliyor. Havaya saçılan partiküller havada uzunca bir süre kalabiliyor ve bunların solunmasıyla solunum yoluyla kişiye geçiyor'' şeklinde konuştu.
Bunun dışında öksürük ve hapşırık sırasında mikrobun göz mukozasına yerleşerek de hastalığın bulaştığını belirten Prof. Dr. Büke, ''yine eller, yakın temas çok önemli. Bu nedenle hasta kişilerin mutlaka izole edilmesi, toplu bulunulan yerlerden uzak durması, maske takması lazım. Mutlaka sık sık ellerin yıkanması gerekiyor'' dedi.
Okullar, sinemalar, ulaşım araçları gibi topluca bulunulan yerlerde riskin daha fazla olduğuna işaret eden Prof. Dr. Büke, ''bütün vatandaşlarımız sık sık el ve yüz yıkamayı bu dönemde daha fazla önemsemeli. Öpüşmeye, tokalaşmaya biraz ara vermeliyiz. Hastalık bulaştırma bilinciyle, hastaların, öksüren kişilerin maske takması, öksürüp aksırırken mendil kullanmanın alışkanlık haline getirilmesi lazım'' diye konuştu.
Prof. Dr. Büke, Türkiye'de gerekli önlemlerin olabildiğince alındığını, Sağlık Bakanlığının bu konuda ''uyanık'' davrandığını söyledi.
-HASTALIĞIN TEDAVİSİ MÜMKÜN-
Domuz gribine yakalanan kişilerin tedavisinin mümkün olup olmadığının sorulması üzerine, Münir Büke şunları anlattı:
''Bereket; kuş gribi virüsleri dışında tedavisi var. Virüsü almış kişilerde ilk 36 saat içinde tamiflu veya muadili ilaç 5 gün süreyle sabah akşam kullanılabilir, ya da hastalığın görüldüğü yerlerde bulunulduğunda, koruyucu ilaçlar alınabilir. Ama bunlar ithal olduğu için pahalı ilaçlar, herkesin kullanmasına imkan yok. 65 yaş üzerindekilere, kalp akciğer rahatsızlığı, astımı olanlara, romatizmal hastalıklar nedeniyle kortizon kullananlara, kanser tedavisi görenlere, küçük çocuklara öncelik tanımalıyız.''
Gribe yol açan virüslerin sürekli değişkenlik gösterdiğini, domuz gribindeki gibi genetik değişkenlikler gösterdiğinde ortaya yepyeni bir virüsün çıktığını dile getiren Prof. Dr. Büke, bu yüzden koruyucu antikorların bulunmadığını, yani şu an için  aşısının geliştirilemediğini ifade etti.
-''YÜKSEK ATEŞ, VİRÜSLERİN ÖLÜMÜNE YOL AÇIYOR''-
Prof. Dr. Büke, hastalıkla birlikte ortaya çıkan yüksek ateşi düşürmeye çalışmamak gerektiğinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''65 yaş üzerindeki kalp akciğer rahatsızlığı olan kişilerde, küçük çocuklarda, hamile kadınlarda ateşi düşürelim. Ama sağlıklı olup grip olanlarda ateşi düşürmememiz lazım. Ateş insana rahatsızlık veriyor, metabolizmayı hızlandırıyor, kalp atışlarını artırıyor, ama bunun yanında virüslerin ölümüne yol açıyor ve vücudun direncinde önemli işlev görüyor, bir çeşit savunma mekanizması gibi işliyor. Vücut 41 dereceye kadar dayanır, 4 saat kadar 42 dereceye dayanır. Mesela ben grip olduğumda ateşimi daha da yükseltirim ve 5-6 saat içinde bu iş biter. Eskilerin hastayı ''terletme'' metodunun mantığı da budur zaten. Bu nedenle parasetamol dediğimiz ateş düşürücüleri kullanmamak gerekiyor, ateş düşürülecekse fiziki yöntemleri kullanmak daha iyi. Çünkü parasetamol içeren ilaçlar virüslere karşı antikor oluşumunu engelliyor ve virüslerin çoğalmasını sağlayarak hastalığın tedavi sürecinin uzamasına yol açıyor.''

