Dolar
38.44
Euro
43.93
Altın
3,305.95
ETH/USDT
1,815.00
BTC/USDT
94,900.00
BIST 100
9,264.91
Ekonomi

Çelik binalar depreme dayanıklılığı ve hızlı inşa edilebilmesiyle öne çıkıyor

İstanbul'da meydana gelen son depremlerin ardından sürdürülebilir ve düşük maliyetli olması ve daha hızlı inşa edilmesi sebebiyle çelik yapılar tekrar gündeme geldi.

Uğur Aslanhan  | 29.04.2025 - Güncelleme : 29.04.2025
Çelik binalar depreme dayanıklılığı ve hızlı inşa edilebilmesiyle öne çıkıyor

İstanbul

"Asrın felaketi" olarak adlandırılan Kahramanmaraş merkezli depremler, konutların malzeme yetersizliğini bir kez daha ortaya koyarken, kalitesiz beton ve demirle yanlış mühendislik uygulamalarının büyük facialara yol açtığı görülmüştü.

Bu depremlerde hiçbir çelik yapının çökmemiş olması çelik yapılara ilgiyi artırırken, son olarak geçen hafta İstanbul'da meydana gelen depremlerin ardından riskli betonarme binaların yol açabileceği tehlike tekrar gündem oldu.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Uzmanlar, kısa ömürlü olması, karbon salımına yol açması, geri dönüştürülememesi ve deprem sırasında büyük kayıplara yol açması gibi sebeplerle betonun ciddi zararlarının bulunduğunu vurgulayarak, depremleri daha az hasarla atlatmak için çelik ve ahşap gibi alternatif ürünlere yönelmek gerektiğini bildirdi.

"Çelik yapılarda işçilik hataları yok denecek kadar az"

Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih Şimşek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünya yapı sektörünün hızla endüstrileştiğini belirterek, sahada yapılan işlerin artık maksimum seviyede fabrika ortamında gerçekleştirildiğini söyledi.

Çelik, hafif çelik ve modüler yapıların, geleneksel yapılara göre avantajlarından bahseden Şimşek, çelik yapıların iklim şartlarından bağımsız ve endüstriyel ortamda makine parçası gibi hassas üretildiğini, işçilik hatalarının yok denecek kadar az olduğunu anlattı.

Şimşek, geleneksel yapılarda saha ve iklim şartlarının seçilen usta ve işçinin kabiliyetleriyle sınırlı olduğunu kaydederek, sahada tekrarlı düzeltmeler yapılarak zaman ve para kaybına sebep olunabildiğini bildirdi.

"Geleneksel binalara göre 7-10 kat daha hafif"

Melih Şimşek, çelik yapıların betonarmelere göre çok daha güvenilir olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çelik yapılar, geleneksel binalara göre 7-10 kat daha hafiftir ve depreme karşı aynı oranda daha dayanıklıdır. Geleneksel konutlara göre en az iki kat daha hızlı inşa edilirler. Çelik yapılarda geleneksel sistemlerde tercih edilen tüm mimari detaylar uygulanabilir. Daha çok enerji tasarruf eder ve daha sürdürülebilirdir. Geri dönüştürülebildiği için doğa dostudur. Gelecek nesillerin kaynaklarını bugünden tüketmezler. Maliyetleri göz önüne alınınca kazanılan alanlardan dolayı çelik yapılar her zaman daha ekonomiktirler. Özellikle tekrarlı projelerde bu ekonomiklik çok daha artar."

Şimşek, binaların ve inşaat endüstrisinin toplam karbon emisyonlarının yüzde 38'ine neden olacak kadar büyük bir paya sahip olduğunu kaydederek, modüler yapıların üretiminin karbon salımını en aza indirdiğini söyledi.

Çelik yapıların gelenekseller gibi yüksek su tüketimi gerektirmediğini dile getiren Şimşek, malzemelerin yüzde 90'ının geri dönüştürülebildiğini vurguladı.

"Çelik yapılara ilgi arttı ancak istenilen seviyede değiliz"

Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şimşek, Kahramanmaraş merkezli depremlerde bölgedeki çelik binaların hiçbirisinde hasar veya yıkım görülmediğinin altını çizerek, Japonya ve Tayvan gibi ülkelerde yaşanan şiddetli depremlerde can kaybının çok az olmasının ana sebeplerinden birinin çelik yapılar olduğunu belirtti.

Türkiye'deki endüstriyel binalarda çelik yapıların oranının yüzde 5'lere yükseldiğini ancak konutlarda bu oranın yüzde 1,5 seviyesinde olduğunu aktaran Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Diğer ülkelere baktığımızda ise çelik taşıyıcı sistemle inşa edilen konut oranının ABD ve İngiltere'de yüzde 50, Almanya ve Fransa'da yüzde 30, İran'da ise yüzde 50'nin üzerinde olduğunu görüyoruz. Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası çelik yapılara ilgi arttı ancak asla istenilen seviyede değiliz. Yapılaşmaya ve kentsel dönüşüme ayrılan milyarlarca dolarlık kaynağın bir kısmının çelik yapılara ayrılması halinde konutlar çok kısa zamanda hayata geçirilebilir."

Şimşek, İstanbul ve Türkiye genelinde milyonlarca konutun dönüşüm beklediğini kaydederek, Türkiye'nin yıllık en az 300 bin çelik konut üretebilecek kapasitesinin bulunduğunu sözlerine ekledi.

"Depreme karşı betona alternatif malzemeleri öncelik vermeliyiz"

Helmann Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selman Özgün de Türkiye'de halihazırda 6 milyon konutun dönüştürülmesi gerektiğini belirterek, bunun 1,5 milyonunun İstanbul'da bulunduğunu, megakentte acil dönüştürülmesi gereken konut sayısının 600 bin civarında olduğunu söyledi.

Depreme karşı dirençli kentler oluşturmak için betona alternatif malzemelerin asla ihmal edilmemesi gerektiğinin altını çizen Özgün, "Betonarme yapıların büyük kısmının ömrü en fazla 60 yıl. Bu süre bittikten sonra konutları yıkıyor ve yeniden yapıyoruz. Buradan çıkan ve geri dönüştürülemeyen molozlar nedeniyle topraklarımızın ileride moloz çöp döküm sahasına dönüşme ihtimali var." dedi.

Özgün, yüzlerce yıl önce yapılmış taş ve ahşap binalar hala ayaktayken hiçbir betonarme binanın geleceğe miras kalamayacak olmasının insanları düşündürmesi gerektiğini vurguladı.

Betonun kısa ömürlü olduğunu ve geri dönüştürülemediğini ifade eden Özgün, "Ayrıca depremde yol açabileceği hasarlar da daha yıkıcı. Bu nedenle her yıl milyarlarca dolarlık milli servetimiz de çöp oluyor. Söz konusu sebepler nedeniyle betona alternatif ürünlere odaklanmalı, çelik, taş ve ahşap yapıları önceliklendirmeliyiz." açıklamasında bulundu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.