AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Karaboğa, 2025-2027 yıllarına yönelik hazırlanan Orta Vadeli Program'ı (OVP) değerlendirerek programda istihdamla ilgili detaylı ve pozitif bir resim bulunduğunu kaydetti.

Geçen yıldan bu yana istihdam artışının 880 bin kişiyle önemli bir seviye yakaladığını aktaran Karaboğa, tarım sektörü hariç tüm sektörlerde istihdam artışının yaşandığını söyledi.

Karaboğa, bir önceki yıldan gelen bir deprem etkisi ve Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesi söz konusuyken bu rakamlarda, üretime dayalı bir ekonomik ortam ile özellikle kadın ve genç iş gücünün aktif olarak iş hayatında yer almasının etkileri olduğunu dile getirdi.

İşsizlik oranlarında son 10 yılın en düşük seviyelerine gelinmesinin oldukça önemli bir gelişme olduğuna dikkati çeken Karaboğa, "Yaşanan bu olumlu gidişatı ise planlı bir iş gücü ve eğitim sistematiğiyle devam ettirebiliriz. Özellikle üretim, inşaat ve lojistik gibi ihtiyaç olan sektörlere yönelik eğitim planlamalarının yapılması, üniversite dışı meslek lisesi yatırımları ve lise/ön lisans- sanayi işbirlikleri istihdamın sürdürülebilir bir anlayışla yönetilmesinde etkili olacaktır." diye konuştu.

İstihdamda her yıl yaz dönemi genel bir durağanlık ve yavaşlama söz konusu olduğuna ancak eylül-ekim dönemiyle beraber şirketlerin yıl sonu hedefleri için temposunu artırdığına değinen Karaboğa, şöyle devam etti:

"Böylece iş gücü ihtiyaçları belirlenmeye ve işe alımlar yapılmaya başlanır. Bu nedenle bu yıl da aynı hareketliliğin yaşanacağını ve istihdam artışının yılın son aylarında da süreceğini düşünüyoruz. Ekonomik olarak da yine planların netleştiği bir dönem yaşıyoruz. Sakin bir piyasa ortamının her zaman istihdam için elverişli bir ortam sunduğunu ve iş gücüne yatırım için uygun olduğunu biliyoruz. Bu nedenle yılın son aylarındaki sakin ekonomik ortamın istihdamı destekleyeceğini düşünüyoruz."

"Ara eleman değil teknik eleman"

Karaboğa, işgücüne katılımın, istihdamda sürdürülebilir bir yaklaşım için olmazsa olmaz parametrelerden biri olduğunu vurgulayarak, sadece düzenli ve istikrarlı bir işgücü katılımı programıyla olumlu sonuçlara ulaşabileceğini ifade etti.

Bunun için de kapsamlı bir eğitim sistematiği kurgulamak gerektiğine dikkati çeken Karaboğa, şunları kaydetti:

"Örneğin gri yaka çalışanların öneminin giderek arttığı günümüzde gençlerimizi sadece belli üniversitelerin belli bölümlerine yönlendirmek yerine, kendilerini ara eleman değil teknik eleman olarak görebilecekleri bir eğitim ve bununla birlikte işe alım yaklaşımı oluşturmak gerekiyor. Mesleki ve teknik liseleri ile ön lisans mezunu gençlerimize iyi iş fırsatları sunarak onları üretimin içinde güçlü ve güvenli bir şekilde iş gücüne dahil etmek gerekiyor. Yine bu gençlerimize bölümleriyle ilgili kendilerini geliştirebilecekleri staj imkanlarını sunmak gerekiyor. Bölgeye özel geliştirilebilecek yatırımlar için o bölgelere özel eğitim planlamalarının yapılması da yine bu strateji için kritik önem taşıyor."

Kadınların iş gücündeki temsilinin artmasını her kademede çok değerli olduğunun altını çizen Karaboğa, önemli bir iş gücü potansiyelini oluşturan kadınların, iş-özel hayat dengesinin sağlıklı kurulduğu ve sosyal olarak desteklendiği bir yapıyla iş gücüne katıldıklarını anlattı.

Karaboğa, "O nedenle kadınlara özel işe alım programlarının yapılmasından tutun da yönetim kurullarında kadın temsilinin artırılmasına kadar planlı olarak üzerinde durulması gereken pek çok başlık var. Burada şirketlerin de çeşitlilik ve sürdürülebilirlik başlıklarını ele alırken kadın iş gücü için özel başlıklar oluşturması değer taşıyor. Açıkçası son dönemde bu çabaya yönelik çalışmaların arttığını görüyoruz ve buna çok değer veriyoruz. Ancak atılabilecek pek çok adım var ve istihdam sektörüyle kurulacak işbirliklerinin çok faydalı olacağını düşünüyoruz." şeklinde konuştu.