Adalet Bakanı Tunç: Gazze'de ateşkesin sağlanmaması için İsrail'e destek veren ülkelerin başında ABD var
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "(Gazze) Maalesef ateşkesin sağlanmaması için de İsrail'e destek veren başta Amerika Birleşik Devletleri var." şeklinde konuştu.

İstanbul
Anadolu Ajansının (AA) Global İletişim Ortağı olduğu "İnsanlık için Kayıt Altında İnisiyatifi" ve Al Jazeera 360 Dijital Platformu tarafından hazırlanan "Şifa Hastanesi-14 Günlük Vahşet Belgeseli"nin gala gösterimi öncesi İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda gazetecilere açıklamalarda bulunan Tunç, Şifa Hastanesi'nin dünyanın gözü önünde İsrail tarafından yıkılıp, yakıldığını ve şehitler verildiğini anımsattı.
Tunç, 7 Ekim'den bu yana Gazze'de, Filistin'de insanlık suçu işlenmeye devam ettiğini vurgulayarak, bugüne kadar 40 binden fazla Filistinlinin şehit edildiğini, bunlardan 17 bininin çocuklardan, yaklaşık 10 binden fazlasının da kadınlardan oluştuğunu dile getirdi.
Sivillerin üzerine bombalar yağdırılmaya devam ettiğini belirten Tunç, şunları söyledi:
"7 Ekim'den bu yana uluslararası kuruluşlar, bu katliamı durduramadı. İnsanlık vicdanı rahatsız oluyor, Avrupa'da, Amerika'da, dünyanın değişik ülkelerinde insanlar sokaklara taşıyor, meydanları dolduruyor. İsrail'i kınıyor, Filistin'e destek veriyor ama maalesef insanlığı temsil ettiğini düşündüğümüz uluslararası kuruluşların gücü bu katliamı, bu soykırımı durdurmaya yetmedi. Birleşmiş Milletler soykırımın önlenmesi sözleşmesinin bütün unsurları 7 Ekim'den bu yana Filistin'de maalesef İsrail tarafından ihlal edildi. Zaten bir asırlık mesele, oradaki insanların toprakları işgal edilerek orada bir İsrail Devleti oluşturuldu ve hala bu işgal giderek oradaki insanları yerinden, yurdundan ederek devam ediyor. En son Hamas lideri Heniyye'nin şehit edilmesiyle de farklı bir boyut kazandı."
Bakan Tunç, Türkiye olarak bugüne kadar hep Filistin'in yanında olduklarını ve olmaya da devam ettiklerini dile getirerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde bütün kadroların önemli çalışmalar yürüttüğünü ifade etti.
İnsani yardımlar noktasında desteklerinin devam ettiğini ve amaçlarının bir an önce orada ateşkesin sağlanması olduğunu söyleyen Tunç, "Maalesef ateşkesin sağlanmaması için de İsrail'e destek veren başta Amerika Birleşik Devletleri var. Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısının tutuklamaya yönelik yakalama kararı talep ettiği bir kişi maalesef Amerika Birleşik Devletleri kongresinde ayakta alkışlanarak, soykırım suçuna o kongre üyeleri ortak olduklarını bütün dünyaya ilan ediyorlar. Böyle bir dünya tarihine geçen kara bir lekeyi maalesef görüyoruz. Bu üzücü olaylara da tanık oluyoruz." diye konuştu.
Uluslararası Ceza Mahkemesi savcısının yürüttüğü soruşturmanın bir an önce davaya dönüşmesi gerektiğini vurgulayan Tunç, şöyle konuştu:
"Diğer yandan da Uluslararası Adalet Divanı'nda soykırım sözleşmesini ihlal ettiği için Güney Afrika'nın başlattığı bir dava var. O davaya biz ilk andan itibaren görüşlerimizi Türkiye olarak beyanlarımızı sunmuştuk. Dışişleri Bakan Yardımcımız Sayın Ahmet Yıldız konuşma yapmıştı orada. Türkiye'nin beyanlarını sunmuştu. Geçtiğimiz haftalarda da o davaya katılma talebini Türkiye olarak ilettik ve davanın takipçisiyiz. Uluslararası Adalet Divanı iki kez tedbir kararı verdi. Soykırımın önlenmesi, insani yardımların engellenmemesi noktasında. Maalesef bu tedbir kararları Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından da uygulanamadı bugüne kadar."
"Desteklerimizi sürdürmeye devam edeceğiz"
Adalet Bakanı Tunç, uluslararası sistemin insanlığın sorunlarına çare olmadığını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her defasında söylediğini aktararak, şunları dile getirdi:
"Bugün de Filistin'de özellikle uluslararası mahkemelerin, uluslararası kuruluşların, Birleşmiş Milletlerin organlarının kararlarına uyulmadığı ve uyulmamasının da bir yaptırımının olmadığını üzülerek görüyoruz. İsrail zaten bir asırdan bu yana yüze yakın Birleşmiş Milletler kararı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararına uymadı. Yani burada uluslararası hukukun hiçbir kuralını tanımayan bir devlet demeye artık dilimiz varmıyor... Orada katliam yapan bir yapı karşımızda duruyor. Biz Türkiye olarak Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde Filistinli kardeşlerimizin daima yanında olmaya, orada çocuk katliamının durması ve mazlumların katledilmesinin önüne geçilmesiyle ilgili olarak mücadelemizi hem uluslararası hukukun işletilmesi anlamında hem de diğer konularda ve insani yardımlar noktasında desteklerimizi sürdürmeye devam edeceğiz."
Tunç, Filistinli şehitleri rahmetle anarak, İsrailli saldırganları da bir kez daha lanetledi.
Programın önemli olduğunu belirten ve emeği geçenlere teşekkür eden Tunç, Filistin meselesinde önemli konuların gündeme taşındığı için TRT ve Anadolu Ajansını da tebrik etti.
Bütün basın kuruluşlarının dünyaya Filistin'deki, Gazze'deki insanlık dramını, insanlık suçlarını ifşa ettiğini belirten Tunç, "Türkiye basını bu konuda gerçekten takdire şayan bir tutum sergiledi. Hala da sergilemeye devam ediyor. Anadolu Ajansı orada şehit verdi. Şehit vermesine rağmen mücadelesini orada sürdürdü ve orada topladıkları fotoğraflar, video çekimleri, canlı kayıtlar aslında insanlık tarihine hem bir belge hem de devam eden yargı süreçlerinde birer kanıt, birer delil olacak. O nedenle Anadolu Ajansımızın o kayıtları da önemli. Bugün Anadolu Ajansının bölgede çekilen fotoğraflarla ilgili bir sergisini de hep beraber görmüş olacağız." diye konuştu.
"Gazze'de öldürülen bebeklerin, çocukların ahı o katilleri tutacak"
Tunç, bir asırdan bu yana Filistin'de zulmün devam ettiğini vurgulayarak, Gazze'de 7 Ekim'den beri insanlık suçu bir soykırımın yaşandığını kaydetti.
Birinci siyonizm kongresinde oluşan görüş sonrası ortaya çıkan Balfour Deklarasyonu ve bölgede bir Yahudi devletinin kurulması fikrinin şekillendiğini anımsatan Tunç, 1948'de İsrail Devleti'nin kurulmasıyla sonuçlanan süreçte Filistin'de yaşayanların topraklarından edildiğini anlattı.
Tunç, 1967'deki Arap-İsrail savaşında Filistin'in önemli topraklarının işgal edildiğini ve hala da işgal altında olduğunu belirterek, ''Bu süreç içerisinde gerek Kudüs'ün statüsünün bozulmaması, uluslararası hukuka uyulması, Birleşmiş Milletler organlarının almış olduğu kararlar ortada ama bu kararların bir tanesine bile uymayan bir devlet söz konusu." diye konuştu.
İsrail'in 7 Ekim'den bu yana düzenlediği saldırılarda yüzde 80'i kadın ve çocuklardan oluşan 40 binden fazla Filistinlinin şehit edildiğini anımsatan Tunç, "Dünyanın gözü önünde kadınlar, çocuklar katlediliyor. Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi'nin bütün unsurları madde madde ihlal edilmiş durumda. Dünyanın gözü önünde bu katliam gerçekleştirilmeye devam ediliyor." ifadelerini kullandı.
Tunç, dünyanın birçok ülkesinde Filistin'in desteklendiği, İsrail'in ise lanetlendiği mitingleri gördüklerini hatırlatarak, ama maalesef uluslararası sistemi ve hukuku temsil eden kuruluşların nasıl etkisiz kaldığını da üzülerek gördüklerini söyledi.
