Putin, ülkesine yönelik balistik füze saldırısı durumunda "nükleer yanıt" doktrinini onayladı
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkesinin balistik füze saldırılarına uğraması halinde, buna nükleer silahla yanıt verilmesine olanak veren doktrini onayladı.

Moskova/Londra/Berlin/Brüksel
Putin’in imzaladığı kararnameye göre, Rusya’nın nükleer silahların kullanım koşullarının belirlenmesine ilişkin şartlarda bazı güncellemeler yapıldı.
Yeni doktrinde, bir ülkenin, nükleer silah sahibi başka bir ülke desteğiyle Rusya topraklarına balistik füze saldırısı yapması durumunda Rusya’nın nükleer yanıt vermesine olanak verilirken insansız hava araçları veya savaş uçaklarıyla yapılan saldırılar da bu kapsama alındı.
Rusya’ya "bir ittifak üyesi tarafından saldırganlık yapılması" da yine nükleer yanıt verilebilecek bir gelişme şeklinde tanımlanırken söz konusu ülkenin bağlı olduğu tüm ittifak üyeleri da olası saldırganlığın tarafı sayılacak.
Putin, 25 Eylül’de Güvenlik Konseyi üyeleriyle yaptığı toplantıda, modern askeri-politik durumun değiştiğine vurgu yaparak “Durumun gelişimini tahmin etmek ve buna göre stratejik planlama belgesi hükümlerinin güncel gerçeklere uyarlanması önemli.” demişti.
Öte yandan, ABD yönetiminin, uzun menzilli Amerikan silahlarının sınırlı şekilde Rusya topraklarında kullanımı için Ukrayna’ya izin verdiği yönündeki haberler 17 Kasım'da ABD medyasında yer almıştı.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, iddialara ilişkin dün yaptığı açıklamada, "Bu, onların (ABD'nin) Ukrayna'daki çatışmalara dahil olma şeklini kökten değiştiriyor." ifadesini kullanmıştı.
Dmitriy Medvedev: Uzun menzilli silahlar kullanılırsa Kiev ve NATO unsurlarına saldırma hakkımız olacak
Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev de Telegram kanalından yaptığı açıklamada, ABD'nin, Ukrayna'ya tedarik ettiği uzun menzilli silahların Rusya topraklarında kullanımına izin verdiği yönündeki iddiaları değerlendirdi.
Bu füzelerin Ukrayna'nın savaştaki eylemlerine katkıda bulunmayacağını savunan Medvedev, "NATO'ya ait uzun menzilli taktik balistik ve seyir füzelerinin Rus topraklarına karşı kullanımına kimin ne zaman karar verdiği önemli değil. Bu tür füzeleri ülkemize karşı kullanma girişimleri daha önce de oldu. Düşmanın elinde ne kadar füze bulunduğu da önemli değil." ifadelerini kullandı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in daha önce "Ukrayna'nın Rus topraklarına saldırmasına izin verilmesinin NATO ülkeleri, ABD ve Avrupa ülkelerinin Ukrayna'daki savaşa katılması anlamına geleceği" yönünde açıklama yaptığını anımsatan Medvedev, şunları kaydetti:
"Önemli olan, Başkanımızın söyledikleri. Bunun sonucunda nükleer caydırıcılık doktrininin yeni versiyonu onaylandı. NATO’ya ait füzelerin bu şekilde kullanılması, ittifak ülkelerinin Rusya’ya karşı saldırısı olarak nitelendirilebilir. Bu durumda Kiev’e ve nerede olursa olsun NATO unsurlarına kitle imha silahlarıyla misilleme yapma hakkı doğuyor. Bu da 3. Dünya Savaşı olur."
Medvedev, ABD'de Joe Biden yönetiminin gerginliği bilinçli olarak artırdığını ve bununla Başkan seçilen Donald Trump ekibinin uğraşmak zorunda kalacağını belirterek, "Belki de yaşlı Biden insanlığın önemli bir kısmını yanına alarak zarif bir şekilde ölmeye karar verdi." ifadesini kullandı.
Amerikan Washington Post (WP) gazetesinin iki kıdemli ABD'li yetkiliye dayandırdığı haberinde, ABD yönetiminin, Ukrayna'ya temin ettiği uzun menzilli taktik füze sistemlerinin (ATACMS) sınırlı şekilde Rusya topraklarında kullanma imkanı tanıyacak izni verdiği belirtilmişti.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, iddialara ilişkin dün yaptığı açıklamada, "Bu, onların (Amerikalıların) Ukrayna'daki çatışmalara dahil olma şeklini kökten değiştiriyor." ifadesini kullanmıştı.
AB, Rusya'nın nükleer doktrini onaylamasını kınadı
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, görev süresinin sona ermesi nedeniyle son kez başkanlık ettiği AB Savunma Bakanları Toplantısı'nın ardından basına açıklamalarda bulundu.
AB'nin, Putin'in, ülkesinin uğrayacağı balistik füze saldırılarına nükleer silahla yanıt verilmesine imkan tanıyan doktrini onaylamasını kınadığını belirten Borrell, bu kararın Ukrayna-Rusya Savaşı'nın 1000. gününe denk gelecek şekilde bugün açıklanmasının "sembolik" bir anlamı olduğuna dikkati çekti.
Borrell, Rusya'nın "nükleer bir savaşın kazanılamayacağı ve bu nedenle asla başlamaması gerektiği" ilkesine bağlı kalması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Putin nükleer kartı ilk kez oynamıyor. Ayrıca gıda ve enerji güvenliği krizini de çıkardı. Avrupa topraklarına Kuzey Kore birliklerini de soktu. Ancak nükleer savaş çağrısı yapmak şiddetle reddettiğimiz bir şeydir. Nükleer silah kullanımına ilişkin herhangi bir göndermeyi kınıyoruz. Kesinlikle bu duyuru, bilinçli olarak bu tarihte yapıldı."
İngiltere: Rusya'nın "nükleer yanıt" doktrinini onaylaması sorumsuzluğun son örneği
Başbakanlık Ofisi 10 Numaradan bir sözcü, Putin'in, Rusya'ya yönelik balistik füze saldırısı durumunda "nükleer yanıt" doktrinini onaylamasına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Sözcü, "Bu, ahlaksız Rus hükümetinden gördüğümüz sorumsuzluğun en son örneği olarak nitelendirilebilir." ifadesini kullandı.
İngiltere'nin Ukrayna'ya verdiği desteği kararlılıkla sürdürdüğünün altını çizen sözcü, İngiltere'nin savunmasının Ukrayna'da başladığını daima söylediklerini aktardı.
Sözcü, şunları kaydetti:
"Putin bu savaşı yarın bitirebilir. Askerlerini geri çekebilir, tanklarını geri çevirebilir ve hem Ukrayna'da hem de Rusya'da süren saldırıyı ve gereksiz kan dökülmesini sona erdirebilir. Bu, tamamen onun elinde. Kendisini bunu yapmaya çağırıyoruz."
Almanya: Rusya'nın nükleer doktrini onaylaması bizi korkutamaz
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Varşova'da Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ve İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani ile bir araya geldi.
İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares ve İngiliz mevkidaşı David Lammy de toplantıya video aracılığıyla katıldı.
Baerbock, görüşme sonrası düzenlenen basın toplantısında, Putin'in Ukrayna'daki savaşın başlangıcından bu yana defalarca korku yaymak için uğraştığını belirterek, "Tekrar tekrar ne söylenirse söylensin gözümüzü korkutamayacaklar." dedi.
Rusya'nın Ukrayna'ya saldırılarının 1000 gündür sürdüğüne işaret eden Baerbock, "Avrupa'daki özgürlüğümüz Avrupa barışına bağlıdır. Ukraynalılar sadece kendi özgürlüklerini ve ülkelerini savunmuyor, Ukraynalılar da 1000 gün ve gecedir Avrupa barışımızı savunuyor." diye konuştu.
Baerbock, Avrupalılar olarak birlikte durduklarını ve birbirlerine bağlı olduklarını vurgulayarak, "Artık Avrupa'nın güvenliğini ve savunmasını yeni bir temele oturtmanın ve transatlantik ittifakımızı zayıflatmak yerine daha da güçlendirmenin zamanıdır." ifadelerini kullandı.
Alman Bakan, diğer mevkidaşlarıyla Avrupa'nın güvenliğini korumak ve caydırıcılık yeteneklerini güvence altına almak için NATO'nun Avrupa ayağının daha da güçlendirilmesi gerektiği konusunda hemfikir olduklarını kaydetti.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.