Dolar
34.48
Euro
36.57
Altın
2,632.10
ETH/USDT
3,115.90
BTC/USDT
92,945.00
BIST 100
9,232.90
arşiv

Karadeniz Bölgesi

22.07.2009 - Güncelleme : 22.07.2009
Karadeniz Bölgesi




20 Temmuz 2009

Zonguldak'ın Çaycuma ilçesine bağlı Filyos beldesinde bulunan MÖ 7. yüzyılda kurulan ''Karadeniz'in Efes'i'' Antik Teion Kenti'nde kazı çalışmalarını yürüten Trakya Üniversitesi ekibi, bu yılki çalışmalarına başladı.

Trakya Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ve Kazı Ekibi Başkanı Prof. Dr. Sümer Atasoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Zonguldak Valiliği İl Özel İdaresi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenen ve 2006'da başlanan arkeolojik kazılarda bu sezon 6 öğretim üyesi, 3 restore mimar, 2 seramik ve 2 yazıt uzmanı, 2 jeofizikçi ve 20 öğrencinin görev yaptığını söyledi.
Eylül sonuna kadar sürecek kazılarda 20 civarında işçinin çalışacağını anlatan Atasoy, şöyle konuştu:
''Şu anda çalışmalarımıza uluslararası katılım söz konusu değil. Bölge halkından maddi değil, ama manevi destek görüyoruz. Barınma ve diğer sorunların çözülmesi konusunda yerel yöneticilerle diyalog içindeyiz. Bu yıl kazı alanında ölçümler yaparak, kalede, antik tiyatroda ve hamamda faaliyetlerimiz ağırlık kazanacak. Kalede tapınağın mimari parçalarını ve hamamı ortaya çıkarmaya çalışacağız. Eylül ayında İstanbul'da yapılacak Karadeniz Sempozyumu'na katılan bilim insanları Filyos'u ziyaret edecek. Bu da çok iyi tanıtım sağlayacak.''

KARADENİZ'İN EN ESKİ BULGULARI
Atasoy, kazılarda ortaya çıkan MÖ 7. Yüzyıla ait çanak, çömlek gibi eserlerin Türkiye'de Karadeniz sahillerinde ilk olduğuna dikkati çekti.
Kazılarda hamam, liman ve mendirek kalıntılarının yanı sıra bir binanın eşik taşında Roma döneminde üremeyi, bolluk ve bereketi simgeleyen kabartma bulduklarını anlatan Atasoy, ''Kaleden aşağıya inen basamaklar tespit ettik. Ancak ne olduğunu şu anda bilmiyoruz. Orada küçük bir tiyatro olabilir. Şu anda dikkate değer en önemli eserler MÖ 7. Yüzyıla ait çanak ve çömlekler. Eserler şu anda üzerlerinde bilimsel çalışma yapıldığından sergilenmiyor. Daha sonra Ereğli Müzesi'nde insanların görmesine imkan tanınacak'' dedi.

HADRIANOPOLIS KAZILARI
Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Hadrianopolis Kazı Başkanı Doç. Dr. Ergün Laflı, Karabük'ün Eskipazar ilçesinde 2006'da başladıkları kazıların devam ettirildiğini belirtti.

Laflı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kazıya geçen yıl uluslararası katılım olduğunu, yerel halktan ve yöneticilerden her konuda destek aldıklarını söyledi.
Bu yıl 1 Ağustosta başlamayı planladıkları çalışmaların 30 gün süreceğini anlatan Laflı, şunları kaydetti:
''Yeni kazı sezonunda onarım çalışmaları yapmayı hedefledik. Daha önceden gün ışığına çıkmış hamam gibi bazı eserler var. Bunların üzerinde onarım işi yürüteceğiz. Özellikle hamamın üzerinin kapatılmasını gerçekleştireceğiz. Çok önemli buluntular ortaya çıkardık. Antik kentin büyük bir kaplıca merkezi olduğu buluntulardan anlaşılıyor. Mozaik sanatının eşsiz örneklerini tespit ettik. Bu durum kentin o dönemlerde ne denli zengin ve ileri düzeyde olduğunun göstergesi. 20'ye yakın Helenistik, Roma ve Bizans devirlerine ait bronz sikke bulundu. Ayrıca antik döneme ait cam tiyatro bileti, metal ağırlıklar ve bronz takı parçaları gibi bazı küçük buluntulara rastladık. 100'den fazla da yazıt gün ışığına çıkarıldı.''
Laflı, buluntuların tümünün dikkat çekici olduğuna işaret ederek, bölgenin çok iyi korunduğunu anlattı. Buradaki eserleri yerinde koruyarak sergilemek istediklerine dikkati çeken Laflı, buluntuları şimdilik yerinde bıraktıklarını, özellikle mozaiklerin bulunduğu alanları küçük müzecikler haline getirmeyi planladıklarını kaydetti.

