TBMM Başkanı Şentop: Terör örgütlerinin teknoloji odaklı yeni stratejilerine karşı çözümler geliştirmemiz zaruridir
TBMM Başkanı Şentop, "Terör örgütleri, faaliyetlerinde yeni teknolojileri her geçen gün daha fazla kullanmaktadırlar. Bu örgütlerin teknoloji odaklı yeni stratejilerine karşı müşterek çözümler geliştirmemiz zaruridir." dedi.

Antalya
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Antalya'nın Belek Turizm Merkezi'ndeki bir otelde düzenlenen "Terörizmle Mücadele ve Bölgesel Bağlantılılığın Güçlendirilmesi 4. Parlamento Başkanları Konferansı"nın kapanış oturumunda yaptığı konuşmada, toplantıyı başarıyla tamamladıklarını belirtti.
Konferansta terörizmle mücadele ve Kovid-19 salgınını ele aldıklarını anlatan Şentop, sorunların çözümüne yönelik birlikte atılabilecek adımları tespit ettiklerini söyledi.
Özellikle terörün dini, milliyeti ya da etnik kökeni olmadığına, terörün her türü ve biçimiyle aynı kararlılıkla mücadele edilmesi gerektiğini vurguladıklarını aktaran Şentop, terörizmin uluslararası barış, güvenlik ve istikrara yönelik tehditlerin başında geldiğini kaydetti.
Kovid-19 salgınının insani ve sosyal maliyetinin terörle mücadele bakımından da ilave zorlukları beraberinde getirdiğini endişeyle müşahede ettiklerini kaydeden Şentop, şöyle konuştu:
"Kovid-19 tedbirlerinin ortaya çıkardığı sosyo-ekonomik sıkıntılar terör örgütlerince maalesef istismar edilmektedir. Terör örgütleri finansman, propaganda ve eleman devşirme faaliyetlerinde yeni teknolojileri her geçen gün daha fazla kullanmaktadırlar. Bu örgütlerin, teknoloji odaklı yeni stratejilerine karşı müşterek çözümler geliştirmemiz zaruridir. Türkiye olarak, ulusal düzeyde ortaya koyduğumuz terörizmle mücadele tecrübemiz, söz konusu tehdidin ancak uluslararası iş birliği yoluyla bertaraf edilebileceğini göstermektedir. Terör örgütleri arasında ayrım yapmak, bu bela ile mücadelemize vurulacak en büyük darbedir."
Türkiye'nin PKK/PYD/YPG, FETÖ, DEAŞ ve El-Kaide dahil pek çok terör örgütüyle kararlı mücadelesini, salgın sürecinde dahi hız kesmeden devam ettirdiğini belirten Şentop, terörle çok boyutlu mücadelenin hukukun üstünlüğü ve insan hak ve özgürlüklerine saygı temelinde yürütüldüğünü kaydetti.
"FETÖ ile mücadelede de iş birliği bekliyoruz"
Şentop, darbe teşebbüsünde bulunan FETÖ'nün, uluslararası bir suç ve istihbarat şebekesi olarak faaliyet gösterdiğini vurguladı. Küresel ekonomik ve siyasi emelleri bulunan bu terör örgütün, devletlerin en mahrem kurumlarına sistematik olarak sızdığını, yönetimleri zayıflatmaya ve ele geçirmeye çalıştığını anlatan Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:
"FETÖ’nün gerçek yüzünü gören devletler, bu örgütle bağlantılı kişi ve kurumlara karşı gerekli tedbirleri derhal almaktadırlar. Bu çerçevede, FETÖ faaliyetlerine karşı müteyakkız olunması çağrımızı tekrarlıyorum. FETÖ ile mücadelede ülkelerinizden yakın iş birliği beklediğimizi vurgulamak istiyorum. Türkiye'nin terörle mücadele stratejisinin önemli bir parçasını da radikal ve dini istismar eden terör örgütleriyle mücadele teşkil etmektedir."
"PKK/PYD/YPG, DEAŞ ile iş birliği içinde hareket etmektedir"
Türkiye'nin DEAŞ'ın toprak hakimiyetinin sonlandırılmasında da hayati rol oynadığını vurgulayan Şentop, DEAŞ ile mücadele kisvesi altında hiçbir terör örgütüne meşruiyet kazandırılmasına müsaade edilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
Terör örgütlerinden ortak olmayacağını aktaran Şentop, "PKK/PYD/YPG, mücadele ettiklerini iddia ettikleri DEAŞ ile esasen iş birliği içinde hareket etmektedir. Terör örgütünün bugüne kadar 6 binin üzerinde DEAŞ iltisaklı kişiyi serbest bıraktığı tahmin edilmektedir. Yabancı terörist savaşçıların durumu bu örgütle mücadelenin en önemli boyutlarından biri haline gelmiştir." diye konuştu.
TBMM Başkanı Şentop, toplantı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başarılı bir toplantı gerçekleştirildiğini aktaran Şentop, terörle topyekün mücadele edilmesi ve terör örgütleri arasında ayrım yapılmaması gerektiği konusunda görüş birliği oluştuğunu ifade etti.
Antalya deklarasyonu oy birliğiyle kabul edildi
Deklarasyonu okuyan Şentop, Afganistan, Çin, İran, Irak, Pakistan Rusya ve Türkiye parlamentoları başkanları ve delegasyon başkanları olarak, söz konusu konferansı Antalya'da hibrit formatta gerçekleştirdiklerini söyledi.
Şentop, parlamentolar arası iş birliğinin barışa, güvenliğe ve kalkınmaya katkıda bulunan, küresel zorluklarla mücadelede, çatışmaların önlenmesinde ve uluslararası anlaşmazlıkların çözümünde önemli bir rol oynayan diyalog kanallarını kurduğuna dikkati çekti.
Kovid-19'un yakın tarihteki en büyük küresel sınama olduğunu ve hiçbir ülkenin salgının etkilerinden muaf olmadığını vurgulayan Şentop, konferansta hem iki taraflı hem çok taraflı çerçevelerde uluslararası iş birliğinin tesis edilmesinin öneminin teyit edildiğini aktardı.
Şentop, salgının ortaya çıkardığı tehditlerle başa çıkabilmek için bir iş birliği ve uyum ortamı oluşturulması adına, sağladığı diyalog kanallarının emsalsiz olması sayesinde parlamentolar arası ilişkilerin önemli bir rol üstlenebileceğine dikkati çekti.
"Tüm insanlık için aşılara adil ulaşımın önemini vurguladık"
Yasama organları arasındaki iletişimin geliştirilmesiyle bilhassa salgına ilişkin hususlarda en iyi uygulamaların paylaşılmasına yönelik taahhütlerini vurguladıklarını belirten Şentop, şunları kaydetti:
"Mevcut iş birliği mekanizmaları vasıtasıyla Kovid-19 politikalarında istişare yapılması ihtiyacının bilincinde olarak ve farklı ülkeler tarafından geliştirilen veya üretilen aşılara ayrımcı olmayan bir muamele yapılmasının altını çizdik. Herkes güvende olana kadar hiç kimse güvende olmadığından, özellikle gelişmekte olan ve en az gelişmiş ülkeleri ve savunmasız grupları göz önünde bulundurarak tüm insanlık için aşılara adil ve makul fiyatlı erişimin önemini vurguladık. Tüm şekil ve tezahürleriyle uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden ve halklarımız ile devletlerimizin huzur, refah ve istikrarını baltalayan terörizme ilişkin kaygılarımızı ifade ettik. Salgının halihazırda ağırlaştırdığı şartlar ve zafiyetleri istismar ederek yeni teknolojik araçlar ve stratejiler kullanan terör örgütlerinin, süregiden çok yönlü tehditlerinin farkında olduğumuzu belirttik."
Hükümetlerin tüm çabalarını salgının teşkil ettiği tehditlere yoğunlaştırdığı bu dönemde dahi terörle mücadelenin bir öncelik olmaya devam etmesi gerektiğini bildiren Şentop, ekonomik, ticari, sosyal, kültürel iş birliğini ve bölgesel bağlantılılığı teşvik ederek, bazı hususlarda mutabakata vardıklarını söyledi.
Şentop, Birleşmiş Milletler Şartı'nın amaç ve ilkelerine, özellikle de uluslararası barış ve güvenliğin korunmasına ilişkin olanlara ve iş birliğini güçlendirmek için ülkelerin onayladığı antlaşmalar ve uluslararası belgeler kapsamındaki yükümlülüklerin yanı sıra uluslararası hukukun ilke ve normlarına bağlılıklarını yeninden teyit ettiklerini belirtti.
"Tek taraflı tedbirlerden kaçınma ihtiyacını vurguluyoruz"
Parlamentolar arası ilişkilerin artmasından memnuniyet duyduklarını vurgulayan Şentop, şöyle konuştu:
"Diğer ülkelere, Kovid-19 salgınıyla mücadelede kapasitelerini ve becerilerini arttırmak amacıyla destek olan hükümetlerin son derece kıymetli çabalarını takdir ediyor, bu bağlamda, çok taraflılığa saygı gösterilmesi ve bu evrensel tehdide karşı mücadelelerinde tüm ülkelerin kaynaklarının eşgüdümlü bir şekilde seferber edilmesini engelleyebilecek yaptırımlar da dahil olmak üzere, tek taraflı tedbirlerden kaçınma ihtiyacını vurguluyoruz. Hükümetleri, salgını kontrol altına almaya yönelik dayanışma ve iş birliğini güçlendirmeye davet ediyoruz. Aşı geliştirme, üretme ve tedarik etmenin yanı sıra koronavirüsün yayılmasının kontrol altına alınmasında ve en iyi uygulamaları paylaşmak için ulusal sağlık yetkilileri arasında bilgi ve deneyim alışverişini teşvik ediyoruz. Gelişmekte olan ve en az gelişmiş ülkeler ile özellikle aşı tedariki açısından savunmasız gruplara çok taraflı finans kuruluşlarından daha fazla mali destek çağrısında bulunuyoruz."
Terörizmin tüm dünya için ortak bir tehdit olduğunu ve mücadele için kapsamlı bir ortak stratejiyle birlikte güçlü bir uluslararası iş birliği gerektirdiğini anlatan Şentop, terörizm ve organize suç arasındaki bağı da dikkate aldıklarını aktardı.
Şentop, terör örgütlerinin, ülkelerin birliğini ve toprak bütünlüğünü hedef alan eylemlerini göz ardı etmeye veya meşrulaştırmaya yönelik her türlü çabayı kınadıklarını ifade ederek, "Terörizmin herhangi bir din, milliyet, medeniyet, kültür veya etnik grupla ilişkilendirilemeyeceğinin ve asla ilişkilendirilmemesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Küresel ve bölgesel barış ve istikrarın sağlanması için Cammu ve Keşmir ihtilafı da dahil olmak üzere bölgedeki tüm çözülmemiş sorunların ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına uygun olarak çözülmesi gerektiği konusunda mutabık kalıyoruz." dedi.
Hükümetlere kapasite geliştirme çabalarını ve iş birliğini artırmalarını tavsiye eden Şentop, şöyle devam etti:
"Uluslararası terörizmle ilgili Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanması hususunda tüm devletlerin taahhütlerini hatırlatıyoruz. Tüm devletlerin Birleşmiş Milletler yaptırım rejiminin ve Mali Eylem Görev Gücü gibi kuruluşların çalışmalarının siyasileştirilmesinden kaçınması gerektiğini vurguluyoruz. Kesintisiz ulaşım koridorları, istikrarlı küresel sanayi ve tedarik zincirleri, enerji bağlantılılığı ve verimliliği, serbest ve şeffaf ticareti kolaylaştırma tedbirleri ve güvenli yolcu, mal, hizmet ve yatırım akışından toplumlarımızın yararlanabileceği müşterek avantajlara dikkat çekiyoruz. Diyaloğu ve iş birliğini teşvik etme, ihtiyaç duyulan bütünleşik, kapsayıcı, dengeli, birbiriyle bağlantılı ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasında önemli bir rol oynayan bölgesel bağlantılılığı güçlendirme ve bunlara ilaveten terörizmin köklerine inme taahhüdümüzü yineliyoruz."
Şentop, bir sonraki konferansın 2022'de Rusya Federasyonu'nda yüz yüze gerçekleştirmek hususunda mutabık kaldıklarını sözlerine ekledi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.