Dolar
38.45
Euro
43.86
Altın
3,310.75
ETH/USDT
1,831.70
BTC/USDT
94,927.00
BIST 100
9,265.93
Ekonomi, arşiv

TEFAS yıl sonuna kadar hayata geçirilecek

SPK Başkanı Dr. Vahdettin Ertaş, AA Finans Masası'nda, 24 saat tüm dünyada işlem yapabilmeyi mümkün kılacak TEFAS'ın yıl sonunda hayata geçirileceğini bildirdi.

11.09.2014 - Güncelleme : 11.09.2014
TEFAS yıl sonuna kadar hayata geçirilecek

İSTANBUL

AA'nın 100. Yıl Vizyonu çerçevesinde geliştirdiği AA Finans Haberleri Terminali'nin canlı toplantılar dizisi AA Finans Masası'na konuk olan Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Dr. Vahdettin Ertaş, Türkiye'nin son yıllarda tasarruf oranı giderek azalan bir ülke konumuna geldiğini, tasarruf oranının yüzde 18'lerden yüzde 13'lere kadar düştüğünü söyledi.

Tasarrufları artırmanın önemli bir yolunun kurumsal yatırımcı tabanını genişletmekten, tüketim alışkanlıklarını değiştirmekten ve kaynakları verimli kullanmaktan geçtiğini belirten Ertaş, Türkiye'de kurumsal yatırımcı dendiği zaman akla yatırım fonlarının, emeklilik fonlarının ve sosyal güvenlik kurumunun fonlarının geldiğini kaydetti.

Bireysel Emeklilik Sisteminde (BES) kamunun geçen yıl önemli bir düzenleme yaptığını anımsatan Ertaş, aradan geçen 20 aylık sürede 1,8 milyon kişinin sisteme dahil olduğunu, şu anda 4,8 milyon katılımcı ile 34 milyar liralık portföye ulaşıldığını dile getirdi.

Türkiye Elektronik Fon Dağıtım Platformu ( projesi üzerinde çalıştıklarını ve bu yıl sonunda hizmete alacakları bilgisini veren Ertaş, "TEFAS ne demek? Türkiye'deki tüm yatırım fonu dağıtım platformunu tek bir terminalde birleştiren bir alım satım sistemi" dedi.

Şu anda yatırım fonlarını yatırımcının parası hangi bankada ise sadece o bankanın fonunun alınabildiğini hatırlatan Ertaş, sözlerine şöyle devam etti:

"Yeni düzende paranız hangi bankada olursa olsun Türkiye'deki tüm yatırım fonlarını alıp satabileceksiniz. 4 tane büyük kolaylık sağlayacak bu sistem. Bir, paranızın bulunduğu bankanın ya da aracı kurumların dışındaki tüm fonlara anında ulaşabileceksiniz. İki, yatırım fonu alırken, diğer yatırım fonlarının performansı ile karşılaştırıp en iyisini seçebileceksiniz. 

Üç, sadece yatırım fonlarının kendi içindeki performansına bakmayıp diğer yatırım alternatiflerinin performansı ile de karşılaştıracaksınız. Dört, günün 24 saatinde, Türkiye'nin neresinde olursanız olun bu platformdan fon alım satımı yapmak mümkün. Dolayısıyla erişim imkanları artacak."

"Bank Asya'da yeni bir karar alınmadığı sürece mevcut karar devam edecek"

SPK Başkanı Ertaş, Bank Asya'nın hisse senetlerinin 7 Ağustos tarihinde Borsa İstanbul tarafından ortaklık yapısındaki belirsizlik nedeniyle geçici olarak kapatıldığını anımsattı.

En son alınan kararın mevcut kapalılık halinin devamı yönünde olduğunu bildiren Ertaş, "Yeni bir karar alınmadığı sürece kapalılık hali devam edecek" dedi.

Turkcell'deki son durumla ilgili soruları da yanıtlayan Ertaş, Turkcell'de 3 tane hakim ortağın, bir de 100 bine yakın borsada hisse senedi alım satımı yapan yatırımcısının olduğunu söyledi.

Ortakları arasındaki önemli hukuki problemlerden dolayı şirketin 4 yıldır genel kurulunu yapamadığını, bu nedenle kanunda yer alan bir hüküm nedeniyle olaya müdahil olduklarını bildiren Ertaş, "Kanun şunu söylüyor; 31 Mart 2015'e kadar ortaklar kendi aralarında anlaşıp genel kurulu yaparlarsa yönetim kurulunu kendileri seçebilecekler. Eğer ortaklar bu iradeyi ortaya koyamazlarsa, bu tarihten sonra SPK TTK'nın Genel Kurula verdiği tüm yetkileri kullanma hakkına sahip olacak. 31 Mart 2015 mevcut ortaklar için son tarih. Bu tarihe kadar ya kendileri oturup anlaşıp normal bir şirket haline dönüştürecekler, ya da SPK gerekli adımları atacak" dedi.

Yatırımcılar tarafından temettü ödemesinin en çok merak edilen konuların başında geldiği ve SPK'nın bu konuda ne düşündüğü yönündeki bir soru üzerine ise Ertaş, gelecekte 7 aylık bir sürecin olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Bu süreçte beklentimiz şirketin ortakları tarafından yönetilmesi, tercihimiz de bu yönde. Dolayısıyla bu 7 aylık süreyi bekleyeceğiz. Ortaklar adımları atmazlarsa; SPK yönetimi olarak da konuyu o tarihte değerlendirmek lazım. Şirketin projeksiyonları nedir, kaynak ihtiyacı nedir, mevcut birikmiş temettü miktarı ne kadardır? 

Şirketi tanımadan, şirketin finansallarını, projeksiyonlarını görmeden bugünden bir şey söylemek doğru olmaz. Eğer olur da biz yönetim de o hakkı kullanacak olursak, şirketin projeksiyonlarını gördükten sonra o kararı vermek daha sağlıklı olur diye düşünüyorum."

Bu yıl bitmeden kamuoyuna sonuçlarını açıklayacağız

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Dr. Vahdettin Ertaş, Gezi Parkı olaylarıyla ilgili piyasadaki anormallikleri inceleme kapsamına aldıklarını anımsatarak, "Bu yıl bitmeden kamuoyuna sonuçlarını açıklayacağız" dedi.

Anadolu Ajansı'nın (AA) 100. Yıl Vizyonu çerçevesinde geliştirdiği AA Finans Haberleri Terminali'nin canlı toplantılar dizisi AA Finans Masası'na konuk olan Ertaş, geçen yıl SPK mevzuatını değiştirdiklerini, 67 düzenlemeyle her şeyi sıfırdan yazdıklarını söyledi.

Zaman zaman kayda değer bir iki madde ile ilgili piyasada farklı değerlendirmeler olduğunu, bunlardan birisinin de şirketlerin borsa kotundan çıkması olduğunu bildiren Ertaş, kanunda son 30 günlük ortalama fiyat üzerinden geri alım yapılarak borsa kotundan çıkılabileceğine ilişkin bir madde olduğunu kaydetti.

Bu konuyu değerlendirip, düzenlemelerindeki bir değişiklik önerisini kamuoyuna açtıklarını anımsatan Ertaş, borsa kotundan çıkmak isteyenler için fiyat belirlemede 5 farklı fiyat tespit yöntemi önerdiklerini dile getirdi.

Hisse senedi sahibi olmak demenin, şirketin sahibi olmak, şirketin ortağı olmak demek anlamına geldiğini bildiren Ertaş, "Düzenleme getirirken şunu da amaçladık; borsada hisse senedi alan yatırımcıya 'Siz bu şirketin sahibisiniz. Genel kurula katılın, her türlü kararın alınmasında siz de söz sahibi olun. Fiyatı makul buluyorsanız makuldür, değilse itirazınızı yapın, SPK olarak sizin haklarınızı koruyalım' mesajımız budur" diye konuştu.

1,1 milyon açık hesabı olan hisse senedi yatırımcısı olduğunu, ancak bunun içerisinde aktif hisse senedi alım satımı yapan yatırımcı sayısının 100 bin olduğunu bildiren Ertaş, sözlerine şöyle devam etti:

"Bireysel yatırımcı eğer, sermaye piyasalarında yatırım yapmaya kendini ehliyetli görüyorsa, finansal okur-yazarlık düzeyi yeterliyse, şirket analizi yapabilecekse, bireysel olarak kendi tercihi yapsın. Para kazanmak zor, değerlendirmek daha da zor. Borsada 420 tane şirket var, bunların içinde en uygununu seçmek çok kolay bir şey değil, mutlaka işin erbabı olmak gerekiyor, işin mesleki yetkinlik tarafında yeterli donanıma sahip olmak gerekiyor. Biz hep şu mesajı verdik; bireysel yatırımcı olmazsa olmaz, bizim için baştacı. Ama ilginiz, tecrübeniz yeterli ise seçiminizi kendiniz yapabilirsiniz.

Değilse mutlaka SPK'dan lisanslı bir şirketten danışmanlık alın veya BES'e ya da yatırım fonu kanalıyla sermaye piyasalarına yatırım yapın, bu sizin için daha az riskli, daha kontrollü bir yatırım tercihidir. Önemli olan genele bakmak. 10 bin tane bireysel yatırımcı azaldı mı, 1,8 milyon da BES yatırımcı sayısı arttı. Dolayısıyla toplamda rakamları değerlendirmek lazım. Biz yatırımcılarımızın kurumsal yatırımcılar kanalıyla sermaye piyasalarıyla tanışmaları yönünde ciddi bir eğilim olduğunu görüyoruz."             

"Fed faiz artırımına gidecek"

SPK Başkanı Ertaş, nitelikli halka arzların yapılmasına yönelik soruya, küresel kriz ile dünyada faiz oranlarının yüzde sıfırlara kadar çekildiğini hatta Avrupa Birliği'nin (AB) eksi faiz verdiğini belirterek, faiz oranları çok düşünce şirketlerin öz kaynaklı finansman yerine borçla finansmana yöneldiğini kaydetti. 

Dünyadaki rakamların bunu ortaya koyduğunu, halka arz piyasalarının çok aşağıya çekildiğini ifade eden Ertaş, şunları söyledi:

"Biz de bundan etkilendik. Biz şunu öngörüyoruz; önümüzdeki yıldan itibaren Fed para politikasında değişiklik yapacak, faiz artırımına gidecek. Japonya ve Avrupa Merkez Bankası düşük faiz politikasını uygulayacak gözüküyor. Ama Fed'in faiz oranlarında bir artırım başlatması paranın maliyetini de artıracak. Bu sefer herkes öz kaynağa yönelecek. 2008 ile 2012 yılları arasında halka arz seferberliği başlatıldı. Ancak burada sayısal olarak başarı sağlansa bile performans olarak aynı başarıyı sağlayamadık.

Geçen sene buna yönelik bir takım tedbirler aldık. Geçen sene ve bu seneki halka arz performansları önceki yıllarla kıyaslandığında daha makul düzeylerde. Önümüzdeki yıldan itibaren zaten büyük firmalar da halka arz hazırlıklarına başladı, kamuya açıklayanlar da var. İnanıyoruz ki bir taraftan yurt dışında faizlerin yükselmesi bir taraftan da yeni düzenlemelerimizin hayata geçmesi ve Türkiye'nin de artık seçimlerini tamamlayıp önümüzdeki dönemde tamamen ekonomiye odaklanacak bir yapıyla yoluna devam etmesi halka arzları yeniden artıracaktır."

Ertaş, halka arzlara sadece hisse senedi olarak bakılmaması gerektiğini anlatarak, "Tahvilde çok büyük bir patlama yaşanıyor. Artık bankalar, diğer finansal kurumlar, reel sektör şirketleri çok büyük rakamlarla tahvil yoluyla firmalarımıza önemli finansman kaynağı sağlanıyor. Önemli olan şirketlerimizin sermaye piyasası kanalıyla faaliyetlerini sürdürmeleridir. Tahvil tarafında önemli gelişme gösterdik, hisse senediyle ilgili de beklentimiz önümüzdeki yıldan itibaren artacağı yönünde" diye konuştu.  

Nitelikli yatırımcılara satılan tahvillerin ön planda olduğunu aktaran Ertaş, bunların getirisinin devlet tahvilleri ve hazine bonoları getirisinden daha yüksek olduğunu söyledi. 

