Dünya

ABD'li analiste göre Antifa, YPG/PKK ile anarko-komünist bir sistem kurmak istiyor

ABD'li analist ve eski istihbarat subayı Jack Posobiec, radikal sol örgüt Antifa Hareketinin YPG/PKK ile Suriye'nin kuzeyinde kendi anarko komünist sistemini kurmaya çalıştığını belirterek, Türkiye ile ABD'nin birliği yapması çağrısında bulundu.

Kasım İleri  | 12.06.2020 - Güncelleme : 12.06.2020
ABD'li analiste göre Antifa, YPG/PKK ile anarko-komünist bir sistem kurmak istiyor

Washington

Siyahi Amerikalı George Floyd'un polis şiddeti sonucu ölümünün ardından ülke geneline yayılan gösterilerde şiddete başvurmalarıyla dikkati çeken Antifa adlı radikal sol örgüt, hem ABD'de hem de Türkiye'de tartışılmaya devam ediyor.

Daha önce Askeri İstihbarat Teşkilatında Donanma İstihbarat Subayı olarak da görev yapmış, sağcı aktivist ve Başkan Donald Trump'ın sıkı destekçisi Posobiec, Amerikan medyasında Antifa ile YPG/PKK arasındaki ilişkiyi gündeme taşıyan ilk isimlerden biri olarak biliniyor.

Posobiec, Antifa'nın nasıl doğduğunu ile terör örgütü YPG/PKK ile arasındaki bağlantıları AA muhabirine anlattı.

"Antifa barışçıl gösterileri suistimal etti"

ABD'deki protestolarda şiddet olaylarını değerlendiren Posobiec, Antifa gibi grupların karışıp bu barışçıl gösterileri kendi amaçları doğrultusunda suistimal ettiğini ifade etti.

Antifa'nın Sovyetler Birliği tarafından kurulup önce Avrupa'ya oradan da Amerika'ya ihraç edildiğini kaydeden Analist, şu ifadeleri kullandı:

"Antifa'nın (ABD'de) kendini yenilemesi 1990'lara, 1999 Seattle Savaşı dedikleri sürece dayanıyor. O zaman Dünya Ticaret Örgütünün Seattle'da bir etkinliği vardı. Çin'i örgüte dahil etmek için toplanmışlardı. İlk o zaman Antifa'nın örgütlediği şiddet olaylarını gördük. Daha sonra ise 'Occupy Wall Street' hareketlerine bu örgütün bulaştığı şiddete şahit olduk."

"Suriye'deki savaşı fırsat bildiler"

Örgütün 2010'ların ortalarına doğru Suriye iç savaşını fırsat bilip bu ülkeye gittiğini ve orada terör örgütlerinden eğitim alıp bu örgütlerin saflarında savaştığını anlatan Posobiec, Suriye'de bir süre kalan örgüt üyelerinin, Almanya'dan Yunanistan'a Avusturalya'dan Amerika'ya kadar birçok ülkeye geri döndüğünü ifade etti.

Posobiec, "Amerikan ordusunda görevli iken terörle mücadelede öğrendiğimiz şey; bu kişilerle ilgili tehlike, bunların savaş alanında aldığı eğitim ve savaş deneyimini bulundukları ülkedeki örgüt üyelerine aktarmasıdır." dedi.

Antifa'nın ABD'deki siyasi yelpazede herhangi bir tarafa denk gelmediğini söyleyen Posobiec, "Örgütün amacı, ABD hükümetini ve sistemini çökertip yerine kendi anarko-komünist sistemlerini kurmaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Antifa'nın eskiden ABD'de üniversite kampüsleriyle sınırlı kaldığını belirten Posobiec, örgütün artık sosyal medyadan toplumsal olaylara kadar birçok mecrada militan devşirip güçlendiğini, dolayısıyla ABD için artık daha büyük bir tehdit haline geldiğine savundu.

"Suriye'de anarko-komünist komün sistemlerini kurmak istiyorlar"

ABD ordusunun Antifa'nın YPG/PKK terör örgütüyle iş birliğine nasıl göz yumduğuna ilişkin soruya yanıt veren Posobiec, ABD'nin Suriye'de önce muhaliflerle daha sonra ise YPG/PKK ile iş birliği yaparken aslında ABD için de tehdit olan bir grubu eğiteceklerini tahmin etmediğini ileri sürdü.

