5. Parlamenterler Arası Kudüs Platformu Konferansı Sonuç Deklarasyonu yayımlandı
Deklarasyonda "İşgalci devlete ve destekçilerine karşı küresel boykot hareketini destekleme ve parlamentolardan küresel boykot hareketine katkıda bulunan yasaları çıkarmalarını talep etme" kararı da yer aldı.
TBMM
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un katılımıyla İstanbul'da gerçekleşen 5. Parlamenterler Arası Kudüs Platformu Konferansı'nın kapanış deklarasyonunda "İşgalci devlete ve destekçilerine karşı küresel boykot hareketini destekleme ve parlamentolardan küresel boykot hareketine katkıda bulunan yasaları çıkarmalarını talep etme" kararı da yer aldı.
İstanbul'da 26-28 Nisan tarihlerinde gerçekleşen 5. Parlamenterler Arası Kudüs Platformu Konferansı'nın 27 maddelik kapanış deklarasyonu yayımlandı.
Deklarasyonun birinci maddesinde İsrail işgal devletinin Gazze Şeridi'nde yürüttüğü despot soykırım savaşını güçlü bir şekilde kınama kararına yer verildi.
Katılımcıların İsrail işgalini bölgedeki barışın önündeki en büyük engel olarak gördüğü vurgulanan deklarasyonda, siyonist ideolojinin dünya barışı için en büyük tehdit ve herhangi bir yasal ve ahlaki kanun tanımadan tüm insani değerleri ihlal eden eylemlerinin terör eylemi olarak addedildiği vurgulandı.
ABD ve bazı Batılı ülkelerin işgalci varlığının, askeri ve ekonomik olarak Gazze'deki Filistinlileri öldürmeye, aç bırakmaya ve yerlerinden etmeye devam etmeleri için destekleme çabalarının kınandığı deklarasyonda, Gazze sakinlerine yeterli miktarda yiyecek, içme suyu, tıbbi yardımın sorunsuz bir şekilde ulaştırılmasına izin verilmesi istendi.
Deklarasyonda yer alan bazı maddeler şunlar:
- Masum insanların kanını korumak ve suç ve yıkım makinesini durdurmak için bu savaşı derhal durdurmaya çağırmak.
- İşgalci devletin ve ölüm makinesinin işlediği cinayet ve soykırım politikasının, 1948 işgalinden bu yana Filistin halkına karşı sistematik olarak uygulanan resmi bir politika olduğunu vurgulamak.
- Dünyadaki en kötü işgal biçimi olan İsrail işgal devletinin uyguladığı etnik ayrım (Apartheid) uygulamalarını vurgulamak.
- Filistin direnişini ve soykırım savaşına karşı savaşan yüce kahramanları takdir etmek ve Filistin halkının işgale karşı direnişinin ilahi kanunlarda ve uluslararası yasalarda güvence altına alınan meşru bir hak olduğunu her ne pahasına olursa olsun vurgulamak.
- Filistin direnişinin, halkını ve topraklarını savunan Filistinli grupların terörizm ve DEAŞ ile nitelenmesini reddetmek. Onlar özgürlüğü, kurtuluşu ve bağımsızlığı talep etmedeki beğenilen ulusal rollerinden ötürü övgü ve saygıyı hak eden kurtuluş hareketleridir.
- Başından beri Gazze'ye yönelik despot saldırıyı kınayan ülkelerin tutumlarını takdir etmek. Bunlar başta Türkiye olmak üzere dünyanın birçok ülkesidir. Ayrıca Türkiye Cumhurbaşkanı'nın Filistin direniş hareketlerinin terörizm olarak tanımlanmasını reddetmesini de takdir etmek.
- Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı'nın tarafsızlığını, işgalci iktidarı ziyaretini, soykırım suçlarını incelemek için Gazze Şeridi'ni ziyaret etmemesini kınamak ve soykırım savaşına karışan İsrailli suçlulara karşı tutuklama emri çıkarma talebinde bulunmak.
- Soykırımın savaş suçlularını kovuşturmaya çalışan avukatların çabalarını koordine etmek için parlamenterler ve parlamentolar tarafından desteklenen uluslararası bir yasal yapının kurulması çağrısında bulunmak.
- İsrail hükümeti tarafından Gazze'ye yönelik savaşın başında ilan edilen ve Filistin halkının Batı Şeria ve Gazze'den yeni bir yerinden edilme dalgasının gerçekleşmesi noktasında uyarmak.
- İşgalci devlete ve destekçilerine karşı küresel boykot hareketini desteklemek ve parlamentolardan küresel boykot hareketine katkıda bulunan yasaları çıkarmalarını talep etmek.
- Bazı Arap ve İslam ülkeleri de dahil olmak üzere dünya ülkelerini süpüren işgal devleti ile normalleşme dalgasının önünde dimdik durmak ve parlamenterlerin ülkeleriyle normalleşmeyi reddetmede belirleyici bir role sahip olduklarını pekiştirmek.
- Savaş zamanındaki çalışmalara ve Gazze'ye yönelik haksız ablukayı kaldırmaya yönelik faaliyetlere katkıda bulunan dünyanın farklı ülkelerinden uluslararası aktivistleri desteklemek ve parlamenterleri ablukayı kırmak için Özgürlük Filosu da dahil olmak üzere faaliyetlere katılmaya davet etmek.
- İşgalci devleti Gazze Şeridi'ne yönelik gerçekleştirdiği suç savaşında destekleyen baskı, adaletsizlik, zulüm, işgal ve ırkçılık ittifakı karşısında parlamentolar, hükümetler ve halklar arasında hak, adalet, değerler ve iyi ilkeler sistemini canlandırmak için Uluslararası İttifak'ı tesis ederek konferansın en önemli kararını aktif bir şekilde harekete geçirmeye çalışmak, dünyanın her yerinde hakkı kutsal saymak ve onun tarafını tutmak. Türkiye Cumhurbaşkanı'nın bu parlak Uluslararası İttifak'ta öncülük etmesini rica etmek.
- Yardım çalışmalarına katkıda bulunmak ve parlamenterleri ve parlamentoları, tüm dünyanın karşı karşıya olduğu kıtlık tehdidiyle mücadele etmek için Gazze'ye yardım etmeye davet etmek.
Parlamenterler Arası Kudüs Platformu'na desteği dolayısıyla Türkiye'ye teşekkür edilen kapanış deklarasyonunda, "Parlamenterler Arası Kudüs Platformu'nun Filistin davasını savunan uluslararası bir parlamenter platformu olarak prestij kazanmasındaki desteklerinden ötürü şükranlarımızı sunarız." ifadelerine yer verildi.
Öte yandan konferansta TBMM İdare Amiri ve AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, Parlamenterler Arası Kudüs Platformu Türkiye Başkanlığına, AK Parti Ankara Milletvekili Asuman Erdoğan ise Parlamenterler Arası Kudüs Platformu Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.