SPK'nın denetiminden sonuç alınmasının önceki yıllara göre hızlanmasına ilişkin soruya Ertaş, "SPK olarak düzenleyici ve denetleyici tarafımız var. Denetleyici tarafımızla çok ön plana çıkmak istemiyoruz, ancak cezaların da caydırıcı rolü var. İhtiyaç hissettiğimizde bunu da kullanmaktan çekinmiyoruz. Son bir yıldır bültenlerimize bakarsanız borsa ile ilgili suç sayılan tespitlerimizin daha işlem anında olduğunu gözlemlersiniz. Sermaye piyasasında yanlış işlem yapanları çok kısa sürede tespit ediyoruz, fiilin türüne göre caydırmayı sağlıyoruz" şeklinde konuştu. 

Ertaş, cezaların caydırıcılığına ilişkin soruya, "Yeni kanunda HSYK, sermaye piyasası suçlarıyla ilgili hem Ankara'da hem de İstanbul'da birer mahkeme görevlendirdi. Artık suç duyurularımız o mahkemelere gidiyor ama eski dosyalar eski mahkemelerde devam edecek. Önümüzdeki günlerde mahkemelerin de ihtisaslaşmasıyla birlikte çok daha kısa sürede bu davalardan netice alma ihtimalimiz yükselecek. O zaman da adalet ne kadar erken tecelli ederse o kadar mutlu olacağımız bir tablo ortaya çıkacak" yanıtını verdi. 

Borsadaki teknik arıza

Ertaş, Gezi Parkı olaylarıyla ilgili piyasadaki anormallikleri inceleme kapsamına aldıklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Bizim borsadaki hisse senetlerimizin yüzde 64'ü yabancı yatırımcılara ait. İnceleme kapsamına aldığımız şirketlerin önemli bir kısmı yabancı yatırımcılardır. Yabancı yatırımcıların da işlemlerini inceliyoruz. Ulaştığımız işlemlerin tamamı Türkiye'de bir aracı kurum üzerinden yapılıyor. O aracı kuruma gidiyoruz işlem yapan Londra'da bir yatırım fonu, yatırımcı çıkıyor. Londra'daki adrese ulaşıyoruz o da Dubai'den, Singapur'dan başka bir yatırımcı çıkabiliyor. Dolayısıyla sermaye çok kolay sınır ötesi işlem yaptığı için incelemenin sonuçlanması biraz zaman aldı. Yaklaşık bir yıldır bu konu üzerinde arkadaşlarımız çalışıyor. Bu yıl bitmeden kamuoyuna sonuçlarını açıklayacağız."

Borsa İstanbul'da meydana gelen teknik arızalara yönelik soruya Ertaş, 2012'ye kadar Borsa İstanbul'da teknik bir arızayla pek karşılaşılmadığını ifade ederek, "2012'den sonra sistemin de aşırı yorgunluğu, yeni piyasaların açılması ve işlem hacmindeki artış nedeniyle 2013'te ve bu sene bizi hayal kırıklığına uğratan arızalarla sıklıkla karşılaşmaya başladık. Bunun iki nedeni var, bir teknik neden diğeri insan hatası. Biz özellikle insan hatası nedeniyle olanları kabul etmek istemiyoruz. Teknik nedenlerin de ortadan kaldırılabiliyorsa kaldırılmasını istiyoruz. SPK olarak da hem geçmişteki teknik arızaları hem de peş peşe 2 gün arıza olmasıyla arkadaşlarımız çalışıyor" ifadelerini kullandı. 

Ertaş, İstanbul Finans Merkezi olma hedefi bulunan bölgenin, şehrin, borsanın bu tür hatalarının sıfır olması gerektiğine inandıklarını kaydetti. 

İzin vermeyeceğiz

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı (SPK) Dr. Vahdettin Ertaş, Türkiye'nin bir finans merkezi olmasının yollarından birinin de işlem maliyetlerinin rakip borsalarla dezavantajlı konumda bulunmaması olduğunu belirterek, "Türkiye'de işlem yapmayı maliyetli bir hale getiren bir yapı varsa buna izin vermeyeceğiz" dedi. 

AA'nın 100. Yıl Vizyonu çerçevesinde geliştirdiği AA Finans Haberleri Terminali'nin canlı toplantılar dizisi AA Finans Masası'na konuk olan Ertaş, Borsa İstanbul'da A, B, C grubu hisse düzenlemesi çalışmasına yönelik soru üzerine, borsadaki işlem hacminin yüzde 92'sinin BİST 100 endeksinde yer alan senetlerden, geriye kalan yüzde 8'in ise 323 senedin işlem hacminden oluştuğunu söyledi. 

Şüpheli ya da manipülasyon gibi işlemlerin genellikle B ve C gurubu senetlerden ortaya çıktığını ifade eden Ertaş, şunları dile getirdi:

"Bu şirketlerin ölçeğinin, piyasa büyüklüğünün küçük olması, halka açıklık oranlarının ya düşük ya da senet fiyatlarının düşük olması nedeniyle toplam işlem hacminin düşük olması, dolayısıyla kolaylıkla az parayla bu senetlerin fiyatını yükseltmek veya aşağı çekmek mümkün oluyor. Biz A, B ve C konusunda yeni bir yapılandırmaya gidiyoruz; bunlardan B ve C'nin piyasa derinliğini, likiditesini artırmaya ve bunlar üzerinde yapılan işlemlerin daha fazla SPK ve borsanın denetim ve gözetimini yoğunlaştırmaya yöneliktir. 

Bu çalışmayı Borsa İstanbul ile tamamladık, sermaye piyasası birliğine gönderdik. Onlar da geçen hafta görüşlerini bize ilettiler. Tahmin ediyorum, bu ay içerisinde borsadaki A, B ve C ile ilgili uygulama başlayacak. Yatırımcıların hangi gruptan işlem yapacağını başlangıçta karar vermesi gerekiyor."

Likiditenin nasıl artırılacağına ilişkin soru üzerine Ertaş, "Likidite sağlayıcı diye bir sistem üzerinde kurgu yaptık. C grubunda yer alacaklara mutlaka alıcı ya da satıcı tarafında bir aracı kurum görevlendirilecek ve satış geldiği zaman talep tarafında, talep geldiği zaman da satıcı tarafında her şirket bir aracı kurumla anlaşacak. Şirket sahipleri hisse senetlerini bu gruba borç olarak, emanet olarak verecek. Dolayısıyla her arz talebe, her talep de arza dönüşebilecek bir yapı üzerinde önerimizi geliştirdik. Şu anda alıcı geldiği zaman bir başka satıcının gelmesi gerekiyor ya da satıcı olduğu zaman bir de alıcıyı bulmanız gerekiyor ki fiyat da çakışıyorsa işlem gerçekleşsin. Şimdi biz dedik ki bu grupta yer alan şirketler mutlaka bir aracı kurumla karşılaşsın, emir geldiği zaman karşı emri aracı kurum sağlasın, böylece likidite artsın" ifadelerini kullandı.

Ertaş, B grubunda da piyasa büyüklükleri, halka açıklık oranları gibi belli kriterlere göre bir grubu bu kategoriye alan bir taslak hazırladıklarını, ancak nihai kararı henüz vermediklerini söyledi.

Finansal okuryazarlık konusunu SPK olarak gündemde tutmaya çalıştıklarını anlatan Ertaş, haziran ayında Başbakanlık genelgesiyle finansal okuryazarlık konusunun resmi bir hüviyete kavuştuğunu ifade etti.

Bundan sonra Türkiye'deki tüm finansal okuryazarlık çalışmalarının SPK'nın koordinatörlüğünde gerçekleştirileceğini belirten Ertaş, çok kapsamlı hazırlıklarımız var. Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK ve sivil toplum kuruluşlarıyla eylem planları hazırlıyoruz. Önümüzdeki aylarda bunları 5 yıllık bir projeksiyon çerçevesinde hayata geçireceğiz" dedi. 

Çok kapsamlı bir web sitesi hazırladıklarını ve bunun gelecek ay hizmete açmayı planladıklarını aktaran Ertaş, "Burada her düzeyde yatırımcıya, vatandaşa hitap edecek bilgiler olacak. Bankacılıktan sigortacılığa, bireysel emeklilikten hisse senedine ve tahvile, mesleği icra edenlerin bile yararlanabileceği kapsamda modüler bir sistemde herkesin kullanımına ücretsiz açacağız. Lansmanını çok kısa bir süre içinde yapacağız" diye konuştu. 

Ertaş, adının "finansalegitim.gov.tr" olma ihtimalinin yüksek olduğunu açıkladığı web sitesinin adeta bir finansal okul olacağını, uygulamanın akıllı telefonlara ve tabletlere de indirilebilecek şekilde tasarlandığını bildirdi.

"Aracı kurumlarımız yatırım bankacılığı gibi faaliyet göstermeli"

Aracı kurumların asgari sermaye şartlarının artırılmasına ilişkin soru üzerine Ertaş, şunları kaydetti:

"Türkiye'de sermaye  piyasalarının geldiği noktadan memnun olmadığımızı ifade ettik. Bunun pek çok nedeni var. Bunlardan biri de aracı kurumlarımızın kurumsallaşmalarını yeterince tamamlayamaması, düşük sermaye ile işlem yapmaları, sektöre yeterince yatırım yapmamaları. İnsan kalitesinden teknik altyapıya, müşteri temininden reklam ve bütçeye, pek çok alanda düşük sermayelerle, 800 bin lira, 1-2 milyon lira gibi küçük rakamlarla aracı kurumlarımız faaliyet gösteriyor. 

Aracı kurumlarımız yurt dışında örnekleri olduğu gibi yatırım bankacılığı gibi faaliyet göstermesi lazım. Şirketlerimizi dünyanın öbür tarafındaki fon sağlayıcı bankalarla, emeklilik şirketleriyle, kurumsal yatırımcılarla tanıştırması lazım. Bunu yapmak için de belirli bir ölçeğe sahip olmanız gerekiyor."

Ertaş, bu nedenle geçen sene aracı kurumları 3 kategoriye ayırdıklarını belirterek, yürür tarihini bu yıl 1 Temmuz olarak başlattıklarını ve gelecek yılın 30 Haziranına kadar da süre verdiklerini anımsattı.

Bu tarihe kadar aracı kurumların 3 grupta toplanacağına işaret eden Ertaş, "Bir tanesi geniş kapsamlı, kanunun verdiği her türlü işlemleri yapacak. 10 milyon sermayeli şirketler bir takım faaliyetleri, üçüncü gruptaki 2 milyon sermayeli aracı kurumlar da herhangi bir müşterinin parasına, senedine dokunmadan sadece telefonla emirleri iletmeye aracılık edecek. Dolayısıyla üçüncü gruptakiler için çok ekonomik bir tablo ortaya çıkmayacak. Biz 'Birleşin, güçlerinizi bir araya getirin, daha kurumsal bir yapı ortaya çıkarın, daha büyük bir sermaye, daha nitelikli personel, daha güçlü teknik altyapı ve daha kurumsal bir yapı oluşturun' diyoruz" değerlendirmesinde bulundu. 

Vahdettin Ertaş, yaptıkları düzenlemelerin sektör tarafından da kabul gördüğünü ve buna ihtiyaç olduğu konusunda hemen herkesin hem fikir olduğunu dile getirdi. 

Mevcut durum itibariyle aracı kurumların büyük bir kısmının zaten kar edemez durumda olduğuna dikkati çeken Ertaş, gelecek dönemde hem sektörün büyümesiyle hem de daha az sayıda ve daha kurumsal bir yapıyla aracı kurumların karlılıklarının artacağına ve sektörün gelişmesine katkı sağlayacaklarına inandıklarını söyledi.

"Borsa İstanbul, rakip borsalarla dezavantajlı konumda olmamalı"

Borsa İstanbul'un birtakım ücretlerle ilgili aldığı kararlara değinen Ertaş, "Üç borsayı birleştirirken de şu felsefeyle yola çıktık; Türkiye'nin bir finans merkezi olmasının yollarından biri de rakip borsalarla işlem ücretlerinizin, işlem maliyetlerinizin dezavantajlı konumda olmaması, en azından onlarla aynı düzeyde olmasıdır. Mümkünse de daha rekabetçi olmanız lazım. Konuya yaklaşımınız bu" açıklamasını yaptı. 

Ertaş, "Borsa'ya da bu talimatı verdik. 'Dubai, Moskova, Frankfurt ve özellikle Londra gibi rakip borsalarla ücret sistemlerini çıkarın, oradaki borsa ücretlerinden Borsa İstanbul daha pahalı olmayacak' dedik. Bizim temel kuralımız bu. Önümüzdeki dönemde bütün fiyatlamalarda bu politikayı takip edeceğiz. Eğer Türkiye'de işlem yapmayı maliyetli bir hale getiren bir yapı varsa buna izin vermeyeceğiz" diye konuştu. 

Borsa İstanbul'un bir takım yatırımlar yaptığını, bu nedenle de fiyatlama sistemini gözden geçirdiğini anlatan Ertaş, SPK olarak bakacakları her konunun Türkiye borsasının rakip borsalarla dezavantajlı bir konumda bulunmaması olacağını vurguladı.

"Sizin maliyet artırıcı başka kararlarınız olacak mı?" sorusu üzerine Ertaş, bugüne kadar aracı kurumların maliyetlerini hep azaltma yönünde karar aldıklarını, hatta teminat sistemini tamamen kaldıracaklarını söylediklerini aktardı. 

Türkiye'nin regülasyonunun artık teminat almayı gerektirmeyecek kadar güçlü olduğunu belirten Ertaş, "Aracı kurumların yaklaşık 80 milyon liralık teminatlarını da kendilerine vereceğiz. Yeni aracı kurum modeline geçenlerin teminatlarını kendilerine iade edeceğiz. Aracı kurum yeni düzenleme kapsamında yapılanmasını tamamladığı, bizden izin aldığı gün teminatlarını kendisine iade edeceğiz" dedi. 

"Kurumsal yönetişim biraz vitrin olarak algılanıyor"

 Ertaş, kurumsal yönetişimin biraz vitrin olarak algılandığını, oysa bunun felsefesinin kavranıp gerçekten inanarak uygulandığı takdirde  hem şirket sahipleri, hem küçük ortaklar hem regülatörler hem de potansiyel yatırımcıların kazançlı çıkacağını dile getirdi. 

Türkiye'de aile şirketleri hakim olduğunu, bu şirketlerde de kurumsal yönetişimi uygulayanların sayısının az olduğunu belirten Ertaş, SPK'nın son yıllarda bu konuya ağırlık verdiğini ve çeşitli düzenlemeler yaptığını anlattı. 

Şirketlerin kurumsal yönetimi özümseyip hayata geçir oranda şeffaf ve hesap verebilir olacağını vurgulayan Ertaş, böylece hem yerli hem de yabancı sermayenin ilgi odağı haline geleceğini ve kurumsal yönetim notunu da yukarı çekeceğini söyledi.

Ertaş, "Kurumsal yönetişim notunun yukarıya çekilmesiyle daha düşük faizle borçlanıyorsunuz. Şirketlerimiz SPK'nın düzenlemelerini samimiyetle uyguladıkları ölçüde hem kaynak maliyetleri, borçlanma maliyetleri düşecek hem de hisse senetlerinin performansı daha da artacak" ifadelerini kullandı. 

"FX piyasalarında arzu ettiğimiz noktada değiliz"

Enerji borsasının kurulmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Ertaş, finans merkezi olma projesiyle yolan çıkan bir borsada sadece hisse senedinin, sadece tahvilin olmayacağını belirterek, "Bizim iddiamız büyük. 2023 yılında dünya ilk on finans merkezinden birisi olmak. Bunu sağlamanın yolu da ürün çeşitliliğini artırmaktan geçiyor. Sadece finansal varlıklarla değil aynı zamanda emtia ve enerji de bunlardan biri. Bunların da borsada işlem görmesini sağlayacağız. Bu bize ne getirecek? Fiyatların piyasada arz ve talep koşullarında oluşmasını sağlayacak. Bunun borsanın içerisinde ayrı bir pazar olması planlanıyor. Enerji Piyasaları İşletme Anonim Şirketi'nin (EPİAŞ) ortaklarından birisi de Borsa İstanbul olacak. Tahmin ediyorum birkaç ay içerisinde işleme başlar" dedi.

Yabancı şirketlerin ve özellikle bölge ülkelerindeki şirketlerin Türkiye'ye yatırım yapmaları ve Borsa İstanbul'da işlem görmesi için çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Ertaş, borsada işlem gören şirketlerin bilinirliklerinin artmasına büyük katkı sağladığını söyledi.

FX piyasalarla ilgili yapılan düzenlemeler hakkında bilgi veren Ertaş, şöyle konuştu:

"FX işlemleri önceden tezgah altında yapılıyordu. 2014 başından itibaren dünyaya örnek olacak düzenlemeler yaptık. Zaman zaman eski uygulamaları devam ettirmek isteyen ya da o çabalarda olanları tespit ediyoruz ve onlar hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. Sitelerini kapattırıyoruz. Fakat bu alanda arzu ettiğimiz noktada değiliz. FX işlemlerini daha çok kurumsal yatırımcıların risklerini hedge etmek için kullanmalarını istiyoruz. Ancak bizde çok küçük miktarla kaldıraçlı işlemler yaparak çabuk para kazanma ya da biraz da o heyecanı tatmak isteyenlerin kullandığı bir platform haline dönüştü. Biz bunun yatırım tarafına çekilmesi için bir çaba içindeyiz. Burdaki sorunları çözmek için bir çalışma grubu oluşturduk. Sektörle bunu önümüzdeki günlerle değerlendireceğiz. İlk aşaması olarak önümüzdeki hafta sonu Türkiye Sermaye Piyasası Birliği (TSPB) bir çalıştay düzenleyeceğiz. Orada sektörün önceliklerini konuşacağız."

SPK'nın kararlarını ertelemeye yönelik kötü niyetli şirket yöneticilerinin küçük yatırımcı aleyhine olabilecek davranışlarına karşın SPK'nın yaptırımlarına değinen Ertaş, "Olayın bir hukuki bir de ekonomik boyutu var. Örneğin bir şirkette çağrı yükümlülüğü bulunuyor. Mevzuatta düzenlemeler var... Mevzuatı birebir uyguladığınız zaman yatırımcının aleyhine bir durum oluyor. İyi niyetli yorumladığınızda da bunun zaman zaman kötü niyetli olarak suiistimal edildiğini görüyoruz. Dün açıkladığımız bazı kararlarla ilgili olarak, daha önce yatırımcı lehine olacak süreleri verdik. Ama bunun suiistimal edilmesine de izin vermeyeceğimizi açıkladık. Her ne suretle olursa olsun bundan sonra bizi meşgul etmeyin. Yükümlülüklerinizi yerine getirin. Getirmiyorsanız da kanundaki yaptırımlarla muhatap olacaksınız mesajını kuvvetli bir şekilde verdik" diye konuştu.

Şirketlerin sadece bankacılık kaynaklarıyla faaliyetlerini finanse etmesinin şirketler adına iyi bir tablo oluşturmayacağını vurgulayan Ertaş, şirketlerin halka açılmak ya da pasifteki kaynak çeşitliliğini artırmakla tabloyu daha iyi düzeye çıkarabileceklerini söyledi.

Ertaş, yatırımcılar bilinçli tercih yapmaları ve tanımadıkları şirketlerden uzak durmaları gerektiğine dikkati çekti.

Her aracı kurumdan içeri giren yatırımcının kendisini Ziraat Bankası'nın kapısından içeri giriyormuş gibi hissetmesi gerektiğini söyleyen Ertaş, "Niye bu bankamızın adını kullandım? Çünkü yüzde 100'ü devlet sermayeli. Yatırımcılarımızın kafasında 'Burada aldatılır mıyım?' sorusu gibi bir kaygı taşımaması gerekir. İçeriye giren doğru bilgiyi alacağına ve hukuki yönden güven içerisinde olacağına inanmalı. Sektör olarak eksiklikleri gidereceğiz ve kalite çıtasını yükselteceğiz. Bu da sektörün büyümesini sağlayacak" ifadelerini kullandı.

Muhabir: Sümeyye Dalkılınç

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın