Lübnan'da ölümcül tekne facialarına rağmen Avrupa'ya düzensiz göç devam ediyor
Ekonomik krizle mücadele eden Lübnan'da zaman zaman Suriyeli ve Filistinli mültecilerin yanı sıra birçok Lübnanlı da 2 bin kilometrelik tehlikeli ve ölümcül deniz yolunu aşarak Avrupa'ya ulaşmaya çalışıyor.
Beyrut
Lübnan'ın kuzeyindeki Trablusşam Limanı özellikle son 3 yıldır yasa dışı yollarla Avrupa ülkelerine gitmek isteyenler için bir merkeze dönüşmüş durumda.
Trablusşam'dan yola çıkan düzensiz göçmenlerin ilk rotası İtalya kara suları. Ardından çoğunun hedefi Almanya'ya varmak.
2019'dan önce bu tehlikeli yola başvuranlar sadece Lübnan'da ikamet eden Suriyeli mültecilerdi. Ancak ülkede 3 yıldır devam eden ekonomik kriz nedeniyle Lübnanlılar ve Filistinli mülteciler de göç edenler arasında yer almaya başladı.
Ekonomik koşullar göçe zorluyor
Ülkede göç artışının arkasında günde 20 saati bulan elektrik kesintileri, asgari ücretin 30 doların altına inmesi, nüfusun yüzde 80'inin yoksulluk sınırında olması ve işsizlik oranının yüzde 44'e ulaşması gibi ekonomik nedenler ve kötü yaşam koşulları yatıyor.
Son olarak 24 Nisan'da 84 düzensiz göçmeni taşıyan bir tekne Trablusşam açıklarında battı. Faciada 7 kişinin öldüğü, 45 kişinin kurtarıldığı açıklandı. Geriye kalan onlarca kişi ise hala kayıp.
Lübnan'da ölümcül tekne facialarına rağmen düzensiz göçün önü alınamıyor. AA muhabiri, Trablusşam'da düzensiz göçmenlere tekne satanlar, çocuklarını bu yolda kaybedenler ve gazetecilerle görüştü.
"7 ila 10 günde İtalya'ya varılıyor"
Trablusşam Limanı'nda tekne satan Ali Ahmed, yaklaşık 10 yıldır bu işi yaptığını söylüyor.
Birçok ülkenin aksine Lübnan'da düzensiz göçmenleri taşıyanların kaçakçılar olmadığını dile getiren Ahmed, ailelerin bir araya gelip tekne ve motor satın alarak GPS ile yola çıktığını ifade etti.
Ahmed, Lübnan'dan İtalya'ya göç serüveninin nasıl işlediğini şöyle anlattı:
"Aileler burada kaçakçılarla çalışmıyor. Birkaç aile bir araya gelip çok kolay şekilde tekne ve ardından bir motor satın alıyor. Genellikle bir tekne motoru 50 bin dolar civarında. On ailenin bindiğini düşünürsek aile başı 5 bin dolar ödeme yapılıyor. Ya da 20 bin dolara daha küçük bir motor alınıyor, 5 bin dolarlık benzin ve diğer ihtiyaçlar karşılanıp yola çıkılıyor."
Tekne almak için herhangi bir yasal sorumluluğun bulunmadığını aktaran Ahmed, Lübnan vatandaşı olmayanların bile çok kolay bir şekilde limandan istediği hacimde tekne satın alabildiğini söyledi.
Ahmed, "Tekne fiyatları büyüklüğüne göre değişiyor, 30 bin dolardan 100 bin dolara kadar gidiyor." dedi.
Lübnan'dan çıkan düzensiz göçmenlerin dümeni önce Kıbrıs'a çevirdiğini, ancak burada durulmadığını kaydeden Ahmed, "Trablusşam ile Kıbrıs arasındaki mesafe 90 mil. Bir saatte ortalama 5 mil giderse 20 saatte Kıbrıs'a varıyor. Ancak Kıbrıs ve Lübnan arasında yapılan anlaşma gereği yakalanan göçmenler tekrar geri gönderiliyor. Bu yüzden tekneler hiç durmadan yola devam ediyor. Şu anda ailelerin çoğu direkt İtalya'ya gidiyor. GPS ile oraya ulaşıyorlar. Teknenin yine süratine göre 7 ila 10 günde İtalya'ya varılıyor." dedi.
"Göç edenler 3 kesimden oluşuyor: Lübnanlılar, Suriyeliler ve Filistinliler"
Trablusşam'da serbest gazeteci olarak çalışan Canna Duhaybi, artan göç eğilimi ve tekne faciaları nedeniyle kentin ulusal ve uluslararası haber gündeminden düşmediğini belirtiyor.
Duhaybi, genellikle Sünnilerin çoğunlukta yaşadığı ülkenin kuzey kesimi ve Trablusşam'dan göçün bu kadar yoğun olmasını şu sözlerle açıkladı:
"Lübnan şu anda büyük bir yıkıma tanıklık ediyor. Siyasi, güvenlik, toplumsal ve ekonomik olarak birçok zorluk mevcut. Trablusşam'dan bu kadar çok göç olmasının sebebi de ülkenin en zayıf bölgesi olmasından kaynaklanıyor. Ayrıca, ülkeden düzensiz yollarla göç etmek isteyenlerin genellikle tercihi de bu bölge."
Duhaybi'ye göre yaşanan facialara rağmen günde en az 2 tekne Trablusşam Limanı'ndan İtalya'ya ulaşmak için yola çıkıyor. Lübnanlı gazeteci, bundan herkesin de haberdar olduğunu, ancak güvenlik güçlerinin durumu kontrol altına almakta yetersiz kaldığını söyledi..
Herkesin asıl hedefinin yıkım içimdeki ülkeden kaçmak olduğunu belirten Duhaybi, "Göç fikri hiçbir Lübnanlının zihninden silinemez. Ülkedeki orta sınıf sistematik bir şekilde yasal ve yasal olmayan yollarla göç ediyor. Parası olan havalimanından göç ederken, maddi durumu iyi olmayan da tekneyle tehlikeli bir yolculuğa çıkıyor. Herkesin bir hedefi var: Lübnan'dan çıkıp kurtulmak." dedi.
Duhaybi, "Göç edenler 3 kesimden oluşuyor: Lübnanlılar, Suriyeliler ve Filistinliler." diye konuştu.
İki kızını kaybetmesine rağmen yine aynı yola çıkmaya hazırlanıyor
Bazılarına göre ölümle yüz yüze gelmek bile bu yolculuktan vazgeçmek için yeterli bir neden değil.
Trablusşam açıklarında 24 Nisan'da batan tekneye 4 çocuğuyla binen Lübnanlı anne Bariha Safvan, "Herhangi bir ücret ödemedik. Aileler tekne satın almıştı. Bize de bilgi verdiler ve 'Gelmek isterseniz gelin' dediler. Apar topar hazırlanıp tekneye bindik." dedi.
Teknede 80'in üzerinde insan bulunduğunu hatırlatan Safvan, "Teknenin batması sonucu kaybolan 2 kızım hala bulunamadı." diye konuştu.
Yaşanan faciaya rağmen 2 çocuğuyla ilk fırsatta yeniden tekneyle yola çıkmak istediğini belirten Safvan, "Tekrar gideceğim. Aynı yoldan gideceğim. Pasaport alamıyoruz ki havalimanından veya daha güvenli bir yoldan göç edelim." dedi.
Safvan, "Neden ısrarla göç etmek istiyorsunuz?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Liman kulübünde çalışıyorum. Maaşım 1 milyon 600 bin Lübnan lirası (65 dolar). Ev kiram 1 milyon lira (40 dolar), elektrik jeneratör için de 1 milyon ödüyorum (40 dolar). Ne yiyeceğim ne içeceğim. Allah hepimize sabır versin."
Pasaport defteri kalmadı
Lübnan İçişleri Bakanlığı, 28 Nisan'da, yüksek talep sonucu stokta defter kalmaması nedeniyle pasaport başvurularının askıya alındığını duyurmuştu.
Bakanlık açıklamasında, pasaport başvuru merkezlerinde 2020’den bu yana çok yoğun işlem yapıldığı, pasaport almak isteyenlerin sayısının neredeyse 10 kat arttığı kaydedilmişti.