BM Yüksek Komiseri Türk: Suriye'de yıllardır süren acımasız baskının ardından iktidardan uzaklaştırılan bir rejim gördük
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, "Suriye'de dün onlarca yıldır süren acımasız baskının ve yaklaşık 14 yıldır devam eden aralıksız çatışmanın ardından iktidardan uzaklaştırılan bir rejim (Beşşar Esed rejimi) gördük." dedi.

Cenevre
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, BM Cenevre Ofisi'ne akredite gazetecilerle 2024'te yaşanan gelişmeleri değerlendirmek üzere bir araya geldi.
Suriye'de Baas rejiminin 61 yıllık iktidarında yüzbinlerce can kaybı yaşandığını, 100 binden fazla insanın kaybolduğunu ve yaklaşık 14 milyon kişinin korkunç koşullarda evlerinden uzaklaştırıldığını aktaran Türk, "Suriye'de dün onlarca yıldır süren acımasız baskının ve yaklaşık 14 yıldır devam eden aralıksız çatışmanın ardından iktidardan uzaklaştırılan bir rejim gördük." ifadesini kullandı.
Türk, yıllar içinde bu korkunç koşullar altında yaşayan insanların birçoğuyla tanıştığını, işkence ve kimyasal silah kullanımı da dahil onlara karşı işlenen en ciddi insan hakları ihlallerine tanıklık ederken yaşadıkları umutsuzluğa ve travmaya tanık olduğunu kaydetti.
Suriyelilerin dün gelecek için umut ve endişeyle sokaklara çıktığını hatırlatan Türk, "Bunun ülkenin insan hakları, özgürlük ve adalet temelinde gelecek inşa etmesi için bir fırsat olmasını umuyorlar. Suriyeliler endişeliydi çünkü çok şey belirsiz. Herhangi bir siyasi geçiş, ciddi ihlallerin faillerinin hesap vermesini sağlamalı ve sorumluların hesap vermesini garanti altına almalı. Tüm kanıtlar gelecekte kullanılmak üzere titizlikle saklanmalı. Güvenlik organlarının reformu kilit öneme sahip olacak. Bu geçiş, kayıp insanların trajedisinin ele alınmasını da sağlamalı." dedi.
Türk, Suriye'nin bazı bölgelerinde çatışmaların devam ettiğini kaydederek, tüm tarafların uluslararası insancıl hukuk ve insan hakları hukuku kapsamındaki yükümlülüklerine uymalarının zorunlu olduğunu kaydetti.
Suriye'de ilerlemenin tek yolunun acıların son bulmasını sağlayacak, tüm Suriyelilerin özlemlerini dindirecek, adaleti, onarımı ve uzlaşmayı sağlayacak ulusal düzeyde bir siyasi sürecin tesis edilmesi olduğuna işaret eden Türk, "Başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm Suriyelilerin insan haklarının, anlamlı ve kapsayıcı bir katılım yoluyla inşa edilecek böyle bir sürecin merkezinde yer alması esastır. Ofisim geçiş sürecini desteklemeye hazır." dedi.
Türk, mevcut ortamda kapsayıcı bir diyalog sürecinin olması gerektiğine ve bunun gerçekleşmesi için büyük bir şans olduğuna dikkati çekti.
"Ülkeler ve siyasi liderler uluslararası kurumları desteklemeli ve savunmalı"
Ayrıca, Gazze ve işgal altındaki Batı Şeria'da şu anda yaşananlar konusunda çok endişeli olduklarını kaydeden Türk, "İşlenen ve işlenmeye devam eden ihlaller ve ofisim tarafından son bir yılda oldukça ayrıntılı bir şekilde belgelenen savaş kurallarının temel normlarına meydan okumayı görüyoruz. Dolayısıyla bundan kurtulmanın tek yolu tam olarak bir ateşkes anlaşmasına varmak, Hem İsrailliler hem de Filistinliler için yan yana ve barış içinde yaşayabilecekleri, müzakere edilmiş bir yol sağlamaktır. Ancak şu anda bundan oldukça uzakta olunduğu görülüyor." şeklinde konuştu.
Türk, İsrail'in 1967'den bu yana işgal altında tuttuğu Golan Tepeleri'ne (Suriye'deki gelişmeleri bahane ederek İsrail ordusunun işgal altında tuttuğu Golan Tepeleri'ndeki tampon bölgeyi ele geçirmesi) işaret ederek, bu konuda yeni bir gerilim öncesinde çeşitli güvenlik endişelerini karşılamanın bir yolunu bulmak için siyasi müzakerelerin yapılmasının önemli olduğuna işaret etti.
Bu konunun açıkça ele alınması gerektiğinin de altını çizen Türk, "Suriye'nin egemenliğinin, toprak bütünlüğünün, birliğinin ve bağımsızlığının yeniden sağlanmasına gerçekten ihtiyacımız var." dedi.
Türk, bu yıl da işgal altındaki Filistin toprakları, Lübnan, Ukrayna, Sudan ve Myanmar'daki çatışmalarda uluslararası hukuka saygısızlık, sivillerin yaşamlarına ve altyapıya karşı duyarsızlığın yaşandığını kaydederek, BM İnsan Hakları Ofisi'nin çatışmada yaşanan insani acıları dünyaya ayrıntılı olarak raporlamaya devam ettiğini söyledi.
Bu yıl çatışmalarda korkunç sayıda insanın öldürüldüğünü veya ağır yaralandığını kaydeden Türk, hafta sonunda sadece Haiti'nin başkenti Port-au-Prince'te güçlü bir çetenin lideri tarafından düzenlenen saldırıda en az 184 kişinin öldürüldüğünün altını çizdi.
Türk, "Haiti, Sudan ve Myanmar'a silah akışını durdurmamız, İsrail, Lübnan, Suriye ve işgal altındaki Filistin topraklarındaki devlet dışı silahlı aktörler dahil silah sağlayanları, uluslararası hukukun ülkelerin sağladıkları silahların ihlallerde kullanılmaması için özen göstermesi gerektirdiği konusunda uyarmamız gerekiyor." diye konuştu.
Ülkelerin ve siyasi liderlerin uluslararası kurumları desteklemesinin ve savunmasının da hayati önem taşıdığına işaret eden Türk, kurumların işlerini yaptıkları gerekçesiyle acımasız saldırıların hedefi haline gelmelerinin kabul edilemez olduğuna vurgu yaptı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.