Antifa üyelerinden eski askerlere kadar birçok kişinin ABD ordusunun verdiği izinle Suriye'ye seyahat ettiğini anlatan Posobiec, YPG/PKK'nın Suriye'nin kuzeyinde kurmaya çalıştığı sözde özerk bölge ile Antifa'nın ilişkisini şu ifadelerle değerlendirdi:

"Oraya Rojava Devrimi diyorlar. Hatta Antifa literatüründe buna 'Antifa'nın Rojava Devrimi' diyorlar. Burayı İspanya iç savaşına benzetiyorlar. Orada da faşistlere karşı anti-faşist komünist mücadele gibi bir motif vardı ve burada (Suriye'nin kuzeydoğusunda) yapmaya çalıştıkları şey kendi anarko-komünist komün sistemlerini kurmaktır. Irak sınırındaki o bölgede ölen Batılılar, sadece bölgedeki gruplar tarafından değil aynı zamanda Antifa'nın Batı'daki örgütleri tarafından da şehit olarak tanımlanıyor. Onları kutsuyorlar, saygı gösteriyorlar. Onları orada inşa etmek istedikleri şey ve amaçları için canlarını verenler olarak görüyorlar."

Antifa'nın Suriye'de ölen örgüt mensuplarını ve Suriye'de YPG/PKK ile iş birliği içinde kontrol ettiği alanları istihdam için bir araç olarak kullandığını belirten Posobiec, ABD'nin terörle mücadele ve kolluk gücünün bu örgüt mensuplarını iyi takip etmesi gerektiğinin altını çizdi.

"Türkiye ile ABD'nin iş birliği yapması gerekiyor"

"Antifa'nın YPG/PKK ile iş birliğinin ABD'nin bir nevi eliyle olması ironik değil mi?" sorusuna ise Posobiec, "Oldukça ironik olduğunu düşünüyorum. Dediğim gibi bu ABD için niyet edilmeyen sonuçlar meselesidir. ABD ordusunun Amerikalı komünistleri eğitme niyetinde olmadığına eminim." yanıtını verdi.

ABD ordusundan eğitim alan Antifa üyelerinden ABD'ye dönenlerin takip edilmediğini ve bu unsurların Suriye'de YPG/PKK'dan veya ABD ordusundan öğrendiği taktikleri eninde sonunda Amerikan devletine karşı da kullanabileceğini değerlendiren Posobiec, şöyle devam etti:

"(Antifa) ABD için dikkat edilmesi gereken oldukça önemli bir tehdittir. Bu konuda istirham ediyorum. Bu, Türk ve Amerikan hükümetlerinin istihbarat paylaşımı konusunda iş birliği yapabileceği bir konudur. Türkiye halen bir NATO üyesi ve ABD ile aralarında bazı karmaşık sorunlar olsa da bu konuyla ilgilenmek iki ülkenin de menfaatinedir."

Posobiec, ayrıca ABD istihbaratının Başkan Donald Trump'ı Antifa'nın o bölgedeki faaliyetleri konusunda yeterince bilgilendirdiğinden emin olmadığını söyledi.

Antifa nedir?

Kökeni itibariyle "anti faşist" ifadesinin kısaltılmış hali olan Antifa hareketi, ilk olarak 1930'lu yıllarda Nazi Almanyası'nda ortaya çıktı.

Hareket, "Yeterince tepki gösterilseydi Adolf Hitler ve Naziler asla Almanya'nın başına gelemezdi." fikrine dayanırken, grup için "sol eğilimli", "anti-faşist" ve "militan siyasi aktivistler" gibi nitelendirmeler de kullanılıyor.

1970'lerin sonu ve 1980'lerin başında, ABD'de Orta Batı bölgesi başta olmak üzere neo-Nazilere karşı örgütlenmeye başlayan hareket, esnek kadro yapısıyla bazı eyaletlerde büyümeye çalıştı.

Neo-Nazi, neo-faşist, beyaz ırkçı ve ırkçı hareketlere karşı çıkan hareket, son yıllarda dünyadaki konjonktüre de bağlı olarak, "alternatif sağa" karşı da bir direniş olarak öne çıktı.

2000'li yılların başından itibaren bir süre kabuğuna çekilen hareket, Trump'ın başkan seçilmesinin ardından yeniden sokaklara çıktı.

Antifa, Trump'ın Ocak 2017'deki "başkanlık yemini" töreni döneminde birçok yerde protesto düzenlerken, 2017'de Virginia'nın Charlottesville kentinde beyazların üstünlüğünü savunanların gösterilerinde yaşanan şiddet olaylarında bir kez daha sahaya indi.

Trump, Floyd'un öldürülmesinin ardından birçok kentte düzenlenen protestolardaki yağma ve şiddet olaylarından da Antifa'yı sorumlu tuttu ve hareketi "terör örgütü" ilan edeceğini belirtti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın