Dolar
35.19
Euro
36.85
Altın
2,622.79
ETH/USDT
3,282.00
BTC/USDT
95,413.00
BIST 100
9,724.50
Dünya

İsrail ile ateşkesin ardından Hizbullah'ın kuzeyine çekileceği Litani Nehri jeopolitik konumuyla dikkat çekiyor

İsrail ile Lübnan arasında ABD ile Fransa'nın arabuluculuğunda varılan ateşkes antlaşması çerçevesinde, Hizbullah güçleri İsrail sınırına yaklaşık 29 kilometre uzaklıktaki Litani Nehri'nin kuzeyine çekilecek.

Burak Dağ  | 27.11.2024 - Güncelleme : 27.11.2024
İsrail ile ateşkesin ardından Hizbullah'ın kuzeyine çekileceği Litani Nehri jeopolitik konumuyla dikkat çekiyor

Kudüs

İsrail ile Hizbullah unsurları arasındaki çatışmaları sona erdiren ateşkes antlaşması ile Lübnan Silahlı Kuvvetleri önümüzdeki 60 gün içinde Lübnan'ın güney sınırına konuşlanarak bu bölgenin kontrolünü sağlayacak.

İsrail ile ateşkesin ardından Hizbullah'ın kuzeyine çekileceği Litani Nehri jeopolitik konumuyla dikkat çekiyor

Anlaşmaya göre, Litani Nehri'nin güneyinde Hizbullah unsurları bulunmayacak ve bu süreç zarfında İsrail askerleri kademeli şekilde bölgeden geri çekilecek.

Lübnan toprakları içerisinde bulunan Litani Nehri konusundaki meselenin geçmişi 11 Ağustos 2006'ya kadar uzanıyor.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Lübnan ile İsrail arasında 12 Temmuz 2006'da başlayan şiddetli savaşa son verilmesi çağrısında bulunan 1701 sayılı kararı 11 Ağustos 2006'da oybirliğiyle kabul etmişti. Karara göre, İsrail'in Lübnan'la sınırını temsil eden Mavi Hat'tın gerisine çekilmesi ve bu hat ile Lübnan'daki Litani Nehri arasındaki bölgenin silahsızlandırılması, burada sadece Lübnan ordusu ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücüne (UNIFIL) ait silah ve askeri araç gerecin bulundurulması öngörülüyor.

Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri ve İsrail ile sınır olarak belirlenen Mavi Hat arasındaki neredeyse tüm bölgeler 2000 yılından bu yana Hizbullah'ın güçlü askeri nüfuzu altında bulunuyordu.

İsrail-Lübnan sınırı

İsrail'in Mayıs 2000'de Lübnan'ın güneyinden çekilmesinin ardından BM'nin çizdiği Mavi Hat, iki ülke arasındaki sınırı tayin ediyor.

Lübnan'ın en önemli nehirlerinden biri olan Litani ise başkent Beyrut'un yaklaşık 70 kilometre güneyinden Akdeniz'e dökülüyor.

Mavi Hat ile Litani Nehri arasında ise en uzunu 28 kilometre, en kısası ise 6 kilometre gibi bir mesafe bulunuyor.

Lübnan ile İsrail arasındaki sınırın uzunluğu, doğuda Şeba Çiftlikleri bölgesinden, batıda Ras Nakura'ya kadar yaklaşık 76 kilometre iken Litani Nehri'nden sonraki güney kıyısının uzunluğu ise yaklaşık 30 kilometre.

Coğrafya ve nüfus

Litani Nehri'nin güney bölgesinin toplam alanı yaklaşık 850 kilometrekare ve burada yaklaşık 200 bin kişi yaşıyor.

Bölge nüfusunun yüzde 75'i Şiiler, geri kalanı ise Sünniler, Dürziler ve Hıristiyanlardan oluşuyor.

Bu bölge, 128 üyeli Lübnan Meclisinde 9'u Şii, 3'ü Litani'nin güney bölgelerindeki azınlık nüfusundan olmak üzere 12 milletvekili ile temsil ediliyor.

UNIFIL, 28 yıldır BMGK tarafından alınan 425 sayılı karara göre Litani'nin güneyinde faaliyet gösteriyor.

Lübnan'ın can damarı

Doğudan batıya uzanan 170 kilometre uzunluğundaki Litani Nehri, adeta Lübnan'ın can damarı olarak kabul ediliyor ve Bekaa Vadisi'nin güneyi ile Lübnan'ın geriye kalan güney bölgelerinin entegre tarımsal su geliştirme planları bu can damarına dayanıyor.

Litani Nehri, Lübnan nüfusunun yaklaşık beşte birine tekabül eden ve 794 bine ulaşan nüfusuyla 264 belde ve köyün içme suyu ihtiyacını karşılıyor, bölgedeki 54 bin hektarlık alanın sulanmasını sağlıyor.

İsrail'in gözünden Litani Nehri

İsrail'in resmi tutumu Hizbullah'ın Litani Nehri'nin ötesine çekilmesi yönünde olurken ve Lübnan ordusu ile UNIFIL güçlerinin sınır ve nehrin güneyi arasındaki bölgeye konuşlandırılmasını öneriyordu.

Tel Aviv, bunun amacının Hizbullah'ı sınırlarından uzaklaştırarak ülkenin kuzeydeki yerleşim yerlerini tehdit etmesini veya hedef almasını önlemek, 1701 sayılı kararda belirtildiği gibi bölgeyi askerden arındırmak ve burada yetkiyi yalnızca Lübnan ordusuna ve UNIFIL'e vermek olduğunu savunuyordu.

Eylül ayından itibaren tırmanan çatışmalarla birlikte, Hizbullah, Hayfa şehri dahil olmak üzere İsrail’in askeri bölgelerine ve yerleşim yerlerine yüzlerce roket fırlatmış, Lübnan sınırı yakınındaki İsrail yerleşimlerinde sirenler çalmaya başlamıştı.

Öte yandan İsrail suikastında hayatını kaybeden Hizbullah'ın eski Genel Sekreteri Hasan Nasrallah da 19 Eylül'de yaptığı açıklamada, Hizbullah'ın saldırıları nedeniyle İsrail’in kuzeyinden göç etmek zorunda kalan İsraillilerin bölgeye dönmelerine izin vermeyecekleri tehdidinde bulunmuş, bunun ancak İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki soykırım savaşını sonlandırmasıyla mümkün olabileceğini belirtmişti.

Hizbullah'ın tutumu

Uzmanlara göre, yüzde 75'i Şii olan Litani Nehri’nin güney nüfusuna bakıldığında, Hizbullah'ın bölgede kalma ısrarı ve Litani'nin gerisine çekilmeyi reddetme nedeni kısmen anlaşılabiliyor.

Öte yandan Hizbullah’ın uzun menzilli silahlara sahip olduğu dikkate alındığında, Litani’nin güneyinde kalmakta ısrar etmenin aslında kader niteliğinde olmadığı anlamına da gelebilir.

Bu bağlamda, Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, 22 Eylül'deki konuşmasında, Hizbullah'ın saldırıları nedeniyle İsrail'in kuzeyinden ülkenin diğer bölgelerine göç eden İsraillilerin geri dönmelerine izin vermeyeceklerini vurgulayarak, "Lübnan Destek Cephesi, ne kadar sürerse sürsün, Gazze'deki savaş sona erene kadar desteğine devam edecek." ifadelerini kullanmıştı.

Kasım, İsrail'in kuzeyinden daha fazla göç olacağını ve Gazze'ye desteklerinin süreceğini belirterek, "Gazze Şeridi'ne gidin ve savaşı durdurun." demişti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.