SAMSUN VE AMASYA'DAKİ KAZILAR
Samsun'un Vezirköprü ilçesi Oymaağaç köyü sınırlarında Hititlerin dini merkezi Nerik'in izlerini bulabilmek için 2006 yılında yapılan yüzey araştırması sonrası başlatılan Oymaağaç kazıları, Almanya ve Türkiye'den bilim insanlarından oluşan ekiple Doç. Dr. Rainer Czichon başkanlığında sürdürülüyor.

Bu yıl ilk kısmı 26 Mart-25 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilen kazıların ikinci kısmının ise 1 Ağustosta başlayıp hava şartları elverirse 15 Ekime kadar devam edeceği belirtiliyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle Gerda Henkel Vakfı, Freie Universitesi, Deutsche Orient-Gesellschaft, Bilkent Üniversitesi, Knödler Decker Vakfı, Dresden Teknik Üniversitesi, Tepe Knauf ve özel sponsorların desteğiyle bugüne kadar gerçekleştirilen kazılarda bir sur ve surun kapısı, 2.5 metre yüksekliğinde bir mabede ait olduğu düşünülen temel duvarları ortaya çıkarıldı.
Kazılarda çeşitli kaplar ve hava tanrısının sembolü olan boğa figürünün parçalarının yanı sıra, dini törenlerde kullanılan küçük kaplar, çivi yazılı tabletler ve Roma dönemine ait olduğu düşünülen toplu mezarlar bulundu.
Hititlerin kutsal kenti Nerik'in izlerini arayan kazı ekibi, kazılarının bu yılki bölümünde bir mabede ait olduğunu düşündükleri sur ve duvarları ortaya çıkarmaya devam edecek.
10 yıldan fazla sürebileceği tahmin edilen kazılarda bulunan eserler Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi'nde ayrılan küçük bir kısımda sergileniyor.
Müzenin yetersizliğinden şikayet eden Kazı Başkanı Doç. Dr. Rainer Czichon, Samsun'un daha iyi bir müzeye ihtiyacı olduğunu ve bulunan eserleri daha sağlıklı bir ortamda sergilemek istediklerini ifade ediyor.
Kazılarda bölgede yaşayan insanlardan da yararlanılıyor. 24 işçi ve 20 kişilik kazı ekibinde özellikle antropoloji, jeomorfoloji ve jeoloji bilim dallarından kişiler bulunuyor.
Ekibin bölgedeki en önemli sıkıntısı ise keneler. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı (KKKA) vakalarına rastlanan bölgede çalıştıkları için Kazı Başkanı Czichon, bunun için kene kovucu spreyler kullandıklarını, pantolon paçalarını çorap içine soktuklarını ve duş almadan önce mutlaka kene kontrolü yaptıklarını belirtiyor.

İKİZTEPE KAZILARI
Samsun'un Bafra ilçesinde 1974'ten bu yana sürdürülen İkiztepe kazılarının bu yılki bölümü başladı. Samsun yakınlarındaki Dündartepe'de 1940 yılında kazı yapan arkeologlar tarafından keşfedilen İkiztepe'de, İstanbul Üniversitesi (İÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Önder Bilgi başkanlığındaki grup tarafından gerçekleştirilen kazıların bu yılki bölümü, geçen yıl olduğu gibi yine Tepe 1'de sürdürülecek. Bu yılki çalışmalar 6-7 hafta sürecek. Çalışmalarda MÖ 3000-2400 yılları arasındaki dönem araştırılacak.

Bu yılki kazılarda koruma işlemlerine ağırlık verilecek. Öncelikli olarak kazı alanları korumaya alınacak. Çalışmalarda imar durumuyla ilgili, şehirleşme var mı, yok mu, bu konuda ayrıntıların ortaya çıkarılmasına çalışılacak. Geçen yılki kazılarda önemli sayılabilecek bulgular elde edildi. Kazılarda, tezgah ağırlıkları, kemik deliciler, zıpkın uçları, hançer, çakmak taşı gibi eserler bulundu.
Prof. Dr. Önder Bilgi ile bu yılki kazılarda 7 kişilik bir uzman ekip görev alacak. İkiztepe ören yerinde bugüne kadar yapılan kazılarda, bölgede Kalkolitik döneme (MÖ 5000-4000) ait yerleşimlerin izine rastlandı. Bölgede MÖ 4000 ile 1700 yılları arasında sürekli yerleşim olduğu anlaşıldı.
Kazılarda Eski Tunç Çağı (MÖ 3000-2000) ve Erken Hitit (MÖ 1900-1800) dönemine ait çok sayıda eser ve kalıntı bulundu. Ayrıca bölgede bir de anıt mezar ortaya çıkartıldı.
İkiztepe'deki kazılarda elde edilen arkeolojik parçalar arasındaki en ilginç buluntuları ise ameliyatlı kafatasları oluşturuyor.
Tıp kitaplarında yer alan Aztek ve Eski Mısır örneklerinden farklı olarak ''kapak açma'' yöntemiyle yapılan ameliyatların izini taşıyan buluntular, Anadolu'da rastlanan tek örnekler olması açısından arkeolojik önem taşıyor.
Ayrıca bu eserlerin incelenmesi sonucunda, burada yaşayan insanların, Akdeniz ırkının özelliklerini taşımadıkları ve Alacahöyük'te yaşayan Orta Anadolu ırkından farklı, Güney Rusya ile Bulgaristan'da yaşamış insanlardan geldikleri anlaşıldı.
Kazılarda bugüne kadar 10 binden fazla buluntu elde edildi. Bunların önemli bölümü Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesinde sergileniyor.

AMASYA'DAKİ KAZILAR
Amasya'da 2007 yılında İstanbul Üniversitesi tarafından Tokluca köyü yakınlarında başlatılan Oluz Höyük kazısı, bölgedeki en önemli kazı alanı.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şevket Dönmez başkanlığında sürdürülen kazı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Döner Sermayesi (DÖSİM) ile İstanbul Üniversitesi tarafından finanse ediliyor.

Tokluca köyü yakınlarında Gökhöyük Tarım İşletmesi içinde bulunan 45 dönümlük arazide gerçekleştirilen kazıların bu yılki bölümü başladı ve 25 Ağustosa kadar sürecek.
İstanbul Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen ve 25 yıl sürmesi planlanan kazıya, Hacettepe, Trakya, Adnan Menderes, Yeditepe üniversiteleri de katılıyor.
Kazılarda 40 kişilik bir ekip görev alırken, bu yılki kazılarda geçen yıl ortaya çıkan alanların genişletme ve derinleşme çalışmaları, ortaya çıkartılan yaşam alanlarının kalıntılarının üzerinde koruma ve restorasyon çalışması yapılacak.
Bugüne kadar ortaya çıkartılan buluntularla Oluz Hüyük'ün Hititlerin en önemli yerleşim yerlerinden biri olduğu kanıtlandı. Kazılarda bugüne kadar çoğunluğu bebek 14 iskelet ve çeşitli dönemlere ait 50'ye yakın eser ortaya çıkartıldı.
Söz konusu eserler ve kalıntıların tarihi MÖ 2000'li yıllara uzanıyor. Bunlar arasında çok önemli görülen ana tanrıça dönemini yansıtan Friglere ait kadın göğsü şeklinde 20 santimetre büyüklüğünde biberon ve Hitit dönemine ait düğme şeklinde 4 santimetre çapında bir mühür yer alıyor.
Biberon Anadolu'da daha önce rastlanmayan bir buluntu. MÖ 2. Yüzyıla ait yanaklı spiral bezemeli kabartma desenli demir asker miğferi üzerindeki spiral bezemeler ve kabartmalar o dönemin Anadolu sanatı hakkında bir kaynak oluşturuyor. Askeri tarih bakımından oldukça önem taşıyan miğfer, arkeolojik bakımdan da Amasya ve Anadolu'nun askeri tarihi açısından çok önemli bir merkez olduğunu gösteriyor.
Helenistik döneme ait ilk miğfer ve savaş aracının yanı sıra kazı alanında Helenistik döneme ait, içinde seramik ve çömlek parçacıklarının bulunduğu yaklaşık 10 metre derinliğinde bir kuyu da ortaya çıkartıldı. Kazılarda elde edilen eserler Amasya Müze Müdürlüğünde sergileniyor.
Amasya'da ayrıca Harşena Dağı'ndaki Amasya Kalesi'nde Müze Müdürlüğü tarafından zindan tüneli temizlik ve sondaj çalışmaları yapılıyor.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emine Dönmez başkanlığındaki 30 kişilik bir kazı ekibi bu yıl Amasya Kalesi'nde kazı yapacak.
Kale merkezli çalışmanın gelecek 30 yıl içinde dönemsel olarak sürdürülmesi planlanıyor. Kazılarda Selçuklu, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemine ait izler araştırılacak.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın