Dolar
34.44
Euro
36.29
Altın
2,562.22
ETH/USDT
3,093.30
BTC/USDT
90,233.00
BIST 100
9,389.62
Gündem

Adalet Bakanı Tunç: Biz yargımızın karalanmasına kesinlikle müsaade etmeyiz

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türk yargısının kara propagandalarla karalanmasına asla müsaade etmeyeceklerini belirtti.

Selim Bostancı, Zafer Göder  | 17.11.2024 - Güncelleme : 17.11.2024
Adalet Bakanı Tunç: Biz yargımızın karalanmasına kesinlikle müsaade etmeyiz

Bartın

Bakan Tunç, Bartın Kültür Merkezi'nde düzenlenen AK Parti 8. Olağan Merkez İlçe Kongresi'nde yaptığı konuşmada, ülkenin yüksek standartlı demokrasiye kavuşması için çok çalıştıklarını, reformlar yaptıklarını söyledi.

AK Parti'nin, bir yandan adaleti diğer yandan kalkınmayı savunduğuna işaret eden Tunç, "İkisi birden olacak diyoruz. Bunun için yola çıktık. Güvenilir, hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen ve öngörülebilir bir adalet sistemi noktasında çok mesafeler aldık. 15 Temmuz hain darbe kalkışmasında eğer hukukun üstünlüğünü esas alan yargı sistemini tesis etmeseydik, geçmişte 367 krizlerini çıkaran yargı sistemi, geçmişte 12 Eylül'lerde darbecilerin yanında duran yargı sistemi, 28 Şubat'larda darbeciler karşısında cübbelerini yerlere seren, onların karşısında 'hazır ol'da duran yargı sistemi, 27 Mayıs'ta Adnan Menderes'leri, bakanları idama mahkum eden yargı sistemi eğer ülkemizde hakim olsaydı 15 Temmuz'da bu milletin darbecilere karşı başarılı olabilmesi mümkün olabilir miydi?" diye konuştu.

Tunç, "vesayetçi anlayışın, Yassıada yargısını özleyenlerin, geçmişte yargıyı kendilerine arka bahçe yapanların" bugün yargının, milletin yargısı olduğunu hazmedemedikleri için her gün adalete, hukuka yönelik saldırıda bulunduklarını anlattı.

"170 gazeteciyi şehit eden İsrail'i Türkiye'nin önünde gösteriyorlar"

"Türkiye'nin hukuk güvenliği endeksinde ta aşağı sıralarda olduğunu söylemek saçmalık. Bunu devamlı tekrar ediyorlar." diyen Tunç, söz konusu listenin, eski ABD Barolar Birliği Başkanı'nın kurduğu dernek tarafından yapıldığını, bağış yapanın ön sıralarda yer aldığı bu kurumun çalışmasının, bilimsel kriterlerden uzak, Türkiye gerçekleriyle hiç uyuşmayan ve Türkiye'de muhalif birkaç kişiden görüş alarak yapıldığını aktardı.

Bakan Tunç, Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde, Gazze'de daha geçen 1 yılda 170 gazeteciyi şehit eden, öldüren İsrail'i basın özgürlüğünde Türkiye'nin önünde gösterdiklerine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Böyle bir endekse güvenilir mi? Bunlar tamamen kara propaganda. Ülkemiz için yapılan kara propaganda ve bu kara propagandanın, bu güvenilmeyen saçma sapan endekslerin sözcülüğünü de maalesef muhalefet partileri burada yapmanın gayreti içerisinde. Biz yargımızın karalanmasına kesinlikle müsaade etmeyiz. 25 bin hakim ve savcımız gece gündüz büyük gayret içerisinde milletimizin yargı hizmetlerinden en adil bir şekilde yararlanması için çalışıyor. İçerisinde elbette ki hatalı kararlar veren olabilir ama bunun düzeltilme mekanizması istinafı, temyizi, itirazı mümkün ve kendi içerisinde bunlar gerçekleşir. Dolayısıyla bu kasıtlı, Türkiye'nin hak etmediği propagandaya karşı uyanık olmamız lazım. Ülkemizde hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen ve öngörülebilir adalet sistemi konusunda aldığımız mesafeyi daha ileriye taşıyacak Yargı Reformu Strateji Belgemizi de önümüzdeki günlerde Sayın Cumhurbaşkanımız açıklayacak. Özellikle toplumu huzursuz eden suç ve suçluyla mücadeledeki kararlılığı ortaya koyan yeni düzenlemeleri de inşallah hayata geçireceğiz."

AK Parti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz, AK Parti İl Başkanı Yaşar Arslan'ın da konuşma yaptığı kongrede tek listeyle girilen seçimde mevcut başkan Muhammet Kızılayoğlu, güven tazeledi.

"Tarafsız ve bağımsız yargı, maddi gerekçe neyse ona göre karar verir"

Daha sonra Amasra ilçesindeki bir otelde düzenlenen AK Parti 8'inci Olağan İlçe Kongresi'ne katılan Tunç, burada yaptığı konuşmada, bazı odakların İstanbul ve ülkenin dört bir yanında yapılan yatırımları Gezi olaylarına gerekçe göstererek karşı çıktığını, dertlerinin ağaç olmadığını anlattı.

Gezi olaylarındaki mahkumiyetlere ilişkin eleştirilere de değinen Tunç, şunları kaydetti:

"Tarafsız ve bağımsız yargı, elbette ki maddi gerekçe neyse ona göre karar verir. Kesinleşmiş bir hüküm var. Ee, Batı böyle istiyor. Tamam da kardeşim. Türk yargısı tarafsız ve bağımsız. Dosyadaki delillere göre de ilk derecesi, istinaf, Yargıtay'ı karar vermiş. Burada öldürülenler var, şehit edilen polisler var. Taşlanan dükkanlar, sokakları ateşe vermek isteyenler var. Bir hukuk devletinde şiddete yer var mı? Hukukta, adalette şiddete yer olur mu? Hukuk devletinin olduğu yerde dükkan taşlamak serbest mi? Polise taş atmak, basın araçlarını taşlamak, terörist ele başlarının posterlerini binalara asmak hukuk devletinde mümkün olabilir mi? Kendisine hukuk devletiyim diyen Batı ülkeleri buna müsaade eder mi, ediyor mu?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde şiddete, teröre yer yoktur. Hukuk devletinde şiddet çağrısı Türk Ceza Kanunu'na göre, evrensel hukuka göre de suçtur. Hukuk devleti, şiddet çağrısına eğer müsaade ederse, orası hukuk devleti değildir. İşte, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, hukuk devletinden uzaklaştığını söyleyenler ama bir taraftan da sırtını teröre rastlayanlara, sırtını PYD'ye, PKK'ya yaslayanlara, sırt sırta olanlara bu ülke, bu millet hiçbir zaman müsaade etmez. Bunu böyle bilelim."

Tek listeyle gidilen seçimde mevcut başkan Akın Gayret, ilçe başkanlığına yeniden seçildi.

Kongrelere, AK Parti Zonguldak Milletvekili Ahmet Çolakoğlu, AK Parti Zonguldak İl Başkanı Mustafa Çağlayan, Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır ve partililer katıldı.

"Şiddeti önlemek, teröristleri bu ülkeden temizlemek için üstün bir gayret söz konusu"

Bartın'da AK Parti'nin merkez ilçe ve Amasra 8'inci olağan kongrelerine katılan Tunç, Amasra ilçesindeki bir otelde düzenlenen kongrenin çıkışında gazetecilerin gündeme dair sorularını da yanıtladı.

AK Parti Beylikdüzü İlçe Başkanlığına maskeli saldırgan tarafından parke taşlarının atılmasına ilişki soru üzerine Tunç, saldırıyı kınadıklarını ve lanetlediklerini dile getirdi.

Şiddeti önlemek, teröristleri bu ülkeden temizlemek için üstün gayretin söz konusu olduğunu vurgulayan Tunç, "Güvenlik güçlerimiz saldırganı yakalamak için çalışma yapıyorlar. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından hızlı şekilde soruşturma başlatıldı. Saldırganların yakalanmasıyla ilgili çalışmalar sürüyor. Kısa süre içerisinde yakalanacağını tahmin ediyoruz. Ben buradan, Beylikdüzü İlçe Başkanı'mızın şahsında teşkilat mensuplarımıza, Beylikdüzü halkına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Adli soruşturmayı da takip ediyoruz." diye konuştu.

"Arkadaşın sağa sola sataşacağına İstanbulluların sorunlarıyla ilgilenmesi lazım"

Bakan Tunç, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, "hakkındaki davanın hakiminin başka bir ile gönderildiği" yönündeki açıklamasına karşı ise şu ifadeleri kullandı:

"Bunların ne söylediklerinden kendilerinin de haberi yok. Sürüldüğünü iddia ettiği hakim, Yüksek Seçim Kurulu üyelerine 'ahmak' dediği iddiasıyla yargılandığı mahkemede hakimin reddi talebinde bulundukları hakim. Yani 'Bu hakim bizim davamıza bakmasın' diye dilekçe verdikleri, reddihakim yaptıkları hakimin, başka bir sebeple Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından başka bir yere tayinini, sanki davanın hakimini sürdüler şeklinde değerlendirmek tamamen abesle iştigal, mantık dışı bir yorumlama. Yani buna cevap vermeye bile değer bulmuyorum ama maalesef bunlar oluyor."

"Arkadaşın sağa sola sataşacağına İstanbulluların sorunlarıyla ilgilenmesi lazım." diyen Tunç, "Seçildiği günden bu yana maalesef bu tür abesle iştigalleri görüyoruz. Özellikle yargıya yönelik en son söyledikleri sözleri reddediyoruz. Türk yargısına kimse hakaret edemez. Yargımız tarafsız ve bağımsızdır. Anayasa'mızın 138. maddesi çerçevesi içerisinde yargı makamlarına hiç kimse talimat veremez, emir veremez, yargı makamları da hiçbir talimatı dikkate almaz." şeklinde konuştu.

Bakan Tunç, hukuk endeksleri üzerinden yargıya yönelik açıklamalar hakkındaki yorumunda, bunların objektif kriterlere göre oluşturulmuş endeksler olmadığını belirtti.

"Hukuka güven endeksi dediğimiz, özellikle muhalefetin sürekli ısıtıp ısıtıp gündeme getirdiği, Türkiye'nin hukuk endeksinde dünyanın geri sıralarında olduğunu söylemeleri bir kere Türkiye gerçekleriyle bağdaşır durum değil." diyen Tunç, bu endeksleri düzenleyenlerin, masa başında nasıl bu endeksleri düzenlediklerini, Türkiye’de kimlerle konuştuklarını ve Türkiye’de hangi anketlere dayandıklarını çok iyi bildiklerini söyledi.

"170 gazeteciyi öldüren İsrail, basın özgürlüğünde Türkiye'nin önünde olacak, öyle mi?

Tunç, endeksin, eski ABD Barolar Birliği Başkanı'nın kurduğu dernek tarafından oluşturulduğunu bildirerek, "Dünya Adalet Projesi. Bu dernek bağışlarla yürüyor. Bağışları yapanlar da ilgili kurum, kuruluşlar. Birinci bağışçı Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı. İkinci, üçüncü, dördüncü bağışçılar ilk 20, ilk 50'ye baktığınız zaman bağış yapanın daha ön sıralarda olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla parayla sıralama belirleyen bir endeksi burada baz alıp Türk yargısını karalamaya çalışmak bir kere hadsizliktir. Biz buna müsaade etmeyiz." ifadelerini kullandı.

Türk yargısının, 15 Temmuz'da nasıl milletin yargısı olunduğunu gösterdiğini vurgulayan Tunç, şöyle devam etti:

"Birilerinin, vesayetçi anlayışın arka bahçesi olmaktan nasıl kurtulduğunu Türk yargısı göstermiştir. O nedenle Yassıada yargısını, 27 Mayıs yargısını, 12 Eylül yargısını, 28 Şubat yargısını özleyenler bu endeksleri baz alarak Türk yargısını yıpratamazlar, millet de buna müsaade etmez. Aynı şekilde basın özgürlüğü. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde Türkiye’nin İsrail’den daha geride olduğunu söyleyebiliyorlar. Yahu el insaf. 7 Ekim’den bu yana çocukları, kadınları katleden, 50 bine yakın insanı şehit eden, 100 binden fazla insanı yaralayan, yerinden yurdundan eden ve orada gazetecilik faaliyeti yapan 170 gazeteciyi öldüren İsrail, basın özgürlüğünde Türkiye'nin önünde olacak, öyle mi?

Böyle bir şey var mı? Böyle bir saçmalık olabilir mi? Bu endeksler maalesef masa başında, objektif kriterlere dayanmayan, tamamen metodolojisi farklı, sadece Türkiye'yi karalamaya yönelik sıralamalar yaparak algı oluşturmaya yönelik endeksler. Biz milletimizin refahı için, milletimizin adalet hizmetlerinden daha fazla yararlanabilmesi için çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devleti. Türk yargısını da hiç kimse bu şekilde hadsiz sözlerle karalayamaz, buna müsaade etmeyiz."

Yenidoğan Çetesi'yle ilgili soruya ilişkin, soruşturmanın davaya dönüştüğünü ve ilk duruşmanın bu hafta gerçekleşeceğini anımsatan Tunç, "Burada özellikle iddianamede ortaya çıkan bazı hususlar var ve bu hususlar mahkeme tarafından iddianame kabul edildi. Şimdi yargılama süreci. Hep beraber yargılama sürecini takip edeceğiz ve bu hafta ilk duruşmalar gerçekleşir, savunmalar alınır ve sonrasında da yargı süreci devam eder." ifadelerini kullandı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.