TOBB İkiz Kuleleri'nde gerçekleştirilen imza törenine, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile üniversite ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar burada yaptığı konuşmada, farklı sektörlerin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağını yetiştiren meslek yüksekokullarının, Türkiye'nin ekonomik kalkınmasında kritik role sahip olduğuna işaret etti.

Meslek yüksekokullarında işlevini kaybeden, mezunlarının istihdam oranı düşük ya da sektör tarafından artık talep edilmeyen programları gözden geçirdiklerini belirten Özvar, bu programları sektörün ihtiyaç duyduğu yeni beceriler kazandıracak şekilde dönüştürdüklerini söyledi.

Özvar, bilişim tabanlı teknolojiler, yapay zeka, büyük veri, siber güvenlik, dijital sağlık teknolojileri, dijital tarım ve yeşil enerji gibi alanlarda meslek yüksekokullarının daha etkin rol üstlenmesini sağlamak için çalışmaları devam ettirdiklerini aktararak, YÖK olarak, meslek yüksekokullarının sanayi, ticaret, hizmet ve teknoloji sektörleriyle iç içe olmasını mümkün kılacak politikalar üzerinde çalıştıklarına işaret etti.

Organize sanayi bölgelerindeki meslek yüksekokullarının mezunlarının yüzde 78 gibi yüksek oranda istihdam ediliyor olmasının, üniversite-sektör işbirliğinin önemini açıkça ortaya koyduğunu bildiren Özvar, bu modeli tüm Türkiye'de yaygınlaştırmayı amaçladıklarını ifade etti.

"Protokol 388 meslek yüksekokulundaki mesleki programları kapsayacak"

Özvar, sanayi ve teknoloji sektörlerinde faaliyet gösteren paydaşlarla ortak çalışarak, yenilikçi, çevre dostu ve yüksek verimli iş modellerini teşvik eden meslek yüksekokulu programları oluşturmaya başladıklarını anlatarak, yeşil dönüşümle ilgili bazı ön lisans programları açma kararı aldıklarını ifade etti.

YÖK ile TOBB arasında imzalanan protokolle, yükseköğretimin sektörle daha güçlü bağ kurmasını sağlayacak, eğitim-istihdam uyumunu sağlamlaştıracak yeni bir modelin ilk adımını attıklarını belirten Özvar, üniversitelerin sektörle ortak hareket ettiği, iş dünyasının ihtiyaç duyduğu becerilere sahip mezunlar yetiştirdiği bir sistem inşa etmenin en önemli öncelikleri arasında bulunduğunun altını çizdi.

Özvar, protokolün 103 üniversitenin 388 meslek yüksekokulundaki mesleki programları kapsadığına dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Protokol kapsamında, farklı illerimizde meslek yüksekokulları ile TOBB'a bağlı oda ve borsalar arasında güçlü bağ kurulacaktır. Böylece, üniversitelerimiz iş dünyasının taleplerini yakından takip edecek, sektörel beklentilere uygun eğitim programları geliştirilecek ve öğrencilerimiz iş dünyasına daha donanımlı şekilde hazırlanacaktır. Öncelikle, TOBB üyesi olan iş dünyası temsilcileri, sanayi ve ticaret odaları aracılığıyla meslek yüksekokullarına daha fazla katkı sağlayacaktır. TOBB'un yönlendirmesiyle iş dünyasında çalışan tecrübeli isimler belirli alanlarda meslek yüksekokullarında dersler verebilecek, öğrencilerimize doğrudan sektör bilgisini aktarabilecek. İş dünyasının içinden gelen bu eğitim modeli, uygulamalı bilgiyi merkeze alacak ve öğrencilerin gerçek mesleki süreçlere daha erken aşamada adapte olmasını sağlayacaktır."

"Başarılı meslek yüksekokulu öğrencilerine burs imkanı sunulacak"

Protokol kapsamında, meslek yüksekokulu öğrencilerinin iş yeri eğitimi ve staj süreçlerinin TOBB üyesi işletmelerle işbirliği içinde yürütüleceğini belirten Özvar, ayrıca meslek yüksekokullarındaki müfredatların TOBB'un etkin katılımıyla, sektörün güncel taleplerine göre düzenleneceğini söyledi.

TOBB'un desteğiyle başarılı meslek yüksekokulu öğrencilerine burs imkanı ile meslek yüksekokullarına atölye ve laboratuvar desteği sağlanacağını belirten Özvar, "Bu işbirliğinin, uzun vadede üniversite-sanayi iş birliğinin Türkiye genelinde daha sistematik hale gelmesine önemli katkı sunacağına inanıyorum. Her ilimizde en az bir meslek yüksekokulumuzun o ilin ticaret ve sanayi odasıyla işbirliği yapması teşvik edilecek, bu sayede her bölgede eğitim ve ekonomi arasındaki bağ daha da kuvvetlenecektir." değerlendirmesinde bulundu.

YÖK olarak bu protokol kapsamına girenler de dahil üniversitelerdeki uygulamaları takip etmek için hazırladıkları yazılımı tamamlamak üzere olduklarını, bu yazılımla tüm ön lisans ve lisans programlarındaki öğrencilerin staj ve iş yeri eğitimi gibi bilgilerini yakından izleyeceklerini aktaran Özvar, şunları kaydetti:

"Meslek yüksekokulunun müfredat içeriğinin yanı sıra o ildeki ilgili sanayi hizmet yahut diğer sektörlerde faaliyet gösteren kuruluşlarla olan anlaşmalarını gösteren staj ve uygulamalı eğitimin nerelerde yapıldığını ve yapılacağını belirten çok önemli bir yazılım. Bütün Türkiye'yi bu şekilde bir harita üzerinde hepsini yerleştirdik. Dolayısıyla, sadece okuyanlar değil ama üniversite sınavına gelecek herhangi bir öğrenci, herhangi bir ilimizdeki bir meslek yüksekokulunun herhangi bir programına tıkladığı zaman o programın, hangi üniversite sektör iş birliği dahilinde yapıldığını görmüş olacak."

"Nitelikli insan kaynağı açığını kapatacağız"

Hisarcıklıoğlu da nitelikli insan kaynağı bulma noktasında iş dünyasının yıllardır sorun yaşadığına, buna karşın ülkenin dört bir yanında pek çok gencin iş bulamadığına işaret etti.

Bu tablonun, Türkiye'nin geleceği açısından büyük risk oluşturduğuna dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, "Çünkü eğitim ile istihdam arasındaki bağ koptuğunda, genç nüfusumuz avantaj olmaktan çıkıp kayıp bir potansiyele dönüşüyor. Bugün burada attığımız adım, bu asimetrik yapıyı değiştirmek içindir. Biz yıllarca genç nüfusumuzla övündük, ancak gençlerimiz mesleki beceri kazanamadığı için bu potansiyelimizi tam olarak kullanamadık." diye konuştu.

Hisarcıklıoğlu, mesleki eğitimin memleket meselesi olduğunu bildirerek, Avrupa'da genç işsizliğinin en düşük olduğu ülke olan Almanya'nın bu sorunu odalar aracılığıyla çözdüğünü aktardı.

Türkiye'nin orta gelir tuzağından kurtulmasının da doğrudan eğitim hamlelerine bağlı olduğunu bildiren Hisarcıklıoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye'nin gelecek hedeflerine ulaşması için en önemli çıpası, beşeri sermayesidir. İhtiyaç duyduğumuz bu sermayeyi nitelikli mesleki eğitimden geçmiş gençlerimiz oluşturacak. Bu yüzden mesleki eğitimi güçlendirmek sadece eğitim politikası değil aynı zamanda kritik bir ekonomik ve kalkınma stratejisidir. 2019'da Milli Eğitim Bakanlığımız ile imzaladığımız Mesleki Eğitim İşbirliği Protokolü bu stratejinin ilk adımıydı. Bakanlık, TOBB ve TOBB ETÜ ile birlikte başlattığımız bu model sayesinde mesleki eğitim ile reel sektörü birbirine entegre ettik, yeni ve dinamik eğitim modeline geçtik. 81 ildeki 129 meslek lisemize her konuda destek verdik."

Hisarcıklıoğlu, bu okullardan mezun olanların aldıkları eğitim sayesinde iş dünyasında fark yarattığını belirterek, özel sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünü yetiştirme hedefine doğru emin adımlarla ilerlediklerini söyledi.

Bugün imzaladıkları protokolle meslek yüksekokulları programlarının sektörün ihtiyaçlarına göre sürekli güncelleneceğini dile getiren Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:

"Bu süreçte sanayi ve ticaret temsilcileriyle yakın işbirliği yapılacak. Eğitim ve üretim tarafı aynı masada buluşacak. Dijital beceriler ve yeşil dönüşüm odaklı yeni programları meslek yüksekokulları gündeme aldı. Yazılım, yapay zeka, siber güvenlik, sağlık teknolojileri gibi alanlarda yeni ön lisans programları açılıyor. Bu sayede hem sanayide kronikleşen nitelikli insan kaynağı açığını kapatacağız hem de gençlerimize umut dolu bir kariyer yolculuğu sunacağız. Protokol sayesinde 388 meslek yüksekokulumuz, bulundukları il ve ilçelerdeki oda ve borsalarımızla eşleşecek, tıpkı meslek liselerinde olduğu gibi birlikte yönetim ve istişare mekanizmaları kurulacak. Sanayide, ticarette, teknolojide başarı sadece mühendis ve yöneticilere değil, onları tamamlayan ara kademe uzmanlara da bağlı. Onlar olmadan çarklar dönmez."