Bakan Tunç, şöyle devam etti:
''Sayın Cumhurbaşkanımız, 'Dünya 5'ten büyüktür, daha adil bir dünya mümkündür.' derken işte bugünlere işaret ediyor. İnsanlığın sorunlarına uluslararası sistemin çare olamadığını hep ifade ediyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısının yürütmüş olduğu, 7 Ekim'den önceki yıllarda da açmış olduğu soruşturmalar var. Ama bu soruşturmalar bir türlü davaya dönüşmüş. değil. Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde İsrail aleyhine bir ceza davası maalesef açılamadı. Başsavcı tutuklama istemiyle yakalama kararı talep etti ama bu kararla ilgili maalesef ceza mahkemesinin ilgili dairesi bir karar vermedi. Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısının yakalama talep ettiği bir sanık, soykırım suçlusu, ABD Kongresi'nde ayakta alkışlanabildi. İşte o soykırım suçlusunu, insanlık suçlusunu, kadın katilini, çocuk katilini ayakta alkışlayanlar insanlık tarihine bir kara leke olarak geçmiş durumda. Bu suçlara ortak olduklarını açıkça ilan ediyorlar. 7 Ekim'den bu yana da ABD'nin silah göndererek, gemilerini göndererek, o çocuk katliamına nasıl destek verdiğini hep birlikte görüyoruz."
Uluslararası Adalet Divanı'nda da Güney Afrika'nın başlattığı bir sürecin söz konusu olduğunu vurgulayan Tunç, İsrail'in, Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi'ni ihlal ettiği için devlet olarak orada yargılanmaya başlandığını kaydetti.
"Anadolu Ajansının elde ettiği kanıtlar, deliller her şeyi ifşa ediyor"
Türkiye'nin Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail aleyhine açılan davaya müdahil olmak için başvurduğunu anımsatan Bakan Tunç, "Tabii dosyamızda deliller bazında özellikle Anadolu Ajansının elde ettiği kanıtlar, deliller her şeyi ifşa ediyor. TRT'miz, diğer basın kuruluşlarımız, Anadolu Ajansımız... Özellikle Türkiye basını olarak bu konuda hemen hemen her gün İsrail'in zulmünü, İsrail'in işlediği suçları bütün dünyaya ifşa eden bir basınımız var. Dünyaya ifşa noktasında hem TRT World'ün hem de El Cezire'nin çok katkıları var. İnsanlık vicdanının uyanması, oradaki insanlık suçunun tarihe not düşülmesi ve aksayan da olsa yargı süreçlerine delil olarak sunulması anlamında Anadolu Ajansının canı pahasına mücadele eden kadrosu var. Katkılarından dolayı Anadolu Ajansımıza bir kez daha teşekkür ediyoruz." diye konuştu.
Bakan Tunç, Uluslararası Adalet Divanı'nın soykırımın önlenmesi adına aldığı tedbir kararlarının sonuçsuz kaldığını ve uluslararası sistemin çalışmadığını vurguladı.
Türkiye olarak Filistin'in yanında olmaya devam edeceklerini, önceliklerinin akan kanın durması olduğunu kaydeden Tunç, "İnşallah başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti'nin kurulmasına giden bir süreci Türkiye olarak seslendirmeye devam edeceğiz." dedi.
Bakan Tunç, galasını izleyecekleri belgeselin tarihe bir not düşülmesi niteliği taşıdığını, belgeselde İsrail'in nasıl bir insanlık suçu işlediğini hep beraber göreceklerini vurgulayarak, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bugün aramızda, o hastanelerde görev yapan doktorlarımız var. Oralardaki zulümleri onlar yaşadılar. Kuvözdeki bebeklerin nasıl elektriklerinin kesildiğini, karanlık odalarda nasıl can verdiğini onlar bizzat görerek yaşadılar. Biz de buradan kalbimiz sızlayarak izledik. O bebeklerin, o çocukların ahı o katilleri tutacak. Eninde sonunda tutacak. Hem öbür dünyada. İlahi adaletten hiç kaçış yok. Bu dünyada da uluslararası hukuk önünde mutlaka cezasını çekecekler. Nasıl Bosna soykırımını yapanlar yıllar sonra kurulan bir mahkemede hesap verdiler, şu anda zindanlardalar, aynı şekilde Netanyahu ve o terörist destekçileri inşallah bir gün mutlaka insanlık huzurunda cezasını çekecek. Bundan hiç şüphemiz yok."
Bakan Tunç, konuşmasından önce de Anadolu Ajansının, İsrail'in Gazze'de işlediği suçları ortaya koyan temel delil niteliğindeki "Kanıt" kitabında bulunan fotoğrafların yer aldığı sergiyi gezdi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.