Dolar
34.37
Euro
36.55
Altın
2,600.53
ETH/USDT
3,285.80
BTC/USDT
89,557.00
BIST 100
9,226.86
Gündem, Yeşil hat

'Net-sıfır' sera gazı salımı hedeflerinde çözümün büyük parçası kentsel sistemlerde

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin başyazarlarından Doç. Dr. Şiir Kılkış, "Kentsel yayılmayı azaltacak şekilde planlamanın kendi başına enerji talebinin azalmasında yüzde 25'ler düzeyinde etkisi olması bekleniyor." dedi.

Sevgi Ceren Gökkoyun  | 08.04.2022 - Güncelleme : 08.04.2022
'Net-sıfır' sera gazı salımı hedeflerinde çözümün büyük parçası kentsel sistemlerde Fotoğraf: Emin Sansar/AA

Ankara

Birleşmiş Milletler (BM) Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) başyazar bilim insanlarından Doç. Dr. Şiir Kılkış, net-sıfır sera gazı salımı hedeflerinin kentsel sistemlerdeki fırsatlarla desteklenmesi gerektiğini belirterek, "Kentsel yayılmayı azaltacak şekilde planlamanın kendi başına enerji talebinin azalmasında yüzde 25'ler düzeyinde etkisi olması bekleniyor." dedi.

Doç. Dr. Kılkış, başyazarı olduğu BM bünyesindeki IPCC'nin Üçüncü Çalışma Grubu, "İklim Değişikliği 2022: İklim Değişikliğinin Azaltılması" raporuna ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Kılkış, iklim değişikliği etkilerinin katlanarak arttığına dikkati çekerek, "1,5 derece hedefinin aşılmasıyla sellerden kuraklığa birçok iklim değişikliği etkisi çok daha fazla katlanarak artacak. Şu an ortalamada 1,1 derece ısınmış bir dünyada yaşıyoruz. Mevcut eğilimler 3,2 derecelik bir yol üzerinde ilerliyor. Bu eğilimleri değiştirmek bizim elimizde." diye konuştu.

 

Enerji, ulaşım, binalar, arazi kullanımı, tarım ve sanayiye etkileri olan kentsel sistemlerin sera gazı salımındaki payının yüzde 70'lere yükseldiğini belirterek, net-sıfır hedeflere ulaşmada çözümün büyük bir parçasının kentsel sistemlerde olduğuna dikkati çekti.

Raporda toplam 18 bin bilimsel kaynağın yer aldığını anlatan Kılkış, 3 bin sayfalık çalışmada farklı kategorilere göre 3 bin senaryonun da değerlendirildiğini ve etkili olabilecek çözümlerin ortaya konduğunu ifade etti.

Kılkış, raporun 2030'a kadar sera gazı salımları genelinde en az yüzde 43'lük bir azaltım sağlanması için çözüm yolları sunduğunu kaydetti.

Gelecekte yenilenebilir enerjinin daha önemli bir rol alacağını vurgulayan Kılkış, "Şu an oransal olarak elektrik taleplerinin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlandığı ülke sayısı artıyor. Enerji sistemlerinin her bileşeninin yüksek oranda yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması için çözüm seçenekleri artıyor, örneğin sistem entegrasyonu, farklı şekilde enerji depolama ve talep taraflı yönetim. Düşük enerji ve kaynak talepleri de önemli. Dolayısıyla kalkınma yaklaşımlarımızın sürdürülebilirliğe yönlendirilmesi ve bu şekilde topluma, çevreye faydaların sağlanması için elimizde büyük bir fırsat bulunuyor." değerlendirmesini yaptı.

"Süreklilik arz eden azaltımlarla net-sıfıra yaklaşmak mümkün"

Kılkış, ilk kez bir IPCC raporunda kentsel sistemler odağında analizler ve senaryoların bulunduğuna değinerek, şu an 29 gigaton eşdeğer karbondioksit seviyesinde olan kentsel alanların sorumlu olduğu salımların 2050'ye kadar orta düzey bir azaltım yoluyla 34 gigatona, düşük düzey azaltım yoluyla da 40 gigatona yükselebileceği uyarısında bulundu. Kılkış, daha hızlı, kapsamlı ve süreklilik arz eden azaltımlarla bunun net-sıfıra yaklaşması ve sadece karbondioksit değil metan gazı açısından da en fazla 3 gigaton karbondioksit eşdeğere inmesinin mümkün olduğunu ifade etti.

Enerji, ulaşım, binalar, arazi kullanımı, tarım ve sanayiye etkileri olan kentsel sistemlerin karbon salımındaki payının yüzde 70'lerde olduğuna değinen Kılkış, şunları kaydetti:

"Çözümün büyük bir parçası kentsel sistemlerde ne yapılacağına dayanıyor. Hangi enerji kaynaklarından yenilenebilir enerjiye nasıl yönelineceği, yapılanmada malzemelerin nasıl seçileceği veya karbon yutaklarının, şehirlerdeki yeşil alanların nasıl olacağı, her biri önemli. Kentsel yayılmayı azaltacak şekilde planlamanın kendi başına enerji talebinin azalmasında yüzde 25'ler düzeyinde etkisi olması bekleniyor. Enerji ve malzeme tüketimlerinde sağlanacak değişiklikler, şehirlerde yaşayanların tercih edeceği yaklaşımlar ve yenilenebilir enerjiye dayalı elektrifikasyon, kentsel sistemler için ön plana çıkan çözüm alanları içinde yer alıyor."

Kılkış, dünya genelinde yaklaşık bin şehrin net-sıfır hedeflerini belirlediğine dikkati çekerek, çözümün büyük bir parçasının kentsel sistemlerde olduğunun altını çizdi.

"İklim değişikliğiyle mücadeleye herkes katkı verebilir"

​​​​​​​Rapordaki olumsuz senaryolara karşı çözüm önerilerinden bahseden Kılkış, şöyle devam etti:

"Eğer kentsel planlama, kentsel büyümeyi görece daha sınırlı tutacak şekilde olmazsa 2050'de sadece arazi kullanımı açısından senaryoların arasındaki fark 1 milyon kilometrekare alan. Eğer kaynak verimliliği daha yüksek kompakt, kentsel planlamaya geçilmezse dünya çapında Akdeniz’in yaklaşık yarısı kadar daha fazla bir kentleşme alanı söz konusu olacak. Bu, daha fazla enerji tüketimleri ve kaynak kullanımıyla karbonsuzlaşma ve salımların azaltımı önünde büyük bir engel olabilir. Dolayısıyla çözümün büyük bir parçası kentsel sistemlerde. Eğer kentler eskisi gibi planlanmaya devam edilirse bu da 90 milyar ton malzemenin şehirler için tüketileceği anlamına geliyor. Tüm dünyada net-sıfır hedefinin tutturulması kentsel sistemler bakış açısıyla da desteklendiğinde mümkün."

Kılkış, iklim değişikliği ile mücadeleye herkesin önemli katkılar verebileceğine dikkati çekerek, şehirler için yenilikçi eğitim yaklaşımlarıyla da çözüm bulunabileceğine işaret etti.

Şiir Kılkış, IPCC çalışma gruplarının değerlendirme raporlarının oluşturulması sürecinde başyazar düzeyinde Türkiye'den görev alan ilk bilim insanı oldu ve raporun karar vericilere yönelik özetinin oluşturulmasında yer aldı. Rapora https://www.ipcc.ch/report/ar6/wg3/ adresinden erişim sağlanıyor.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.