Emekli General Vad'a göre Batı'nın Ukrayna’ya silah desteğinde stratejisi yok
Emekli Alman Tuğgeneral Erich Vad, "Esas olarak müzakereler üzerinden ateşkesin nasıl sağlanabileceğine bakmak lazım. Bunun zamanının geldiğine inanıyorum." dedi.
Berlin
Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel'in bir dönem danışmanlığını yapan emekli Tuğgeneral Erich Vad, Batı'nın Ukrayna’ya silah sağlama konusunda bir stratejisi ve "tanımlanmış bir hedefi" bulunmadığını ileri sürerek, müzakere zamanının geldiğini kaydetti.
Vad, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir yılı geride bırakan Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşta dönüm noktasına gelindiğini belirterek, Rusya ile Ukrayna’nın 1.000 kilometrenin üzerinde bir cephe hattında karşı karşıya olduğunu ve askeri olarak tıkanıklık yaşandığını söyledi.
Vad, şiddetli topçu çatışmaları olduğuna işaret ederek, "Bu aslında Birinci Dünya Savaşı'ndaki gibi bir siper savaşıdır ve bana göre bir yıpratma savaşına dönüştü.” dedi.
ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley'in de bu "tıkanıklık" durumundan çıkılması gerektiğini söylediğine dikkati çeken Vad, şöyle konuştu:
"O da (mevcut durumda) sadece müzakereler üzerinden bir olasılık görüyor. Bu da benim görüşüm. Elbette, prensip olarak (Ukrayna'ya) silah tedarik edilmesine karşı değilim. Bunlar (silahlar) olmadan Ukrayna sağlam duramaz. Ancak daha fazlasını yapmak lazım. Esas olarak müzakereler üzerinden ateşkesin nasıl sağlanabileceğine bakmak lazım. Bunun zamanının geldiğine inanıyorum."
Erich Vad, Batı'nın Ukrayna’ya silah sağlamasını nasıl değerlendirdiğine ilişkin soru üzerine, Ukrayna’nın istikrarlı olması ve gelecekte yapılacak müzakerelerde kendini gösterebilmesi için silah verilmesinin önemli olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ancak Batı'nın en büyük hatası, bizim silah sevkiyatının ne için olduğunu asla tanımlamamış olmamızdır. Bazıları Donbas ve Kırım'ı geri almak için yapıldığını söylüyor. Başkaları bununla 'Rusya'yı yenmek istiyoruz’ diyor ve diğerleri de ‘Hayır, biz sadece Ukraynalıların hayatta kalmasına yardım etmek istiyoruz' diyor. Hiçbir yerde bu hedefler tanımlanmadı. Bu benim için zayıf bir nokta. Doğru dürüst bir siyasi stratejimiz yok. Mantıklı bir siyasi konseptimiz yok. Hiçbir yerde silah sevkiyatıyla ne başaracağımızı tanımlamadık."
"Tanklar oyun değiştirici olmayacak"
Bu konuda Almanya Başbakanı Olaf Scholz gibi düşündüğünü aktaran Vad, Almanların Ukrayna’nın sağlam durmasını, başarılı bir şekilde savaşmasını ve sonraki dönemde yapılacak müzakerelerde iyi bir pozisyonda olmasını istediğini kaydetti.
Vad, “Bu benim için mantıklı ancak siyasi müzakereleri de artık konuşmaya başlamalıyız." dedi.
Vad, Ukrayna’ya gönderilecek ana muharebe tanklarının “oyun değiştirici” olmayacağını ifade ederek, "Ana muharebe tanklarını tedarik etmek için siyasi bir karar aldık, ancak bunların faaliyete geçmesi aylar alacak. Belki yazın veya sonbaharda. Bunlar Ukrayna’nın doğusuna da tek tek ulaşıyor. Sonuçta orada en fazla 70 ana muharebe tankı olacak. Bununla bu savaşta bir dönüm noktası elde edilemez. Çünkü Ruslar aslında çok daha üstün." değerlendirmesini yaptı.
"Çin, Avrupa’da siyasi olarak aktif olmak istiyor"
Çin’in Ukrayna krizinin çözümüne ilişkin ortaya attığı önerisini de değerlendiren Vad, şunları kaydetti:
"Bir önerinin olmasını olumlu buluyorum. Elbette bu sorunsuz değil. Çin, Rusya ile çok yakın. Belki istendiği kadar tarafsız olmayabilirler, ancak birkaç hafta önce Brezilya Cumhurbaşkanı'nın önerileri vardı, bu anlamda olumlu. Bunu her şeyden önce incelemek lazım. Ancak burada Birleşmiş Milletleri (BM) görüyorum. Buranın (BM’nin) gelecekteki müzakereler için daha iyi bir ortam olup olmadığına bakmak lazım. Ancak ben Çin gibi bir gücün burada bu öneriyi yapmasını olumlu buluyorum ve Çin böylelikle Avrupa’da siyasi olarak aktif olmak ve konuşmak istediğini gösteriyor. Bu yeni bir şey."
