Ebu Kebbaş ailesi, temel yaşam gereksinimlerinin yokluğunda ve zor insani şartlar altında iki aydan uzun süredir Tulkerim es-Sekafi Spor Kulübü binasının içindeki bir odada tamamen yardımlara bağımlı olarak hayata tutunmaya çalışıyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) göre, Ebu Kebbaş ailesinin durumu, İsrail saldırıları neticesinde işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde yer alan kamplardan göçe zorlanan 40 bin Filistinliden pek de farklı değil.

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne 19 Ocak'ta ateşkes uygulanmaya başlamasının ardından 21 Ocak'ta Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin ve Tulkerim'e başlattığı geniş çaplı saldırılar sürüyor.

İsrail saldırılarında çok sayıda Filistinli öldü, bölgenin altyapısında büyük yıkım meydana geldi ve göçe zorlanan Filistinlilerin evleri havaya uçuruldu.

Filistinli makamlar, İsrail saldırılarının Başbakan Binyamin Netanyahu hükümetinin Batı Şeria'yı ilhak ve kontrol etme planları kapsamında düzenlendiği ve bu durumun iki devletli çözümü sona erdireceği konusunda uyarıyor.

"Bayramımızı yaşadıklarımızın üzüntüsü ve acısıyla geçireceğiz"

Mervan Ebu Kebbaş, evlerini terk etmek zorunda kaldıkları 63 günden uzun süredir, hem kendi ailesi hem de yakınlarıyla spor kulübünde yaşadıklarını söyledi.

Ebu Kebbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Buradaki durum son derece zor ve felaket. Nerede olursanız olun özellikle ramazan ayında ve bayramda hiçbir yer evinize benzemez." dedi.

İsrail ordusunun 3 katlı evini ve dükkanını yıktığını söyleyen Ebu Kebbaş, evinin ikamet edilemez hale geldiğini anlattı.

Ebu Kebbaş, ailesinin ve yakınlarının Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerine dağıldığını belirterek, yaklaşan Ramazan Bayramı'nın farklı ve buruk olacağını söyledi.

Filistinli adam, "Kamptaki evinizde, aileniz ve insanlarınız arasında bayram daha farklıdır. Ailenizi ve akrabalarınızı ziyaret edersiniz, bugün herkes dağıldı ve nerede olduklarını bilmiyoruz." diye konuştu.

Zor şartlara rağmen yaklaşan bayramda torunlarının yüzünü güldürmeye çalıştığını söyleyen Ebu Kebbaş, onları mümkün olduğu kadar bir araya getirmeye ve iyimserlik ekmeye çalıştığını ifade etti.

Ebu Kebbaş, bu bayramın tatlılar ve kahvelerin yokluğunda her zamanki neşesi ve adetleri olmadan geçeceğini belirterek, "Bayramımızı yaşadıklarımızın ve bilinmeyen akıbetimizin üzüntüsü ve acısıyla geçireceğiz." dedi.

En zor bayram

Tulkerim Mülteci Kampı, her yıl ramazan ayının bu son zamanlarında bayram kutlamaları için süslemelerle ışıldarken bu yıl İsrail'in devam eden saldırıları nedeniyle bayram hazırlıklarından uzak olan bölgede zorlu şartların gölgesinde ağır bir atmosfer hakim.

Ebu Kebbaş'ın damadı Mustafa Ebu Gazale, "Kampta ramazan ayını ve bayramını manevi ve şenlikli bir atmosferde yaşardık; sokaklar süslenir insanlar gece geç saatlere kadar uyanık olurdu. Fakat bugün bunların hiçbiri yok." dedi.

"Geçirdiğimiz ramazan ayı ve gelmekte olan bayram, hayatımızın en zor bayramı." diyen Ebu Gazale, bu seneki bayramı yaşam için gerekli en basit ihtiyaçlardan bile mahrum kaldıkları zor şartlar altında karşıladıklarını ifade etti.

Ebu Gazale, yaşadıkları zorluklardan ve akıbetlerinin de meçhul olmasından üzüntü duyduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Zorla yerinden edilmiş Filistinlinin, evini kaybetme acısı bir insanın yaşayabileceği en zor duygu."

Sevinçler kayboldu

Bayramın çocuklar için keyifliği geçtiğini; piknik yapıldığı, oyunlar oynandığı için sevindiklerini anımsatan Ebu Gazale, ancak bu yıl çocukların evsiz barksız ve hiçbir şeyleri olmadığını söyledi.

Ebu Gazale'nin eşi Meyra ise önceki bayramlarla bu seneki arasındaki farkı şu sözlerle aktardı:

"Yılın bu günlerinde akrabalarla birlikte bayram tatlısı hazırlardık. Tatlı çocuklar hatta büyükler için bir neşe oluyordu. Aile bir araya gelir, neşeli bir atmosfer oluşurdu. Fakat bu sene bayram tatlısı yapmayacağız."

İsrail saldırılarının hayatlarını hüzne boğduğunu söyleyen Meyra, bayramda ne tatlı ne neşeleri olmayacağını, bunları özleyeceklerini aktardı.