-5 MİLYON İNSANI TEDAVİ EDECEK TAMİFLU HAZIR
Bu arada İsviçreli ilaç şirketi Roche, DSÖ'nün 5 milyon insanı tedavi etmek için yeteri kadar Tamiflu ilacı stoğu bulunduğunu açıkladı.   
Şirket sözcüsü Martina Rupp, DSÖ'nün stoklarının 5'te üçünün şirketin ABD ve İsviçre'deki tesislerinde, kalan miktarın ise DSÖ'nün dünyanın çeşitli yerlerindeki depolarında bulunduğunu söyledi. 
Roche'un bu ilaçları DSÖ'ye bağışladığını ve DSÖ'nün istemesi halinde 24 saat içinde hemen kullanıma sokacağını ifade eden Rupp, şirketin yılda 400 milyon tedavi için gerekli 4 milyar kapsül üretebilecek kapasitesi bulunduğunu kaydetti.

-DÜNYA BANKASI'NDAN 25 MİLYON DOLAR
Öte yandan Dünya Bankası Meksika'ya hemen 25 milyon dolar kredi vereceğini ve grip salgınının üstesinden gelmek için 180 milyon dolar tutarında uzun vadeli yardımda bulunacağını açıkladı.
Ayrıca Japon seyahat şirketleri Meksika'ya paket turlarını durdururken, restoran zinciri Matsuya Foods, menülerinden Meksika'dan ithal edilen domuz ürünleriyle yapılan yemekleri geçici olarak çıkaracağını bildirdi.
Bu arada Almanya'nın en büyük tur şirketi TUI, önlem olarak Meksika'nın başkenti Mexico City'e bütün seyahatleri durdurduğunu, Meksika'nın diğer bölgelerine turların devam edeceğini, ancak gelecek bir kaç hafta başkente tur düzenlemeyeceğini belirtti.
Dünya Bankası geçen yıl bir grip salgınının maliyetinin 3 trilyon doları bulacağı ve küresel gayrisafi hasılanın yüzde 5 azalacağı, küresel ekonomik krizden sonraki düzelmeye zarar verebileceği tahmininde bulunmuştu.

-SON DÖNEMLERİN EN ÖNEMLİ SALGINLARI
Dünya son yıllarda kuş gribinden sonra domuz gribine karşı alınan önlemlerle meşgul olmaya başladı.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), domuz gribinin kontrolden çıkmak üzere olan geniş çaplı bir salgın olabileceği uyarısında bulunuyor. 
Son dönemlerin en önemli salgıları şöyle: A tipi grip virüsü 20. yüzyılda 3 büyük salgına neden oldu. H1N1 virüsünün ölümcül bir alt türünün yol açtığı "İspanyol gribi" dünyanın büyük bölümünü etkiledi, DSÖ'ye göre en az 40 milyon kişi öldü. 
Türkçede 1918'den itibaren "İspanyol nezlesi" deyimi kullanılsa da son yıllarda kuş gribi salgını nedeniyle dünya basınında tekrar adından söz edilen hastalık, İngilizceden çeviri nedeniyle "İspanyol gribi" olarak anılıyor.
H2N2 virüsünün yol açtığı 1957-1958'deki Asya gribi 4 milyon, 1968-1969'daki Hong Kong virüsü ise 2 milyon kadar kişinin ölümüne neden oldu.
19. yüzyıl başında ortaya çıkan birçok salgın bu büyük salgınlar kadar can almasa da, 2003'te Çin'de patlak veren ve 8 bin kişinin etkilendiği ağır akut solunum yolu yetersizliği sendromu (SARS) salgını nedeniyle dünya genelinde 800'den fazla, Çin'de 350 kadar kişi yaşamını yitirdi.
2003'te H5N1 virüsünün yol açtığı kuş gribi nedeniyle özellikle Güneydoğu Asya'da 250'den fazla kişi öldü.