Vad, Çin’e karşı dikkatli olunması, ancak öneriyi yapıcı bir şekilde incelemek gerektiğini belirterek, Çin’in Münih Güvenlik Konferansı’na bir delegasyonla katıldığını ve ABD ile görüşmeler yaptığına işaret etti.
"Türkiye bu ihtilafta çok önemli bir rol oynuyor"
Ukrayna’ya askeri yardımların ele alındığı Ramstein’daki temas grubunun üzerinde siyasi müzakerelerin yapılması için siyasi stratejik bir temas grubunun oluşturulmasını öneren Vad, Hindistan, Brezilya, Çin veya Türkiye gibi G20’de yer alan etkili ülkelerin bu grupta yer alabileceklerini ifade etti.
Vad, "Türkiye sonuçta bu ihtilafta çok önemli bir rol oynuyor. Çünkü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile temasları var ve geçen yıl ekonomi anlaşması yaptılar. Yine de Türkiye elbette Batı'nın tarafında ve Ukrayna’ya silah sağlıyor.“ dedi.
Rusya ile Ukrayna arasında geçen yıl Türkiye’de yapılan görüşmelere yeniden devam edilebileceğini aktaran Vad, "Bu iyi bir fikir olur. O zaman Türkiye çok güçlü ve önemli bir rol oynayacaktır. Türkiye, Avrupa Birliği için de bir güç unsuru haline geldi. AB'nin de Türkiye'ye yönelik kendisini yeniden konumlandırması gerektiğini düşünüyorum. Bana göre tüm bu savaşta Avrupa'nın sesi kısık. Avrupa nerede?" diye konuştu.
"Almanya ve Fransa'nın rolü eskisi gibi güçlü değil"
Vad, Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesinden sonra eski Başbakan Angela Merkel ve eski Fransa Cumhurbaşkanı Francois Hollande’ın söz konusu durumda "en iyisini yapmaya çalıştıklarını" belirterek, "Burada sonuçta başarısız olundu, ancak Minsk Anlaşması'nı başardılar. Bu Minsk Anlaşması'nın birçok konusu aynı zamanda bugünün ve yarının da konularıdır." dedi.
Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşta Almanya ve Fransa'nın bugün nasıl bir rol oynadığına ilişkin soru üzerine Vad, bu rolün o dönemdeki gibi güçlü olmadığını, bunun Almanya’daki hükümetin 3 partiden oluşmasından kaynaklandığını, Yeşiller Partisinin ve liberallerin çok fazla Ukrayna yanlısı tutum sergilediklerini anlattı.
Eski General Vad, savaşın Alman güvenlik ve savunma politikasını nasıl etkileyeceğini de değerlendirerek, savaş bittiğinde, NATO savunmasının ön cephesinin daha doğuda olacağına işaret ederek, "Finlandiya ve İsveç burada NATO üyesi olacak. Rusya ile uzun bir cephe hattımız olacak. Almanya’nın da katkı sunması gerekecek. Soğuk Savaş döneminde Doğu ile Batı arasındaki sınır hattı Almanya'nın ortasından geçiyordu. Bugün bu çizgi daha doğudan geçiyor ve bunun sonucunda örneğin Polonya gibi Avrupa’nın doğusundaki ülkeler çok daha fazla önem kazandı." diye konuştu.
"Türkiye olmadan Avrupai bakış açısıyla davranamayız"
Almanya’nın Avrupa’daki konumunu koruması gerektiğini, bunun önemli olduğunu vurgulayan Vad, ABD Başkanı Joe Biden’ın Varşova’da Bükreş Dokuzlusu formatında Avrupa’nın doğusundaki ülkelerin temsilcileriyle bir araya geldiğine işaret etti.
Vad, "Washington, Londra, Varşova ve Kiev ekseninin şu anda en güçlü eksen olduğunu çok net bir şekilde görebilirsiniz. Artık Berlin ve Paris değil. Bu durumda nasıl davranacağımıza bakmamız lazım. Türkiye’ye Avrupa bileşiminde de önemli rol düştüğüne inanıyorum. Türkiye olmadan Avrupai bakış açısıyla davranamayız." dedi.
Biden’ın Almanya’daki ABD üssü Ramstein’dan Ukrayna’ya ve Polonya’ya gittiğini anımsatan Vad, Biden’ın rahatlıkla Berlin’e uğrayabileceğini, ancak bunu yapmadığına işaret ederek, "Bu da bir siyasi mesajdır." ifadesini kullandı.
Vad, NATO’nun birlikte hareket etmesi, Ukrayna’nın desteklenmesinin doğru olduğunu, ancak bunun ölçü ve siyasi olarak akıllıca yapılması ve abartılı olmaması gerektiğini sözlerine ekledi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.