-GRİP SALGINLARI?
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Kuzey Amerika'da ortaya çıkan domuz gribi hastalığının, insandan insana geçebileceği için büyük bir grip salgınına dönüşme olasılığı bulunduğunu bildiriyor.  
Bir veya birkaç ülkede birden yayılabilen grip salgınları ve nasıl durdurulabileceği ya da hızının kesilebileceğine ilişkin ortaya konan kimi bilgiler şöyle:
- Yeni tip grip virüsleri çoğu zaman çiftlik hayvanlarında, özellikle de kümes hayvanları ve domuzlarda ortaya çıkar. İlk kez hayvanlarda ortaya çıkan bu virüslerin çoğu insanlara geçmez.
- Ülkeler arasında yayılan grip salgınları ise grip virüslerinin, doğal bağışıklığı olmayan kişilere geçen ve insandan insana bulaşabilen yeni bir türe dönüşmesiyle ortaya çıkar.
- Yeni tür grip virüsü de büyük olasılıkla mevsimsel griplerde olduğu gibi öksürük ve hapşırıkla havadan yayılır.
- Yeni tür virüs, yaygın bir bağışıklık olmaması nedeniyle insanları normal bir gripten daha ağır etkiler. Büyük salgına dönüşen hastalığın en fazla hangi yaş grubunu etkileyeceğini öngörmek de güç olur.
- Bilim adamları bugüne dek en çok H5N1 türü kuş gribinin, mutasyona uğrayarak insandan insana geçen bir türe dönüşmesiyle büyük salgına yol açmasından endişe ediyordu. Kuş gribinin ölümcül türü olan H5N1, 2003'ten bu yana 100'ü aşkın kişiye bulaştı ve bu kişilerden yarısından fazlası öldü. Ancak bugüne dek bu virüs kolayca insandan insana geçebilecek gibi görünmedi.
- Birden fazla ülkede birden görülen grip salgınları genelde her yüzyılda 2 kez meydana geliyor, ancak bunların zamanı önceden belirlenemiyor. Ağır grip salgınları 20. yüzyılda; 1918'de (İspanyol gribi), 1957'de (Asya gribi) ve 1968'de (Hong Kong gribi) görüldü.      
WHO verilerine göre, dünya çapında 40 ile 50 milyon arasındaki kişinin öldüğü 1918'deki salgın, insanlık tarihinin ağır salgını oldu.
- Tam bir salgın patlak verdiğinde WHO, hastalıkla ilgili alarm düzeyini 6. aşamaya yükseltecek.

-BAN: ''KÜRESEL DAYANIŞMA GÖSTERMELİYİZ''
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, ''Gerçekten bir domuz gribi salgınıyla karşı karşıyaysak, buna karşı küresel dayanışma göstermeliyiz'' dedi.
Genel Sekreter Ban, domuz gribinin ABD, Meksika ve Kanada'da ortaya çıktığını, diğer ülkelere de yayılmasından ve bir salgına yol açmasından endişe edildiğini söyledi.
BM Genel Sekreteri, Meksika'da domuz gribine yakalanan ve ölenlerin çoğunluğunun genç ve sağlıklı yetişkinler olmasından ayrıca kaygı duyduklarını belirterek, ''BM ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve WHO başkanı Dr. Margaret Chan, gelişme karşısında hemen ve etkin bir biçimde harekete geçti. Ben de Dr. Chan ve diğer BM yetkilileriyle sürekli temastayım'' dedi. Ban, örgütün bugün toplanarak salgın alarmı verip vermeme konusunda karar vereceğini söyledi. 
Ban, ''Gerçekten bir salgınla karşı karşıyaysak, buna karşı küresel dayanışma göstermemiz gerek. Domuz gribi bir kez daha gösterdi ki dünyada hiçbir ülke böyle tehditlerle tek başına başedemez'' dedi. BM Genel Sekreteri, özellikle gıda, küresel ekonomi ve iklim değişikliğinin güç durumda bıraktığı yoksul ülkelerin yine zor durumda kalabileceklerini, uluslararası toplumun buna izin vermeyeceğini belirtirken, bu kapsamda Dünya Bankası ve diğer BM kurumlarının salgınla karşılaşabilecek ve mali desteğe ihtiyacı olabilecek ülkelere destek vereceklerini vurguladı.

-WHO, ALARM DÜZEYİNİ 5. EVREYE ÇIKARDI
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), domuz gribini 1 ila 6 arasında derecelendirdiği salgın evreleri sıralamasında alarm düzeyini 4. evreden 5. evreye çıkardı.
İsviçre'nin Cenevre kentinde saatlerce süren acil toplantının ardından WHO Başkan Yardımcısı Keiji Fukuda, ilk olarak alarm düzeyini 4'ten 5'e yükseltme kararının alındığını söyledi.
Fukuda, virüsün kimi ülkelere de yayılmış olması nedeniyle domuz gribinin kontrol altına alınamayabileceğini bildirdi. 
WHO ayrıca, gribin yayılmasını durdurmak için sınırların kapatılması tavsiyesinde bulunmadığını, henüz yolculuk kısıtlamalarının gerekli olmadığını açıkladı. 
Örgütün alarm düzeyini 5. evreye çıkarması, hastalığın en az bir ülkede insandan insana geçtiği anlamına geliyor.
WHO, Meksika, ABD, Kanada ve İspanya'da domuz gribi vakaları görüldüğünü doğrulamıştı.

-FAO ALARMDA
BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), domuz gribi nedeniyle tüm ekiplerini birinci derecede alarm durumuna geçirdi.
Örgütten yapılan açıklamada, Meksika'da ölümlere neden olduğu sanılan yeni H1N1 grip virüsüyle domuzlar arasında doğrudan bağlantı olup olmadığını belirlemek üzere uzmanların harekete geçtiği bildirildi.
Dünya genelindeki teknik personelden de birinci derecede alarm durumunda kalmalarını isteyen örgüt, domuzlardaki durumun derhal kendilerine iletilmesini ve numunelerin laboratuvarlarına gönderilmesini talep etti.
Açıklamada, şu an için, grip virüsünün yalnızca insandan insana geçiyor gibi göründüğü, bugüne dek A tipi grip virüsünün yeni türünün insana doğrudan domuzdan geçtiğini gösteren bulguya rastlanmadığı kaydedildi.
FAO, beslenme zincirinin tehdit altında olduğuna dair kanıt bulunmadığını, bunun hayvana ait değil insani bir kriz olduğunu, ancak dikkatli ve hazırlıklı olunması gerektiğini vurguladı.
Yönetimlere ve uluslararası topluma domuzların kontrolünün yoğunlaştırılması çağrısında bulunan örgüt, hayvan sağlığı kriz yönetimi merkezinden ve Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü'nden uzmanların, hükümetin durumu değerlendirmesine yardım etmek üzere bu hafta Meksika'ya gideceklerini söyledi.

VİRÜS BU KEZ İNSANDAN HAYVANA GEÇTİ
Domuz gribi salgının başgösterdiği günden bu yana en şaşırtıcı gelişme dün Kanada'nın Alberta eyaletinden geldi. 
Meksika'dan tatilden dönen eyaletteki bir domuz çiftliği işçisinden, çiftlikteki domuzlara virüs bulaştığı açıklandı. Olay, hastalık belirtileri bulunan işçinin, hastaneye gitmesi üzerine patlak verdi.
Kanada Gıda Kontrol Ajansı Başkan Yardımcısı Dr. Brian Evans yaptığı açıklamada, gıda kontrolörlerinin, işçinin çalıştığı çiftlikteki incelemelerinde, domuzlarda virüs saptadıklarını söyledi. 
Dr. Brian Evans, ''Yaptığımız araştırma sonucu, 12 Nisan'da Meksika'dan tatilden dönen ve 14 Nisan'da işine başlayan bir işçide, domuz gribi virüsü belirlendi. Virüsün ilk defa ve şaşırtıcı şekilde insandan hayvana geçtiğini de belirlemiş olduk'' dedi. 
Eyalet Sağlık Birimi yetkilileri de, 2 bin 200 hayvanın bulunduğu çiftlikte belirlenen 200 civarındaki virüslü domuzun diğerlerinden ayrıldığını ve itlaf edileceklerini açıkladı.

MEKSİKA
H1N1 virüsünün ilk ortaya çıktığı Meksika'nın başkenti Mexciko City ise 20 milyonluk nüfusa rağmen büyük bir sessizlik içine gömülmüş durumda bulunuyor.
Hükümet tarafından alınan oldukça sıradışı kabul edilen önlemler kapsamında, ülke çapında önceki günden itibaren 5 günlük zorunlu tatil ilan edilmişti.
Zorunlu tatilin ikinci günü başkent Mexico City'de tüm işyerleri, parklar ve alışveriş merkezleri kepenklerini kapalı tutmayı sürdürürken, kent sakinleri de cadde ve sokaklarda yüzlerini maskeyle kapatarak dolaşıyor.
Başta ABD olmak üzere çeşitli ülkelerden Meksika'ya yapılan uçak seferlerinde de önemli bir düşüş gözlendi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın